-
11.
0Aramızdan bazıları benim yerime sorulması gereken soruları soruyordu "Neden tayin oldu lan" "Belki oda herkes gibi büyük şehre gitti." "Ne tak var lan büyük yerlerde?""Oğlum ne taku var mı her tak var." "Pahalı olur lan oraları öğretmen maaşı yeter mi?" "Oğlum nerden biliyonuz la belki mesleği bıraktı" "Saçma sapan konuşma duymadın mı tayin olmuş işte." "Ya ben okusam hoca olsam niye burda durayım dıbına koyayım bende olsam bende giderdim." bayağı bir muhabbeti yapıldı bende bir şey söylemek için "iyi hocaydı lan." dedim. Onayladılar , has kankam Memo "Acaba kim gelcek lan?" diye bana sordu . Biri "inşallah bayan gelir." dedi "Neden?" diye sordum ona bakarak "Nedenemi var oğlum birde yeni mezunsa off malzeme çıkar daha ne olsun." sinirlenmiştim cinsiyetçiliğe karşı öfke duymaya başladığımı fark ettim. "Oğlum bak saçma sapan konuşuyorsun sinirimi bozma seninde anan, bacın yok mu?" deyince az utanır gibi oldu "Tamam oğlum.. Ne artizlik yapıyorsun?" cevap vermedim daha sonra bir kaç kişi pes atmaya playstation salonuna gidelim dedi 4-5 kişide onlara katıldı benide Mehmet çağırdı kabul etmedim eve gidip biraz uzanmak istiyordum geçen seneki kavga mevzusundan sınıfı değiştirilen can dostum Erdem geldi bizi gördü Memo'ylaTümünü Göster
"Vay kardeşlerim nasılsınız ne yapıyorsunuz?"
"iyiyiz kardeş" dedik hep bir ağızdan tokalaştık.
"Hele dadaş hoş misen, dolu misen boş misen ?" dedi Mehmet ,Erdem'e
Gülüştük el şakaları yaptık elleri omuzlara attık sıvazladık Mehmet benim boynuma atladı yere düşürecekti az kalsın fakat kızmadım gerçekten arkadaşsanız kızamazsanız oda size kızamaz. Yazın neler başımızdan geçti her şeyi anlattık sonra ilk önce Erdem'i bıraktık evine sonra Mehmet bana sigara uzattı almadım hep adetidir içmediğimi bilir ama ayıp olmasın diye uzatır Erdem varken içmez çünkü Erdem biraz kapalı görüşlüdür hoşlanmaz gözümün önünde içmeyin der. Mehmet'te buna saygı duyar winston light o zamanların favorisi olmuştu Mehmet'te her zaman aynı paketi bulamazsınız yerden ne bulduysa o içerisinde alt mahalledeki kaçakçıdan aldığı tütünlerle sardığı adıyaman tütünleri bulunur. Yanımda içilince rahatsız olmam evde alışığım zaten pasif içiçiyim yani aslında bu daha çok zararlıymış ama kimin umurunda herkes içerken zararlı olduğunu biliyor kimse zaten sigarayı yararlı diye içmiyor insanların üç kuruş zevkine de bir laf getiriyorlar ama Erdem'e göre bu dinde harammış saygı duyarım benim ailemde dindar ancak babam sigara içer o da günah olduğunu biliyor ama içmezsem bana günah diyor babam. -
10.
0Okuldaki ilk günümüz çok kısa geçmişti her zamanki gibi kitapları verip eve gidebilirsiniz dendi. Arkadaşlar olarak çok özlemişiz ortamı o şakalaşmaları erkekler grubu olarak Hasan ayağa kalktı
"Ya beyler 3 aydır görüşemiyoruz gelin bir çift kale maç yapalım öyle dağılırız."
Herkes Hasan'ı onayladı biz erkeklerin değimiyle yannan Hasan. Bülent lafa girdi " yannan Hasan topu nereden bulacaz?"
"Lan bak küfür etme düzgün konuş!"
"Ya ne kızıyorsun bir şey mi dedik allah allah!"
Gülüşmelerin sesi yükselmeye başlıyor o şenlik yeri sınıfımız tekrar muhabbeti eskisi gibi demleniyordu.
"Ulan kerhaneciler özlemişim sizi bir maç atalım la işte."
"Bilseydim top getirirdim ha geçen nikeden bir top almışım aga orjinal görmen lazım."
"gibtir len sen zütünü satsan alamazsın."
"Oğlum aldım diyorum inanmıyon mu?"
"Kaç para?" dedi küçümser gibi.
"Para verdiğimi kim söyledi oğlum dızladık hertürlü hehehe."
