/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +11
    ilk sezonu okumak isteyenler için:
    http://www.incisozluk.com...-r%C3%BCya-demi%C5%9Ftim/

    • *SEZON 2 ÖNSÖZ: hikayenin ilk sezonundan anlayacağınız üzere, inci sözlükte paylaşılan hikayelerden çok daha değişik tarzda hikayeler yazıyorum.

    portalın beni çekmesiyle gözümü çok güçlü bir ışık aldı ve o an portalda neler yaşadığım hakkında hiçbir şey hatırlamayarak yolculuk sonrasında dağlık bir alanda uyandım. dağlık dediğime bakmayın gayet işlekti, etrafımda hep köyle ve dip dibe konuçlanmış küçük köy evleri vardı. toprak ekilmiş, soluduğum hava değişikti ve burnumu acıtmıyordu, benim haricimde her şey çok doğaldı.

    herhangi bir köy evine doğru yürüdüm ve yaşlı bir amcayla selamlaştım. bana nereden geldiğimi sordu. yaşadıklarımı ve olanları anlatmanın gayet riskli olacağını düşündüm.
    a: adam
    b: ben

    a: nereden geliyorsun delikanlı, bizim buralılara pek benzetemedim seni. pek güzel giyinmişsin. şehirden misin yoksa?

    b: evet şehirden geliyorum. şehirden sıkıldım, biraz temiz hava solumaya ve kafamı dinlemek için çekildim buralara.

    a: iyi yapmışsın gel bi çayımızı iç, şehiri hep merak etmişimdir, biraz oraları anlat bana.

    sanırım olduğumuz yıl baya eskiydi. amcanın fötr şapkası ve elinde oldukça eski olan bahçe gereçleri vardı. içeri geçtik ve çayımızı yudumlarken sohbet etmeye başladık.
    ···
  2. 2.
    +3
    a: babam bu toprakların sahibiydi. bana da miras kaldı, şehre inme gereği duymadım çünkü mirastan kalan paralar aileme fazlasıyla yetecek kadardı, hep merak etmişimdir, yürüyen makineleri, bakkalları ve gazete satıcısı küçük çocukları.

    b: şehir hayatı hayranlık duyduğun kadar güzel değil amca, gördüğün gibi şehir hayatından sıkılmış ve bu yaşta köye yerleşmeyi düşünen bir gencim, bugün ayın kaçıydı ya hafızamda pek gerilemiş.

    a: 11 eylül 1980 evladım. neden sordun?

    b: merak etmiştim, teşekkür ederim. sohbetinize doyum olmaz, ben biraz diğer köyleride gezmek istiyorum, kabul ederseniz geceyi evinizde geçirmek istiyorum.

    a: tabi evladım kapımız her zaman açık. kendine iyi bak...

    evden ayrıldıktan sonra şehri bende en az amca kadar merak etmeye başladım çünkü tarih oldukça eskiydi, belkide dedelerimi görürüm diye kafamda saçma sapan kurgularla yürümeye devam ettim.
    ···
  3. 3.
    +3
    yoldaki yaşlılara selam vererek ilerlemeye devam ettim. fazla dikkat çekiyordum çünkü üzerimdeki kıyafetler ve elimdeki telefon beni ele verebilirdi. sonuçta 1980 yılındayız. buralarda bulunmak pek iyi bir fikir değildi ve şehre inmem lazımdı.

    kilometrelerce yol katettikten sonra bir otoban gördüm. arabalar vızır vızır geçiyordu. elimi kaldırıyordum her arabaya, bazıları duruyordu ve şehre gitmek istediğimi söylediğimde hepsi oraya gitmediğini söyleyerek yoluna devam ediyordu.

