1. 1.
    +4
    okuduğunuz belli edin beyler, gece gece zaten geriliyom anlatırken, bir de siz suskun kalmayın
    ···
  2. 2.
    +4
    kuçuk iışık hüzmelerine yaklaştığımızda bir kalabalığın orada olduğunu ve yerde boylu boyuna uzanmış bir nesnenin etrafında dizlerini kırarak oturduklarını farkettim. yaklaştıkca bunun bir nesne değil beyaz bir örtüye sarılmış insan bedenine benzer bir şey olduğunu anlamam zor olmadı.
    ···
  3. 3.
    +3
    biraz yürümüştüm ki, arkamdan bir öksürük sesine benzer bişey. yüreğim yerinden çıkacak gibi. sonra adımlarını duymaya başladım, ayaklarımın bağı çözülmüştü artık.
    ···
  4. 4.
    +3
    içimdeki merak korkuya galebe çalınca geri dönüp baktığımda malum şeyin ormana daldığı kısımdan bana doğru hafif gülerek baktığını gördüğüm. kalbim bir kaç saniyeliğine durmuştu. yüzü fazlasıyla beyaz, gülümsemesi görüp görebildiğin en korkunc hissi uyandıran bir boşluk duygusunu yansıtıyordu.
    ···
  5. 5.
    +3
    okuyan yoksa, ben de yatatım madem. ilgili bulursam devam ederim
    ···
  6. 6.
    +3
    el mahkum, çıktık dışarı her zamanki taktik kafayı yerde bir noktaya dikip yürümek eller gozlerin yanında bayırdan aşağıya iniyorum. hava da tam dolunay olmasa da ona yakın bir ay var. yani herşeyin karanlık gölgesi yerd eoyun oynuyor. hızlı adımlarla bayırı bitirdim (yürüyerek 5-6 dakika sürüyor) ve sonrasında biraz daha rahatlamış bir şekilde nezmi amcanın evine gidip gripinleri aldım. geri döndüm ve bayıra yaklaşmışken aynı pozisyonu terar aldım.
    ···
  7. 7.
    +3
    yavaşca kalabalığın içine doğru yaklaştım. hiçbiri bana bakmıyor örtüye sarılı şeye doğru yönelmişti. sanki dünya durmuş benim o örtüyü açıp bakmamı bekliyor gibiydi.
    ···
  8. 8.
    +3
    eve dogru yurudukce sesler belirginleşse de, o gün bugün duydugum en ızdırap dolu seslerin bunlar olacağını bilemezdim. ev yaklaştıkca ayın gölgesinin duvarlara yansıması sanki evin canlı bir bedeni olduğu izlenimi uyandırıyor içinden gelen seslerle insanın için onca yaşadıklarından sonra korku salabilmeyi başarıyordu.
    ···
  9. 9.
    +3
    korkum biraz olsun azalmışken, gecenin bu vakti bu gidişin tuhaflığı kafamı kaldırıp arkasından bakmamla bir kabusa döndü, ayakları çıplak ve ters duruyordu.
    ···
  10. 10.
    +2
    adımlar yavaş yavaş yaklaştıkca sanki zamanın durdugunu hissettim, aklımdan kuzen ya da dedemin olduğu secenekler gecerken, hafif zayıf biraz da uzunca biri yanımdan yavasca onume doğru gecti biraz yurudukten sonra ormana dogru daldı.
    ···
  11. 11.
    +2
    yerde yatan kuzenin söyleyemediği ama ama benim söyleme gereken bir şeyler varmış gibi "evet seni bekliyoruz" dercesine bakıyordu gözlerimin içine.
    ···
  12. 12.
    +3 -1
    Başkent Ankara'yı ele geçirmek için Tümgeneral Selahattin Kaplan komutasındaki 28. Tümen, Tuğgeneral Yusuf Demirdağ komutasındaki Zırhlı Eğitim Merkezi (Etimesgut), Süvari Yarbay Reşit Çölok komutasındaki 43. Süvari Alayı, Binbaşı Hakkı Bozkaya komutasındaki Tank Taburu (Harp Okulu arkası) gibi birliklerin ikna edilmesi ya da etkisizleştirilmesi gerekirdi.

    23 Mayıs Pazartesi, harekât tarihi 25 Mayıs 1960 olarak kararlaştırılmış ve parolalar belirlenmiştir: zamanında gerçekleşirse "Dündar Seyhan'ın oğlu sınıfını geçti.", ertelendiği takdirde "Dündar Seyhan'ın oğlu bütünlemeye kaldı."

