/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +3
    Evet son part:
    Seneler sonra bugün düşününce uzaktakileri yazmak, uzaktakilerden bahsetmek uzaktakilerden konuşmak zor ama işte seneler oldu Ne Ebrar var yanımda o günlerden ne de başka aşık olmaya yakın olduğum kızlar. Ben bağlanmaktan korkmadım diye başıma gelen her türlü eziyet, saçma sapan tüm sevgililer ve diğerlerine rağmen ben buradayken onlar yok, belki hala burada olacak olanları olurdu ama inanın, insan istemiyor. Böyle yoğun bir aşktan 1 sene içerisinde bomtak bir sertliğe iniş yapmak işte insanı asıl o üzüyor. Neden bilmem ama beyler ondan sonra üzülüyor işte insan, öncesinde bunu düşünmek üzmüyor ama zamanla işte insan alışınca üzülüyor sanırım. Neyse ne fazla kurcalamamak en iyisi. Ebrar balo günü 1 sene hiç mesaj atmadığı adama "Şövalyem beni lütfen 7'de al, söz çok güzel olacağım (;" diye mesaj atmıştı. Seneler sonra ekrana boş boş bakmak, belki de unutamamak diye tabir ettiklerini yüz bininci defa yaşamak iyi gelmedi beyler ama biliyordum bu sefer sondu, irem'den Ebrar'ın Amerika'da okuyacağını duymuştum, ses etmemiştim ama bir ihtimalle onu son defa görmüş olacaktım. Babamdan arabayı almak için rica ettim, baloya giderken arabayla gitmek istiyordum. Sağolsun kırmadı izin verdi, vermese de yürüyerek giderdim, nitekim insan her şeyin sonunda ailesiyle kalıyor. Ve ailesiyle kalınca da onları kırmış olmak iyi olmuyor be beyler. işte o gün hazırlandım, kravat takmadım. Beni hep çok sıkar be beyler kravatlar, kendi boynuna ip geçirme derler bazı filmlerdeki taşşaklı abiler, ben hala diyemedim ki "Abicim çok sıkıyor zaten, niye geçireyim?" diye. Çok güzel bir lise hayatım olmuştu, Beşiktaşta evin önüne çektiğimde de ömrümde gerçekten bir çok kişinin çıktığım en güzel kız olarak nitelendirdiği kızı mükemmel bir gece elbisesinin içinde gördüm, ince narin omuzları, ufacık çantası, kocaman parlayan gözleriyle öylece baloya zütürdüm onu. Yolda hep birbirimize önerdiğimiz şarkıları dinledik, her defasında diğer şarkıyı daha heyecanlanarak söyledik bir iki defa mırıldandık. Bazılarında ağlayacak gibi olduk, öylece kaldık. Ama sonra baloya vardığımızda yavaşça kapıyı açtım, inmesine yardımcı oldum. Balo güzel geçti ufak bir slow şarkıda dans etmek istedi Ebrar hanım, karşılıklı dans ettik. "Ata, sana bir şey anlatacağım "diye beni bir köşeye çekti. "Ata, ben gittikten sonra orada çok yalnız kaldım, artık dayanamıyordum çareyi başkalarında buldum, özür dilerim.." "Beni bıraktın gibi hissettim, her baktığım başkasında seni gördüm ama zamanla başkasında başkasını gördüm, seni görmeyi bıraktım. işte o zaman sen benim hatırlamak istemediğim bir anı olarak kaldın, senden uzaklaşmak istedim. Ama seni başkasıyla görünce delirdim, olmadı be Ata, olmadı.. Belki kafayı yedim, belki çok değiştim ama sana demiştim ya hatırlar mısın? Ben hep Rüya'yla atışmalarını görüp seninle tanışmak isteyen Ebrar olacağım diye, ben o Ebrar'ım Ata, lütfen sen de benim için eski Ata ol, ben yine gidiyorum, bu sefer güzel ayrılalım, ne dersin Ata?" Kafamı hafifçe sallayıp "Anlaştık Ebrar'ım" dedim. Öylece şarkı bitene kadar dans ettik, gecenin sonunda arabaya bindik, onu eski günlerdeki gibi eve bıraktım. Hayatta her şey istediği gibi olsun dedim. Ebrar da bana bakıp "Yalnız kalınca ben ben olamıyorum, ben insanlarla mutluyum be Ata, senin gibi yalnızlıkla mutlu olabilsem yapmazdım" dedi. Anlamadım, hala da bunu anlayamıyorum. Ama en azından kendince bahanesi vardı ve o bu bahane çapında, hayatından memnundu. Ee o halde bize tak yemek düşer. Veya senaryo yazarlarının dediği gibi Esas oğlan esas kızın arkasına dönüp apartmana girmesini izler, işte bu kadar be beyler. Biz de bizim hatunun apartmana girmesini izledik, sonra da bir daha başka bir yerde görmedik...

    SON
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Ağladım huur çocuğu mutlumusun :"(
      ···
    2. 2.
      0
      Helal olsun koca Yürekli ayicik fotografları da bekliyorum panpa ailecek takip ediyoruz
      ···
  2. 52.
