-
1.
+5**Bilgilendirme: Hikayenin geride kalan sezonlarını okumadığınız takdirde burada anlatılan olayları anlamanız mümkün değildir çünkü geçmiş bölümlerde yazdıklarımla şimdiki yazacaklarımın hepsi birbiriyle bağlantılı.
Okumak isteyenler için 1. sezon;
http://www.incisozluk.com.tr/e/195753798/
Okumak isteyenler için 2. sezon;
http://www.incisozluk.com.tr/e/195793419/
unutmadan, resim gözükmediği için konu tekrar açılmıştır.
hikaye 20 dakika içinde devam edecektir. -
2.
+1yine kapımın önünde, o güne uyandım. kapının üzerinde anahtarım ve yine baygın şekilde basamaklardan doğrulup kalktım. bu sefer her şeyi net hatırlıyordum ama yanımda lem yoktu. kapıya doğru yürüdüm ve anahtarı çevirdim içeri girdim. yorgundum, üzerimde yılların yorgunluğu vardı.
odama doğru yol almaya başladım, odamın kapısını açtım ve önüme bi anda lem çıktı. korkudan bastım küfürü.
ben: amacın ne lan senin? ödüm patladı, yolculuktan sonra niye yanımda değilsin de odamda beliriyorsun?
lem: hahah amacıma ulaştım. korktun değil mi? yanında gelseydim çok klagib olurdu. odana seni korkutmak için girdim. şaka şaka asıl amacım dolaplarını kurcalamaktı. fani bir ruhun odasındaki küçük eşyalarını hep merak etmişimdir. bu şeye ne diyordunuz? televizyon mu?
ben: komik değil, hem o şey televizyon değil bilgisayar. neyse, şimdi ne yapacağız. bana sorarsan istirahate ihtiyacım var çok yorgunum.
lem: dediğim gibi, hesaplaşma vakti, istirahat vakti değil.
ben: iyide hava karardı akşam oldu artık.
lem: umrumda mı sanıyorsun? hadi gidiyoruz, akbili senin içinde basarım korkma.
ben: insanlar seni yanımda görürse ne olur biliyor musun?
lem: bende insanları senin yanında görürsem ne olur biliyor musun?
ben: çok boş konuşuyorsun. ciddi bi soru sordum sana.
lem: beni göremezler, görebilmeleri için... neyse bunu sana şimdiden açıklamam iyi bir hareket olmaz.
ben: bir zaman meleğinin otobüse bineceğini ilk defa görmek üzereyim, nasıl hissediyorsun?
lem: saçmalama, espri yaptım. hadi inelim artık.
aşağıya indik ve uzay aracı gibi bir araba duruyordu kapının önünde;
ben: üff be arabaya bak, ulan millette ne para var be... biz hala yürüyerek gidelim işe...
lem: beğendin mi? sana satabilirim.
ben: senin mi?!
arabaya bindiğimde şu müzik çalıyordu: https://www.youtube.com/watch?v=5_5VOkR-PaM
efsane bir arabaydı, dünyadaki tüm arabalar bir yana bu araba bir yanaydı. lem'in söylediğine göre saatteki hızı ışık hızına eşitmiş. araba hakkında konuşmaya devam ettik ve arabanın quantum ve uranyum maddelerinden yapıldığını ve manuel olarak arabayla bile zaman yolculuğu yapılabileceğini anlattı ama yapılan zaman yolculuğunda geleceğe - geçmişe yada gideceğin zamana ve tekrar kendi zamanına dönmenin imkansız olduğunu, milyonda bir şansın olduğunu anlattı. -
3.
+1arabadan indik, sanırım varmıştık. arkamı dönüp arabayı tekrar süzmek istedim ama araba arkada yoktu. lem'e şaşkın gözlerle baktım ve kıs kıs gülüyordu. bir terslik vardı, arabada çalan şarkı çalmaya devam ediyordu. zaman meleğine sorduğumda, kendisi istediği bir zihne istediği frekansları gönderip şarkı halinde beyinden dinletebiliyormuş, bunu anlattıktan sonra yaptığımız yolculuklar ve gittiğimiz her yerde beynimde kendisinin sevdiği müzikleri çaldı kulağıma.
biraz yürüdük ve;
lem: burayı hatırladın mı?
ben: burası, kamyonetin firması?
lem: evet, 2041 senesinde buraya gelmiştin.