    rastgele tüm araçlar için şansımı denedim ve kırmızı bir kamyonet durdu. şehre inmek istediğimi söylediğimde oda şehre gittiğini söyledi, bindim ve adamla sohbet etmeye başladık. yine klagib nereden geliyorsun falan filan boş muhabbetler başladı. şehre varmıştık. adama teşekkür ederek indim ve şehir merkezinde turlamaya başladım. üzerime bulunduğum yıla ait kıyafetler almam gerekiyordu, param vardı ama 2016 senesinin paralarının geçeceğini pek sanmıyordum. bu bile beni ele verebilirdi. ne yapacağımı bilmiyordum ve havada bir hayli kararmıştı. bir parka gittim ve geceyi çimenlerin üstünde geçirmek için uykuya daldım.
    ···
  4. 4.
    +4
    sabah 04:00-05:00 sularında büyük bir gürültüyle uyandım. her yer asker doluydu. inanılmaz bir karışıklık vardı ve iki asker yanıma gelip kollarımdan tutarak beni yakınlardaki karakola attılar. ne olduğunu sorgularken, karakoldaki siyah beyaz televizyondan haberlere kaydı kafam. bugün 12 eylül 1980'di. yani 80 darbesinin olduğu gün. onca sorun varken bir bu ekgibti...
    ···
  5. 5.
    +4
    televizyondaki üst düzey asker, yönetime el koyulduğunu ve ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini beyan ediyordu. benim gibi onca insan zorla nezarethaneye getiriliyordu. bir asker bana yaklaştı ve;
    a: asker
    b: ben

    a: üstünü çıkar!

    b: nasıl yani

    a: (tokat atar) üstünü çıkar lan it!

    b: tamam, tamam...

    ensemden soğuk terler akmaya başlamıştı. dananın kuyruğu kopacaktı. üzerime çıkarttım, ceplerimi boşaltmamı istedi ve ceplerimden ortalama bir akıllı telefon ve karanlık odada bulduğum siyah cihaz çıktı.

    a: bunlar ne? yoksa bir ajan mısın? kıyafetlerinde ilginç zaten. herkesi koğuşa atın. sen benle geliyorsun. şu 2 tane siyah şeyi alın. sende üstünü giyin ve odama gel.

    b: tamam komutanım hemen.

    iyi şeyler olmayacağı kesindi. üzerime kıyafetlerimi giyindim ve ofise girdim. sorgu ofisiydi ve büyük ihtimalle beni konuşturmaya çalışacaklardı.
    ···
  6. 6.
    +3
    ofise adım attım ve komutan odada bulunan 5 askerden dördünü dışarıdakilerin başında durması için dışarı çıkarttı.

    a: bu kumandaya benzer şeyler ne demek oluyor?

    b: açıklasam da inanmazsınız komutanım.

    a: aklımla alay mı ediyorsun lan it oğlu it!

    b: hayır haşa o anlamda söylemek istemedim, çok uzun hikaye

    a: hikaye dinlemek için çağırmadım seni buraya, konuş (tokat atar)

    b: inanmazsınız.

    a: anlaşılan konuşmayacaksın ha, (karnıma bir yumruk attı) inanıp inanmamak bana kalmış anlat ulan it. zaten yönetime el konuldu, fazla zamanım yok. birazdan generaller gelecek.

    ne yapacağımı bilmiyordum, en iyisi iyi bir yalan söylemekti ama bu durumda nasıl bir yalan söylenebilirdi ki, gerçeği mi anlatsaydım. anlatsamda gerçekten inanmazdı ki...
    ···
  7. 7.
    +3
    b: komutanım, ben bir ajan değilim. 2016 yılından geliyorum. zaman yolcusu diyebilirsiniz. boyutlar arası geçiş yapmamı sağlayan bir kuantum osilatörüyle yolculuk yapıyorum. kazara yılınıza geldim. bir terörist, bir sağcı yada bir solcu değilim. herhangi bir partiyi ve ideolojiyide desteklemiyorum. sadece Türk'üm. yanlışlıkla geldiğim bu zamandan kendi zamanıma geri dö... (yüzüme sert bi yumruk)

    a: çocuğa masal mı anlatıyorsun lan köpek. bu zırvalarla beni kandırabileceğini mi sandın? kendini çok mu üstün görüyorsun? (bağırarak) asker, atın bu iti içeriye. konuşması içinde düzenli olarak gerekeni yapın. generaller yolda. karşılamam gerekiyor.

    iş iyice çıkmaza girmişti. demir parmaklıkların arkasındaydım ve parmakların ardında 2 asker gözümün içine bakarak birbirlerine bir şeyler fısıldıyorlardı. telefonumu ve cihazıda almışlardı. elim kolum bağlıydı, ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu. galiba ömrümün sonuna kadar burada çürüyecektim.
    ···
  8. 8.
    +4
    1-2 kişi dahi okuyan varsa kendini belli ederse çok sevinirim. birilerinin okuduğunu bilerek yazmak normalden daha fazla ilham veriyor.
    --1 saat sonra devam--
    ···
  9. 9.
    +2
    20:00 bir aksilik çıkmazsa devam. 10 bölüm yazmayı düşünüyorum, takip eden arkadaşlara selamlar...
    ···
    1. 1.
      0
      Rez tez kes
      ···
  10. 10.
    +2
    *devam*