    +3
    Okullar tabii ki açılmıştı beyler, bahsetmedik ama lise 3 bizim için zorlu bir dönem olmaya başlamıştı, zütümüzden kan alıyorlardı ve biz it gibi çalışıyorduk, dershaneler, haftasonları dolulukları içinde bir tek ortak paylaşımım olan bizim ekiple buluşabiliyordum. Ebrar ile buluşmam zaten mümkün olmuyordu. Haftasonları o da benimle buluşuyordu, döndüğünden beri ilk defa hayatında biri yoktu ve inanır mısınız bu beni inanılmaz mutlu ediyordu, bir yanım hala onunla olmak, geri dönmek istiyordu onunla kalmak istiyordu. Napalım ben böyleydim işte beyler, haftasonları güzel yemeklere zütürüyordum onu, sonrasında o ödüyordu tabii. Aramızdaki 3 yıllık ilişkiden sonra benim paramın kısıtlı olduğunu anlamıştı, ben çaktırmamaya çalışsam da mümkün mertebe o ödüyordu her defasında ödememesini söylüyordum genelde pislik olsun diye teşekkür ederim diyip öpermiş gibi yaparken yanağını ısırıyordum. O günleri de hala özlüyorum, Ebrar insanın çevresinde olunca insanı mutlu eden bir varlıktı fakat ona aşık olduğunuzda sizi inanılmaz üzerdi, bu hikayeyi dinleyen bir kaç kişinin bile Ebrar'a aşık olmasından onun cazibesini az çok çıkartabiliriz sanırım beyler, neyse devam edelim hikayemize biz böyle devam ederken Ayhan diye bir arkadaşım vardı, iyi anlaşırdık ama çok da takıldığımız bir tip değildi, annesi kimya hocasıydı bir gün Ayhan'ın annesi Nurgül hoca beni çağırdı dedi Atakan, Ayhan sana bir şey iletecekmiş ama bulamıyormuş, sana bu kağıdı vermemi istedi dedi. Tabii benim kanım dondu kimse bana tutup da hocayla kağıt gönderecek kadar önemli bir şey yazamazdı, yazsa bile ne anlamı olabilirdi ki? Bildiğim kadarıyla Ayhan son dönem çok hastaydı bir karaciğer sıkıntısı vardı fakat okulda herkesin sevdiği tanıdığı bir tip olduğundan direk dedikoduyu da alan bir elemandı. Fakat şaşırtıcı bir biçimde dedikoduyu dağıtmazdı, sadece içinde olan insanlara söylerdi, bu yüzden onu herkes o kadar severdi, olayın aslını astarını bulmadan kimseyi uyarmayan erkek bir adamdı. Kağıdı alıp cebime attım, korkmuştum. Olabileceklerden hoşlanmıyordum, Ebrar son dönem bana çok mesafeli davranıyor, bir şey istediği zaman sadece yanıma yanaşıyordu. Bu da artık iyice beni kıllanıdırıyordu, hayatında bizim okuldan biri varsa benimle rekabet etmek istemeyeceğini biliyordum, bu yüzden belki de geçmişimizi gizliyor olabilirdi. Ne halt edecektim, kağıdı açmalıydım. Kağıdı açtığımda yüzüm düştü ama o sırada iki sıcacık el beni belimden tutup kafasını sırtıma gömdü, sonra beni güzelce kokladı, gülüp "Atkı için teşekkür ederim Şövalyem" dedi. Kağıdı saklamaya uğraşmak zorundaydım..
    Tümünü Göster
    ···
  3. 53.
    +3
    Kağıtta "Efe'ye dikkat et Ayı, bu seferlik Ebrar için ikinizi kolluyorum" yazmıştı, Efe denen bir çocuk vardı beyler, adını duyar duymaz yıkıldım, çünkü eleman çirkin olmasına çirkindi fakat Ebrar'ın aradığı ilgiyi Ebrar'a gösterebilecek bir çocuktu, bunun dışında inanılmaz derecede zengindi, bazı günler okula spor arabayla filan gelen bir tipti, normal günlerde de şöförle geliyordu zaten, benim bu çocukla yarışmam için şansı bırakın, ihtimal yoktu. Eleman tedirgin olmadan ehliyetsiz Maserati süren bir tipti. Bunun dışında okulda force'u olan Ayhan kardeşimiz de belli ki Ebrar'dan hoşlanıyordu çünkü, bunu benim için değil Ebrar için söylemişti. işte şimdi iki kişiyi halletmemiz gerekiyordu, bunun tek bir yolu vardı o akşam ne yapacağıma karar verecektim, Ebrar'a ne olduğunu söylemeliydim. Ona her şeyi anlatacaktım. Onu nasıl sevdiğimi, aşkımın ne kadar büyük olduğunu ve onsuz bu işe gerçekten dayanamadığımı yanımda olmazsa gerçekten taku yiyeceğimi söyleyecektim. Okul çıkışı biraz konuşabilir miyiz? diye sordum. Kış geliyordu hava soğuktu, "Beni vapura üşütmeden bırakırsan olur Ata" dedi. Anlaştık dedim ben de çıktığımızda vapura doğru yürüdük aşağı doğru inerken ona konuyu açtım, seni seviyorum diyerek başladığım gibi anlattım anlattım ve anlattım iki kelimelik "Peki o zaman" cevabıyla yüreğimi yaktı, ne diyeceğini bilmiyordu çünkü: o böyle bir şeyleri hala hissedebiliyor olduğum ihtmalini çoktan bitirmişti ona göre ben yakın bir arkadaş belki uzaktan arkadaş olmak istediği eski sevgiliydim, durum hiç iyi değildi hayatta tek tutunduğum dal, belki de uzun süredir bir tanem dediğim Ebrar'ı kaçırıyordum elimden, bitiyordu beyler en sonunda. Vapurun önüne geldiğimizde, onu çok kıskandığımı söyledim. Omuz silkti Ebrar hanım, ona göre bu doğal bir olaydı anlaşılan Ebrar'ım lütfen diye yalvarana kadar uzun süre sessiz sessiz oturdu. En sonunda kafayı yiyip sokakta yürüyen dallamaları yanından geçince kıskanıyorum, onlar da senin kokunu alıyorlar, almamalılar diye sinirlendim. Elimi tuttu, gözüme bakıp Ata, sen benim en yakınımsın, gitmeni istemiyorum ama gitmek istiyormuş gibi konuşuyorsun dedi. Haklıydı, daha fazla Ebrar'ın yanında kalmam mümkün değildi, bu kıskançlıkla yakın zamanda birilerini öldürecektim ya da kız iyiden iyiye önüne gelenle çıkmaya başladığı şu dönemde beni de yine elden geçirip belamı tekrar gibecekti. Bu işin böyle kapanmasını istemiyordum fakat başımı olumlu yönde salladım, Ebrar'ım gideceğim ben dedim, mecburum dedim. Aaah, baloyu unutma ama diye yanağıma ufak bir öpücük kondurdu. Ne balosu, heee o balo mu? LAN?!