"Vayy bin!" dedi Boran çakal gülümsemesiyle
Aramızdaki en zeki Alper "Oğlum gelin Lütfü Hocadan isteriz son senemiz dıbına koyayım bizimi kıracak?"
"Adam haklı beyler" sesleri yükseldi ve cümbür cemaat beden hocamız Lütfü Eğilmez'in odasına yöneldik, kapı kilitliydi yandaki tabelası sökülmüş gizliden acaba, yoksa soruları içimizden geçiyordu okulumuzun hizmetlilerinden bir adam geldi "Hayırdır gençler?" dedi. Aramızda top oynamaya en çok hevesli olan Hasan "Lütfü hocanın odası değişti mi abi? Biz top isteyecektik de."
"Yok o gitti tayini çıktı."
Hadi ya dedik toplu olarak üzülmüştük aslında tam olarak top oynayamayacağımıza mı üzüldük yoksa gerçekten Lütfü hocanın tayinine mi tam kestiremedim ikisi karışık olsada top oynayamama kısmı daha ağır bastığını söyleyebilirim. -
9.
0Çocuk sesleri yükseldikçe okula yaklaştığını anlıyorsun okulun ilk günü herkes bahçede sıraya dizilmiş aha o Mert mi lan? Çok zayıflamış geçen sene topluydu. Sibel saçları kestirmiş
o ne lan laikçi babaanneler gibi, bizim alt sınıftaki Nalan fena boy atmış . Laikçi babaanne modeli derler bizim orda muhafazakar milliyetçi fanatiği bir memlekette harmanlandım eğer
siyasi görüşümü soruyorsanız henüz 264 günüm var 18'e yani seçme ve seçilme hakkım olmadığı için görmüyorum hiç bir şey bana sorarsanız hiç bir partiye oy vermeyeceğim ama büyük olasılıkla
babam ile annemin oy verdiği partiye oy vereceğim gibi gözüküyor demokrasiye hayranım sanırım bizim halkımız Atatürk'ü anlamadı neyse burada ondan hoşlanmayan çocuklarda var göya dinimize
karşı hareketleri varmış bize de gelip anlatıyordu lavuğun teki üst sınıftı mezun olmuş ülkü ocaklarına gidenler bunu bir güzel pataklıyordu ama onlar sadece gazi, paşa diye koruyup
kolluyorlardı adamın açık görüşünü pek benimsedikleri söylenemez zaten bazı sofu ülkücülerde atatürk kelimesini kullanmazlar mustafa kemal deyip geçerler ancak bize ilkokulda böyle
öğretilmedi ona saygı duymak borcumuzdur derdi öğretmenimiz çok güzel sözlerle anlatırdı ama tek bir şeyi öğretmeyi unutmuş nasıl saygı göstereceğimizi. -
8.
0Onun adı sanı nedir bilmiyorum 80 darbesinde hem sağdan hem soldan astılar diyorlar o hangi taraftan asılmış onu bilmiyorum babam o günlerde daha çocukmuş hayal meyal hatırlıyorTümünü Göster
fazlada muhabbetini yapmaz. Orhan böylelikle dedesi, babası ve kardeşi öldükten sonra koca apartmanın tek sahibi olmuş. 3 katlı daire her daireden 500 lira ayda 1500 yapar tabi üst kattaki
fabrika işçisi maaşları alamadık diye 1-2 ay kirayı biriktirir . Babam memur ayın 10'unda alır maaşı tabi alt kattaki müzisyen hocamızda öyle geciktirmez ama biz bazen geciktiriyoruz
faturalar çok geliyor kışın elektrik ve doğalgaz faturası çok geliyor mecburen onları ödemek zorunda kalıyor babam kesilirse eğer elin M... 'inde taşak çatlatan soğuklarından hasta olur
yatak döşek yatarız.Eve girdim saat 7:43 bizimkiler kalkmış ben yumurtamı kırarım ve yer çıkarım diye düşünüyordum oysa ki annem çoktan pişiriyor ekmek kızartmasını . Bayat ekmekleri tost
veya ekmek kızartması olarak kullanırız benimde en çok sevdiğim tost olur ama sucuklu severim kaşarlı sucuklu uzun zamandır eve sucuk girmedi o yüzden sadece kaşarlı tostu sevmeye çalışıyorum
artık. Babam annemi beklememiş çoktan zeytin peynir ekmek üçlüsünü çay ile kombine ederek yalap şalap yedikten sonra bir uzun LM yakmış dumanı verirken bir noktaya odaklanmış gözünü
seyreltiyor daha sonra işe yetişmesi gerektiğini hatırlayınca söndürüp "Ben çıkıyorum" deyip evimizin dar holünde sokak kapısının yakınındaki askılıktan ceketini alıp çıktı.