yoldan geçen bir müptezel;
müptezel; ne diyon la bana mı söylüyon
ben: hayır, kendi kendime konuşuyordum
müptezel: ben anlamam oglim bi şiler söledin de bakim tekrardan
ben: sana söylemedim yoluna bak
tam bira şişesini kafama vuracakken şişe elinde patladı ve eli kanlar içinde kaldı, kıvranıyordu ve lem bırakıp kendisini takip etmemi söyledi, nasıl yaptığımı sorunca, "bu sefer havalıydım ama dürüst ol".
kamyonet firmasını gezmeye başladık ve bir peronun açık olduğunu gördük. peronda rüyamda gördüğüm kamyonun aynısını gördüm ve;
ben: lem, bu kamyonet rü...
lem: biliyorum, biliyorum. seni buraya getirmemin nedeni bu. fazla dikkat çekme kamyonetlerin arkasından izle.
adamlar kamyon şoförüyle konuşuyordu. bir pazarlık yapıyorlardı. kamyonetin şoförü bindi ve son sürat yol almaya başladı. lem gitmemiz gerektiğini işaret etti. arabası tekrar gelmişti. arabaya bindik ve kamyoneti takip etmeye başladık. -
4.
+1**bu bölümü okurken tavsiye ettiğim müzik: https://www.youtube.com/watch?v=JA5FgJ1c8-w
yol bomboştu, kamyonet çok hızlı gidiyordu. bir anda önden çok hızlı bir tır gelmeye başladı. ama yakın bir yerden ortaya çıktı yani tır arkadan gelmiyordu. bir anda belirdi desem yeridir. çarpıştılar ve tırla kamyon paramparça oldu.
lem zamanı geri sardı ve kaza kırmızı kamyonun yolda olduğu zamana geldik bir anda. kamyonet otobanın üzerinde çalışır halde duruyordu. içinde şoför yoktu, lem quantum arabasından indi ve kamyonete bindi. arabanın içinde bekliyorum. eliyle gelmemi işaret etti ve kamyonetle yol almaya başladık. neler olduğunu sordum cevap vermedi. kamyonetle otobanda yol katederken kaza yapılan yere geldik. gözlerim fal taşı gibi açıldı ve lem'e baktım. kaza, az önce kırmızı kamyonla tırın yapmış olduğu kazaydı ama lem zamanı geri alıp kırmızı kamyonda ilerlerken zamanın ilerisindeki kazayı zamanı geri sarıp bindiğimiz kırmızı kamyonetle gördük, bunu neden yaptığımızı bilmiyordum, lem'e sorduğumda da cevap vermiyordu. -
5.
+2kafam çok karışmıştı, lem arabanın şoför koltuğundaydı. ani bir şekilde tamamen bana döndü. önümüzde son sürat bir araç vardı ve yol tek şeritti.
ben: önüne bak, arabalar çok hızlı çarpacağız.
lem: boşversene, korkma her şey kontrol altında.
yola dikkat kesildim ve araba bir anda içimizden geçti. bu bana rüyamı hatırlatmıştı. son ses mağazaları, duvarları delerek geçiyordum. şuanda da aynısı olmuştu bir an sorguladım, rüyada mıydım? bunların hepsi rüyalar içinde rüyalar mıydı?
lem: hayır yanılıyorsun.
ben: ne?
lem: rüya içinde rüya dedin ya.
ben: hayır demedim?
lem: düşüncelerini benden saklayamazsın.
düşüncelerimi bile biliyordu. özelim kalmamıştı artık.
• *bu bölümü okurken dinlemenizi önerdiğim müzik: https://www.youtube.com/watch?v=qKF4hD3cpUc
lem: sana bir teklifim var.
ben: nedir?
lem: sana tüm bunları öğretebilirim. zaman yolculuğu, zihin okuma, ışınlanma ve görünmezlik. ama bir takas karşılığında...
ben: teklifin?
lem: sende bir zaman meleğine dönüşeceksin, insanlar tarafından görülemeyeceksin ve bir daha asla kendi zamanına dönemeyeceksin. tanıdığın kimseyle konuşamazsın çünkü kimse seni göremiyor olacak ve öldüğünde sonsuz cehenneme çarptırılacaksın.
düşünmeye başlamıştım. vaad ettiği şeyler efsanevi özelliklerdi fakat bedelide ağırdı.
ben: teklifini kabul etmiyorum.
lem: hadi ama o sıska bedenin neyini seviyorsun? bu nankörleşmiş ve yozlaşmış insanlardan sıkılmadın mı? hepsi cahil olmalarına rağmen her şeyi bilirim havasında dolaşıyorlar, egoistler ama yaşamları tek parmağımın hareketine bakar. bunu bir kez daha düşün. zamana ve mekana hakim olabileceksin, zihin okuyabileceksin.
ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. -
6.
+1ilgili olan herkese teşkkür ederim, bir süre işlerim var fakat hikayenin 3. sezonunu bugün, finali ise yarın yazmayı düşünüyorum. daha sonra yeni bir hikaye yazmaya başlayacağım, bilginize...
-
7.
+1arkadaşlar çok üzgünüm, sözümü bir türlü yerine getiremiyorum. yarına bir aksilik olmazsa 17:00 gibi sezon finali yapıp, hikayenin finalini yapmayı planlıyorum. lütfen mazur görünüz ve kusura bakmayınız...
-
8.
+2--devam--
lem teklifi hakkında vaadler sunarken az önce önümüzde tırla kaza yapan kırmızı kamyonun geçtiğini gördüm. ilk önce pek dikkatimi çekmese de plakasının aynı olduğunu gördüm. lem'e baktığımda yüzündeki şaşkınlığı kelimelerle anlatamazdım...
ben: kamyon, kırmızı kamyonet... az önce kaza yapan hani, benim rüyamda ki önümüzde ilerliyor!
lem: bu, bu o...
ben: kim?
lem büyük bir çığlık bastı. çok endişelenmiştim çünkü lem'i bile korkutan bir şey oluyordu. lem'le karşılaştım karşılaşalı her şeyi dalgaya vurduğunu ve espri yapmayı seven, alaycı bir varlık olduğunu fark etmiştim ama yüz ifadesi gerçekten tedirgin ve ürkütücüydü, hiç olmadığı kadar ciddiydi.
ben: cevap versene, kim bu?
arka koltuktan bir ses;
- SENiNLE GÖRÜŞECEĞiZ, CESARETiNiN BEDELi RUHUNLA SON BULACAK!
rengim kireç gibi olmuştu ve oturduğum koltukta tir tir titriyordum. önümüzde , az önce kaza yapan kırmızı kamyonet vardı. zaten lem'de zamanı kırıp kaza yapan kırmızı kamyoneti sürüyordu. sonuç olarak kaza yapan 1 , içinde bulunduğumuz 1 ve önümüzde giden 1 kırmızı kamyonet vardı.
lem: insanlığın sonu geliyor, aynı zamanı ve mekanı birden fazla kez bükmek astronomik vakalara yol açabilir.
ben: umrumda değil, arkadan gelen sesi duydun mu? -
9.
+2lem: keşke duymasaydım, bu sefer olmadığım kadar ciddiyim. evren kanunlarına göre zamanı bir kez büktüğünde dünyanın düzenine fazla bir zarar gelmez ama, aynı zamanı normal zamana paralel olarak birden fazla kes bükersek dünya dışı varlıkların hatta az önce gördüğümüz varlığın dünyaya gelmesini sağlamış oluruz ayrıca bulunduğumuz zamanda senden 3 tane var. zamanı 3 kez büktük, evren seyahati yapan bireyselliklerde bükülen zaman kadar klon ortaya çıkar. aslında bunlar klon olarak adlandırılmaz. teknik olarak 3 kere zaman büküldü ve her zamanda senden bir tane var.
ben: iyide ben zaman falan bükmedim, öyle bir yeteneğimiz olmadığını ve bana böyle bir yeteneği bir takas sonucu alacağımı söylemiştin?
lem: evren kanunları, senin yapıp yapmaman önemli değil.
ben: az önceki şey neydi?
lem: ölüm tanrısı, sizin deyiminizle; azrail.
ben: ne, ne demek bu?
lem: sakin ol senin için değil benim için geldi.
ben: iyide sen bir ruhsun, ruhani varlıklar bildiğim kadarıyla ölmez.
lem: bizim hiçliğimiz sizin düşündüğünüz ve yaşayacağınız ölümden katlarca ağırdır.
ben: bu durumda ne yapacaksın? planın nedir?
lem: tek çıkış yolumuz kaldı. bu ipi al ve evine gidip kendini as. -
10.