    Tümünü Göster
    ···
  4. 54.
    +3
    Bir gece Kaan, ben, Deniz toplanıp MFÖ konserine gitme kararı aldık, bu yürüyüşlerden sonra yapılan bedava konserlerdendi beyler o yüzden yürüyüşe katılacak oradan da uzanıp MFÖ'yü dinleyecektik, o akşam dedim içelim artık. Çünkü: Ebrar ile konuşmam şarttı, günlerden pazartesiydi ertesi gün okul vardı ama ben emindim, içecek, içecek gerekirse kapısında yatacak fakat Ebrar'la konuşacaktım, evet okulda hiç konuşmuyorduk en son onu gördüğüm zaman ise fi tarihinde kalmıştı, yurt dışı sınavlarına giriyor okula pek uğramıyordu fakat onu görmeliydim, gerekirse bu akşam evine gidecektim. O yüzden cesaretlenmek amacıyla deli gibi içmeye başladım, bir iki şişe biradan sonra zaten nedense kafam çakır keyiflik mertebesine erişmişti, ömrümde hiç böyle kolay sarhoş olmamışım ama beyler o akşamki efkarla beraber bana bir shot tekila filan verseler zaten ben uçarak giderdim Beşiktaşa beyler. Fenaydım, Caddebostan sahilde yerde oturmuş biraları yudumluyorduk. Yanda bir ekip gitar çalıyordu, MFÖ çıkıyordu artık yavaş yavaş. Biz de ayaklandık MFÖ ile birlikte dinlemeye başladık, bu sırada ben Ebrar'a mesaj atmaya karar verdim. "Seninle konuşmak istiyorum yalvarırım bana yaz" dedim. Sonra da kendime inanamayarak bir şekilde yolladım beyler mesajı. Ama Cem Yılmazın dediği gibi öylece havada yakalayasım geldi o mesajı yani öyle tutabilmek isterdim.
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa fotoları bana da atsana ozelden
      ···
  5. 55.
    +3
    Beyler evin içinde ufak bir problem oldu, halletmem gerekiyor bir şekilde bir 10-15 dakikaya burdayım. Yeni part hazır olmak üzere.
    ···
    1. 1.
      0
      kasabı ben açacam seri panpa
      ···
    2. 2.
      +2
      hızlı
      ···
  6. 56.
    +3
    Deniz bana bakıp direk sarıldı, "Kardeşim benim sen Ebrar'dan sonra mı bozdun be? Sen sevgilisi olana yazmazdın Ayı, biliyorsun be kardeşim dost acı söyler en çok senin başına geldi niye hala yapıyorsun başkasına?" Öylece bakakaldım, Deniz çok haklıydı ama beyler inanır mısınız? Ben şuanda bunu istiyordum, o yüzden bahaneyi sıktım. "Ayrılmışlar oğlum" dedim. Güldü, "Ulan bilmiyor musun Nilgün'le o pekekenti, iki günde bir ayrılıp tekrar barışırlar, o çocuk o kızı tapulu malı gibi koruyor, Murat'ın başına gelenleri bilmiyorsun galiba?" Murattan pek haberim yoktu beyler, ama o gün öğrendiğim kadarıyla olay şuydu Murat Nilgün'e yazıyordu, Nilgün'ün sevgilisi bu olaydan hoşnut olmayıp şehir dışından istanbuldaki arkadaşlarını arayıp Üniversiteli tayfaya kendince liseli avlattırıyordu. Tabii ben sadece güldüm devam ettim. Nilgün'ün kadıköyde kendi evi var zaten oğlum, kimsenin haberi olmaz işte diyiverdim. Deniz de bana dik dik bakıp, birader git lan hadi dedi. Haklıydı, o halde bu son gün bir daha yapmam söz dedim? Anlaşmıştık. Kafasını salladı, hadi bugünlük eyvallah derken o ben tuvaletten çıktım. Tekrar Nilgün'ün yanına gittim. Bir bira daha söyledik artık oturmuş sanki sevgililer nasıl oturursa öyle oturuyorduk, bir elim dizindeydi fakat çok ileride tutmuyordum. Diğer elim de masadaydı öylece oturuyorduk, ömrüm boyunca sevgililerimle öyle oturmayı sevdim, arkadaşlarımla bazen masda otururken kol atarım arkadaşıma, gizli bir şey söyleceksem o zaman söyleyebilirim, ama sevgilimle bir türlü öyle oturamadım, birbirine sokulup oturmayı ben de severim ama sevgilime genelde o zaman tek kolumla tam bir sarmalama yaparım, kol atma değil yani. Neyse sonuç olarak öyle oturduk Nilgün'le sonra da 4. biradan sonra kalkıp evine gittik. Evin kapısını açar açmaz yatağın üstüne oturdum, kitaplarına ve odasına bakıyordum. Öylece takılıyordum işte, bir sigara filan yaktım etrafa bakınırken gülümsedim, Ebrar'ın odası kadar bir evde, Ebrar'ın yakın bir arkadaşını gibmek üzereyken aklımdan ne geçtiğini ben bile merak ediyordum beyler.
