-
76.
+1varlık yok oldu ve rüyam devam etti. rüyamın devamında yaşlı bir adam bana bir kağıt uzattı ve kağıtta 6300AU yazısını okudum. bu yazıyı aklımda tutmam gerekiyordu ve uyanana kadar unutmam gerekiyordu. rüya bitti başka rüyalar gördüm ve uyandım. şansım yaver gitmiş olmalı ki yazıyı unutmadım ve uyandığım gibi telefonuma kaydetmek üzere not defterini açtım. adamlardan biri hemen maydanoz oldu ve beni sorgulamaya başladı. kaçamak cevaplar verdim ve onu atlattım. notu telefonuma kaydettim ayağa kalktım ve odayı dolaşmaya başladım.
adam bana ne aradığımı sordu, bir şey olmadığını ve sadece canımın sıkıldığını söyleyerek onu geçiştirdim. tam erzak dolabına gittim adam koşarak yanıma geldi.
a: yerinde olsam onlara dokunmazdım.
b: erzağınız umrumda değil sadece içinde neler var görmek istiyorum.
a: seni ilgilendirecek bir şey yok. buradan uzaklaş, kan çıkmasın.
b: siz neler saçmalıyorsunuz kardeşim? kan çıkmasın falan? hayırdır yani ne olacak, polis, asker yok diye beni mi öldüreceksiniz? hadi öldürün bakalım. madem çıkış yok öldüründe leşimin kokusuyla yaşayın aylarca, belkide yıllarca. bekliyorum hadi.
adam bunun üzerine gözlerimin içine odaklanmış bir şekilde yanımdan ayrıldı. erzakları karıştırmaya başladım, rüyamda ki varlığın söylediği, beni buradan kurtaracak şeyin burada olduğunu söylemişti... -
77.
+1bekliyoruz...
-
78.
0Rezörvıd
-
79.
+1önce sakinleştim ve erzak dolu dolabın içini açtım. aceleci davranmak dikkat çekmemi sağlayacaktı, o yüzden olabildiğince doğal davranmaya başladım.
dolabın içinde çikolatalar, bisküviler ve koli koli litrelik su şişeleri vardı. son kullanma tarihlerine baktığımda ise üretim tarihinin 2040, son kullanma tarihinin ise 2042 olduğunu gördüm. ama bir dakika. söylenilene göre bu olay 2016 da yaşandı ama nasıl oluyor da erzakların üretim tarihi ve tüketim tarihi bulunduğum evrenin zamanıyla uyuşuyor?
adamın söylediklerine göre şehirde kendilerinden başka yaşayan kalmamıştı. yine kafam aşırı derecede karışmıştı ve amacımdan sapmamı sağlamıştı. ama dolabın yanından ayrılmadım ve içinde bi çanta buldum. -
80.
+1çantanın içinde elektronik bir cihaz buldum. üzerinde herhangi bir tuş yoktu. üzerinde marka vb. yazmıyordu.
hemen el çevikliğiyle adamların göremeyeceği şekilde cebime attım. aradığım şey büyük ihtimalle buydu. adamlarla pek konuşmuyordum. yine yatacağımı söyledim ve köşeme çekildim. telefona benzeyen cihazı kurcalamaya başladım. herhangi bir girişi, ses açma kapama, kapatma vb. hiçbir opsiyonu bulunmuyordu. dümdüz telefon ekranı gibiydi ve arkasıda siyah krom kaplama, çelik gibi bir şeydi. elektronik bir cihaz olduğu kesin gibiydi ama ne yapacağımı bilmiyordum.
yine düşüncelerimle ne yapacağımı, cihazı nasıl harekete getirebileceğimi düşünürken uykuya daldım. tesadüfe bakın ki bu sefer rüya görmedim. yaklaşık 2 saat sonra tekrar uyandım ve adamların uyuduğunu gördüm. -
81.
0telefonumu açtım ve kodların yazdığı not defterini açtım. kağıdım ve kalemim yoktu ama aklıma parlak bir fikir geldi. telefonun üzerindeki tuşları cihaza hizalayarak yani yansıtarak yansıma bir klavye elde ettim ve harflerin yansıdığı cam ekranın üzerine yazan kodları aynı bir telefonun klavyesinden yazıyormuş gibi bir bir girdim cihaza.
kodları girdim ve hiçbir şey olmadı. sinirlendim ve cihazı cebime alarak tekrar uyudum. yaklaşık 47 dakika sonra uyandım ve cebimde inanılmaz bir sıcaklık, elimi cebime attığımda cihazın çok ısındığını ve sürekli titreşim yaptığını fark ettim. cihazı yere bıraktım ve yerde titreyerek hafif hafif yol almaya başladı fakat titreşimin yere çarpmasıyla çok rahatsız bir ses çıkmaya başladı. bu seste uyuyan adamları rahatsız edecekti ve uyanmalarını sağlayacaktı. onlar uyanırsa başım belaya girebilirdi. o yüzden şuan bunu yapmak iyi bir fikir değildi. ama cihaz git gide ısınıyordu, patlama riski yüksekti ne yapacağımı bilmiyordum, ne yapacağımı düşenecek fazla zamanım kaldığını da pek sanmıyordum. -
82.