+3ben: neler saçmalıyorsun sen? bana gereken ilimleri vermen konusunda bile böyle bir takas teklif etmemiştin. ölmemi mi istiyorsun? bu konuda hiç suçum yok, hiçbir şeye de karışmadım. sadece bir rüya gördüm hepsi bu. söylediklerini yapmam imkansız, boşuna beni ikna etmeye kalkışma.
lem: bir kişi tüm insanlığı kurtaracak. bence gayet adil bir takas. aksi takdirde seninle birlikte tüm insanlık yok olacak, bu insanların arasında; annen, babanda var. seçim senin. kendini feda etmek yerine birkaç gün daha yaşayıp tüm insanlığın ölümüne yol açabilirsin. sana kalmış.
lem burada kendini kurtarmak için benim ölümümü istiyordu yada ben öyle düşünüyordum. düşünmeye kapalı bir konuydu bu benim için.
ben: neden ölmemi istiyorsun? ne kazandıracak sana ve dünyaya?
lem: senin ölmen tüm paralel evrendeki yaşamlarının ölmesini sağlayacak. şuan bir paralel evrende değil esas evren olarak adlandırdığımız lucid evrendeyiz. bu evrende bir kişinin ölümü tüm paralel evrendeki ölümleri kapsar.
ben: peki sonra?
lem: tabii ki asıl amaç insanlığı kurtarmak değil. insanlık umrumda da değil sadece ikna olman için bunu öne sürdüm ama söylediklerim doğru. senin ölümünün sonucu cehennem olacak, intihar cehennemle sonuçlanır. senin ruhunla birlikte bende cehenneme geleceğim ve orada onunla konuşacağız?
ben: kiminle konuşacağız hem cehennem falan bana gelmez yani.
lem: kimi kastettiğimi çok iyi biliyorsun, eski dostumla görüşmem lazım. bu konuda sadece o bana yardımcı olabilir.
ben: insanlık senin umrunda değilse benim umrumda da sen değilsin.
bu cümleleri sarfettikten sonra düşünmeye başladım. her türlü mutlak ölümüm cehennemle sonuçlanacak. çünkü insanlığın sonunu getirmek büyük bir günah, intiharda öyle. sonuçta bu teklifi reddetsemde bir kaç gün sonra ölüp cehenneme gideceğim, teklifi kabul ettiğim takdirde hiç değilse dünyanın döngüsüne bir zarar gelmeyecekti. -
11.
+1okurken iyi gider (duygusal bölüm); https://www.youtube.com/watch?v=E3LeZNlI0Xg
lem beni evime bıraktı. merdivenleri çıkarken komşum iyi akşamlar dedi, aklım o kadar dalgındı ki göremedim kolumdan tuttu ve iyi misin dedi. kolumdan tutunca benle konuştuğunu fark ettim ve iyi olduğumu söyleyerek evimin bulunduğu kata çıktım. artık evimdeydim. hiç keyfim yoktu, açtım sözlükte dolaştım biraz, komik diyaloglar, capsler, hikayeler, tespitler hepsini okudum ama hiçbiri keyfimi yerine getirmemişti.
bilgisayarımı açtım ve yaptığım işlere, yazdığım programlara, uzay ile ilgili tezlerime baktım. ailemi aradım nasıl olduklarını sordum, iyi olduğumu söyledim. bilgisayarımdaki 6300AU.txt dosyasına tekrardan göz atma gereği duydum (2. sezonda bahsi geçen dosya.) dosyaya girdiğimde bozulduğunu, açılmadığını gördüm. eski hatıralarıma bakıyordum, fotoğraflarım, çocukluğum...
düşündüm ve doğru olanı yapmaya karar verdim. lem\'in bana vermiş olduğu ipi aldım ve bir yere astım. üzerine çıktım ve ipi kafama geçirdikten sonra kendimi boşluğa bıraktım.
çok hızlı ve beyaz bir yere doğru yükselirken bir anda hızlı bir şekilde alçalmaya ve basınç hissetmeye başladım. kendime geldiğimde önümde bedenimi görüyordum. uyuyan ve havada asılı kalan bedenimi. aynaya gittiğimde hiçbir şey göremedim. sanırım ruh olarak hayatımı sürdürecektim. ama odada başkalarıda vardı ve seslerini çok rahat işitebiliyordum. benim evimde nasıl başkaları olabilir ki?
o an anlamıştım, evim cenaze eviydi ve herkes benim için gelmişti...
... SEZON SONU...
sezon finali 16:00\'da yeni açacağım başlıkta devam edecek, editleyip linkini düşerim.
başlık yok! burası bom boş!