    ···
    1. 1.
      0
      panpa denizle hala görüşüyormusun
      ···
    2. 2.
      +1
      Evet Deniz Kaan ve Orhanla görüşüyorum geri kalan tayfa etrafa dağıldı, bir sene evvel de Deniz ve Kaanla aynı evde kalıyordum fakat aileler tabii biraz sıkıntı çıkardı, aynı şehirde yaşıyoruz niye evdesiniz lan siz diye kızıp bizi ayırdılar ama genel anlamda hep beraberiz.
      ···
  7. 57.
    +3
    Bir kaç gün Ebrar arka masamızda oturuyordu. Fakat çok defa olarak "off öğle yemeği koymuyorlar bana keşke şuradan çukulatalı gofret alsam, çok üşüyorum hiç yürüyemem" diyordu. Zeynep Ebrar her bunu söylediğinde kulağıma yaklaşıp fısıldardı, uzun süre gülerdik sanki komik bir şey söylemiş gibi, bazen omzuma veya sırtıma hafifçe dokunarak Ebrar'ı öylesine züt ederdi. Pislik olsun diye yaptığımızı biliyorum ama yalan yok kendimi kötü hissederdim beyler, n'olursa olsun benim gibi "Ağır abi olacağım" felsefesini benimsemiş adamın işi değildi. Fakat Ebrar'ı kıskandırmak çok işimize geliyordu. işte bilen bilir Oscar Wilde'ın bir şiiri vardır. Tuncel Kurtiz de okumuştur, Ezel dizisinde "Herkes öldürür sevdiğini" diyerek. işte ben de Ebrar'ı böyle öldürdüm belki de beyler, hala bazı geceler yatıyorum, tavana bakıyorum ve de benim hatam olup olmadığını düşünüyorum, Eğer ki yanlış ben de değilse Ebrarda mıydı? Eh, Ebrar hata yaptıysa ben niye üzülüyordum, keşke bilseydik, keşke söyleyebilseydik ama işte anlamak mümkün değildi be beyler. Ama o kıskançlığın altındaki zavallı küçük, bana ihtiyacı olan kızı hep görür gibi hissederim hala. Belki de çook aşağılarda şuanda olduğu kişinin en altlarında bir yerlerde o da sıkışmıştır diye umarım. Umut işte, bir gün ben de Ebrar'ı kafamdan atmadığımdandır belki, belki de sadece pisliğineydi inanın o an ne hissettiğimi hatırlamıyorum. Bizim oradaki bakkaldan bir Albeni aldım. Ebrar'a. Masasının yanından geçerken yavaşça Ebrar'a uzattım, "Pardon, öğle yemeğinin yerini tutmaz ama hiç bir şeyden iyidir" dedim ve arkamı dönüp kendi masama Zeynep'in yanına oturdum, Zeynep her sabah bizimle kahvaltıya gidip sonra Kadıköy'de teyzesinde kalıyordu. Güzel günlerdi işte bizim için de vakit geçirme oluyordu. Ebrar'ın yüzündeki o anki gülüşü hiç bir şeye değişmem hani böyle bir şeyi kaybedersiniz ve aylar sonra en ihtiyacınız olduğu anda o şey sizin gelip tutar ya elinizden, öyle bir şeydi işte. Öyle bir gülümseme, öyle güzel gözler. Belki de yine kendimi kaptırıyordum.
    ···
  8. 58.
    +3
    bacın gibim rüya
    ···
  9. 59.
    +3
    Ben iki tane "Papaz karası" dedim, Kral tekeldeydik beyler modanın orada, bizi orada severlerdi, tanırlardı da adam baktı, dedi şişesi 8 liraya yapayım mı sana? Dedim olur abicim uygundur ancak Rüya'nın surat ifadesini görmeliydiniz. "Napıyorsun sen ya şişesinden ucuz şarap içirtçeksin bana?" dedi. Bakışlarımı iyice yüzüne kitledim, kaşlarımı çattım. Görmek istemişti, gösteriyordum ben de. Biz böyleydik beyler, şişesinden ucuz şarap içmişliğimiz çok vardı ve kolay sarhoş olmanın yolu da buydu, Rüya'nın ters bakışları eşliğinde şarapları aldık ve beraber moda sahile indik beyler, görmeliydiniz. Hatun ömründe modanın o dik merdivenleri inmemişti belliydi, öyle mal mal iniyordu. Ona bakarken Ebrar'ın sevimliliğini hatırladım, sadece bir anlığına gözümün önünde Ebrar belirmiş gibi hissettim sonra kafamı sallayıp bu görüntüyü aklımdan kovdum. Bizimkileri çimlerin üstünde bulduk beyler, Kaan gitarını çıkarmıştı, beni görür görmez gitarı bana pasladı bir iki defa tıngırdattıktan sonra geri verdim, şarabımı açtım yere çöktüm, Erkan, Kaan ve Deniz dik dik Rüya'ya bakıyordu, ben de elimle gösterdim "Rüya hanım bizim sahilde ne yaptığımızı merak ediyormuş beyler" Madem öyle, dedik. Onu da getirdim, bizimkiler kafalarını salladı. Rüya bana bakınca "Çok soğuk Ayıcık, azıcık yanına geleyim mi?" dedi. Bizimkiler bana tuhaf tuhaf bakmaya başladı. Ben de kafamı öylece salladım, Rüya dibime gelip ceketimin fermuarını açıp içine girdi, sonra da fermuarı tekrar kapattı "Şimdi daha iyi değil mi?" dedikten sonra bana iyice sokuldu. Aslında kötü bir insana benzemiyordu, ama benlik değildi, şarabın tıpasını açmaya çalışırken bir klagib olarak şarabın içine düşen tıpa yüzünden deli gibi sinirlendim. Fakat yapacak hiç bir şey yoktu, Rüya'yla dönerek şarabı içmeye başladık, Kaan güzel şarkılar çalıyordu, gözümde ise Ebrar canlanıyordu, Rüya'nın suratında sahilin ışıkları dans ediyordu. Öylece uzun süre oturduk beyler, sanki zaman durmuş gibiydi. Sonra da yanımıza bir iki tinerci yaklaştı, Rüya'nın yüzünde korktuğunu gördüm.
