am yolunda yürüyen aşık hacı destanı

inleyen orman destanı

bir yiğit var idi aşık hacı derler ismine
kavuşan olmadı ne aşkına ne cismine

dolaşır dururdu diyar diyar
neredeydi acaba sevdiği yâr

am uğruna dolaşmadık yer komadı
gibini hiçbir ama sokamadı

yine yola düşmüş gidiyordu gibi önünde
ders alacağımız olaylar vardır benim de senin de

aşık hacı diyar diyar gezerken yolu bir ormana düşmüş. aradığı amı bulmak için cehenneme gitmeye bile razı olan dervişimiz , balta girmemiş ormandan geçmeyi de göze almış.

ormanın içinden geçtiği sırada bir takım sesler duyar . sesi duyduğu yere doğru yönelip gitmeye başlar . sesin geldiği yere vardığında kimsenin olmadığını görür . sadece ağaçlar vardır.

aşık aldı:
behey orman neden oyun edersin
olmayanların sesini ağıt edersin

birden ordaki ağaçlardan biri dile gelir:
ey derviş korkma sakın burası emin bir yerdir. ben ormanın en yüce ağacıyım. duyduğun sesler bizden gelir. burası inleyen orman'dır

aşık aldı:
neden inlersin ey ağaç derdin mi var
bu dünyada aşktan öte çile mi var

ağaç aldı:
dertten değil ey derviş , inleriz biz zevkten
haberimiz olmaz ki tasadan dertten

aşık aldı:
ey ağaç ne güzel duygu zevkten inlemek
birisi inlediğinde bile onu dinlemek
tanrıdan sadece bir am dilemek
ne güzeldir memeleri ellemek

ağaç aldı :
doğru dersin ey derviş bize dert uğramaz
ama buraya giren yiğitler bir daha çıkamaz
tutsak ederiz onları yannanları için
yoksa ağaçlar onlarsız boşalamaz

aşık aldı:
ey yüce ağaç ne istersin gariplerden
hiç mi hayvan yok kemirsin köklerden

hem siz zevk alın hem onlar doysun
bu yiğitler de artık yollarına koyulsun

ağaç dedi ki:
yiğitmişsin aşık hacı , derdimize çözüm buldun. hem gençler evine gider hem biz zevk alırız.

dedi ve sincapları , köstebekleri tekrar ormana çağırdı.

aşık aldı:
ey güzel orman benim yola çıkmam lazımdır
o amı bulup bir güzel gibmem lazımdır

ağaç aldı:
ey derviş ululardan bir ulusun hadi git yoluna
yolun açık olsun kavuş artık dıbına

derviş aşık hacı bunun üstüne tekrar yola koyulur. ormanı da aşıp yola devam buyurur. bakalım dervişimiz sevdiği ama kavuşacak mı

peri kızı bakire sultan

bir er kişi var idi güvenilir sözüne
aşık hacı derler onun zâtın özüne

öyle bir yiğit ki am yolunda erdi
tek bir amın peşinden yıllar boyu giderdi

yine bir gün aşık olduğu amı aramak üzere yola devam eden muhterem aşık hacı yolda bir peri kızı görür, peri kızı ağlamaktadır:

üstad aşık hacı aldı sazı eline
acaba ne dedi kulak verelim diline

aşık aldı:
ne ağlarsın ey güzel peri kızı
var mı bir yerinde acı bir sızı

peri aldı:
ey derviş acım yok bir yerimde
acım benim içerde, sızı vardır kalbimde

aşık aldı:
böyle bir güzelliği kim neden üzdü
derviş üzüntüden gözlerini süzdü

peri aldı:
burda herkes evlendi birtek ben kaldım
iyi bir prensi şimdi ben nerden bulayım

aşık aldı:
yeter peri akıtma sen gözünü
elbette vardır bunun çözümü

peri : nasıl?

aşık aldı:
bir yarışma tertip et tüm periler gelsin
yarışmayı kazanan seninle evlensin

peri aldı:
ey derviş sen buldun çözümü
daha fazla akıtmadın gözümü

derviş bu gece misafirimsin
istediğinle yatıp eğlenirsin

aşık aldı:
olmaz bekar prenses ben aşkımı ararım
gece gündüz aklımda hayaliyle yanarım

peri: iyi aşık er yiğitmişsin . yolun açık olsun

böylece aşık hacı rüyasında gördüğü amın peşinden
diyar diyar gezip yolculuğuna devam eder
arkasına bakmadan alır sazını gider

harika lan reserved

am için yakılmış bir ağıt:

şeftali

şeftali diye diye gece gündüz yanarım
bir am için dünyayı karış karış ararım
uzaktan görürüm de bulduğumu sanırım

bir tüylü şeftali yaraladı beni
mala vurmaktan beter etti beni

uzaktan gördüğüm şeftali midir
gidip sorsam ona amı etli midir
kaç seveni var bilmem ki belli midir

bir tüylü şeftali yaraladı beni
mala vurmaktan beter etti beni

aşık hacı kurban şeftalinin izine
görenler kıyamaz ne kaş ne gözüne
nice yiğitler kanar onun sözüne

bir tüylü şeftali yaraladı beni
mala vurmaktan beter etti beni

am için ağıtlar:

seher yeli

esiverdi bir anda şu garip seher yeli
olmuş idim yarimden sonra oldum bir deli
aşk için ne yare ne de yardan geçmeli

aşık hacı söyler kulak verin diline
er yiğitler güvenmesinler beline
bir savurur kapıldımı aşkın seline

kestane

aşk diye diye nice diyar gezdim
ne bir kız buldum ne kestane çizdim
am diye diye şu canımdan bezdim
felek bir kestaneye muhtaç eyledi beni

nice kız gördüm yüzü güzel malı yok
nice mal gördüm güzel bir yüzü yok
bu dünyada kestaneden daha güzeli yok
felek bir kestaneye muhtaç eyledi beni

ak divanın huzuruna vardım
kestanem diye yalvardım
olaydı şimdi ne güzel yalardım
felek bir kestaneye muhtaç eyledi beni

aşık hacı der düşme kestanenin peşine
öyle bir kestane ki az rastlanır eşine
kestane bulamazsan şişmeyi yasla döşüne
felek bir kestaneye muhtaç eyledi beni

fındıkkıran ağıdı

fındıkkıran

bir am için düştüm yollara
bir an bile bakmadım başka amlara
o amı düşünüp attırdım donlara

ben bir fındıkkıranım o yarin amında
bugün gibişsem bile doymam isterim yarın da

oturduğum yerde bana diken battı
bu gibim taşşağım am hasreti tattı
sonunda kavuşma anı geldi de çattı

ben bir fındıkkıranım o yarin amında
bugün gibişsem bile doymam isterim yarın da

ben bir aşık hacıyım konar gezerim
o amın aşkıyla yannanımı ezerim
am yoksa eğer taşşağımı büzerim

ben bir fındıkkıranım o yarin amında
bugün gibişsem bile doymam isterim yarın da

reservlerinizi alın beyler devamı kısa bir süre sonra gelecek

okuyan var mı lan ?

devamı geliyor arkadaşlar okuyanlar gelsin

ay destanı

bir derviş vardı derlerdi ona aşık hacı
gece gündüz am arar , inlerdi acı acı

ormanlar aştı denizi geçti
nice amlar görüp kendinden geçti

ancak meyletmedi bir başka ama
kavuşur mu acaba sevdiği ama

yine birgün aşık hacı , gibi önünde kendi arkada yola düşmüştü. bir derenin kenarından geçiyordu. vakit geceydi . kendisine yol gösteren bir tek ay ışığı vardı.
birden bire bir ağlama sesi işitti.

aşık aldı:
kim ağlar burada gece yarısı
eğer yoksa içinde aşk acısı

aşık hacı bunu dedikten sonra etrafına bakmış . kimsecikler yokmuş . kafasını bir kaldırmış ki , ay kendisine bakıyor.

ay aldı:
ey derviş kimse bilmez hâlimi
bulamadı çare ne bilgini ne âlimi

aşık aldı:
derdin nedir ay kız bulayım sana bir çare
derdine demezsen eğer olursun biçare

dertten âla dert vardır ay kız ama
benim derdim de büyüktür kavuşamadım ama

belki bulurum bir yol çözerim derdini
sonra kavuşup amıma sokarım gibimi

ay kız aldı:
gece gündüz izlerim dünyayı neler var diye
her kız gibişti bir ben kaldım bakire

yukardayım tepede gibecek yannan mı var
amıma yetişen uzun yannan mı var
bu kara uzayda bana yannan mı var
gece gündüz ağlarım , hâlime yanarım

aşık aldı:
ağlama ay kız yannan her daim bulunur
üzme tatlı canını elbet giben olur
ay kız sen dıbını hazır tut yeter ki
seni gibecek yannan birgün hazır olur

ay kız: nasıl ama ? nerde yannan var?

aşık aldı?
aykız bence boşuna ağlarsın
yannan diye kendini hırpalarsın
dünyaya boşuna bakarsın
yıldızları birleştirip kendine gib yaparsın

boşuna yannan arama dünyada
seni bekleyen yannan yukarda

ay kız : yücelerden bir yüceymişsin sen aşık hacı. derdime buldun çare . benim de sana diyeceğim bir şey var. ben görürüm burdan. aradığın am kuzeydedir . yolun açık olsun , dilerim dıbını bulursun.