    çok yorgun düşmüştüm, tabiri caizse yılların yorgunluğu vardı üstümde. teknik olarak 5 gün içinde 2016 dan 2041 yılına, 2041 den tekrar 2016 yılına ve son olarak 2016 dan 1980 yılına yolculuk yaptım, bunları düşünürken yüzümde hafif bir tebessüm belirdi. başımdaki askerlerde bunu gördü ve hemen sorgulamaya başladılar.

    asker: neye gülüyorsun sen?

    ben: sizinle alakalı değil komutanım. aklıma bir şey geldi, maziyi hatırladım sadece...

    asker: ne mazisiymiş anlat bakalım.

    ben: (iç geçirerek) anlatsamda inanmazsınız, olağanüstü olaylar yaşadım.

    asker: ne demek istiyorsun? anlat bizde bilgilenelim.

    ben: (tüm olanları baştan sona anlattım ve başımdaki 2 askerde pür dikkat beni dinlemeye başladı, yaklaşık 10 dakika boyunca ayrıntılı bir şekilde teker teker anlattım.)

    askerlerden diğeri (asker 2): bu gerçek olamaz, anlattıklarının hiçbiri akla ve mantığa uymuyor, boş boş şeyler anlatıyorsun. darbe zamanı sokakta ne arıyordun? hem üzerinden çıkanların hesabını nasıl vereceksin?

    ben: anlattığım gibi işte. bir anda sizin zamanınıza geldim, üzerimden çıkanlar yeterli değil mi sizce?

    asker 2: hayır saçmalıyorsun. bu doğru olamaz. hem sen ki...

    asker 1: hayır hayır bir dakika. bunlar olabilir, einstein'ın teorileri, teslanın araştırmaları ve daha niceleri. anlattıklarıyla uyuşuyor ama senin özelliğin ne ki anlattıkların senin başına geldi? madem bu kadar olağan dışı güçlere sahipsin, buradan da çık, hadi zaman yolculuğu yap bakalım? madem anlattıkların gerçek, kanıtla.

    ben: madem kanıt istiyorsunuz, üzerimden çıkan elektronik cihazları buraya getirin.
    ···
  11. 11.
    +2
    asker 2: bu aptalı dinleyerek zaman kaybetmeyelim. hadi birazdan generaller gelecek. hazırlıklar için komutanımıza yardım edelim.

    asker 1: tamam, (parmağıyla beni göstererek) seninle ilgileneceğim...

    askerler gittikten sonra düşüncelere dalarak uykuya daldım. rüyamda o ilk gün, bu olayların başladığı anı gördüm. (sezon 1'i okumayanlar için hatırlatma. rüyamda gördüklerim sezon 1'in ilk 3 bölümünde anlatılıyor.) o gün ilk rüyayı gördükten sonra kalkıp koridora çıkmıştım ya hani. o anları gördüm rüyamda. koridora çıkıyorum ve kalp atış seslerim inanılmaz derece hızlı atıyordu. adım attıkça sanki koridor daha da genişliyordu. tek bir fark vardı, o da ışıkların kapalı değil açık olmasıydı. her yer yemyeşil, gözleri kör edecek kadar yeşil... odaları dolaşıyordum mutfağa geçerken yan odada bir gölge fark ettim ve kafamı odaya uzattım. uzattığım gibi ışıklar söndü ve yeşil ışık yerini zifiri karanlığa bıraktı.
    ···
  12. 12.
    +5
    hiç değilse 1 kişi okuduğunu belli etsin...
    ···
  13. 13.
    +3
    (hala rüya görmeye devam ediyorum.) ortam zifiri karanlığa büründükten sonra çok şiddetli bir sarsıntı başladı. kayda değer şiddette bir deprem oluyordu ama hiçbir şeyi göremiyordum. inanılmaz derecede karanlık çökmüştü, sarsıntı durdu ve vücuduma inanılmaz bir serinlik geldi.

