+9
-3
hala aklım almıyor l*n ... yaklaşık 20 yıllık evli olup bilecik şeyh edebali üniversitesinde okuyan tek oğulları var. evim bunların hemen üstünde. evlerimiz de maşallah kutu gibi. duvarlar o kadar ses geçiriyor ki, bildiğin kutu yani, karton pier sanki. vilada sapıyla tık tık yere vursam mustafa abinin kucağına düşerim öyle ince.
akşam bira fıstık takılıp tv izlerken aşağıdan sesler geldi. mustafa abi nasıl sevişiyosa , böyle şap şap arada ses çıkıyor. saat da akşamın sekizi. kıstım tv yi, yattım yere bunları dinliyorum.
- ulan karı doymak nedir bilmiyon ha.
- canım çekti napim.
- her hafta, her hafta
- susta mıncıkla mustafa, ben sana neler yapıyorum
- (şap şap şap)
- mustafa, bu karagül dizisindeki ada şanverdi var ya, özcan deniz ile çıkıyormuş.
- hadi ya. yaşı kaç ki onun.
- yirmi üçmüş, dizi aşkı işte.
- ( şap şap şap)
- terledin sen
- ter bu işin fıtratında var rukiye. ehehe.
- sakın terini damlatma bak, tiksiniyorum.
- ( şap şap şap) ver şu peçeteyi
- ...
- (şap şap şap) aç ağzını rukuye. tamamdır bu.
- uff mostofooo
- nasıl?
- hımm çok iyi.
- topla buraları, ben elimi yıkamaya gidiyorum ulan kalktım yerden sehpanın üzerine baktım ben ne içiyorum diye. tekrar eğildim ses yok. tuvalete koşup banyo mu yapıyolar diye merak ederken 5 dakika sonra kapı çaldı. açtım kapıyı rukiye teyze var. çok sever beni. öyle şaşırdım ki elinde tabak bana bakıyor al kuki , demin mustafa abin çiğ köfte yaptı, sen seversin dedi. uzatıyo tabağı. ha * ulan o şap şap sesleri, o peçete, o mıncıklamalar, ne oluyor burada diye düşünürken yaslandım duvara çiğ köfteye bakıyorum. ula adam meğer çiğ köfte yapıyomuş.