aşık hacı bunun üzerine ay kız'a teşekkür edip , kuzeye doğru yola koyulur . bakalım dervişimiz aradığı ama kavuşabilecek mi

cok mu cok işsizsin

@12 evet panpa işsizim de bi okuyuverin bizahmet emek var çünkü

kimler burda ? yeni destanlar , yeni maceralar geliyor okuyanlar toplansın bi bakalım

amlı ada destanı bölüm 1

bir aşık vardı gözü yok dünya malında
gördüğü am var sadece aklında

aşık hacı derlerdi onun ndıbına
kavuşacak mı acaba sevdiği ama

aşık hacı ilerlerken kuzey yolunda
döl vardı biraz geceden kalma donunda

gene o amı görmüş rüyasında belli ki
sabah uyandığında kalkmıştı gibi

herşeye rağmen koyulmuştu yoluna
hadi bir bakalım neler gelmiş başına

aşık hacı kuzey yolunda giderken karşısına uçsuz bucaksız gibi görünen bir deniz çıkar. sevdiği ama kavuşmak uğruna herşeyi göze alan dervişimiz, limana doğru yol alır. bir gemiye biner ve denizi yavaş yavaş geçmeye başlar.
gece birdenbire gürültüyle uykusundan uyanır ve neler olduğuna bakmak için sesin geldiği tarafa doğru gider.

bir bakar ki şiddetli bir fırtına bastırmış , insanlar çığlık çığlığa bağırarak koşturuyor. bir can simidi bulan hemen takıyor.
kahramanımız da tanrıya sığınarak fırtınanın dinmesini beklemektedir

fırtınaya gemi dayanamaz ve batar . insanlar güç bela can simitleriyle hayatta kalmaya çalışmaktadır.

gelgelelim bizim kahramanımız sadece fırtınanın dinmesini beklediğinden önlem almamıştır ve dalgalara kapılıp gider.

kendine geldiğinde bir adada kıyıya vurmuş olduğunu görür .

aşık aldı:
ne fırtına ne deniz engelleyemez beni
am için düştüm yola seni isterim seni

bir adaya düşmüşüm denizin ortasında
hem yerden hem yardan ayrıyım burda

aşık hacı , bunları dediği sırada adanın içlerinden tuhaf sesler duyar. ve sesin geldiği yöne doğru gitmeye başlar...

bölüm 1 sonu

devamı birazdan

upupupup

upupupup

amlı ada destanı bölüm2

aşık hacı duyduğu sese doğru gitmektedir. biraz daha gittikten sonra farketmiş ki ses adanın ortalarından gelmekteymiş ve birisi inliyormuş gibi bir ses duyuluyormuş. bunun üzerine dervişimiz , daha da meraklanıp hızlıca adanın ortasına doğru devam etmiş. vardığında bir de ne görsün koskocaman bir am. ağaçların arasında duran amı görünce yanına gitmiş.

aşık aldı:
bu ses senden mi geliyor ey am
inliyorsun , uğramış sana dert , gam

ada aldı:
ben am değilim ey ulu kişi
ben bir adayım , bir dişi
neden geldin ey derviş
kimsenin olmaz burda işi

aşık aldı:
ben sevdiğim amı ararım
gece gündüz onu anarım
bir bulsam o güzel amı
ne güzel de yalarım

bu dertle yola düştüm
nice yollar aştım

denizde giderken fırtına çıktı
benim gibi garibi buraya attı
felek hem yardan hem yerden etti

ben şimdi ağlarım bu halime
kapılıp giderim gözlerimin seline

ada aldı:
üzüldüm derviş umarım kavuşursun
bir de benim derdime derman bulursun

aşık dedi: derdin nedir ada kız?

ada aldı:
denizin ortasındayım kimse gelip geçmedi
şu güzel amımı biri gelip gibmedi
hayvanlar sürtündü yine bana yetmedi
ağlarım ağlarım
halime yanarım

aşık aldı:
ada kız üzülme vardır bunun çözümü
ağlayıp incitme o güzel gözünü

ada dedi: nedir çözüm ey derviş?

aşık aldı:
köstebeğe söylersin sana bir ağaç keser
o ağacı kemirip bir güzel tıraş eder
alırsın o ağacı sokarsın dıbına
bu da senin dıbını çok mutlu eder

ada dedi: ululardan bir uluymuşsun sen aşık hacı
buldun bir hâl çare derdime.
ben de sana olacağım çare .
söyledim köstebeklere dervişe sal yapın diye .
sala biner gidersin , kavuşursun yârine

aşık hacı ada kıza teşekkür etti ve kıyıya varıp sala bindi. kuzey illere doğru yola devam etti.
bakalım aşık hacı sevdiği amcığa kavuşacak mı?

hadi beyler uplayın da yeni hikayeler geliyor birazdan . bir de emeğe saygı lütfen