-
76.
+2Beyler ufak bir dinlenme molasına geçelim iki de sohbet koyalım, ben kendime bir kahve yapayım geleyim, kahve bitene kadar sigaraylan sohbete devam ondan sonra da hikayeyi çakarız.
-
-
1.
0bı kahvede kardesıne yap az mıktarda sıgaram kaldı zaten :/
-
2.
0ebrarın adı sinem bence aga hislerim öyle söylüyor
-
3.
0:D nerden ulastın bu kanıya kardes
-
4.
0yok kardeş genelde isimlerin ilk harfi aynı hikayemizde. bir tek istisna Nilgün ve Rüya var onlar dışında herkesin ilk ismi aynı, he bir de ben varım tabii.
-
5.
0rüyanın adı melis hep melisler huur oluyo panpa
-
-
1.
+1ifşayı boşverin beyler, ahaha hadi partlara başlıyorum, hazırsınızdır inşallah.
-
2.
0kasabı açıcam ama hala uyumadım kanka sen düşün yaz seri seviyorum seni
-
3.
0kanka bu sene kurban fıyatları ne alemde?
diğerleri 1 -
1.
diğerleri 3 -
1.
-
77.
+2hacı okudugun şiir lavinya olabilir mi?
-
-
1.
+2Evet kardeş Özdemir Asaf'ın
-
1.
-
78.
+2Yarın akşam sekiz gibi görüşürüz panpalar, yarın gelecek bölümler: Konser, burun kırma, büyük sürpriz olarak ayrılacak. Hadi allaha emanet.
-
79.
+3 -1Gözleri bir açtım, amcığa dönmüşüz, saatim hala kolumdaydı kaldırmamla saatin 5 olduğunu gördüm, oturduğum yerden 1 saate ancak Kadıköye geçerdim, sonra (Ortaköy'e ya da Nişantaşı'na geçecektim) (Hangisi olduğunu bir hatırlasam dıbına koyim, şimdilik daha pahalı olsun diye Nişantaşı diyelim) "Ulan Kadıköööy" diye hızlıca aptal saptal bir tişört giyip kuzenden çarptığım o dönem harbi moda olan böyle siyah hafif irice bir kot pantolon vardı onu geçirip evden çıktım. Ama nasıl koşuyorum bizim oradaki metrobüse, adamın birine çarptım. Herif "Ne bu acele kardeş" dedi, Mahallede yaygındır böyle koşana biz de sorarız, abi gibtiğimin metrobüsünü yapmışlar kullanacağım, gibe gibe kadıköye yetişeceğim dedim, adam kaşlarını çattı, sinirlendi ama ses etmedi deli sandı herhalde. Koştum ben de çıkarttım akbili bir bastım, malum ses, "Sana geçiş yok, niye? Çünkü paran yok Ata, paran yok." işte dedim, yolun sonuymuş. O sırada çarptığım dayı arkadan yanaştı turnikeye akbili soktu, "dülüüt" diye öttü akbil. Geç aslanım dedi, yetiş kadıköyüne. Allah razı olsun abi diye bağırırken hayatın ve belki metrobüsün ilk defa o kadar güzel olduğunu gördüm. Her şey daha saçma renkli geliyordu, ailemin ilgisizliği, babamın sallamazlığı ben çıkıyorum dediğimde, "Eyi git, nereye gidiyorsan" demesi. Bunlara rağmen güzeldi beyler hayat, o gün Kadıköy'de indiğimde Rıhtıma hiç böyle hızlı koşmamıştım, saat 18.13'te tam kapılar kapanırken o gün delikanlının birinin kapıları tutan adama "Abi allahını seversen dur, bak kapatırsan şanssız bir adam olacağım bugün gözünü seveyim" dediğini duyan iskeledeki yolcular, delikanlıyı deli sandılar. Şimdi itiraf ediyorum beyler, o delikanlı bendim. 18.15'te vapura güç bela atlayarak binip Beşiktaşa yola çıkan da bendim. Saat 7'de Nişantaş'ında nasıl olacağım diye düşünen de.
-
80.
+2Son bir bölüm yazalım hem başlığımız alta düşmesin hem de daha bizim Üniversitenin açılmadığı gerçeğini kullanarak geç yatabiliriz.Tümünü Göster
---
Ebrar okula geldiği zaman gözleri şişmişti, burnu akıyordu ve hayatta evden çıkmaması gerekiyormuş gibi duruyordu, hocalar durumundan haberdardı. Tedavi olması gerekiyordu fakat tedavisi bahardan sonra başlıyordu ve ayda 12 iğneden oluşan bir kür uygulanıyordu, Ebrar'ın canı çok tatlıydı ve böyle durumlarda gerçekten bir çocuğa dönüşüyordu. Kaan ile Deniz ve Melisa ellernden geleni yapsalar da Ebrar'ın ne yazık ki o gün durumu pek iyiye gitmedi sabahtan öğlene kadar durumu kötüydü, sonra da öğlen sınfıta yemek paketini açtı. Yemeğini yerken biraz da bana verdi, ortak çataldan uzun süredir yemiyorduk. Bunun verdiği cesaretle onu bir iki defa öptüm, ikinci öpüşümde beni itti, konuşmamız gerek Ata dedi. Çok bozulmuştum, kesinlikle taktan bir durum konuşacaktık. Ebrar'ın iki sürekli dibinde gezen arkadaşı vardı biri irem diğeri de Firdevsdi, Ebrar Firdevsle irem'e bakıp," hadi planktonlar iki dakika müsaade edin bana" dedi, işte sıçmıştım kesinlikle bırakıyordu beni. Ebrar bana baktı, Ata dedi benim hakkımda hiç kötü bir şey söyledin mi? Ne zaman olduğu önemli değil dedi. Ağzımı tam yalan söylemek için açmıştım ki Rüya olayını hatırladım, Rüya'ya söylemiştim, bir kere de olsa söylemiştim, "Ebrar--" dedim. Ama o bana yaklaştı artık iyice yakınımdaydı ve hafifçe ağlıyordu. Ben sana çok güveniyorum Ata, kırma beni tamam mı? demesiyle biri tutup tüm kalbimi parçalara ayırmış gibi hissettim ben böyle bir insan değildim, beni kimse bu kadar dağıtmamalıydı ama o kız ne dese yapacaktım, bilyordum işte yapacaktım. "Ebrar bir