1. 1.
    +2 -2
    ntv spor alt yazı geçti şimdi haber doğru mu binler

    alper tunga öldü mü
    ···
  2. 2.
    -3
    Auhaanavooo!! annende öyle diyodu.. ananın amı..

    (bkz: başlığın gibikliğine sinirlenip liseliye dönüşme)
    ···
  3. 3.
    -1
    klagib mekanik çok başarılı olmasına karşın, 1800'lü yılların sonlarına doğru, kara cisim ışıması (blackbody radiation), tayf çizgileri, fotoelelektrik etki gibi bir takım olayları açıklamada yetersiz kalmıştır. açıklamaların yanlışlığı bilim adamlarının yetersizliğinden değil aksine klagib mekaniğin yetersizliğinden kaynaklanıyordu. en yalın halde klagib mekanik evreni bir "süreklilik" olarak modelliyordu. 1900 yılında max planck enerji'nin, 1905 yılında ise albert einstein ışığın paketçiklerden oluştuğunu, yani süreksizlik gösterdiğini, bazı deneyleri açıklamak için bir varsayım olarak kullanmak zorunda kaldılar. elbette bu iki darbe klagib mekaniği yıkmadı. uzunca bir süre bilim adamları bu süreksizliği klagib mekanik kuramlarından türetmek için uğraştı. yine aynı yıllarda atomun iç yapısı üzerine yapılan deneyler korkunç bir gerçeği gözler önüne serdi. ernest rutherford yaptığı deneyle atomun küçük bir çekirdeğe sahip olduğunu gösterdi. bu dönemde elektronun varlığı biliniyordu. bu durumda eğer negatif yüklü elektronlar pozitif çekirdeğin etrafında dairesel hareket yapıyorlarsa, çok kısa bir zaman diliminde elektronlar çekirdeğe düşeceklerdi. bu elektromanyetik teoriye göre açıklanacak olursa, ivmelenen yükler ışıma yapar, dairesel haraket de ivmeli bir hareket olduğu için, elektron bu ışımayla enerji yayacak ve çekirdeğe düşüp sistem çökecekti. geçiçi çözüm niels bohr tarafından geldi. elektronlar belli kuantizasyon kurallarınca, belli yörüngelerde hareket ediyorlar, enerjileri belli bir değere ulaşmadıkça ışıma yapamıyorlar bu sayede sistem dengede durabiliyordu. bu geçici çözüm küçük atomlarda işe yaradıysada daha büyük kütlelerde işe yaramıyordu. bohr atom modeline, modeli deneylere uydurulmak için birçok yama yapıldı. ne var ki bohr'un "yamalı bohça"sı 1920'lere gelindiğinde artık iş görmüyordu, tayf çizgilerinin gözlenen yoğunluğunu yanlış veriyor, çok elektronlu atomlarda salınım ve emilim dalgaboylarını tahmin etmede başarısız oluyor, atomik sistemlerin zamana bağlı hareket denklemini vermedeki başarısızlığı gibi birkaç konuda daha gerçekleri gösteremiyordu. kuantum mekaniğini planck doğurduysa, bebekliğinin sonu da de broglie ile gelmiştir. louis de broglie; birçok elçi, bakan ve dük yetiştirmiş, aristokrat bir fransız ailesinin çocuğuydu. tarih eğitimi gördükten sonra fiziğe geçmiş ve 1923'te verdiği doktora tezinde, ışığın hem dalga hem de parçacık karakteri olmasından esinlenerek, aslında bütün madde çeşitlerinin aynı özelliği gösterebileceğini önerdi. ortaya koyduğu fikir, bohr'un "gizemli" yörüngelerini açıklamada başarılı oluyordu.
    işığın girişim, kırınım yaptığı, yani dalga özelliği gösterdiği, thomas young'in yaptığı çift yarık deneyi ile gösterilmişti. ama tüm madde parçacıklarının, su dalgaları ile aynı matematiksel özellikleri göstereceği beklenmiyordu.
    max planck 1900 yılında karacisim ışınımı problemini (morötesi facia diye de anılır), çözmek için

