-
51.
+2kulağıma çok yüksek bi gürültü geliyordu, konuşma sesleri, bağırışmalar, çığlıklar ve çok güçlü bir uğultu. o kadar şiddetli bir rüzgar ki üzerimdeki gömlek titremekten bir hal oldu. rüzgar aşırı güçlü ama beni itemiyordu. sanki arkamda bi duvar varmış gibi sabit şekilde arkaya itiliyorum. sanki saçlarımı kökünden kazıyacak gibiydi rüzgar. cihazın vurduğu ışık hala olduğum noktayı gösteriyordu ama ışın dahada büyümüş bir şekilde gözüküyordu. kırmızı ışık git gide mor renge dönüyordu. sadece göz bebeklerimi hareket ettirebiliyordum.
yaklaşık 2-3 saat boyunca kas katı şekilde kaldım, yanıma kimse gelmedi, adamlar uyanmadı sanırsam ama ben rüzgarın soğukluğundan donmak üzereydim ve vücudum bu yüksek basınçlı rüzgarı kaldıramayacak duruma gelmişti. göz kapaklarım sanki yüzümden ayrılıyormuş gibi, her seferinde bulunduğum durumdan daha kötüsü olamaz diyordum ama oluyordu. mora dönüşen ışık çok parlak, lapis mavisine dönmüştü ve doğrusal ışık çok fazla büyümüştü. -
52.
+3bulunduğum duruma neredeyse alışmıştım. tam düşünceler arasında kaybolacakken aşağıya baktığımda bulunduğum noktayı gösteren ışık kaybolmuştu ve vücudumun gölgesi önümde ki duvarda gözüküyordu. çok geçmeden ışık tüm odayı kapladı ve 3 saniye sonra cihaz patladı. oda da bulunan adamlar duvara savrularak yere yapıştı. o kadar şiddetli çarptılar ki deprem etkisi gibi bulunduğum yer sarsıldı, yada ben öyle sandım.
sarsılmanın etkisiyle kum, taş dökülme sesleri geldi ve üzerinde bulunduğum blok çatlamaya başladı. rüzgarın etkisiyle yanımda büyük bir gaz bulutu oluştu ve oluşan gaz bulutu rüzgarın doğrultusunu ayaklarımın altına alarak beni yukarı doğru yükseltmeye başladı. yerden olan yüksekliğim hızla artıyordu.
yükseldikçe yükseliyordum ve rüzgarın şiddeti git gide artıyordu. -
53.
+2--okuyan dostlar için devam--
rüzgarın etkisiyle inanılmaz derecede hızlı bir şekilde yukarı doğru yükseliyordum. nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı içime bir mutluluk gelmişti. bir süre sonra yavaşça karanlık olan etraf griye daha sonra ise gözleri kör edecek derecede beyaza büründü. rüzgarın etkisiyle göz kapaklarım ve çenem saatlerce açık kaldı, haliyle artık yüzümü ve vücudumu neredeyse hissedemiyordum durmadan karıncalanmalar ve kasılmalar...
yükseliş esnasında kulağıma cızırtı şeklinde bir ses geldi ve gerisi yok...
uyandığımda evimin kapısının önünde belirdim. o bayıldığım an, anahtarı yerleştirip bayıldığım ana gelmiştim. karşı komşum yanımdaydı ve yüzüme kolonya sürüyordu, iyi misin, ne oldu sorularıyla beni karşıladı.
ne yani yaşadıklarımın hepsi birer rüya mıydı? orada bayılıp kaldığımda böyle bir rüya mı görmüştüm? imkansız, yaptığım her şeyi harfiyen hatırlıyorum ve hissettiğim her şey aklımdaydı... -
54.