daha hiç hakkında kötü bir şey söylemeyeceğim" "Evet Ata, söylemeyeceksin çünkü buna hakkın olmayacak" Ebrar bana kırılmıştı, anlamıştım. Fakat kırılmıştan çok sanki etrafta olmayacak gibi davranmıştı, anlamamıştım. Ebrar kafasını iki yana salladı, evime gelmeni istemiyorum dedi. Ben layık değilim diyerek sinirini daha da vurguladı. Bir mevsim boyunca Ebrar'ı sadece görmemek beni öldürürdü, ona dik dik bakıp sevdiği bir şiirden bir dize okudum. Sana gitme demeyeceğim ama gitme dedim. Bana bakıp hıçkırarak ağlamaya başladı, ama sanki hıçkıramıyordan çok nefes alamıyordu. "Ebrar, özür dilerim ben böyle olsun istemiyorum gerçekten" derken Ebrar bana baktı, çaresiz gözüküyordu "Ata--Ata ben nefes alamıyorum, Ata canım yanıyor lütfen bana yardım et" demesiyle beraber sol kolumdaki askıyı çıkardım, iki kolumla Ebrar'ı kaldırarak revir'e kadar taşıdım, koridorda bizi gören herkes aptal aptal bakıyor, çevreye toplanıyorlardı. iremle, Firdevs de Kaan'la Deniz de ortalıkta yoktu, Ebrar'ın kollarımda susuz bir çiçek gibi solduğunu hissettim.. Sanki Ebrar'ım ölüyor gibi hissettim. Belki de haklıydım. Revirin önüne gelene kadar dayanamadım, sol kolum tekrar gitmek üzereydi ben de Ebrar'ı sağ omuzuma attım, bir şekilde taşıyordum ki revirin kapısından girer girmez Ebrar'ı yatağa bıraktım, sonra da kendim yere yığıldım, hemşire şoka girmişti. Ağzımdan acı içinde kıvranırken, Ebrar'a-- Ebrar'a bana değil diyebildim. Kadın bakarken Ebrar ağlayarak "Lütfen bana yardım et, ventolin ve oksijen" gibi bir şeyler diyordu. Hemşire hemen anlamıştı bir iki astım ilacı getirip koca bir tanka bağladı onu da Ebrar'a bağladı, kızcağız derin derin nefes alıyordu. Hemşire hafifçe güldü, senin için doktoru çağırıyim Ata omzunu tekrar kırmış olabilirsin dedi, Doktor geldiğinde önce Ebrar'a baktırttım, sol omzumda bir sıkıntı yoktu, biraz zorlanmıştı fakat iyiydim, sağ kolum da gayet iyiydi. Ebrar iyi olacaktı yalnızca 1 veyahutta 2 saatlik ventolini yarım saatte alması gerektiği için kafası güzel olmuştu, yolda bana yaslanarak yürüyordu, sallana sallana koridorda giderken, dönüp tekrar etti, Ata, evime gelme, bana mesaj atma tamam mı? Ben seni her şeyimle seviyorum, ama beni bazı şeylerden koruyamazsın. O gün hayalet gibi gezdim, eve gittim. Zulamdan bir büyük rakıyı çıkardım, içtim içtim içtim içtim, en son ağlamaya başladım, ağlayarak kapıdan çıktım. Ve ıssız bir sokağın birinde gökyüzüne dönüp bağırarak ağlamaya başladım. Ebrar'a bunu yapan hayat utansındı, ben onu her şeyden korumak istiyordum, ama beceremezdim ki, ben buydum. Ben onun dünyasına bile ait değildim.. -
81.
+3 -1Son kağıt açıldığında durumlar eşitti, kağıdın sol köşesinde benim çizdiğim yoncayı görebiliyordum ve kimin kazandığını ben zaten bliyordum, zilin çalmasıyla sonucu duymadan bahçeye çıkmak için ayağa kalktım hoca da bana bakıp Atakan otursana aslanım yerine zil çalmadı dedi Hocam, kusura bakmayın ben Ebrar'ın başkan olacağını zaten biliyordum dedim sonra da kapıyı açıp çıktım, beyler inanır mısınız allah kısmet etmedi ama ileride arkadaşım olacak Kaan diye bir eleman vardı bizim sınıfta, herif o gün Ebrar'ın yüzünü görcektin lan kız ilk defa yannan görmüş yeni huur gibi kalmıştı der durur. Koruda sigara içerken köşeye güzelce sinmiştim, tenefüslerimi öğle tenefüsü hariç sigarayla geçiriyor sonra da derse dönüyordum beyler öyle taktan bir lise hayatı denebilir, biraz değişikti tabii ama mutlu da oluyorduk. Mesela tenefüste sigara içebilmek bizi mutlu ediyordu, ileride kocaman bir grup olup da okulda deri ceketle gezip ortalığın dıbına koyduğumuzda da mutluyduk, neyse dediğim gibi köşeye sinmiş sigara içen 95 kiloluk bir ayı düşünün beyler, gözüküyordum tabii her yerden ama işte yaklaşanı da ben görebiliyordum, o sırada ufak bir silüetin bana yaklaştığını gördüm, koşarak geliyordu, sigaramı attım çünkü güvenlikçi Mehmet Ali abinin de kısa boylu olması ve zütten kan alması hikayelerini duymuştum. Belki odur diye düşünmüştüm ama yanılmışım gelen Ebrardı, neşeli neşeli "oo kötü alışkanlıklar" dedi. Hafif bir off çektim çünkü sigaram bin olmuştu, açıkçası üzülmüştüm, ikinci sigarayı ağzıma aldığımda Ebrar bana korkuyla baktı, "Ata bee, benim yanımda içmesen olur mu?, Astımım var benim, çok kötü oluyorum ben." Ters ters baktım beyler, kafama sıçayım ters ters baktım kıza. Kız da "Ay içebilirsin de tabii" dedi. Ters ters bakmama rağmen, hiç bu kadar hızlı tükürdüğümü yaladığımı hatırlamıyorum, sigarayı ağzımdan çekip, pakete geri koydum, Ebrar'a bir adım daha yaklaştım, kokusunu alıyordum beyler kızın, dibindeydim. Sonra Ebrar da bana bir adım yaklaştı..
