-
1.
0hayatımın aşkı başkasıyla evleniyor. sevip de kavuşamayanlar buraya.
alın size mükemmel mükemmel ötesi bir şarkı:
http://fizy.com/#s/1ahuuk
-
2.
0üzüldüm bin
-
3.
0beyler yok mu aşk yarası olan incici bin?
-
4.
0ben varım lannn
-
5.
0@4 şarkıyı dinle dostum harika tek kelimeylen
-
6.
0ben varım lannn
-
7.
0ben varım lannn
-
8.
0@5 şarkıyı dinle dostum harika tek kelimeynen
-
9.
0ben varım lannn
-
10.
0gibicem amk açmayın böyle başlıklar
-
11.
0ben varım lannn
-
12.
0mimar gibtirtme lan ananı
-
13.
0ben varım lannn
-
14.
0yalın efsanesi ayrılık şarkılarının..2.20de hüsnü şenlendirici reyizzz konuşturmuş gene klarneti
- 15.
-
16.
0vahhhhhhh
-
17.
0üşenmeyin okuyun lan binler... güzel yazı...Tümünü Göster
adi̇l deği̇ldi̇r
... ve gerçekten olmuştu. hislerim çürümüştü. hani bir elma önce küçük bir
çürükle gözünüze gayet lezzetli görünür ama aradan geçen zamandan
sonra onun o mideyi (kötü bir biçimde) etkileyici görüntüsü ve kokusundan
nefret edersiniz. bu da böyleydi. kalbimdeki yara git gide büyüyor ve
kalbimi çürütüyordu. rengi gitmişti. elma kızarıklığı yoktu. çürümüş dal
rengindeydi artık. i̇çi bomboştu. bir ceviz kabuğu gibi. ona ihtiyacım yoktu.
aslına bakarsanız hiç olmamıştı. ben aşk olmadan da yaşayabilenlerdendim.
birinden hoşlanmak aşık olmak benim için zorunlu bir şey değildi. bir
zamanlar sadece eğlenceydi. sonra gerçekten ona kapıldığımı anladım.
belkide unutamadığım ve hala onu gördüğümde kalbimde o çürümüş
kalbimde kelebeklerin uçuştuğunu hissedebiliyordum. ama bu aşk değildi.
özlemdi sadece diyelim... sonra gerçekten uzun sürebileceğini düşündüğüm
insanlar. ve sonra o. ve sonra acı. beni sevmediğini bile bile onu sevmek acı
vermesinin yanında kalbimi çürütmüştü. bunun neden olduğunu biliyordum.
ben kendi kalbimi kendim yok etmiştim. bir çeşit robot gibiydim. yok et
düğmesine basmak yeterlidir robotlarda ama; ben bunun içinde acı
çekmiştim. nasıl bir yaranız dikilirken ve sonra dikişler açılırken acı
çekerseniz öyleydi. ya da daha farklı olarak etinizi derinden kesmek gibiydi.
eğer daha önce bileklerinizi kesmişseniz anlayabilirsiniz. aslına
bakarsanız "ölüm" "intihar" ilk defa gereksiz görünmüştü. saçmalıktı.
ruhumun kaybolmasını ya da bedenimin soğuk bir zemin altında
çürümesini istemiyordum henüz. sadece kalbim yeterli olur dedim ve yok
ettim. uzun sürdü ama başardım...
artık hissettiğim hiçbir şey yok. kalbim benden ayrılırken onun adını
fısıldadı ve onu sonsuza kadar seveceğimi söyledi. mantığımsa onu
sevdiğimi biliyor ama hissetmiyor. vücudum eskisi gibi titremiyor, ya da
uzun bir süre nefessiz kalmıyorum. sadece adı geçtiğinde ve benle
konuştuğunda kısıtlandığımı hissediyorum. buda bir süreç tabi. hiçbir
şey hissetmemekten korkmaya başladım. ya bir gün gerçekten
hissiz olup çıkarsam. ya biri bana kalbimi geri vermesse (ki vermeyecektir
ondan şöyle söyleyeyim) ya kalbim kendini iyileştiremez ve kendinden de
vazgeçerse... o zaman yaşamanın anlamsız olduğunu anlayabilirdim
belkide. ama şimdilik değerli. en azından o var. bunu hissederek
söylemiyorum. sadece biliyorum. birde delik acıyor sanki ateş almış
etrafını ve yakıyor. bunu hissettiğim kesin. bunu bile hissedemiyeceğimi
düşünmek korkmama neden olabiliyor.
şimdilik bildiğim bir şey var... o da artık çocuk değilim ve çoğu şeyi olgunca
yapabiliyorum. onlar zeki olduğumu anlayamıyor ama yakınlarım olgun
olduğumu söylüyor. bu acı veriyor. bunu bildiğim için mantıklı düşündüğümü
bildiğim için özellikle bunun geçmemesinden korkuyorum...
özet:en iyisinin taa dıbına koyiim... -
18.
0@14 ayrı ülkelerden yürümüo dimi bin ya suan benim fransadan var sevgilim 4 sene dayanırsak evlencez amk
-
19.
0emo partisi gibi olmuş yahu beni bile duygulandırıcaksınız oğluuumm yapmayın hadi hadi hı hı evet.
-
20.
0“Su çekildi, göründü sanki zamanın dibi
Korkuyorum, bu akşam kıyamet varmış gibi…”
Allah’a hamdolsun ki, varlığıyla ilgili çelişkilere düştüğümde bile, mahşer yerini andıran zihnimde ufak kuşkular tarafından kuşatılmış olsa bile mühkem bir kale gibi dimdik ayakta duran sevdan vardı. Korku ve endişe dolu düşüncelere hep o sevdaya güvenip dalardım. Bilirdim ki zifiri karanlıkların arasında bir fener ışıldardı, o korku ve endişe deryasının acımasızlığında fikirlerime yol gösteren bir fener…Gün oldu, gece oldu, vakit doldu. Duruldum. Ne olduysa bundan sonra oldu. O’nun varlığından şüpheye düşen bir akıl, durulduğunda ne yapmaz? Evhamlar, o mühkem kaleyi yavaş yavaş gölgelerken sesiyle, varlığıyla,ruhuyla o feneri besleyen de nasibini aldı olanlardan. Neticesi halimdir velhasıl. Varlığından şüpheye düştüğüm en dar vakitlerimde umudum oldu. Kendisi mi,varolmasına dair taşıdığım ümit mi?
Göreceğiz…