    kulağımda bir nefes hissediyordum. arkamı döndüm ve kimse yok. bir fısıltı duydum. fısıltılar çoğalmaya başladı. sanırım deliriyordum... bir sağa bir sola dönüyordum ama hiçbir şeyi göremiyordum. sanki odada 20-30 kişi birbirlerinin kulaklarına bir şey fısıldıyorlarmış gibi bir gürültü kaplamıştı evi. odaları geziyordum hiçbir şey yoktu ama gürültü devam ediyordu. tekrardan yatmak için odama gittiğimde, yatağımın olmadığını fark ettim. korkum iyice artıyordu odamın kapısı bir anda arkası üstüne şiddetli bir şekilde kendi kendine kapandı ve tüm fısıldamalar kesildi.

    "beni özledin mi?" diye bir soru geldi kulağıma.

    ben: kimsin? ne istiyorsun? göster kendini.

    sesin kaynağı: bir şey istemiyorum ama beni tanıdığını ikimizde biliyoruz. blöf yapmayı kes lütfen çok yapmacık oluyor, sonuçta oyun oynamıyoruz burada değil mi?

    ben: sen? tüm bunları sen yapıyorsun değil mi?

    sesin kaynağı: ne alakası var be? o kadar güçlü olsam neler yapardım. bir sınavdan geçiyorsun sadece. artık sana kendimi göstermemin vakti geldi.

    tam o sırada askerler bana bağırdı ve irkilerek yarı sersem bir şekilde uyanarak ayağa dikildim.
    ···
  14. 14.
    +3
    general parmaklıkları işaret ederek açtırdı ve içeri girdi.

    general: hangi örgüte üyesin sen?

    ben: ne örgütü generalim. normal bir vatandaşım sadece.

    general: girişini yasakladığımız parkta ne arıyordun o zaman?

    ben: yasaktan haberim yoktu, olsa girmezdim.

    general: sinirlerimi mi deniyorsun çocuk? belediye hoparlörlerinden o kadar anonsu boşuna mı ettik?

    ben: özür dilerim generalim.

    general: dilediğin özür benim bir işime yaramaz. cezanı çekeceksin.

    gözcülüğümü yapan askerlerden biri hemen generalin konuşmasına atlayıp;

    asker 1: generalim. bu arkadaşımızın özel bir durumu var. uçuk bir iddiası var ama ilginç. belki değerlendirmek istersiniz.

    (general yüzüme uzun uzun bakarak): fazla zamanım yok, yalnızca 5 dakika. ofise getirin.

    2 asker koluma girerek beni sorgu odasına zütürdü.

    general: anlat bakalım.

    yine başımdan geçen her şeyi anlatmaya başladım ve hemen bana muhalif olan asker konuya dahil oldu;

    asker 2: duyduğunuz gibi generalim, saçma sapan, akıla ve mantığa aykırı şekilde aptalca şeyler zırvalıyor. değerli zamanınızı bu iti dinleyerek tüke...

    general: kes sesini, sen kim olursun da kendinden rütbelerce yüksek generaline akıl verme yetkisini kendinde bulursun? yıkıl karşımdan, gözüm görmesin seni.

    (general saatine bakarak): pek vaktim kalmadı. gitmem gerekiyor. buralar sana emanet komutan.

    komutan: emredersiniz generalim. (beni işaret ederek) peki bu ne olacak?

    general: o benimle geliyor.

    askerler hemen koluma girdiler. general eliyle işaret ederek "bırakın, sizin gelmenize gerek yok!"diye karşılık verdi. generalle birlikte makam aracına bindik. mercedes model bir araçtı.
    ···
  15. 15.
    +2
    gün içerisinde pek boş zaman bulamadım panpalar mazur görün. Yarına devam etmeyi düşünüyorum. 2. Sezon yarına bitecek. Okuyan, beğenen beğenmeyen herkese teşekkür ederim.
    ···
  16. 16.
    0
    13:00-14:00 gibi devam
    ···
  17. 17.
    +2
    --devam--

    (Mobildeyim. Yazım hataları olabilir)

    Aracın içindeyken hiç konuşmadık. Arabadan indiğimde askeri bir üse geldiğimizi gördüm.

    General: burada pek fazla işimiz var. Bir şeye ihtiyacın var mı?

    Ben: generalim, telefonum ve yanında kumanda benzeri siyah bir cihaz vardı. Onlara ulaşmam lazım.