-
82.
+2Zeynep kavga olayını duyunca beni kutlayıp öptü beyler, erkek adam gibi davranmışsın en sonunda Ata, hayatın boyunca kaçarak bir yere varamazdın herhalde değil mi? diye sordu. Haksız sayılmazdı, hayatım boyunca kaçarak varabileceğim tek yer ölüm olurdu, o da zaten kaçınılmaz sondu. Zeynep'i son dönemde çok sever hale gelmiştim, bir gün whatsappte yazışıyorduk, Zeynep'in garip bir huyu vardı inanılmaz derecede zekiydi, matematiksel olarak her şeye hakimdi fakat sabah uyandırılmak istiyordu, çünkü alarmları uyurken kapatıp sonra hiç hatırlamama gibi kötü bir huya sahipti. Bazı günlerde "Beni ertesi gün uyandırır mısın Ata? Lütfen?" diye rica ederdi, büyük olasılık kıramayacağımı bildiği içindi fakat inanılmaz iyi davrandığı için ben de kabul ederdim. Hep sabahları uyandırırdım. Bir gün yine böyle bir mesajlaşmanın ardından Zeynep "iyi geceler seni seviyorum" yazmıştı. Bir anda aptal aptal gülümsedim beyler, aşk gibi değil hoşlanma gibi de değil ama sanki çook uzun süre sonra biri gerçekten gerçek değerimi anlamış gibiydi. Sanki 3 sene sonunda biri gelip sırtıma vurup "Sen elinden geleni yaptın, ben seni seviyorum" demiş gibiydi. "Ben de" diyebildim sadece. O da "Fazla zütün kalmasın it, seviyorum dedim o kadar" diyip uyudu. Yazdığı mesaja öyle boş gözlerle baktım tabii ben de sonra da güldüm beyler, Zeynep'in bağlanma korkusuyla birleşik sevgisi garipti. Sanırım benim tam tersimdi, beni bıraksalar köpeğe bile bağlanabilecek bir adamdım, o ise seviyordu ama bağlanamıyordu. Fakat 1 ay içinde dediklerine uymaya başlayınca hayatım düzene girdi. Değişiklikleri ben bile farkediyordum.
-
-
1.
0panpa hikayemiz ebrarla ilgili değilmi zeynep uzun vadeli yer kapladı panpa güzel şeyler öğrenmek istiyoz almanyadan geliyoz
-
2.
+2Ahaha kanka istiyorsan 4-5 entry'e daha bitirebiliriz ama Zeynep lise dönemimin önemli bir parçası oldu, hala geceleri iyi gecelerini dilerim, sabah günaydınını ağzımdan duymak ister. Artık o da buralarda değil ama yine benim bütün imajımı yarattı diyebiliriz.
-
-
1.
+1kanka sen herseyı anlat bız dınlıyoruz sevgılerr
-
1.
-
3.
0kanka ben 4-5 entry taraftarıyım ama dürüm kankim yok ortalıkta
diğerleri 1 -
1.
-
83.
+2Baharın başlarındaydık, Ebrar'ın alerjik bünyesi dışarı çıkmasına pek izin vermiyordu, onunla buluşmak istediğimde ona gitmek zorunda kalıyor, dışarıdan geldiğim kıyafetlerimi çıkartıp başka kıyafetler giyip onunla o şekilde buluşabiliyordum. Artık mecburen Ebrar'ın ablası Nisa'yla tanışmıştım, O da Ebrar gibi inanılmaz güzel bir kızdı, Ebrar'ın babası ünlü bir gazeteciydi. (isim verirsem ağır ifşa, vermiyorum). Annesi de bilgisayar mühendisiydi, evlerinde beni hep çok güzel ağırladılar, sadece çin yemeği, thai yemeği gibi şeyler yiyorlardı, hep yemeğe kalmamda ısrar etseler de ben ne yemekleri yiyip düzgünce tuvalete çıkabiliyor ne de yemekten sonra sigarasız durabiliyordum. Kaldı ki yemeklerin tadı da abuk baharatlardan ötürü hep garip oluyordu. Ebrar bunları severek yerdi, bana hep chopstickle yemeyi öğretmeye çalışırdı, benim ellerim chopstick için fazla büyük, parmaklarım fazla dolgundu üstelik de ufak nesneleri tutarken sıkıntı yaşıyordum. ince motor olarak tabir ettikleri şeyim çok iyi değildi. Her başarısız olduğumda bana gülüp kendi chopstickleriyle yemek istediğim şeyi ağzıma koyardı. Sonra da chopsticklerimizi değişmek zorunda kalırdık, Ebrar'ın dışardan gelen bir şeyle teması mümkün olduğunca kesilmeliydi çünkü. Bu sebepten ötürü de hep böyle yapıp eğlenirdik, bir gün nereden aklına estiyse o akşam bana mesaj attı, okulda buluşalım, seni görücem, konuşmalıyız diye. Ebrar okula geleceği için heyecanlıydım fakat ya önemli bir şey diyecekse ve önemli durum bizi sıkıntıya sokacaktıysa? Ertesi güne korkuyla uyandım.
-
84.