    ···
  10. 60.
    +3
    Adam gibi duzenli hikaye yazan bir sen varsin kardesim
    ···
  11. 61.
    +2
    Bade'yi uyuttuktan sonra sessizce yanından kalkıp tekrar tuvalete gittim öylece ekrana baktım, o muallak saat farkı şimdi dostum olmuştu, Ebrar benden 8 saat geriydi, saat dörttü ve ona saat 8'de mesaj atabilecektim. O bana oranın saatine göre 11 sularında atmış olduğu için aradan 9 saat geçmiş olacaktı fakat olsun. Önemli değildi, elbette cevap verecekti, inanıyordum. Ebrar'ın attığı mesaja "ben de seni çok özledim, prensesim" diye cevap verdim. Ebrar'ı gerçekten çok özlüyordum beyler, her gün onu düşünerek uyuyordum. O zavallı kızın benim yanımda olmasını istiyordum, tedavisini içten içe merak ediyordum. Ebrar bana biraz oradaki yaşantısından bahsetti o akşam, saat 6'ya kadar tuvalette kaldım. Öylece tuvaletin kapağını kapatıp oturup oradaki yaşantısını mal mal okudum beyler. Okulu çok güzelmiş. Ama formaları çok ferreya benziyormuş, tabii bunu o söylemedi ben söylüyorum, gecenin bir saati telefona bakarak mal mal sırıtıyordum beyler. Tedavisi iyi geçiyormuş, her şeyi yerindeymiş ama Türkiyeden gittiğinden beri bir depresyona girmiş, beni arada bir ne olarak gördüğüne karar veremediğini de aslında ben sezer gibi oldum beyler. Orada biriyle çıkarken aslında beni de özlediğini söyledi fakat o çocukla çıkmadan önce Martin diye iyi bir arkadaşım var diye bana anlatıyordu, adeta hem iyi arkadaşı hem sevgilisi gibi görüyordu beni. Belli bir süre geçti tabii Şili'de her gün ev partileri yapılıyordu, tahminimce sonu da bizimkiler gibi yiyişmeli skişmeli geçiyordu. Ebrar için endişeleniyor onu kıskanıyordum. Ama o bana arkadaş gibi de davranıyor, bazı geceler sevgili gibi de davranıyordu. Beni çok sevdiğini hala biliyordum ama saat sabahın 6'sında bunları sakin kafayla düşünmem mümkün değildi. "iyi geceler ben yatıyorum" diyerek yatağa döndüm. Bade'ye iyice sokulup sarıldım, kokusunu içime çektim. Ebrar'ın yanından bile geçmiyordu,
    güzel kokuyordu ama benim alıştığım gibi değildi.
    ···
  12. 62.
    +2
    Rüya bize bakarak içkinin de verdiği etkiyle sanırım en sonunda itiraf etti bize bakarak. "Para için bazen insanlarla birlikte oluyorum" dedi. Hepimiz o anda kanımız donmuş bir biçimde kaldık, kıza hep huur diyorduk ama gerçekten de öyle olması durumu biraz kalbimizi kırmıştı. Ailenin durumuyla mı alakalı diye ona baktım, "Hayır sadece ben bunu istediğim için" demesiyle sarsılmıştık. Kız şehir dışından geliyordu beyler, bahsetmiştm. Ailesinden belli bir süre sonra ona para yollamayı kesmesini istemiş, kendince kendi ayakları üstünde durmaktan hoşlanıyormuş. Fakat kafede çalışmalar, işte uzun saat işe dayanamamış dediğine göre, zaten kafeden bir çocukla çıkıyormuş o sıralarda, bu çocukla bir iki defa "sevişmişler" ondan sonra da kız genelde lise çapında özel okullardaki elemanlara eskortluk yapıyormuş. işte çocuklar ne kadar para verirse ona göre sadece yemek yediği bile oluyormuş bazen, bazenleri yemekten sonra bunların evlerine filan da gidiyormuş. Beyler kızın huurluk ruhuna da işlemiş herhalde zamanla. Öyle bir hatun olmuştu ki istediği her şey için ciks'i kullanır hale gelmişti. Ama kimseyle çıkmamıştı Lise boyunca da, onunla tanışmak için millet sıraya girmişti fakat kimseyle çıkmamıştı, ilk başlarda biz bunu gösterip de vermediği için sanmıştık fakat o akşam öylece kala kalmıştık beyler, ne tak yiyeceğimiz bilemez halde oturduk. Rüya bana dönüp "Ben kalkıyorum Ayıcık" diyip güldü. Sonra da yanımdan çıkıp tekrar o yürüyerek çıkamadığı merdivenlerden çıktı, merdivenlerin sonundan taksiye binip gittiğini gördüm, üzgün bir biçimde gitmesini izledim. Böyle durumlarda kendi derdim de dert miymiş? be dediğim çok olurdu ama Rüya bunu isteyerek yapıyordu, ailesinin parası vardı. Sadece kendi de dediği gib istediği için kendi ayakları üstünde duruyordu. Bense Ebrar'ı kaybetmeyi hiç istemezdim, dertleşme sırası en sonunda bana gelmişti, Ebrar'ı kaybettim beyler, her şeyin sonuna kadar kaybettim diyebildim, bizimkiler kalkıp bana sarıldılar, öylece kalakaldık beyler. 4 iyi arkadaş buz gibi havada sahilde şaraplarla, sigara paketleriyle ayakta duruyorduk.