+1Devam et usta
-
83.
+3düşünecek kafam kalmamıştı ve ne yapacağımı bilmiyordum. cihazı yerden aldım ve elimde hızlı bir şekilde sallamaya başladım. salladıkça koluma farklı bir enerji nüfuz etmeye başladı. sanırsam işe yarıyordu.
kısa süre sonra cihazı tekrar yere bıraktım ve titreşimin kesildiğini fark ettim ama yaydığı sıcaklık artıyordu ve neredeyse tüm odayı ısıtmıştı. aradan 7 dakika geçtikten sonra yerde duran cihazın sol köşesinden kırmızı bir x ışını doğrusal bir şekilde bir noktayı işaret etmeye başladı. bu olay beni fena heyecanlandırmıştı. ışık çok zayıftı ama bir noktayı işaret ediyordu.
yerimden doğruldum ve sessizce cihaza dokunmadan noktaya doğru yol almaya başladım. sessiz olmalıydım. aksi takdirde adamları uyandırabilirdim. ışık hüzmesinin gösterdiği noktaya ilerledim ve bir şey olmadı. 3-4 dakika bekledim ve hiçbir şey olmadı. tam geri dönecektim ki bir anda vücudum kas katı kesildi ve kıpırdayamaz hale geldim. bacağımdan çok serin terler akmaya başladı ve dilim damağım ani bir şekilde kurudu. kıpırdayamıyordum ama çok şiddetli bir rüzgar yüzüme çarpıyordu. -
84.
+2kulağıma çok yüksek bi gürültü geliyordu, konuşma sesleri, bağırışmalar, çığlıklar ve çok güçlü bir uğultu. o kadar şiddetli bir rüzgar ki üzerimdeki gömlek titremekten bir hal oldu. rüzgar aşırı güçlü ama beni itemiyordu. sanki arkamda bi duvar varmış gibi sabit şekilde arkaya itiliyorum. sanki saçlarımı kökünden kazıyacak gibiydi rüzgar. cihazın vurduğu ışık hala olduğum noktayı gösteriyordu ama ışın dahada büyümüş bir şekilde gözüküyordu. kırmızı ışık git gide mor renge dönüyordu. sadece göz bebeklerimi hareket ettirebiliyordum.
yaklaşık 2-3 saat boyunca kas katı şekilde kaldım, yanıma kimse gelmedi, adamlar uyanmadı sanırsam ama ben rüzgarın soğukluğundan donmak üzereydim ve vücudum bu yüksek basınçlı rüzgarı kaldıramayacak duruma gelmişti. göz kapaklarım sanki yüzümden ayrılıyormuş gibi, her seferinde bulunduğum durumdan daha kötüsü olamaz diyordum ama oluyordu. mora dönüşen ışık çok parlak, lapis mavisine dönmüştü ve doğrusal ışık çok fazla büyümüştü. -
85.
+3bulunduğum duruma neredeyse alışmıştım. tam düşünceler arasında kaybolacakken aşağıya baktığımda bulunduğum noktayı gösteren ışık kaybolmuştu ve vücudumun gölgesi önümde ki duvarda gözüküyordu. çok geçmeden ışık tüm odayı kapladı ve 3 saniye sonra cihaz patladı. oda da bulunan adamlar duvara savrularak yere yapıştı. o kadar şiddetli çarptılar ki deprem etkisi gibi bulunduğum yer sarsıldı, yada ben öyle sandım.
sarsılmanın etkisiyle kum, taş dökülme sesleri geldi ve üzerinde bulunduğum blok çatlamaya başladı. rüzgarın etkisiyle yanımda büyük bir gaz bulutu oluştu ve oluşan gaz bulutu rüzgarın doğrultusunu ayaklarımın altına alarak beni yukarı doğru yükseltmeye başladı. yerden olan yüksekliğim hızla artıyordu.
yükseldikçe yükseliyordum ve rüzgarın şiddeti git gide artıyordu. -
86.
025 reserved
-
87.
+1bu nasıl hayal gücü yarabbi devam
-
88.
+2--okuyan dostlar için devam--
rüzgarın etkisiyle inanılmaz derecede hızlı bir şekilde yukarı doğru yükseliyordum. nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı içime bir mutluluk gelmişti. bir süre sonra yavaşça karanlık olan etraf griye daha sonra ise gözleri kör edecek derecede beyaza büründü. rüzgarın etkisiyle göz kapaklarım ve çenem saatlerce açık kaldı, haliyle artık yüzümü ve vücudumu neredeyse hissedemiyordum durmadan karıncalanmalar ve kasılmalar...
yükseliş esnasında kulağıma cızırtı şeklinde bir ses geldi ve gerisi yok...
uyandığımda evimin kapısının önünde belirdim. o bayıldığım an, anahtarı yerleştirip bayıldığım ana gelmiştim. karşı komşum yanımdaydı ve yüzüme kolonya sürüyordu, iyi misin, ne oldu sorularıyla beni karşıladı.
ne yani yaşadıklarımın hepsi birer rüya mıydı? orada bayılıp kaldığımda böyle bir rüya mı görmüştüm? imkansız, yaptığım her şeyi harfiyen hatırlıyorum ve hissettiğim her şey aklımdaydı... -
89.