+2Ebrar'ın evine doğru giden yolu 45 defa gitmiş olmama rağmen o kafayla bulamadım, yarım saate yakın sıcak havada dolaştıkça içki başıma vuruyor, başım deli gibi dönüyordu artık kolumu kaldıracak mecalim kalmamıştı. inönünün oradaki Gümüşsuyu parkında çimlere serildik, votkaları bitirip çevremize gelen biracılardan bir iki bira çektik iyice içmiştik beyler kafalar güzelce demlenmiş, dedik gümüşsuyunun yukarısında Etiler Marmaris'te yemek yiyelim. Nasıl fena kafalardaysak yokuşu zar zor tırmandık beyler, bir iki defa güle güle düşüyorduk, az kalsın 3-4 defa ölecektik. Ebrar'ı unutmuştum, ispirtoya benzer vodkamızı ve zütü büyük biramızı içip yemek yiyip tekrar onu hatırlayacaktım. Yemeği tam yerken telefonuma mesaj geldi büyük olasılık gibimsonik birindendir diye takmadım ama sonra biri beni ısrarla aramaya başladı yine takmadım. Tam bu sırada Alphan diye Kaan'ın uzaktan, belki ilk okuldan arkadaşıydı. Şimdi hatırlamıyorum. Alphan bana baktı, Ebrar olaylarını biliyor olmalıydı, şimdi o telefon çalıyor ama sonra açmadığına çok pişman olacaksın bak kardeşim aç o telefonu dedi. Ben de hafif açılmış kafayla Alphan'ın sözünü dinledim telefonu açtım "Alo" dedim "Alo, Ata lütfen yanıma gel kötü hissediyorum." "Neredesin güzelim?" dedim. inönüde konser alanının önünde bir şeyler içiyormuş, tabii tek başına değilmiş yanında Meriç bey de varmış, o anda o kadar sinirlendim ki o zaman onunla kal Ebrar'ım dedim telefonu hızlıca kapadım. Alphan bana baktı, Kaan bana baktı, Orhan'la Ümit bana baktı, "gibe gibe gidiyor musun?" Bana bir dal sigara verin, gibe gibe gidiyorum.
-
-
1.
0spoiler verdiğin için biliyoruz gidip ağzını burnunu dağıtcan
-
1.
-
85.
+2Sigara elimde, yokuştan aşağı o kadar hızlı koşuyordum ki millet beni deli sandı, insanları ittirerek geçiyordum. En son konser alanına vardığımda sigaram daha bitmemişti bile, işte o kadar hızlı koşmuştum beyler. Konser alanına vardığımda Ebrar'ı o siyah elbisesinin içinde yere bir örtü serip üstüne oturmuşken gördüm, feci yorulmuştum yavaşça yanına yanaştım, alan neredeyse boştu, örtünün üstüne yavaşça yığıldım, kafamı Ebrar'ın çıplak dizine koymuştum, üstüme yavaşça kapanıp bana sarılıp dudağımdan öptü, biraz geriye çekilip yanağımı okşadı. "Ata seni bu dünyadaki her şeyden çok seviyorum lütfen benimle kal, hiç yanımdan ayrılma" dedi. Ebrar'ın ne demek istediğini anlamıyordum. Zaten hiç gitmeyecektim ki, bunu ona da söylediğimde kafasını salladı, "Meriç beni zorla ellemeye çalıştı Ata, ne yapacağımı bilemedim." dedi artık iyiden iyiye sinirleniyordum. "O yavşak huur çocuğu çapsız pekekent nerede?" dememle birlikte ağlaması şiddetlendi, "Ata verdiğin sözü hatırla tamam mı?" dedi. Anlaşmıştık, çocuğa vurmak yoktu. Meriç'e vurmadan konuyu çözecektik. Ama eleman neredeydi? Ebrar bana baktı gözlerini sildi, konuştuğu zaman sesi hala hafif ağlamaklıydı ama ağlaması kesilmişti. "Tuvalette, şimdi gelicek lütfen benii ondan koru" Eleman geldiğinde ben hala Ebrar'ın dizinde yatıyordum, bir elimle de yüzünü okşuyordum. Eleman bacağıma sertçe bir tekme koyup, it oğlu it o benim sevgilim diye beni tehdit edene kadar her şey yolundaydı. Ben ayağa o kadar hızlı kalktım ki içkinin etkisiyle tüm dünyam sallandı beyler, yalan yok mal gibi kaldım valla. O etkiyle bu eleman bana bir tane de surattan koydu. iyice sarsıldım beyler, aşağı inecektim ki son bir çabayla kolumu kaldırdım bu sırada Ebrar ikimizin ortasına geçince ben hemen kolumu indirdim. "ATAKAN AM iTEN", "SANA KAVGA ETMEK YOK DEDiM?!" diye bana fırça kaymaya başladı tam bu sırada karşımdaki gevşek huur çocuğu Ebrar'ı itip ikimizin arasına girmeye çalıştı, ömrümde öyle sadece 1 kere sinirlendim beyler, bir kere daha da sinirlenmek istemem, konser alanındaki insanlar üstüme çullanmış beni tutmaya çalışırlarken hepsine dönüp bağırdım, bırakın lan beni diye bağırmamla beraber herkes kenara açılmıştı. Meriç tam üstüme gelirken sağ yumruğumu suratının tam üstüne savurdum, sonra da gözlerim sinirle beraber karardı beyler.Tümünü Göster
-
-
1.
0huur çocuğu
-
1.
-
86.
+2Anlat amın oğlu
-
-
1.
+2elit oç gel ws
-
2.
0Ne ws si la anlamadım
-
3.
+5bilmiom panpa çok sıkılıyom bu sıralar
-
4.
+19.sinif ve 185 cm hmm
-
5.
+1 -1Uste olsun diye yaziyorum beyler adam ağır sizofren hikaye gercek degil kendisinide gercek diye inandiriyor bunuda savunuyor.
Ozet:okumayin beyler
diğerleri 3 -
1.
-
87.