Saat 8 civarıydı 8.30'da mesaisi başlıyordu PTT'de tam olarak ne iş yaptığını bilmiyorum sorarlarsa memur işte bir memur ne yapar onuda bilmiyorum zaten şu zamana kadar üsteleyen olmadı
çok ilgi çekici bir meslek değil herhalde ben büyüyünce ne olmak istiyorsun sorusuna memur olmak istiyorum diyen çocuk tanımadım herkesin hayali yüksekti doktor, mühendis,öğretmen, patron
,astronot, şarkıcı yada futbolcu ama kimse memur, işçi,temizlikçi olmak istemiyordu bunları okumazsan mı oluyorsun ? Babam lise bitirmiş ama memur olmak içinde sınav var boru değil yani peki
şuan o avukat, hakim,savcı olmak isteyen idealist çocuklar ne yapıyor yada subay, polis,asker? Herkes saygı duyulacak biri olmak istiyor elbette bir çöpçüye saygı duyulmuyor.
Oysa sen o adamı sadece çöpçü sıfatıyla yargılıyorsun aslında nasıl biri tanımıyorsun? Okumazsan çöpçü olursun diyorlar o adamlara zavallı gibi bakmamızı istiyorlar bu sistemin çarkına
uyup ders çalışıp okul okumadıkları için en taktan görevleri yapmak zorundalar o saçma sapan elma armut problemlerini doğru bilemedikleri için bu dünyada cezasını çekiyorlar bu şekilde
düşündükten sonra kendime şunu soruyorum illa yaşamak için bu çarkın içinde bir yer mi edinmek zorundasın? Ne yani bu sistem insan olduğundan beri var mı? Eğer yoksa bu sistemi insanlar
kurdu o zaman tanrının kurduğu sistemi beğenmeyip insanlar yeni bir sistem kurmuşsa neden bizim bu yaşantımızdaki şeyler yargılanıyor sonuçta insanın kurduğu bu sistemde suç işlemek
zorunda kalan potansiyel fakir insan eğer bu sistem olmasaydı bu suçu işlemek zorunda kalmayacaktı bu olaya nereden bakarsanız bakın çıkmaz yol sanırım kanalizasyon borularını yeniliyorlar
çok pis tak kokusu var yolumu değiştirmek zorundayım okula yaklaştım sayılır neyse az önce ne dediysem unutun ben unuttuğum için sonunu getiremedim şimdi ilk ders ne acaba? -
7.
0Eylül sabahı yazdan kalma bir gün güneş ışıkları pencereden içeri girip benim uyanmama neden oldu. Saate baktım 7.30 aslında daha erkendi kalktım elimi yüzümü yıkadım günlerden pazartesiTümünü Göster
ama nedense kendimi huzurlu hissediyorum , evde herkesten önce kalkmışsam birde hava güneşliyse daha şehrin gürültüsü başlamadıysa kendimi huzurlu hissederim sanki ölmüşüm de kurallara uyan bir vatandaşa vaat edilen cennete düşmüşüm. insanlar öldüklerinde bu kadar huzurlu hissediyor mu? Cesetlerin yüz ifadesi nasıl olur? Ben hayatımda tek ceset gördüm oda rahmetli dedem , hasta yatağında can verdi yüzünde yeni doğmuş
bir bebeğin ifadesi vardı sanki, huzurluydu. Peki madem öldükten sonra huzurlu bir sonsuzluk bizi bekliyor o zaman ne yapıyoruz biz? Neden bu saçmalıklara katlanmak zorundayız?
Çünkü vazgeçemiyoruz tuhaf bir korku var her şeye rağmen yaşamak için bir sebep buluyoruz . intihar edenler herhalde o sebebi bulamıyor yada yeterince düşünmüyorlar..
Belki çok düşündükleri için intihar ediyorlar. Geleceğime bakınca bir şey göremiyorum gözlerimi kapatıyorum hayal etmeye çalışıyorum, yok. Karanlık hiç bir şey göremiyorum.