    Edit: Tuvalet molası, gelirim birazdan, soruları cevaplar devam ederiz.
    ···
  13. 63.
    +2
    Vay amk o kadarda özledim yazmıştı..
    ···
  14. 64.
    +2
    Zeyneple sohbetlerimize bu şekilde devam ettik, ona Ebrar'ı anlattım, nasıl seviştiğimize kadar her şeyi anlattım beyler, kısa süre içerisinde Zeynep'le Ebrar gibi olmuştum, ne idüğümüz belli değildi. Ama arkadaş olmak için fazla güçlü duygular içerisindeydik fakat öte yandan ben hala Ebrar'ı düşünüyordum, bir yandan Zeyneple bir şeyler yaşamayı çok istiyordum fakat bir türlü Ebrar'ı kafamdan çıkartamıyordum, kız kibar tabirle zaten "çirkindi" kendisi de kendine böyle derdi, yüzü pek güzel olmasa da vücudu gerçek bir sporcunun vücudu gibiydi, öyle manken gibi kızları sevenler için idealdi fakat ben bunlar için istemiyordum onu, sadece Ebrar'ı unutturabilme ihtimali için istiyordum onunla bir şey yaşamayı, Ebrar'ı kaybettikten sonra sevgi açlığım bir daha hiç geçmedi beyler. Her gün daha da kötü oldu. Hala da geçmiş değil, fakat unutmaya çalışıyoruz. Zeynep'in gösterdiği yol da kendinde işe yaramıştı fakat bana gelince pek işe yaramadı, nitekim Zeynep benimle bir iki defa beraber olmak istedi, bunu biliyorum çünkü: onun da buna ihtiyacı vardı, benim de ondan çok buna ihtiyacım vardı fakat bir kere bile olmadı. Kaan ve Deniz bir kaç defa "Aranızda ne var?" diye sorunca yalan söyleyerek öyle işte kanka sevişiyoruz biz demiştim, mecburdum buna yoksa kim sevişmeyi red edecekti beyler? Kız yüzü hariç manken gibi bir kızdı yüzü de ortalama sayılabilecek durumdaydı. Ama ben artık ciddi şekilde hasarlıydım, biri ne zaman ciks dese aklıma direk Ebrar gelirdi beyler, hiç abartmıyorum. ilk başta benim onunla yaptıklarımız gelirken sonraları kabuslara dönmeye başladı, bir kaç kabusumda Ebrar'ın Efe'yle olduğunu görüyor fakat bir türlü onlara ulaşamıyordum, bir tanesinde ise giriş kapısı gibi bir yerdeydim (eski köy evlerinde olur, giriş vardır sonrasında devamı gelir) işte hol denebilecek bir yerdeydim. Kapılar ve perdelerin arasından Efe'yle Ebrar'ı görüyor fakat bir şey yapamıyordum, belli bir süre sonra ciks sözcüğü Ebrar'la başkalarını hatırlatmaya başlamıştı beyler, Ebrar'ı her hatırladığımda üzülür olmuştum, çoğu geceler yalnızlığımda öylece oturuyor, kabus görmemek için PC başında vakit geçiriyordum. Nasıl benim güzel Ebrar'ım gidip de böyle olmuştu? Nasıl Ebrar'la Zeynep'i bu kadar yıkmışlardı, peki ya Ebrar'ı ben mi yıkmıştım? Bunu onunla konuşmalıydım ve kesinlikle öğrenmeliydim.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 65.
    +2
    Tinerci her zamanki gibi yaklaşıp, abicim biraz şarap verir misin? bee diye sordu, Rüya dibime yanaşıp kulağıma fısıldadı. "Ata benimkini ver lütfen çok korkuyorum ben ver gitsinler" diyebildi. O sırada Kaan gülüp, "Hoşgeldiniz abi otursanıza azıcık" biz de dertleşiyorduk dedi. Bizim bazen masada dertleşmelerimiz olurdu beyler. Herkes bir kere dertleşir sonra aramızda bilen varsa onun en sevdiği şarkıyı çalardık, hep beraber söylerdik, içkilerden birer yudum alır dertleşmeye devam ederdik. Sırayla başladık, Tinerci abilerden biri benim derdim bana yeter gençler siz takılın diyerek yan taraflarda oturan başka gruplardan şişe toplamaya gitti. Biz de diğer tinerci abinin hikayesini dinledik, abi iki defa içeri düşmüştü, birinde mahallesindeki torba tutan elemanı bıçaklamış diğerinde de sevdiği kızın yavuklusunun dizine atmıştı. Eleman sakat kalmıştı filan, tabii bunları duyunca ister istemez biz de korktuk beyler ama adamdan zarar gelecek olsa bize bunları anlatmazdı, yanında topladığı şişelerden birini getirip sonunda kalan birayı boşalttı, bana da biraz şarap koy genç dedi. Şarabı aldıktan sonra da bir iki yudum içip, size ziyade olsun diye ayağa kalkıp gitti. Sırayla dertleştik, Erkan irem'le yeni ayrılmıştı morali inanılmaz bozukken bize irem hakkında hikayeler anlattı, hepimiz sabırla dinledik. Ardından sıra Deniz'e geldi, Deniz'in sevgilisi ingilterede saçma bir yaz okuluna gitmiş ve orada onu Bursalı bir elemanla aldatmıştı. Olaylar üstüste gelmişti beyler bu olayların hepsi bana Ebrar'ı hatırlatmaktan başka bir işe yaramıyordu. En son sıra Kaan'a gelince hiç aşık olmadım beyler dedi, bir daha tokuşturup içtiğimizde. Rüya öylece oturuyordu herkes ona döndüğü zaman öylece baktık, bir şeyler itiraf etmesini bekledik.