+2Deli gibi biriktirdiğim harçlıklarımı sadece sigara alarak kullanan bir adam olduğum için o gün cebimde biraz para vardı, karşıya geçmek için bir miktarını kullanmıştım ama hala biraz kullanabilirdim. Beşiktaştan koşarak bir Nişantaşı otobüsü aradım, bulamayınca kafayı yiyeceğimi anladım, trafik neden bilmiyorum o gün her gün kalabalık olan Barbaros Bulvarında acaip azdı beyler,"Taksi tutayım lan" dedim. Tuttum taksiyi 15 dakikada ordaydım, adam üstüme başıma baktı, deri ceket, kot, tişört tam bir serseriydik. Gittiğimiz yer Nişantaşında Limonataydı, orada adamı ayakta öpüyorlardı beyler. Bir limonata sadeyse 16 lira, değilse 18 liraydı. Bu sadece içecekti, siz kalanını düşünün. Ben de düşündüm zaten sadece menünün devdıbını göremedim, ama neyse herif yetişelim diye ara sokaklar bir şekil yaptı, 15 dakika içinde tam vaktinde yetişmiştim! O günkü şansımı başka bir işte kullansam dünya zengini, Amerikan başkanı filan olmuştum beyler, haklısınız aşırı şanslıydım. Mekandan içeri öyle bir girdim ki şimdi ki halimle neden orada istenmediğimi anlıyorum ama çocuk halimle insanların bana dönüp bakıp gocunmasını anlamamıştım, üzülmüştüm çok. Anlamıyor insan ama işte adamlar 80 liralık köfte yerken sen ekmek arası 5 liralığı zor gömüyorsun okul çıkışında. Allahtan Ebrar ve Melisa daha gelmemişti, Deniz bir köşede oturmuş sessiz bekliyordu, yavaşça yanına yaklaşıp kardeş dedim sarıldık öpüştük, Ebrar ile Melisa'yı bekledik. Ebrar geldiğinde üstünde siyah böyle basit günlük bir elbise vardı beyler, kıza o kadar çok yakışıyordu ki prenses gibi duruyordu, inanılmaz hoştu. Yanımıza geldiğinde kibarca sandalyesini geriye çektim beyler, Amerikan filmlerinde gördüğüm aptal aksanla "Başkan hanım" dedim. Ebrar gülüp oturdu "Atacım, ceketimi de alır mısın?" dedi. Yavaşça zarif omuzlarından ceketini düşürdü, alıp koltuğun sırt kısmına asarken kokusu her tarafa yayıldı, kokusunu inanılmaz seviyordum Ebrar'ın, hatta her şeyini seviyordum. Bu sırada Melisa hafifçe öksürdü, ben de elimi uzattım "Merhaba ben Ayı" demek üzereydim ki "O Ata bu da Melisa, tanışmış oldunuz işte" diye ellerini tek bir çırpışta tanışma faslını kapatan Ebrar. "Ee, menüye bakalım mı Ata?"diye kolumu tuttu. Beyler, şu yaşıma geldim hala jet sosyete restaurantlarına giderim arada. Ama menü dediğin şey niye yeterli sayıda gelmez dıbına koyim masaya. Ama o gün bir kerecik şikayet ettiysem zütümü gibsinler, Ebrar'la saç saça başbaşa menüye baktık. Daha doğrusu o baktı menüye, ben ona baktım, açık kumral saç tellerinin nasıl yüzüme, omzuna, omzuma düştüğüne baktım. Bir gün sana sarıldığımda tekrar düşecekler ulan yüzüme dedim içimden. Ebrar bir limonata alayım ben ya, yemek yedim dedi. Ben de bir limonata alayım dedim, fiyata veya menüye bakmadan, tam menü kapanırken aradan ufacık fiyatı gördüm, 16 lira hafifçe kafamı salladım. Ebrar gibi bir hatun benimle olamazdı.Tümünü Göster
-
88.
+1Ne istiyor diye merak etmiştim ki gelen mesajla kanım dondu, mesajda basitçe şunlar yazıyordu "Ben kaybetmemeliydim, sen bana oy verdin değil mi Atakan?". Neden bilmesem de Rüya'nın okuldaki gücünden hep korkmuştum beyler, abuk bir şekilide tanıdıklarımı etkileyecektir düşüncesi kafamdan gitmiyordu panpalar, dayanamıyordum valla, şerefsizim. Ben de napayım yalan söyledim, Tabii sana verdim Rüyacım dedim. Hem Ebrar'a niye vereyim ulan dedim, Ebrar'da kimmiş ve hatta biraz da Rüya'ya inandırıcı olsun diiye Ebrar'ı hafif kötüledim, o zaten layık değildi filan dedim. Salladık işte beyler. Rüya da peki o zaman diyip devam etti sanırım millete sormaya. Fakat pazartesi sabahı aklıma gelen korkunç şeyi düşündüm, okula girmeden evvel sigara içiyordum ki bir anda kafama dank etti. Eğer herkese tek tek sorarsa ve Rüya'yı benim sevmediğim anlaşılırsa Rüya yazdıklarımın ekran görüntüsünü Ebrar'a yollayabilirdi. O zaman harbi bir sıçış gerçekleşirdi. Dayanamıyordum, gergin gergin okulun ordaki çaycıda oturuyordum. Zaten genelde sabahları Deniz ve ben olurduk bir de bizim sınıftan Kaan denen eleman olurdu, üçümüz sigara tüttürürdük, üst sınıflar da tabii ki oradaydı fakat 9. sınıfta sigara içen başka tip fazla yoktu. Hatta içenlere de kötü bakardı zengin tipler, dolayısıyla hocaların maaşını ödeyen bu güzel bağışçılarımızı korkutmamak için gözden uzak durmalıydı sigara içen öğrenciler. Ta ki o zengin tipler sigara içene kadar. O sırada Ebrar servisten inmiş olmalıydı ki yanıma geldi. "Merhaba, pardon tanışabilir miyiz?" diye hafifçe omzuma çarptı. "Sizinle her gün baştan baştan tanışmak isterim" dedim. Denizle Kaan gülme krizine girdiler. Kaan ağzı poğaça doluyken, gibtir lan yavşak dedi. Ebrar da bu lafın sertliği ile öyle bir güldü ki benim utanmam pek işe yaramadı, durumu kurtarmak için ben de güldüm beyler. Ebrar bu sırada telefonumu istedi, vermek istememiştim çünkü fotoğraflar filan vardı ve neden bilmiyorum evinin çevresini gördükten sonra benim ev çevremi, ailemi görmesini istemiyordum Ebrar'ın. O benim çevremden değil gibi geliyordu, yanlış anlamayın beyler ben orta halli bir ailenin çocuğuyum ama Ebrar tanrı kadar zengindi. Bize de tak yemek düşüyor doğal olarak. Yine de telefonumu ona verdim, telefonunu kaydetti. O sırada telefonumda kendisini ne diye kaydettiğine baktım. Kendini "prenses" diye kaydetmişti. Beni ise kendi telefonuna "Şövalyem" diye kaydetmişti. Ebrar'a neredeyse ağlayarak bakacaktım, ben sanırım prens değil bir şövalyeydim, sanırım bu kadardı işte beyler benim değerim, korur kollardım ama sonuçta başını alırdım. Kız prensle evlenir gibtir olur giderdi. Nasıl üzüldüğümü anlatamam ama o sırada Ebrar hafifçe güldü. Fransızcada çok ünlü bir şey var biliyor musun? dedi. Nereden bileyim dıbına koduğum karısı diyemeyeceğim için kafamı sakince iki yana salladım. Amour courtois, dedi yavaşça. Hiç bir tak anlamamıştım, senin için açıklayayım Ata dedi Ebrar. Şövalyesinin prensesi kaçırdığı durumlarda oluyor bu dedi, o sırada masadaki herkes çılgınca gülmeye başladı. Kaan, kahraman şövalyem beni kaçııır diye ağlaşırken Deniz Kaan'ın omuzunu dirsekledi, hep beraber gülüyorduk. O sırada okula girme zamanı geldi, bir hafta aynen böyle geçti ben Prenses'e mesaj atıyordum, o da şövalyesine her şey yolundaydı..Tümünü Göster
-
-
1.