Hani derler ya kendini on sene sonra nerede görüyorsun, ben bu soruyu cevaplayamıyorum. insanın her zaman bir seçeneği vardır her şeyin bir yolu var intihar son seçenek eğer elde bir şeyin kalmazsa kendini zehirlersin, yada asarsın olmadı atarsın. Din adamlarına göre bu çok ağır bir suç cezası cehennem diyorlar. Yaşamanın bir anlamı kalmamışsa insan bunu düşünmez zaten yeterince önem verilseydi şuan tüm insanlar saçma sapan işleri bırakıp gece gündüz ibadet ederdi ben bunları düşündükçe kayboluyorum sanki içimdeki ben çıkmış gitmiş farklı biriymişim gibi boşlukta yürüyorum yolun sonunda ne var diye merak ediyorum ama yol falan yok sonra bakıyorum bende yokum her taraf karanlık sonra hayattaki saçma sapan şeyleri yapmak zorunda kalıyorum gidiyorum üstümü değiştiriyorum bakkala gidiyorum iki ekmek ve yumurta istiyorum param yok , deftere yaz diyorum adam homurdanıyor ben artık alışıyorum bu saçmalıklara belkide kabulleniyorum sonra düşünüyorum yolda bir köpek görüyorum sokak köpeği kimsesiz yada öyle gözüküyor bunun hayattaki amacı ne diyorum neden yaratıldı? Sonra o köpek bana doğru saldırıyor ananı avradını gibeyim diyerek yolumu değiştiriyorum. Apartman girişini süpüren belediye görevlisine
"Günaydın, kolay gelsin" diyerek selam verdim fakat hiç oralı olmadı. Sanırım oda kendini dünyaya kapattı şuan yaptığı işi bilinçsiz yapıyor zaten farkında olsa ben ne yapıyorum bu hayatta
diyerek kafayı yeme noktasına gelebilir o yüzden pek alınmadım hak verdim ve merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladım Neriman Abla kapısını kapatıp evden çıkıyordu beni gördü gülümsedi
"Günaydın Yusuf"
"Günaydın hocam"
"Nasılsın bakalım bu gün okul açılıyor hadi son senen hayırlısı olsun."
"Hayırlısı hocam" diyerek iç geçirdim.
"Üniversite sınavına çalıştın mı yazın?"
"Yazın Berber Kemal'de çalıştım hocam."
"Hmm.. Dershane falan yok o zaman."
"Yok hocam."
"Ee hiç bir şey için geç değil Yusuf.Sen istedikten sonra her şeyi yapabilirsin bu dediğimi unutma olur mu?
"Tamam Neriman Abla olur."
"Sınava hazırlanacak mısın? Bana söz ver."
"Söz vermeyeyim be hocam tutamam sonra mahcup olurum."
"E ne yapacaksın okul bittikten sonra?"
"Bilmiyorum ki .. Çalışırım herhalde."
"Neyse bakalım. Sen yinede hazırlanmayı düşün derim. Ben çıkıyorum yolum uzak hadi görüşürüz iyi dersler."
"Görüşürüz sizede" -
6.
0hikaye içeriği ile ilgili değil
--spoiler--
acayip başım ağrıdı akşam yada gece devam ederim .
bu arada tekrar söylüyorum hiç bir teknik vs. bilgim yok okuduğum kitaplardan feyz alarak kafamda kurguluyorum olay orjinal ama ha yaşanmış değil kurgu. kitap gibi uzun tutacağım hikayeyi bilmiyorum okuyan olur mu artık kaç entry tutar bilmiyorum şöyle 4-5 entry de asıl olayın başrollerini tanıtıp mevzuya akmayı planlıyorum amacım hikayenin başlarında yaşanan olayların sonlarına doğru anımsanması umarım başarırım. Ya tabi pro yazarlar 10-12 ayda yazıyor amk ben öyle plansız döküyorum işte yinede tavsiyelere açığım elestirilere açığım hadi iyi sabahlar
--spoiler-- -
5.
0Artık okulumun son yılındayım , 12 senelik zorunlu eğitimin son durağına gelmiş bulunmaktayım. Koskoca on iki sene hatırladıklarım 12 dakika etmiyor. Çok mu yalnızım yoksa kayda değer fazla anı kaydetmemiş mi 1000 telebytelık hafızam..ya bilinçaltım..ha o böyle saçma sapan anlarda hatırlatıyor bayağı alakasız tesadüflerde bir bağlantı çıkarsa hatırlatıyor beyin ama şimdi öyle bir uyarı almıyorum sanırım bayağı boş geçirmişim bu 12 seneyi ilkokuldan bir tane bile konuşmaya devam ettiğim arkadaşım yok, lise bitince de konuşmakta olduğum arkadaşlarımda konuşmaya devam edebileceğimi düşünmüyorum muhtemelen lise bitince işe girip it gibi çalışacağız artık işten güçten zaman bulabilir miyiz bilmiyorum gerçi bulsakta zamanla birbirlerimizin yüzlerini, seslerini unutacağız . Belki yıllar sonra tesadüfen bir iş için koşuştururken rastlayacağız yüzümüzde acı bir tebessüm eski günlere duyulan özlem okunacak yüzlerimizden o her gün karı kız muhabbeti yapıp boş beleş konular ile taşşak geçen arkadaşlar gün gelecek birbirlerine ne diyeceğini bilemeyecek. Ne anlatacaklarını bilemeyecekler oysa o kadar çok şey var ki ama anlatsa garip kaçacak sanki o 4-5 sene yada 7-9 sene hiç olmamış en son dün konuşmuş gibi devam etmek ayıp olacağını düşünüp mesafeli bir tavırla bir an önce "durağım gelse de insem" diye hevesle bekleyen otobüs yolcuları gibi birbirimizin yüzlerine o kaçma, kurtulma duygusuyla bakacağız en son vedalaşıp ayrıldıktan sonra ikimizde şunu düşüneceğiz "vay be ne adamdı beni satmadı la hiç, bende para olmadığı zaman o beni çekerdi birbirimizi kollardık hatta bir gün şöyle olmuştu 4 kişi birimizi sıkıştırmışken diğerimiz bunu görüp yanına koşmuş yinede dayak yiyeceğimiz gerçeğini değiştirmesede birimizin yiyeceği dayağı yarı yarıya paylaşmış olduk biz fakir adamlardık yiyeceğimiz dayağı paylaşırdık."Tümünü Göster