    ···
  16. 66.
    +2
    Nilgün'le beraber içmeye başladık o dönem Türkiyeye bu gibindirik ithal biralar yeni giriyordu, Nilgün de bizim Ebrar hanımdan ve Efe beyden görmüş, çok ithal hafif meşrep acaip bir bira söyledi beyler, birayı tadınca ağzınızda hafif kaymağa benzer bir tat kalıyordu. Alkolü de yüksekti ama meretin. Garip bir tadı ve garip bir adı vardı şuanda pek hatırlamıyorum ama beni sarmadı pek, alışmışım Efes zütübüyük 50 CL'e keser mi 33'lük benim gibi ayıyı? Kesmedi zaten beyler, ulan dedim ben bu işi çözerim. Birer de Efes söyledim 50'lik buz gibi fıçıdan şişe pahalı diye, onu da gömdüm diğer birayla karıştığında ağızda bıraktığı tat da çok garipti ama Nilgün sevmişti. Biz Deniz'le şakalaşıyorduk, Nilgün'ün üstünde okul eteği vardı, çorap morap da yoktu beyler bir yandan Denizle şakalaşırken parmağımı gezdirdim bacağında öyle, ama niye yaptım inanın bilmiyorum. Kız sarhoş değildi belki çakır keyifti ama hiç ses etmedi, bir ara elimi aldı öyle biraz daha yukarıya bacağının üst kısımlarına kasıklarına doğru çekti, bu sırada Nilgün'ün farketmediği bir anda (sigara arıyordu çantasında) Deniz kaş göz yaptı bana, "Kanka hayırdır babından" Ben önce kafamla aşağı işaret ettim sonra da sağa doğru kafayı sallayıp çıkmasını işaret ettim. Deniz hemen yanındaki kıza bir şey sallayıp kalktı beyler, o an artık fırsat gelmiş kapıyı çalıyormuş gibi hissetmiştim. Belki Ebrar'dan kurtulabileceğim bir kız hayatıma girecekti.
    ···
    1. 1.
      0
      ıste gormek ıstedıgım manzaralarrr bu arada zeynep noldu ?
      ···
    2. 2.
      0
      ben hala ebrara aşığım panpa :DDD kızı öyle bir tanıtmıştınki soğumak elde değil panpam
      ···
    3. 3.
      +1
      kanka kız daha napsın cocuga hala nasıl sogumadın :D
      ···
    4. 4.
      0
      kanka kızı öyle minik tatlı bişe olarak tanıttki bu şeytanlıkları onun yaptığına inanasım gelmiyor yapsa yapsa rüya huursu yapar kanka :D
      ···
    5. 5.
      0
      ruya samımı kız parası olan benı sıker dıyo ama ebrar tatlı gorunup en cok acıyı verıyor oyle kızlar cok uzer be panpa
      ···
    6. 6.
      0
      ulan ben hala soğumadım, adam nasıl soğusun :P, şaka bir yana tavuk dürüm kardeş zaten hikayenin bu senesi full böyle o yüzden hazırlan. Zeynep'e gelince sırası geliyor onun da ufaktan.
      ···
    7. 7.
      0
      panpa ebrarın hiç fotosu yokmu o zamanlardan yüzünü şey edip atsan görünüşünü çok merak ettim
      ···
      1. 1.
        0
        var kardeş de öyle pek atmak istemiyorum yani çünkü asıl olayı yüzünün şekerliğiydi.
        ···
      2. 2.
        0
        anladım panpa senin istediğin olur kral sensin şu efeyi inş dövmüşündür ağlarım yoksa
        ···
      3. diğerleri 0
    8. 8.
      0
      zeynepı boslamayalım kanka tam benım sevdıgım kız profılı tıpsız ama fızıgı var :D sex yapmak ıcın cok cok ıdeal ve ben oyle kızlara cok azıyorum neden bılmem yuzu guzel olup fızıgı de guzel olunca bu kadar azmıyorum
      ···
    9. 9.
      0
      panpa ben profili güzel kızlara daha çok azıyorum çirkin kızı niye gibek panpa
      ···
      1. 1.
        0
        sımdı soyle tıpsız oludugu ıcın onu tavlamak daha kolay ve fızıgı cok guzel o yuzden ona yapacakların aklına gelınce azma olayı oluyor bende
        ···
      2. 2.
        0
        panpa zekana hayran kaldım yine
        ···
      3. 3.
        0
        :D :D haklılık payım yok mu? guzel ve fızıgı manken gıbı olan kızı zor sıkerız zaten paramız yok oyle altımızda araba da yok ama zeynep gıbıyse cok hoj olur
        ···
      4. 4.
        0
        her zaman haklısın panpa rüya gibi kız çok hojdir ama bizane
        ···
      5. 5.
        0
        ruya ayrı zaten o kızın tıpı de guzelmıs baya etkıledı benı ruya fızıgı falan
        ···
      6. diğerleri 3
    10. diğerleri 7
  17. 67.