+2kanka kız senı şovalyem olarak kaydetmıs yuruyor demek kı sana sen nıye olayı saptırıyosun onu anlamadım kocacım dıye mı kaydetseydı
-
2.
+1Ya çok dramatik düşünür benim mal aklım o yüzden öyle oluyor be hacım.
-
1.
-
89.
+1Fotoğraf işlerinden dolayı biraz geciktik kusura bakmayın panpalar. Şimdi sonlarına doğru yaklaşıyoruz bu senenin bu vakte kadar okumak istemeyen panpalara hemencecik bir özet geçelim:Tümünü Göster
Ebrar: Sevdiğim kız.
Ata: Ben
Ebrar'la Ata 9. sınıfta güzel bir arkadaşlıkla ardından sevgililikle yollarına devam etmişlerdi fakat arlarında belli sebeplerden ötürür Ebrar yurtdışına gitti, Ata 10. sınıfı burada yalnız geçirdi bu Ata'nın da Ebrar'ın da hayatını değiştirmiş bir durumdu, döndüklerinde iyi anlaşamayıp ayrıldılar ama zaten oraya gittiğinde de ne Ebrar ne Ata boş durmuştu, bu da sebep oldu tabi ayrılmalarına. Rüya gibi yan bir karakteri atlıyorum. Zeynep Ata'nın Ebrar'ın bir kısmından kurtulmasına yardım ediyor, Bade Ata'nın Ebrar gittikten sonra çıktığı hatun. Güzel sanatlarda filan okuyordu, bunu da hallettik Orhan Deniz Kaan gibi isimlerde arada göreceğiniz, Ata'nın arkadaşları oluyor. Erkan ise Ata'yı satıp Efe denen Ebrar'ın yeni sevgilisiyle yemeğe çıkan bir it.
---
Bu vakte kadar okumayanlar için de özetimizi geçtik şimdi sıra partımızda.
---
MFÖ Konseri 19 Mayıstaydı, bilirsiniz yürüyüş sonrası öyle eğlenceli, güzel bir gün geçirmeyi planlıyorduk sonunda da ben Ebrar'ıma dönecektim, o gün attığım mesaja uzun süre cevap vermedi Ebrar, sebebini çözemedim, inanın bilmek çok isterdim. Whatsapp'e girdiğini görebiliyordum ama bir türlü cevap alamıyordum, rahatsız olmuştum. Ebrar sanki mesajlarımı silip devam ediyor gibiydi, ben de bu sefer hiç durmadan atmaya başladım. En son mesajlarımda "Seni görmeye geleyim mi? Beşiktaşa kadar gelirim, uyumamaya çalış olur mu?" yazmıştım, en sonunda cevap verdi, ve beni alıp yerden yere vurdu beyler mesajda "Neden?" yazıyordu, bu sefer daha uzun daha anlamlı bir şey yazmazsam sanki onu görmeyi hak edemeyecek gibi hissettim. Başladım yazmaya: Çünkü ne yaparsan yap ben buyum, hani demiştin ya bana 9. sınıfta seninle tanışmak istiyorum diye, işte ben de 9. sınıftan beri hep yanında olmak istiyorum Ebrar, ben buyum istemiyor olabilirsin ama seninle konuşup niyetini öğrenmeyi ben istiyorum" O akşam bir mesaj daha gelmedi beyler, Ebrar'ın mesaj atmaması üzerine benim içimi öyle fazla bir sinir kapladı ki kıpkırmızı oldum, etrafta bağırıp çağırıp ortalığı devirdim. Zar zor zapt etti bizim ekip beni. Ben de eve dönmem gerektiğini o zaman anladım, beyler, bir işte başarısızsanız ve ne kadar hayal kırıklığına uğrarsanız uğrayın o devam etme şevki vardır, bilirsiniz belki o şevki, ben en iyisi olacağım ben en güzelini yapacağım diye. O şevk işte o 19 Mayıs gününe kadar Ebrar tarafından delice kırılmıştı, onun için her şeyi yapacak adam ondan vazgeçmiş bir adam olmuştu fakat o akşam değişmek istedim, tekrar onun için her şeyi yapmak istedim. Beşiktaşa gitmek istedim, fakat o istemedi. Ee sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevecek değil ya? Eve döndüm, ertesi gün mesaj atmaya kendime söz verip yatıp uyudum. -
90.
+1Bitirelim mi beyler? Zaten buradan sonrasını hızlı atlarız istersek.
-
-
1.
0Sen nasıl ıstersen agam
-
2.
+1Başka hikayeler de olacak agam, en kötü soru cevaba geçecez zaten, hadi SON PART'ı yazalım artık. (;
-
3.
