-
1.
+3 -1sabah uyandım, çayımı yudumladım ve televizyonu açtım.Cmm kanalında dünyaya çarpmak üzere olan bir meteorun tartışmasını yapan birkaç budala komplo teorisyenin boş muhabbeti ilk başlarda hiç ilgimi çekmese de bir süre sonra merakıma yenik düştüm. Bilim adamlarının imkansız gördüğü bu olay bana da çok saçna geliyordu. Birden yayın kesildi ve aniden tuhaf bir uyarı mesajı gözüktü: "KIRMIZI ALARM bilinmeyen bir gök cismi 5 dakika 23 saniye sonra dünyaya çarpacaktır. lütfen panik yapmayın ve devletin kontrolünde sığnaklara yerleşin".Bu mesaj sinir bozucu bir şekilde sürekli tekrarlandı.Ben ise aniden koltuktan fırladım ve önemli olan tüm eşyalarımı, evdeki uzun süre dayanabilecek yiyecekleri ve beni bir süre idare edebilecek kıyafetlerimi aldım. Devletin uyarılarına kimsenin kulak asmayacağı belliydi. Dedemin çanakkale savaşından kalma kılıcını da yanıma aldım.Bu kılıç benim için o kadar önemliydi ki her gün çıkarıp temizlerdim. çantamı kapatıp sığnağa doğru fırladım.
-
2.
+1çankaya yakınlarındaki bir sığnağa gitmeyi hedefledim. oradaki panikle çığırtan kaşabalığı görünce çok stres oldum. Kalabalığı yara yara ve önümde duranların dizlerine vura vura ilerlemeye devam ettim. Sonunda sığnağa ulaştım ve yaklaşık 15 dakika boyunca bekledim. Meteor çarptığı sırada kalbim yerinden çıkacaktı. Doğa olayı bittikten sonra atiklikle dışarı fırladım ve güvenli olduğunu düşündüğüm odtü ormanına doğru koştum. Vardığımda birkaç grup içeri girmeye ve kendini farkettirmemeye çalışıyordu. içeri girdim ve en temel ihtiyaç olan barınmayı karşılamak için kendime bir barınak inşaa etmem lazımdı. ormanın içlerine doğru ilerledim. kolay kesilebilecek bir ağaç buldum ve bir zamanlar avcılık ile uğraştığım için internetten aldığım tomahawk ile ağacı kesmeye başladım.Zor oldu ama ağaç sonunda devrildi.(2 GÜN SONRA) Barınağımı inşaa etmiştim. Besin ihtiyacımı karşılamak için civardaki yenebilen otları bitkileri ve mantarları kullandım fakat yetmedi.Şehir merkezine inmem lazımdı...
-
3.
0şu hikayeyi kimse okumasa bile paylaşacağım. Belki bir gün biri okur da eğlenir.
-
4.
0(3 HAFTA SONRA) En merkezi yer olarak kızılay meydanını seçtim. Sonuçta olayın sıcaklığı azalmıştı ve ateşli silahları olanların çoğunun birbirini öldürmekten cephaneleri bitmişti. Barınağımdan çıktım ve tomahawkımla açtığım çıkıştan çıktım. Dede yadigarı gözümün nuru kılıcım belimde, çantam sırtımda, kabanım üstümde, kızılay'a doğru koşum başladı. Yaklaşık aralıklı 4 saat koşu-yürüyüş den sonra kızılay meydanına ulaştım. Tabi ara sıra civar bakkallarını yağmaladığım yiyecek çaldığım oluyordu fakat ilk defa bu denli merkezi bir yere geldim. Eğilerek ilerliyordum birkaç grup gözüme çarptı.Çoğu enayi gibi ortada dolaşıyor bazıları (işini bilenler)gizliden gizliye market yağmalıyordu.5 dakika sonra salak bir çocuk merkezi bir binanın önünden geçti ve bir keskin nişancı mermisi kafasının pekmezini akıttı. birkaç dakika sonra birkaç kişi çocuğun üstündeki eşyaları yağmaladı. Bunu yaparken başka gruplardan ve oluşumlardan söz ediyorlardı.Bu aralar "Devrim Savaşçıları" isimli bir örgütün konya ve çevresini işgal ettiği hakkında duyumlar almıştım ve bu benim aç bir köpek gibi ağzının suyu akan merak duygumu kabartıyordu. Acaba o örgüt ve amaçları neydi, kaç kişiydiler, bunlar beynimi kurcalıyordu.
-
5.
0En sonunda görmezden gelip yoluma devam ettim. Yolda yalnız bir adamı gözüme kestirdim. Adamın çantası ağzına kadar dolu gözüküyordu. Sessizce yanına yaklaştım,ve eğildim. Montunun fermuarı sıkışmış onu açmaya çalışıyor gerzek.Hem de en merkezi yerde. Adamın yanına sessizce gittim, arkasına sokuldum. Biliyordum tek şans,tek hamle.Bir elim kılıçta,bir elim yumruk doğru anı bekledim. içimden saydım *1,2 ve 3* ŞAK! Adamın boğazına dede yadigarı kılıcı soktum. Adam can çekişirken çantasını çevik bir hareketle çekip aldım ve ormana doğru koşmaya başladım. Allahtan herşeyi önceden planladım ve haritayı hazırladım. Suikastim civardaki zütünden haberi olmayan gruplar tarafından farkedilmemişti.O kerizin bir grup üyesi olmayacak kadar aptal olduğunu ümit ettim çünkü başıma boyumdan büyük bir dert almak istemem. Girişten geçtim ve sığnağıma vardım. Herşey yerli yerindeydi. Belli ki kimse beni bulmamıştı. Oturdum ve çantayı elime aldım. içine baktım ve içimden dedim ki: *vay anasını bu adam yürüyen bir market sanki*.Bir sürü konserve yiyecek, şişelerce su,yepyeni kıyafetler ve bir adet baretta tabanca (yanında birçok mermi ile).işte bu mükemmeldi.
-
6.
+1hikaye devam edecek bugünlük bu kadar yarın devam edecek
başlık yok! burası bom boş!