+1komşuya teşekkür edip, bir şeyimin olmadığını ve yorgunluğumdan dolayı başımın döndüğünü söyleyip istirahat etmem gerekiyor diye kibar bir şekilde evine yolladım ve kapımın üstündeki kilidi çevirip içeri girdim. tüm yaşadıklarımın bir rüya olduğu düşüncesiyle odama gittim ve sözlüğe girip kafamı dağıtmak adına birkaç başlık okudum.
yatağıma çekildim ve yaşadıklarımı yada yaşadığımı sandığım anları düşünmeye başladım ve uykuya daldım...
sabah alarmımın çalmasıyla birlikte üzerimi giyinip iş yerime doğru yola koyuldum her zamanki gibi. yollar trafik, parklar çocuklarla dolu, etraf cıvıl cıvıl, marketlerin hepsi açık, şehir gayet hareketli. bunları gördükçe mutlu oluyordum.
iş yerime vardığımda ofisime girdim ve bilgisayarımı açtım. yapacağım ilk şey bilgisayarın içindeki tüm dosyaları tek tek taramak olacaktı çünkü bu olayların bir anlamı olmalıydı. bilgisayarımın açılmasını beklerken evraklarıma kaydı gözüm. evrakların arasında simsiyah bir a4 kağıt gözüme çarptı. -
55.
+1okuyan dostlarıma küçük bir hatırlatma;
okuyan bir kişi bile kalsa sonuna kadar anlatacağımdan emin olun. belki 1 saate devam der 3-4 saate devam ederim belli olmaz, ama devam edeceğimden emin olun, işini yarıda bırakmayı sevmeyen biriyim. sözlüğe girip özellikle başlığı bulup hikayenin devdıbını okuyan arkadaşlara ayrı teşekkür ederim. devamı geliyor. -
56.
+2siyah a4 kağıdını diğer evrakların arasından çektim ve üzerine yazılmış beyaz yazıları okumaya başladım. kağıtta şunlar yazıyordu;
"bu kadar aksiyon yeter. eğlendin mi? nasıldı ama? bence senin için çok heyecan verici bir şey olmuş olsa gerek çünkü hiçbir insanın hayatında böyle şeyler olmaz. en kısa sürede görüşelim, ofisine bi çayını içmeye gelirim >)"
kağıdı okuduğum gibi yumakladım ayağa kalkıp duvara fırlattım. hıncımı tam bilgisayardan çıkaracaktım ki daha cevaplandıramadığım soruların olduğunu hatırladım. hemen dosya taramasını yaptım. -
57.
+2bilgisayarımda 6300AU.txt adında bir dosya gördüm. dosya bugün saat 08:16 da oluşturulmuştu. bu ne demek oluyordu? bu ismin anlamı neydi?
bir anda beynimde şimşekler çakmaya başladı. o köyün içindeki evin bodrum katında ruhani varlıktan sonra gördüğüm rüyada yaşlı bir adam bir kağıt uzatmıştı ve kağıdın üzerinde aynen bu şekilde 6300AU yazıyordu. hemen dosyanın üzerine çift tıkladım ve önüme
"oturduğun apartmanın teras katına gel" yazısıyla karşılaştım. pek oralı olmadım ve işime devam ettim ama aklım hala ordaydı. evime döndüm ve televizyonu açtım. ani bir şekilde elektrikler kesildi ve şiddetli bir yağmur başlamıştı.
kısa süre sonra elektrikler geldi ve televizyondaki tüm kanallar çekmiyordu. sinyal yok hatası veriyordu. anlaşılan teras katına çıkıp çanakları kontrol etmem gerekiyordu. acaba... hayır bunu düşünmek kesinlikle saçmalıktı. tesadüf olmalı diyerek terasa doğru çıktım. -
58.
+2terasa çıktım ve çanakla uğraşırken inanılmaz güçte bir yıldırım terasın kapısına çaktı ve şiddetiyle beni yere savurdu. ayağa kalktım, çıkan kuvvetli ışık yüzünden gözlerimi ovuşturuyordum. etrafımı göremeyecek kadar gözlerim zedelenmişti. gözlerimi ovuştururken omzuma inanılmaz ağır bir elin çöktüğünü hissettim ve ani bi şekilde arkamı döndüm. gözlerimin ağrısından etrafı hala göremiyordum.
omzumdaki el o kadar ağırdı ki resmen beni yere diz çöktürecekti. gözümü ovuşturdum ve etrafı az biraz görmeye başladım ve direk omzumdaki elin sahibini görmek adına arkamı döndüm ve... -
59.