    27 Mayıs 1960 sabah saat 3.15'te piyade birlikleri ve süvari grubu, 3.30'da tanklar hareket etti. Saat 4.36'da Albay Alparslan Türkeş tarafından radyoda okunan ilk bildiri ile harekat bütün Türkiye ve dünyaya ilan edildi.

    ilk olarak Tuğgeneral Yusuf Demirdağ evinden alınıp Harp Okulu'na getirilmiş ve nezarethaneye kapatılmıştır. Bundan sonra Refik Koraltan getirilmiştir. 2. Ordu komutanı Orgeneral Suat Kuyaş da enterne edilmiştir. Celâl Bayar Çankaya Köşkünde Veteriner Tuğgeneral Burhanettin Uluç, Topçu Yarbay Abdullah Tardu, Kurmay Albay Sami Küçük tarafından gözaltına alınmıştır. Bu arada komite üyelerinden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komutanı Kurmay Albay Osman Köksal da yanlışlıkla içeriye kapatılmıştır.
    ···
  13. 13.
    +2
    o ana kadar kıpırtısız duran masanın arkasındaki karartı yerinden doğrulup yanımıza geldi. onun yüzü bambaşkaydı, kapkaranlık ne gözleri ne de başka bir organını seçemek mümküdü, diğerlerinden alabildiğine cüsseli, diğerlerinden alabildiğine ürpertici bir hali vardı.
    ···
  14. 14.
    +2
    aloo okuyor muyuz. boşa yormayım kendimi, gerçi biraz da itiraf edip rahatlamak var niyette
    ···
  15. 15.
    +2
    o an tüm yüzler bana döndü, öylesine şaşırmıştım ki o yüzleri daha önce farketmediğime. hepsinin yüzü beni evden buraya getirenin yüzüyle aynıydı, ayın işığından seçilebildiği kadarıyla elbiseleri herşeyi tıpatıp aynıydı. beyazlık öylesine belirgindi ki, ama bildik açık bir beyaz değil, hafif kirli kirçe bezer bir beyazlık ve sanki yüzlerine yapışmış o anlamsız tebessüm. biran yaşadığım hiçbirşeyin normal olmadığını, neden ve niçin orada olduğumu farkedince korkuyla birlikte etrafta neler olduğunu da görmeye başladım.
    ···
  16. 16.
    +2
    geldiğimiz yer aslında hiç de ormanlık gibi değildi. az biraz ilerimizde bir masa ve arkasında oturan o zaman tam da seçemediğim bir karartı. hemen sağ tarafıda bir odun ve üzerine saplanmış bir balta. biraz daha ileride bizim oaraların evlerine hiçbenzemeyen rek katlı evden gelen loş bir ışık. çok iyi bildiğim ormanda olmadığımızı anlamıştım artık.
    ···
  17. 17.
    +2
    sanırım bir on dakika orada bekledim. aklımdan atmaya çalıştım. ellerim titriyordu, onların geçmesini bekledim. sonra eve girip gripini hemen girişteki masaya bırakıp "baba, giripin masada" diyip tuvalate daldım. neyse uzatmayım, tuvalet filan derken, zaten vakitte biraz geç olduğundan direkt yatağa girdim. ama uyuyamıyorum. aynı olayları kafamda binlerce kez yaşarken ne kadar süre geçti tam hatırlamıyorum ama tam gözlermi kaparken, odada bir karartı olduğunu hissettim.
    ···
  18. 18.
    +2
    artık korkulacak tüm korkuları korktugumdan, kafamda kurdugum ne varsa bir adım ötesini yaşadığımdan, kuzenin denizden getirildiği günkü görme korkusu kalmamıştı üzerimde, yavaşca örtüye doğru elimi uzatıp, örtünün ucundan çekerek nesnenin bir tarafını açtım.
    ···
  19. 19.
    +2
    korkudan değil, sanki bana bir şey söylemeye çalışan ama bir türlü söyleyemeyen kuzenin, o tahrip olmuş, yeryer morluklar barındıran gözleri yarı açık yüzün karşısında kim olsa nutku tutulurdu zaten.
    ···
  20. 20.
    +2
    o an bir yere gidemiyeceğimi, kaçmak istesem kaçamayacağımi anlamıştım. beni oraya getiren kişi karşıma gecip yüzüme daha yakından baktığında o günden sorna bir daha unutmayacağım bir bakışa muhatap olduğumu bilemezdim. o karanlığı delen ve adeta insanın içine bakan gözlere ne kadar uzun süre bakılabilirdi. kacıramıyordum da gözlerimi. sanki içimde itiraf etmem gereken bir şeyi çekip çıakrmak istiyor gibiydi.
    ···