    General: bunları istemenin sebebi ne? Anlattığım gibi, onlar olmadan zamanıma dönemem ve dönemezsem dünyanın düzeni sarsılabilir. Yaptığım şey teknik olarak paralel evren yolculuğu ve bu dünyanın kusursuz düzenini bozabilecek güçte bir ritüel. O yüzden zamanıma dönmemin ve düzenin işleyişine bi zarar gelmemesi açısından onlara ihtiyacım var.

    General anlattıklarımı dinledikten sonra yanına bi asker çağırdı ve onu karakola yollayarak belirttiğim cihazları alıp adalet sarayına getirmesini istedi.

    General, 3 koruması ve ben yürümeye başladık. Ne işle uğraştığımı sordu önce, sonra rutin, havadan sudan konuştuk.
    ···
  18. 18.
    +2
    General bana eski bir anısını anlatırken bir huzursuzluk hissettim ve arkama baktım. Yol çok sisliydi. Soğuktu ve gündüz olmasına rağmen gayet puslu ve karanlık ve bayıcı bir hava vardı.

    General tuhaf tavırlarıma karşın;

    General: durgunlaştın, bir şey mi düşünüyorsun?

    Ben: hayır generalim, geçmiş günler aklıma geldi, sizin için gelecek tabi...

    General hafif bir tebessüm etti. Yürümeye devam ediyorduk ama içimde çok kötü bir his vardı.

    General bana bir soru yöneltti ve generalle birlikte 3 korumasıda durdu. Sorusunu duyamadım ve pardon duyamadım generalim mazur görünüz.

    Kimseden ses çıkmadı ve durmaya devam ettiler. Generalim iyi misiniz? dedim cevap gelmedi. inanılmaz bir fırtına çıktı, puslu hava sayesinde rüzgarın dumanı gözüküyordu. Şiddetli bir sarsıntı ve yüksek desibelde bir uğultu kopmaya başladı, artık korkmuyordum çünkü alışmıştım. Ama karşıma bir şey çıkacağını hesap etmemiştim.
    ···
  19. 19.
    +3
    Önüme fırtınanın oluştuğu bir gaz bulutu çıktı ve korkuyu iliklerinize kadar hissettirecek bir ses geldi. Konuşan şey, "artık sonsuza kadar yanındayım" dedi.

    Sesin şiddeti kulağımı inanılmaz acıtmış olmalı ki karşı koyamayıp çığlıklar içinde kulağımı tutarak yere kapaklandım.

    Sesin kuvveti o kadar yüksekti ki aradan 2 dakikaya yakın bir süre geçmesine rağmen hala sesin yankısı devam ediyordu.

    Kısa bir süre sonra ses kesildi ve fırtına durdu. Hala yere kapanık şekildeydim. Sesin kesilmesiyle kafamı kaldırdım ve karşımda benden 2 kat daha büyük ve iri, yaklaşık 3.5 metra boyunda kanatlı simsiyah bir varlık belirdi. Çığlığım dağlarda yankılanırken beliren varlık "SESSiZLiK!" diye bağırdı.

    Varlık; siz insanlar çok değişiksiniz, günlerdir rüyanda kendini göster, görünmeden konuşmak kolay falan diye racon kesiyordun, ne oldu şimdi?

    Ben: demek tüm olanların sebebi sensin. Bu ka..

    Varlık: hayır hayır, düşündüğün gibi değil. Sana zarar vermek istemiyorum, yolculuk paneline ihtiyacın yok. Sana gereken ilmi verebilirim.

    Ben: ne ilmini ne de seni istiyorum, defol git ve normal yaşantıma devam etmeme izin ver.

    Varlık: gitmemi mi istiyorsun? Tamam güle güle, bol şans... O paneli çalıştıran sen değildin, o bataklıktan seni kurtaran bendim. insanlar çok nankör...

    Ben: bekle, yanımdaki insanlar neden bir anda durdu?

    Varlık: fazla soru sorma, zamanı kırarak kısa süreliğine paralel evren saptaması oluşturdum ve anlayacağın zamanı kısa bir süreliğine durdurdum.
    ···
  20. 20.
    +2
    Arkadaşlar hem çalışıp hem yazmak baya zor oluyor, bölümler akşam 20:00 da gelecek. Kopyala yapıştır yapmıyorum kafadan yazıyorum. ilginiz için teşekkür ederim...
    ···