+3devdıbını yarına yazmayı düşünüyorum. bu sayfaya kadar gelebilen dostlarıma selamlar olsun, hayırlı geceler...
-
60.
+1kimse yoktu ama birinin elini omzuma attığına garanti verebilirdim. çanağı düzelttim ve tam terastan inmek üzere kapıya yöneldim ve yıldırımın etkisiyle kapının küçük bir kısmı dairesel şekilde delinmiş ve binanın ışığı daire yansıyor ve o ışıkta bana yardım eden komşumun çanak antenine yansıyordu. bunu gözardı ederek kapıyı kendime doğru çektim ama yıldırımın etkisiyle kapının sağ tarafı erimiş bir nevi demir lehimlenmişti.
yağmur şiddetini arttırıyordu ve ben kapıyı açamıyordum. tekmeliyordum ama hemen yanımda olan bina bile sesi duyamıyordu. çıkmaya uğraşırken 2041 yılında yaşadıklarım aklıma geldi. buraya çıkmıştım ve zincir çapayı alıp aşağı katlara atarak inmiştim. çapanın olduğu yere doğru ilerledim ve o sırada kulağıma gülme sesleri geldi. sağıma soluma baktım ve bi şey göremedim. çapayı aldım ve kapıyı kırmaya başladım. çok şiddetli bir şekilde vurdum ve delikten yansıyan küçük ışık kayboldu ve yağmur inanılmaz derecede hızlandı. gökyüzü hiç iç açıcı değildi. kapı bir türlü açılmıyordu ve sırılsıklam olmuştum. terası dolaşmaya karar verdim. -
61.
+1terası dolaşırken yerde bir telefon gördüm. telefona dokunduğum an tüm rüyalarım ve 2041 yılındaki olaylar tamamen gözümün önünden geçti ama bu 1 saniye gibi kısa bir zamanda gerçekleşti. elime aldığım şey bir telefon değil o gün, o simsiyah çıkışı olmayan odadan beni kurtaran cihazdı. ama ne alaka yani burada ne işi vardı? en son cihaz odada patlamıştı, yada ben öyle sanmıştım. çok ilginç olaylar dönüyordu.
elimdeki bu telefon benzeri şeye bir damla yağmur suyu düştü ve çok şiddetli bir gökgürültüsüyle tüm gökyüzü aydınlandı. aydınlanmanın etkisiyle olsa gerek gökyüzünde küçük bir noktada beyaz bir yıldız belirdi, yıldız hareket halindeydi ve git gide büyüyordu. gökyüzünü izleme başlamıştım ve yıldız büyüyerek dairesel formundan doğrusal forma doğru geçmeye başladı. bir tünel gibi hayır size şöyle anlatabilirim. uçaklar gökyüzünden geçerken arkalarından doğrusal ince uzun beyaz bir bulutumsu tarzı toz bırakır ya aynı ondan.
gökyüzünde zig zag çizen cisim terasa doğru yaklaşmaya başladı. ortamda çok şiddetli bi gürültü ve fırtına kopmaya başladı. sanki antik çağlardan kalma mamutların uğultu sesleri gibi inanılmaz derecede ürkütücü bir uğultu. rüzgara karşı koymak için teras kapısının kolundan sıkı bir şekilde tutunmaya başladım. gökyüzündeki cisim resmen bana doğru geliyordu. hızlandı ve bir anda beni içine çekti.
---SEZON SONU---
ilk sezon biraz kısa ve anlaşılmaz olsada ikinci ve üçüncü sezonları beğeneceğinizden emin olabilirsiniz, okuyan ve ilgilenen arkadaşlara teşekkürler. ikinci sezon bugün 1-2 saat içerisinde yeni açılacak başlıkta devam edecek. -
62.
+1hikayenin devamı, SEZON 2: http://www.incisozluk.com...ya-demi%C5%9Ftim-sezon-2/