Fakir edebiyatı yapmıyorum sadece acıyorum zavallıyız hiç bir zaman gurur duymuyorum bundan. Kim ezildiği için gururlu olur ki? Kim parası olmadığı için " tabi oğlum sen zenginsin alırsın biz fakir çocuğuyuz " deyip gülümserken bunu üstünlük olarak görebilir ki? Basbayağı eziktik belki bu tavrı muhtaç biri olarak gözükmemek için yapardık buna da gurur diyorlar işte , gibeyim gururunuzu. Meşhur pazar banyosu ve öz bakımımı yapıp erken yatmam gerekiyordu bu gün ancak uykum yok biraz Neriman Ablanın verdiği Suç ve Ceza'yı okuyayım belki uykum gelir kitabın bu noktasına geldiğimde zaten ne olacağını kestirdim kitabın ismi suç ve ceza işte adam iki cinayet işlemiş suç yani sonunda da cezasını çekmesini bekliyorum doğal olarak. Gece saat çok geç olduğunu fark ettim kitap inanılmaz sürüklüyordu adam vicdan yaptı ama sanki doğa üstü güç onun yakalanmasını engelliyor en çok dikkatimi çeken ise adam cinayeti para için işlemiş olsa da para falan umurunda değil kendisi de bunu sorguluyor zaten bu kitabı okuyanda şu kalıplar oluşmaya kesin başlar herhalde fakir katil para için suç işledi ancak ona cinayeti işleten para değildi fakirlikti. -
4.
0Eve girdikten sonra cebimde 6 lira 50 kuruşu anneme verdim. Annem bu ne diye sordu. Anneme artık bakkaldan veresiye alışveriş yaptığında devlet karşılıyormuş ve %5 tutarını da müşteriye iade ediyormuş dedim. Annem saçma salak konuşma parayı nereden buldun diye üsteledi. Durumu anlattım sevindi anlam veremedim sonuçta babam ay başında o parayı tekrar bakkala verecekti. Artık çoğu şey saçma gelmeye başlıyor Neriman Ablacığımın bana verdiği Suç ve Ceza romanını okuyorum kitaptaki başrol benim gibi fakir bir öğrenci muhtemelen benden 3-4 yaş büyük ne yazık ki fakirlikten okumayı bırakmış, benimde lisede son yılım eğer üniversiteyi kazanamazsam kesin olarak babam bir iş ayarlayacak bana lise mezunu olunca asgari maaş alabilirim ayda 1040 tl yapar 3 ay hesapla 3120 tl vay canına benim yazın 3 ayda kazandığım paranın 5 katına tekabül etmekte oysa değişen ne ki? Sadece 1 sene yaşlanıyorum o kadar. Lise son sınıftaki birinin okuldaki son günü ile bir gün sonra mezun olduğu zaman ne değişiyor? Sanırım buda bir günde olan bir mevzu değil eğer en başında derslerin kötüyse başını mezun olursun. En başından derslerin güzelse geçer notlar alırsan sınıfta kalmazsın ve o lisenin son gününde bunların bilinci ile bir gün sonra mezun olursun ve maaşın 5 kat artar fakat hala anlamsız geliyor. Kitapta adam rehineci karının kafasını kesiyor oysa önceden her şey planlamıştı, tatbikat yapmıştı, en ince ayrıntısına kadar hazırdı fakat bir şeyi unutmuştu o gece kadının kız kardeşinin eve erken gelme ihtimalini! Bu yüzden bir cinayet daha işlemek zorunda kaldı üstelik kadın çığlık atıp komşuları ayaklandırdı az kalsın tüm plan çöp oluyordu planladığı gibi altınları ve rubleleri cebe indirdi kapıya dayanan komşulara rağmen pes etmedi tam pes edecekken sanki biri ona yardım ediyordu bir şekilde kimseye gözükmeden kayboldu. Yemek saati gelince annem seslendi kitabı bırakıp tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım. Gerçekten çok okuyunca gözler yoruluyor yüzüme su çarpınca kendime geldim. Babam yine işinden şikayet ediyordu "Şerefsizler yine zam yapmadı ulan kaç senedir aynı maaşa çalışıyoruz insafsız huur evlatları". insanlar televizyonda küfür ve argo kelimeleri duyunca çok şaşırıyor fakat bunları evde gayet olağan gibi doğal karşılıyorlar. Sanırım televizyonda bu kelimelerin söylenmesi yasak olduğundan insanları heyecanlandırıyor. Oysa dizilerde sokak ortasında öpüşürken gayet doğalmış gibi ailecek seyrediyoruz ancak sokakta görsek herhalde babam tipik muhafazakar bir vatandaş olarak tepkisini gösterirdi. Okul zamanı yaklaştıkça o sıkıcı muhabbetler dönmeye başladı aslında açıldığına seviniyordum arkadaşlarımı göreceğim yine yaz tatilinde hepimiz bir işte çalıştığımız için çok nadir görüştük ama telefondan mesajlara tam gaz devam ediyorduk.Tümünü Göster
-
3.