0bir part yazmanızı rıca edecegım.
-
4.
+1yazdım da uzun sürdü be dürümcü kardeş, kusura bakma buyur sıcak sıcak oku.
diğerleri 2 -
1.
-
91.
+1Ebrar ile kışın başlangıcında çıkmaya başlamıştık, yaptığımız şeyler açıkçası çıkmak gibi değildi, Ebrar ile hiç bir zaman " Biz neyiz?" konuşması yapmadık, ne olduğumuzu hep biliyorduk beyler. O da hep bildiği için hiç sormadı bana ben senin neyinim? diye. Çıkmaya başlamak dediğimiz tarih aslında ikimiz için de sonradan konuşmalarımızda, kıştan beri beraberiz diye geçeceği için öyle anılmıştı. Kışın ben de bir 15 tatil klasiği olarak memlekete döndüm beyler, hemen ufak bir özet geçeyim benim peder bey izmirli ama esas kütük Afyon, esasen de istanbulda yaşıyoruz. Memlekette dedemin bir köy evi var, köyün zenginlerinden sayılır, gideni geleni çok olur ama tahmin edersiniz beyler, yine de çok zengin değil. Kömürlüğümüz vardı orada bir tane, dedem geldiğim gün baktı dedi. Buranın lise öğrencileri de kömürleri çalıyor be. Sinirlenmiştim, ben de cebimde para olmaması duygusunu biliyordum ama kimsenin odununu, kömürünü çalmadım beyler ömrümde. Çalmam da. Kimsenin yemeğini de çalmam, kimsenin suyunu da içmem. O gece dedim, ben bu amcık ağızlıları yoklayacam. Ne almak istiyorlarsa, döveceğim bunları. Herifler iki üç kişi gelmişlerdi, bir iki odun aldılar odunluktan tam giderlerken, o anki cesaretle ulan pekekentler erkekseniz bekçisi buradayken çalın odunları huur çocukları diye anlarına sövdüm. Analarına sövünce, bu muallakler sinir yaptılar tabii, yaklaştılar iyice dedim. Aha Ata, öpüldün oğlum, sokacaklar emaneti sana. Sonra istanbulda bıraktıklarımı düşündüm, Deniz kardeşim, Kaan'la yaptığımız taşşaklar, Ebrar'ım.. Ulan dedim emanetleri varsa bile ev şurası, ölmeden çağırırım birini. Kafaya bak dıbına koyayım bendeki, sanki herifler mafya babası sürekli dolu geziyorlar, gibindirik lise öğrencisi afyonda, eski taksörüz biz de ringe çıkmışlığımız yok ama lakabımız Ayı. Neyse beyler, ben de kaldırdım yumrukları bu muallakler odunluktan aldıkları odunları kaldırdılar, bir iki defa sırta indirdiler, bu sırada ben hiç durmadan kaçmaya çalışıyorum, o sırada birinin suratına şans eseri indirdim, zaten itekleme suretiyle sürekli uzak tutmaya çalışıyordum herifleri. Adam yere indi, diğer herif benim koluma vurdu odunla, hala öyle bir acı hissetmemişimdir beyler ömrümde, sol kolumun omuz kısmına öyle bir vurdu ki herif, bir böğürmeyle tüm köyü ayağa kaldırdım. Ben de çektim odunluktan bir odun o sinirle sağ elimle savurdum bu pekekentin bacağa, bu iki muallak de yere yığılıp kaldı öyle. O sırada babam uyandı geldi, jandarma çağrıldı. Beni hastaneye attılar. Babam da sağlık alanında beyler, köprücük kemiğini kırmışlar dedi, eller yumruk atmaktan mosmor olmuş, köprücük kemiği kırık sol el askıda, üstelik kullandığım el sol elken öyle mal gibi kalmıştım. Bu muallakler de güzelce tutuklandılar. Ebrar'a mesaj attım dedim, düştüm kusura bakma omuzu kırdım galiba haberin olsun. Gelen cevap basitti "gelir gelmez beni buluyosun Ata ben seni iyileştiricem söz"Tümünü Göster
-
92.
+1Ertesi gün hemencecik moralim bozulmuştu, o gün Masal ile dışarı çıkıyordum fakat Masal bunun farkında olmuş olacak ki sürekli neyim olduğunu sormaya başladı. Benden bir yaş ufaktı, liseye yeni geçmişti Masal üstelik biraz safçaydı, yani mutlu bir peri gibiydi, insanlara iyi davranmayı görev edinmiş gibi bir hatundu. Her zaman çok iyiydi bazen onu öpmeye kıyamaz yüzünün 1-2 santim ötesinde öylece asılı kalırdım, o zaman bana tuhaf tuhaf bakar, şaşı taklidi yapar beni güldürmeye çalışırdı. Aklımda sürekli birinin dolaştığını biliyor olmalıydı, mutlu ve safçaydı ama insanları anlamak konusunda bir yeteneği vardı. Ebrar gibiydi, belki de ileride başka birinin hiç bırakmayacağı Ebrar'ı olurdu, şu hayatta herkesin bir Ebrar'ı vardır beyler, böyle sevdiği ama kavuşamadığı, aşkını harlayan işte bir gün içerken o başkasının kavuştuğu Ebrar'lara için, çünkü onlar bizim Ebrarlarımızın aksine sevdiklerini sallamaz bir konuma gelmediler. işte Masal o başkasının Ebrarıydı, bir gün inanılmaz derecede ısrar etti, keyifsizliğimin sebebini sordu. Bana dik dik baktı Masal, işte o zaman içimde binlerce parçaya bir iki cam ayrıldı beyler, bu zavallı kızdan hoşlanmadan, sırf hayatımda bir düzen olsun diye onunla görüşüyor, ona yalan söylüyordum. Böyle bir insandım ben artık, ben de Ebrar ile mi değişmiştim? Ama Masal da inanıyor muydu bilemem, fakat o gün inanılmaz ısrar etmişti, problemin ne diye. Ona Ebrar'ın daha geçen akşam attığı yukardaki mesajları gösterdim. Öykü'm dedim, ağzımı açtım ki yavaşça parmağını kaldırıp ağzıma doğru tutup sus işareti yaptı. Onun sana ne kadar değer verdiği belli, Ata. Ben sana böyle değer veremem hayatım, istesem de olmaz ama sen bunu hep ararsın Ebrar'dan dolayı dedi. Kafasını aşağı yukarı salladı, gözleri dolmuştu. "Ve sen de bana o değeri veremessin çünkü: senin de zaten başkasına verdiğin böyle bir değer var" dedi. Şok olmuştum ama o kadar güzel konuşmuştu ki hipnotize olmuş gibi dinledim beyler hatunu. Anlattı da anlattı. En son uzun bir of çekti. Şirin mi şirin burnunu iki defa çekti sonra bana sertçe sarıldı, "Uslu dur Ata, uslu ol. Sevdiğini başkasıyla görmenin ne demek olduğunu biliyorum, üzüldüğünü biliyorum ama uslu dur anlaştık mı?" diye fısıldadı kulağıma, kafamı sallayıp elbisesinden açık olan omzunu hafifçe öptüm, söz Masal hanım dedim. Güldü ve hayatımdan öylece çıkıp gitti, ne hikayesini anlattı ne de ben hikayesini dinledim. Ama inanır mısınız beyler, en çok da şu hayatta onun kimi sevdiğini ve kimi başkasıyla gördüğünü merak ederim bazen. Öyle güzel, öyle şirin bir kızı benim gibi hasarlı bir adam hariç kim tutar da biriyle aldatırdı, kim o kızın başkasını görmesini sağlardı? işte aklım bunları almıyorken, ıslak sokaklar boyu yürüdüm, çarpık kaldırımlardan yürüdüm, istanbulun tak havasında yürüdüm beyler. O gece de öylece geçti gitti, Masal bitmişti.Tümünü Göster
-
93.