    +2
    Ebrar gittikten sonra okul başlayana kadar hiç dışarı çıkmadım, odamda yiyor içiyordum, dışarıya çıkmak istemiyordum zaten kimseyi görmek de istemiyordum, bu süreç boyunca bol bol Meriç gibi binleri düşündüm nasıl Ebrar'ı elimden kolayca alabildiğini. Şilide de bunlar olacaktı değil mi? Hepsinin peşinden Ebrar gitmeyecek miydi? Gidecekti, bunları düşünüp odamda sessizce oturuyordum, uzun süre tıraş olmuyor, berbere zaten gitmiyordum, sakallarım o dönem fazla çıkmasa da çıkıyordu, saçlarım da iyice uzuyordu, arada bir Ebrar'ın attığı mesajlara odaklanıyordum, saat farkından dolayı fazla görüşemiyorduk fakat attığı her mesaj beni kendime getirmeye yetiyordu. Her defasında o telefonun kornamsı sesiyle göğsümün kafesine sığmıyordu yüreğim. Durumlar fenaydı, o üzüntü halimden beni çıkartabilecek kimse yoktu, babam durumun farkına varsa bile yardımcı olamıyordu, depresyondaydım beyler ağır bir biçimde hiç bir ilaç, hiç bir sigara hiç bir alkol durumumu iyiye zütürmüyordu. Ebrarsız o yazın sonları tak gibi geçmişti, 1 ay adeta hayattan soğumuş bir biçimde evde yattım. Fakat kendime bir de söz verdim bizimkisi imkansız olan olacaktı, ben Ebrar'ı o da beni bekleyecekti.
    ···
  18. 68.
    +2
    Ebrar'ı beklediğim bu süre boyunca 1 sene ki bir kaç güzel hikaye çıkardım, bunları 5-6 part ile anlatmayı düşünüyorum, Ebrar gittikten kısa bir süre sonra okullar açıldı, bu süre içinde saçlar sakalları uzun bir adam okulun kapısından içeri girdiğinde herkesin onu görmesiyle korkması bir oluyordu, çünkü ne yemek yiyordum, ne de normaldeki neşeliliğimi koruyabiliyordum. Hayatıma çeki düzen versin diye bir iki kişiyle çıkmak iyi gelebilirdi ama ya Ebrar'ım? kendini kenara atılmış hissetmesin diye kızların yüzüne bakmadım. Hiç konuşmadım, görüşmedim beyler. Mümkün mertebe Kaanla Denizle, Alphanla, Orhanla ve Burakla takılıyordum, bu ekibi aramızda oluşturduktan sonra barlarda ufak çaplı avlara katılmaya başladım beyler, aslında genel anlamda bizimkilerin kız tavlamasına, telefon almasına yardım ediyordum. Öyle bir nokta geldi ki artık kızlar benim sohbetimden bizimkilerden daha fazla zevk almaya başladılar. Öyle bir hale gelmişti ki konuşurken ben artık kızlarla konuşuyor onlarla anlaşıyorduk, kızlar inanılmaz derecede benimle çıkmak istemeye başlamıştı. Ben bunu artık Ebrar'dan sonra kızlara olan heyecanımı kaybetmeme bağladım. Diğer arkadaşlarım ise binliğe vurdular, yavaş yavaş nefret ettiğim yavşak tiplere dönüşüyormuş gibi hissetmeye başladım. Kendimi her kıza yürüyüşümde kötü hissediyordum fakat Ebrar'ı hiç aldatmıyordum, hiç bir kızın numarasını almamış, hiç biriyle konuşmaktan daha ileriye gitmemiştim. Ebrar'la olan konuşmalarımız ilerliyor gibiydi. Ama her şey 1-2 aya taka saplanacaktı.
    ···
  19. 69.
    +2
    Ebrar'ın benden uzaklaşmasını adım adım izledim beyler, hiç bir şey yapamadım. Ben de hala bıraktığı gibi değildim, ama ne olursa olsun Kürkçü Dükkanı ve Tilki hikayesi gibi ilerliyordu ilişkimiz ben ne olursa olsun ona dönüyordum ama tahmin edersiniz ki Kürkçü dükkanlarında birden fazla kürk oluyor be beyler. Ebrar güzel kızdı, hem de en güzelinden iki sene sonra yakın bir arkadaşım olan Zeynep diye bir kıza resmini attığımda, bana "harbi çok hoş kızmış lan" diyecekti. işte o güzel kızı yavaşça kaybettim ben beyler, her gün nefes kaybeder gibi. En sonunda yine değişim programından italyan bir çocukla çıkmaya başladı, ve inanamazsınız ama beyler her gün benimle çocuğu konuşurdu. Artık Ebrar'ın davranışları da değişmeye başlamıştı, tedavisinin de etkisiyle, hayatında yapamadığı şeyleri yapmayı deniyor, sigara ve esrar içmeyi deniyordu. Bu ikisi de kişiliğine korkunç etki ediyordu. Yavaşça kaybettim ben Ebrar'ımı, bana sevgilim diyen şövalyem diyen Ebrar, Ata'dan başka bir şey demez oldu zamanla, zamanla kilo verdi Ebrar 10 kilo kadar, 55 kiloydu ben onu yolladığımda, döndüğünde 45 kilo olmuştu. Çok hoş kızdı, kilo verince yüzü de ortaya çıkmış daha güzel olmuştu. Ve bilir misiniz nasıl canım yanıyordu başkasının onunla beraber fotoğraflarını görünce, Ebrar artık düzenli ilişki işini bırakmış olmalıydı, sürekli sevgili değiştiriyordu. Ben mi? Ben işte tam böyle bir dönemde hayatımda tanıştığım gerçekten iyi bir kızla tanıştım ve o kızı belki en çok incittim ama o kız o kadar iyiydi ki, ses etmedi..
    ···
  20. 70.
    +2
    kardeş hikayenin içeriği olsun anlatım tarzın olsun baya sarıyo lan 2 gündür merakla okuyoz aq :D
    ···