0Evin tek çocuğu iseniz yada erkek kardeşiniz yoksa evde ekmek almaya sizi gönderirler. Genelde evde hiçbir şey tam olmaz illa ekgib olacak annem her defasında ben işe koyulmaya hazırlanırken odama ani baskınlar yapıp evdeki ihtiyaçları söyler bazen babam para bırakmaz, annemde defteri yazdırırsın diye öğütler .Tümünü Göster
"Lan Yusuf evde un,yağ bitik birde 2 ekmek al"
"Niye?"
"Ne niyesi ? Yemek yapacağım akşama hamsi aldırıyorum babana şimdi ona söylesem hepsini almaz biliyorsun hadi yavrum bir koşu gidip al şunları hele."
"Şu evinde bir şeyi tam olsun arkadaş her gün bakkal."
"Ne yapalım alıyoruz bitiyor yetiştiremiyoruz."
"Sizde alırken tam alın şöyle 1 hafta falan zütürsün sonuçta aynı parayı vereceksin bir günde ne değişecek?"
"Oğlum para yok veresiye yazdır."
içimdeki tüm heyecan kaybolmuştu oysa aylık telefon paketimin 500mb kotası vardı yani ayda 10 tane 9-10 dakikalık video yapar tabi tüm ay sırf buna harcamam facebook, sporx arada youtube'de komik videolar derken en fazla 1-2 video limitim kalır bunuda idareli kullanmam lazım eğer kullanamazsam da hayal gücüme güveniyorum..
Kapıdan çıkarken annem yine hatırlatma yaptı un,yağ,iki ekmek diye sanırım benim salak olduğumu zannediyor aklım başka yerde olsada bunları 1000tblık hafızam ben istemesem de bilinçaltıma kaydetmek zorunda zaten. Annemin asabi ve yüksek sesi tüm apartmanda inlediğini fark ettim zaten tam ortanca katta oturuyorduk ev 3 katlı yani ses her kata eşit dağılıyor. Giriş katına inerken alt kattaki müzik öğretmeni olan Neriman Abla kapısını açmış beni güler yüzlü ifadeyle beklediğini fark ettim yada ben öyle sandım.
"Merhabalar Neriman Abla."
"Merhaba canım. Nasılsın?"
"iyiyim siz?"
"Bende iyiyim. Nereye bakkala mı?"
"Evet."
"Senden rica etsem hazır gitmişken bana da sigara alır mısın?"
"Tabi olur ablacığım ne demek."
"Dur parasını vereyim.." içeri girip ev telefonunun bulunduğu çekmeceli sehpanın çekmecesinden bozuk paralardan 6.5tl ayırdı bazen bozuğu olmaz 10 lira verir üstünü de geri istemezdi çok iyi abla seviyorum bu kadını al diyerek kağıt 5 lik ve madeni 1tl ve 50 kuruşu elime koydu. Bir şey demeden paraları cebime attım. Zaten ne içtiğini biliyordum artık kaç kere kadına ayakçılık yaptık. Ayakçılık kötü tabir ya şimdi kadının kötü niyeti yok ev hali sonuçta bakkala inmek için giyinecek saç baş derken teferruatlı iş , boş koy oğlum bekar kadın kimden istesin az buçuk muhabbetimiz var hem ben bu işi para üstüne yatmak için yapmıyorum ki insanlık ndıbına bakkala gitmişken kadına da bir sigara alıp veriyorum uzatmanın anlamı yok. Bu sonu gelmeyen iç çatışmalarıma bakkalın kapısına gelince bir son verdim. Evdekiler benden ne istemişti dur bi.. Bakkalcıya anlamsız bir ifadeyle bakmaya başlayınca Bakkalcı Nusret bana dik dik baktı:
"Buyur."