+1Devam
-
90.
+1komşuya teşekkür edip, bir şeyimin olmadığını ve yorgunluğumdan dolayı başımın döndüğünü söyleyip istirahat etmem gerekiyor diye kibar bir şekilde evine yolladım ve kapımın üstündeki kilidi çevirip içeri girdim. tüm yaşadıklarımın bir rüya olduğu düşüncesiyle odama gittim ve sözlüğe girip kafamı dağıtmak adına birkaç başlık okudum.
yatağıma çekildim ve yaşadıklarımı yada yaşadığımı sandığım anları düşünmeye başladım ve uykuya daldım...
sabah alarmımın çalmasıyla birlikte üzerimi giyinip iş yerime doğru yola koyuldum her zamanki gibi. yollar trafik, parklar çocuklarla dolu, etraf cıvıl cıvıl, marketlerin hepsi açık, şehir gayet hareketli. bunları gördükçe mutlu oluyordum.
iş yerime vardığımda ofisime girdim ve bilgisayarımı açtım. yapacağım ilk şey bilgisayarın içindeki tüm dosyaları tek tek taramak olacaktı çünkü bu olayların bir anlamı olmalıydı. bilgisayarımın açılmasını beklerken evraklarıma kaydı gözüm. evrakların arasında simsiyah bir a4 kağıt gözüme çarptı. -
91.
+1okuyan dostlarıma küçük bir hatırlatma;
okuyan bir kişi bile kalsa sonuna kadar anlatacağımdan emin olun. belki 1 saate devam der 3-4 saate devam ederim belli olmaz, ama devam edeceğimden emin olun, işini yarıda bırakmayı sevmeyen biriyim. sözlüğe girip özellikle başlığı bulup hikayenin devdıbını okuyan arkadaşlara ayrı teşekkür ederim. devamı geliyor. -
92.
+2siyah a4 kağıdını diğer evrakların arasından çektim ve üzerine yazılmış beyaz yazıları okumaya başladım. kağıtta şunlar yazıyordu;
"bu kadar aksiyon yeter. eğlendin mi? nasıldı ama? bence senin için çok heyecan verici bir şey olmuş olsa gerek çünkü hiçbir insanın hayatında böyle şeyler olmaz. en kısa sürede görüşelim, ofisine bi çayını içmeye gelirim >)"
kağıdı okuduğum gibi yumakladım ayağa kalkıp duvara fırlattım. hıncımı tam bilgisayardan çıkaracaktım ki daha cevaplandıramadığım soruların olduğunu hatırladım. hemen dosya taramasını yaptım. -
93.
+2bilgisayarımda 6300AU.txt adında bir dosya gördüm. dosya bugün saat 08:16 da oluşturulmuştu. bu ne demek oluyordu? bu ismin anlamı neydi?
bir anda beynimde şimşekler çakmaya başladı. o köyün içindeki evin bodrum katında ruhani varlıktan sonra gördüğüm rüyada yaşlı bir adam bir kağıt uzatmıştı ve kağıdın üzerinde aynen bu şekilde 6300AU yazıyordu. hemen dosyanın üzerine çift tıkladım ve önüme
"oturduğun apartmanın teras katına gel" yazısıyla karşılaştım. pek oralı olmadım ve işime devam ettim ama aklım hala ordaydı. evime döndüm ve televizyonu açtım. ani bir şekilde elektrikler kesildi ve şiddetli bir yağmur başlamıştı.
kısa süre sonra elektrikler geldi ve televizyondaki tüm kanallar çekmiyordu. sinyal yok hatası veriyordu. anlaşılan teras katına çıkıp çanakları kontrol etmem gerekiyordu. acaba... hayır bunu düşünmek kesinlikle saçmalıktı. tesadüf olmalı diyerek terasa doğru çıktım. -
94.
+2terasa çıktım ve çanakla uğraşırken inanılmaz güçte bir yıldırım terasın kapısına çaktı ve şiddetiyle beni yere savurdu. ayağa kalktım, çıkan kuvvetli ışık yüzünden gözlerimi ovuşturuyordum. etrafımı göremeyecek kadar gözlerim zedelenmişti. gözlerimi ovuştururken omzuma inanılmaz ağır bir elin çöktüğünü hissettim ve ani bi şekilde arkamı döndüm. gözlerimin ağrısından etrafı hala göremiyordum.
omzumdaki el o kadar ağırdı ki resmen beni yere diz çöktürecekti. gözümü ovuşturdum ve etrafı az biraz görmeye başladım ve direk omzumdaki elin sahibini görmek adına arkamı döndüm ve... -
95.
+3devdıbını yarına yazmayı düşünüyorum. bu sayfaya kadar gelebilen dostlarıma selamlar olsun, hayırlı geceler...