+1Tanıştığım kızın adı Masaldı (tabii ki değildi, Masal diye isim mi olur ameka, benzeri bir isimdi işte) Masal hanım, sanırım ömrü boyunca sevgiyle büyütülmüştü ki, çevresindeki en ufak karıncaya bile sevgi gösterirdi, kısa boyluydu fakat Ebrar gibi balık etli değildi, ne de Bade gibi uzun ince kaslı bir kız değildi, Masal incecik beli olan bir 20 santim daha uzun olsa model olacak bir kızdı fakat bunun hiç farkında değildi. Onunla tanıştığım süre boyunca yaşadıklarım inanılmazdı beyler, her gün ayrı mutlu kalkıyor sanki hiç derdi tasası yokmuş gibi yaşıyordu. Ebrar'ın bana oradaki tiplerle anılarını anlatmadığı zamanlardaki hali gibiydi, Ebrar'la yaşadıklarım o kadar fenaydı ki beyler, kaçmak için ona benzeyen her kıza yaklaşıyordum, ama nereye baksam ne onu bulabiliyor ne de görebiliyordum. Artık yaza yaklaşıyorduk ve Ebrar bana bir iki mesaj attı, o anda kalbim duracak gibiydi mesajlarda şunlar yazıyordu: (beyler direk şuan elimdeki fotoğraflardan yazacağım)
"Ata kimse bir sen değil"
"Evet 11'de yatağa yattım şuan saat 4 ve bunu düşündüm"
"Beni en saçma holywood genç kız problemlerimde bile destekliyorsun"
"Hep yanımda oluyorsun, belki de gitmeme tek üzülen sendin"
"it gibi tipler buluyorum, onlar beni üzüyor beni yine sen teselli ediyorsun"
"Başka bir kız benden güzelse bile ondan daha güzel olduğum bir iki şey bulmakta ustasın"
"Gerçekten seni çok seviyorum"
"Sırf bunlar için değil seni karşılıksız da seviyorum, çünkü aramızda ne kadar çok şey değişirse değişsin ben seninle tanışmak için Deniz'le konuşan Ebrar olacağım, çünkü ben buyum Ata"
"Seni koccaman seviyorum Ata, hayatımdaki değerini gerçekten anlatamam"
"Lafının arkasında her zaman duran her zaman güvenilir olan, dürüst bir adamsın Ata"
"Gece gece çok saapmisim gibi gelebilir ama değerini her an daha fazla anlıyorum"
"Sahi naparmışım ki ben sensiz?"
"Çoook özledim seni çok artık gelsemde beni eve bıraksan, vapura yürüsen benimle, çinilide bir bira içsek, ben senin içkine karışayım, çok içme diyeyim sen benim sigarama karış"
"Sana 140 tane midye yedireyim gerekirse, cıva zehirlenmesi olursan da başında bekleyeyim"
işte böyle yazıyordu beyler mesajlarda, Masal ile çıkıyordum, her şey mükemmel gidiyordu ve Ebrar bir gece oturup bunları yazıyordu, ne tak yiyeceğimi şaşırdım. -
-
1.
0O kadar erkekle cık atayı unut cocuk sana moral versın onlarda senden ayrılınca ata sensız naparım! bu kızlar cok garıp aga ya degerını anlamak ıcın ılla hayatına bır ordu erkek alıp onların senı uzdugunu gormen mı gerek? suan ebrara agır sınırlendım
-
-
1.
0işte öyle sinirlenmiştik kardeş bizde, düzgün bir bilgisayara geçince fotoğrafları editleyip kızın adını filan editleyip paylaşacağım zaten merak etmeyin, o zaman daha net görürsünüz. Neler olduğunu aslında olayda.
-
2.
0ıstanbuldan ayrılmadan da bır cocukla cıkmıstı senden hemen sonra konsere bırlıkte gıttıgı cocuk belkı o cocuk zorla ellemeye calısmasa ona asık olacak ve senınle yasadıkları seyı o cocukla yasayacaklardı sen yıne ıyı tahammul etmıssın ben olsam tokatlar gecerdım
-
1.
-
1.
-
94.
+1Göremeyenlere yolladım beyler.
-
-
1.
0Pnp atsana banada
-
1.
-
95.
+1Herkese bi zeynep lazim hocam
başlık yok! burası bom boş!