"Şey..Bir teneke yağ,un,iki de ekmek.."
"Tamam. Ekmekleri sen dışarıdan al."
"Birde Camel White."
Nusret abi yine bana dik dik baktı sigaraya başladığımı düşünüyordu bayağıdır aynı marka sigaradan alıyorum babam zaten sigarasını kendi alıyor.Ama istisna olarak izinli günlerinde bana bakkal yolu gözükürse bana aldırır fakat kendisi fiyatı daha uygun olan LM Uzun tercih eder.
"32lira 20kuruş."
Oha bir teneke 5lt sıvı yağ 20 küsür bu nasıl iş yağ..yok yok espiri yapmadım zekam o kadar düşük değil.
"Tamam abi deftere yazarsın babam aylığını alınca halledicek."
Nusret abi bıkkın bir yüz ifadesiyle yüzünü çevirdi her "deftere yaz abi" dediğinde bana düşmanca tavrı hiç hoşuma gitmiyordu benim elimde olan bir durum değil ki! Eğer annem elime para verse her zaman alışveriş yaptığımda ücreti tam versem hatta para üstü istemesem belki bana insan muamelesi yapardı. Hiç değilse güler yüzle iyi akşamlar derdi bende ona sizede iyi akşamlar kolay gelsin derdim gül gibi geçinip giderdik. Ama hayat saçma eğer borcunuzu veresiye defterine yazdırmak zorunda kalan bir ailenin çocuğu olduysanız anlarsınız o bakkalcıdan babanız yerine siz azar işitirsiniz, siz aşağılık bir varlık gibi hissetmek zorunda kalırsınız, sizin oy kullanmaya hakkınız yokken ezik bir vatandaş gibi hissedersiniz kendinizi belki oy kullansaydım veresiye defterine borç yazdıran çocuğa kötü davrananmanın ağır ceza mahkemesi tarafından müebbet hapis cezası veren bir hükümete oyumu verirdim. Sanırım bu dediğimi yapacak siyasi bir parti yok onlar için bu sorunlar yok tabi biz görünmez bir varlıkmışız sanki bizim sorunlarımızda gözükmüyor herkes fakirlerden bahsediyor ama fakir görünce bir yerde yüzünü ekşitiyor çünkü biz muhtaç yaratıklarız, yük gibiyiz kimse bizi istemiyor sanki ölsek ülkede refah seviyesi artacakmış gibi düşünenler var çünkü hırsızların, katillerin,tecavüzcülerin ve kundakçıların fakir, eğitimsiz bireylerden olduğu genellemesi yapıldığı için bize potansiyel suçlu gözüyle bakılabiliyor.
Evde hiç bir zaman her şeyin tam olduğunu görmedim ya deterjan biter ya yoğurt anneme diyorum şunları toplu alalım ama sen karışma deyip susturuyor. Apartmana girdim giriş katındaki Neriman Ablanın kapısını nazikçe tıkladım içeriden ayak sesleri yakınlaşmaya başlayınca pozisyonumu aldım ve kapıyı açtı:
"Ay.. Çok teşekkürler Yusuf"
"Rica ederim abla iyi akşamlar"
"iyi akşamlar. A sana verdiğim kitabı okuyor musun?" dedi gülümseyerek.
"Evet okuyorum çok güzel."
"iyi güzel. Müzikten hoşlanır mısın?"
"Yok abla pek dinlemem."
"Ben keman çalıyorum müzik yapmak dinlemekten daha iyi geliyor bana."
"Öğretmenim bizim okulda müzik dersine en son tarihçi giriyordu galiba okulumuza müzik hocası ataması olmamış öyle yani."
"Yaa.. Peki evde yok mu gitarın falan?"
"Yok."
Sanırım biz fakiriz o yüzden her zaman bir eksiğimiz oluyor.
"Hmm. Peki iyi akşamlar tekrar teşekkür ederim"
"Sağ olun. iyi akşamlar."
Merdivenlerin ilk basamağına adım atarken arkamdan seslendi:
"Çalmak istersen bende gitar ve keman var sana ödünç verebilirim hem nasıl çalınıyor onuda gösteririm evde internetten notalara bakıp öğrenirsin."
"Yok ya hocam yinede sağ olun ben beceremem." -
2.
0bu saatte tutmaz topla tezgahı
-
1.
+1(Bir hikaye, roman denemesi buraya zaman buldukça yazacağım öylesine toplu dursun diye bu başlığı açıyorum bilgisayarda word'e falan yaz demeyin ya o sarmaz işte buraya akıtıcam gitsin hem çok kötüyse eleştiri felan iyi olur hiç bir teknik felan bilmiyorum daha öncede tecrübem yok spoiler vermiyorum hikayenin sonunu değiştirebilirim akışa göre takılıyorum)Tümünü Göster
Soğukların geldiğini çorap giymeye başlayınca, yazlık giysilerimizi annem kaldırınca, ayaklarımıza artık karpuz çekirdekleri yapışmayınca anlardık. En çok sevdiğim babamın bu yaz serinlemek için eve aldığı vantilatörün karşısına geçip konuşmaktı, sesim uzaylı bir yaratık gibi çıkıyordu kendimce filmlerden aklımdan kalan uzaylı sözlerini söyleyip eğleniyordum "Mer-ha-ba..dün-ya-lı ben.. üç..bin..ı-şık..yı-lı..u-zak-lık-tan..ge-li-yo-rum" . Annem bu çocukça hareketlerimi gerizekalılıktan yaptığımı düşünürdü.
"Oğlum çekil şunun önünden saçını kaptıracaksın sonra başımıza iş açacaksın.. Haberde gördüm bir tane kız senin gibi mal saçını kaptırmış bir daha saçı çıkmıyormuş. Sen bilirsin sonra kızlar beğenmez bu yaşında kel kalırsan."
"Banane ya beğenmezlerse beğenmesinler."
"Oğlum sen cinsmisin lan..A aa töbe töbe."
Annemin en ufak olayları böyle büyütüp her zaman en kötü sonlarla bitirmesi sanırım ülkemizin karamsarlığı ve kararsızlığını temsil ediyor. Babama göre çocuklar siyaset konuşmazmış 18 yaşından küçüksen senin alacağın eğitimi belirleyen adamları sen seçemezmişsin ,çünkü çocukların aklı kemale 18 de eriyormuş eğer sen 17 yıl 364 gün yaşındaysan hiç bir önemin yok. Tüm kurallara uymak zorundasın ama bu kuralları sana koyanları sen seçemezsin ama yarın seçme hakkın olacak ne tuhaf bir günde ne değişecek ki? insanın hayatı bir süreçse o bir günde değişen şeyi günler evvel tetikleyen unsurlar olmalı buna din adamları kader diyor babam yaz tatillerinde beni cuma namazı kılmam için her hafta cuma günleri camii'ye zütürüyor. Artık bana farzmış kitapta öyle yazıyormuş insanlar buluğ çağına gelince dinin emrettiği farzları yerine getirmekle mükellef. Bu havalı cümleleri alt kattaki Neriman Abla'nın bana verdiği kitaplardan öğrendim eski tarz cümleleri kullanmak her zaman etkileyici oluyor en azından okulda falan havam olur öyle konuşunca yaşımdan büyük gibi hissediyorum. Yazın bitmesine çok seviniyorum çünkü yaz gelince okulun önemini daha çok anlıyorum, her yaz babam beni işe koyar 3 ayım zehir gibi geçer daha erken kalkmak zorundayım ayrıca haftada 6 gün aynı işi yapacağım okul varken en azından 5 gün gidiyordum. Bu yazda babam beni Berber Kemal'in yanına çırak olarak verdi günde 10tl maaşım vardı haftada 60tl yapar ayda ise 240tl hesaplarsan 3 ay 720tl ama ramazan bayramında gitmedim ordan 60tl düş... 680tl yok bir saniye 640tl olması gerekiyor evet eminim.. gerçekten şimdi telefonumun hesap makinesinden hesapladım 640 Türk Lirası vay be.. Bu paranın üstüne babam tam 410tl ekledi ve bana yeni telefon aldı Lumia 1320 boru değil yani 8gb hafızası varmış.. şimdi aklıma geldi insanoğlunun hafızası 1000tb diyorlar yada öyle bir şeydi telefonla karşılaştırınca hayret ediyor insan, şu 8 gigabytelık telefon 10larca oyun,1000lerce resim ve mesajları saklayabiliyor. Bazen diyorum ki keşke telefondaki gibi istemediğimiz anıyı beynimizden silsek? Ne biliyim mesajda kavga ettiğin birinin o kavga mesajlarını silsen sonra başka biri o eski samimi mesajlarını okusa bunlar ne iyi anlaşıyorlar diye düşünür. Yada istemediğin bir anıyı telefondaki o görmek istemediğin kişinin resimlerini iki dokunuşla sildiğin gibi beyninden de silsen. insan beyni o kadar garip ki sen unutsan da o unutmuyor bilinçaltı diye birşey var bundan biraz anneme bahsettim ben altını üstünü bilmem dedi sonra ocakta yemeğini unuttuğu için beni lafa tutma diye azarladı.
başlık yok! burası bom boş!