    denklemini kullanmıştı. bu denklem, foton kavrdıbının başlangıcı oldu; çünkü ν frekansındaki elektron salınımından oluşan ışığın, klagib mekanikle uyuşmayan bir şekilde sadece, h*ν nun tamsayı katlarında enerji taşıyabileceğini göstermişti. h, günümüzde planck sabiti adıyla anılır.
    fotonlar dalga özelliği gösterirse madde de gösterebilir analojisinin yanında önemli bir ipucu da einstein'in birkaç yıl önce özel görelilik ispatında kullandığı lorentz dönüşümleri idi.
    buna göre, serbest bir parçacık, fazı x, zamanı t olan bir dalga ile ifade edilirse, 2*π*(k*x - ν*t) , ve bu faz lorentz dönüşümlerinde sabit kalacaksa, k vektörü ve nu frekansı, x ve t gibi dönüşmelilerdi. ya da diğer bir deyişle, p ve e gibi. bunun mümkün olabilmesi için, k ve ν, p ve e ile aynı hız bağımlılığına sahip olmalılardı, bu yüzden de onlarla doğru orantılı olmalılardı.
    fotonlar icin e=h*ν olduğundan, madde için de
    ve
    varsayımlarını yapmak 'doğal' gözükmüştür.
    herhangi bir kapalı yörüngenin 1/|k| nın tam katı olması varsayımı ile, de broglie, deneysel olarak gözlenen ve sommerfeld ve bohr tarafindan "kuantize olma şartları" olarak anılan şartları matematiksel olarak kolayca türetti. bu türetme gayet gizemli bir şekilde doğru sonuçlar verince (davisson ve germer, 1927 yılında bell laboratuvarlarında gerçekleştirdikleri deneyle, elektronların da aynı ışık gibi girişim yaptığını ortaya koydular. deney 1924'te de brogli tarafından önerilmişti) insanlar deneysel olarak başka şeyleri tahmin etmesini de beklediler.
    elbette yanıldılar çünkü bu şartlar serbest ışık parçaları için yola çıkan varsayımların, çekirdeğe bağlı elektronlar için uyarlanmasıydı ve çok ileri zütürülmemesi gerekiyordu.
    ama doğru çıkış noktası idi.
    enteresan bir şekilde, 1925-1926 yılları arasında werner heisenberg, max born, wolfgang pauli ve pascual jordan, matriks mekanigi ile kuantum mekaniğinin formal tanımını yaptılar. ama formalizmlerinde dalga mekaniğine yer vermediler. benimsedikleri felsefe ise, tamamen pozitivist idi. yani sedece deneysel olarak gözlenebilen değerleri gözönüne alan bir yaklaşım kullandılar.
    1926 yılında erwin schrödinger bir dizi denklemle dalga mekaniğini yeniden canlandırdı.
    sonunda kendi dalga mekaniğinden heisenberg'in matriks mekaniğini de türetip iki formalizmin matematiksel olarak denk olduğunu da gösterdi. son makalelerinden birinde schrodinger, relativistik bir dalga denklemi de sunar.
    dirac'a göre tarih biraz daha farklı işlemiştir. ona göre, schrodiger önce relativistik dalga denklemini geliştirdi, sonra bunu kullanarak hidrojenin spektrumunu hesapladı ve deneylere uymadığını gördü. ancak bu denklemin, düşük hızlarda geçerli olan versiyonu aslında çalışıyordu!
    daha sonra relativistik dalga denklemini yayınladığında ise, bu oskar klein ve walter gordon tarafından yayınlanmıştı ve hâlâ klein-gordon denklemi olarak anılır.
    bu noktadan sonra dirac; teoriye çeki düzen vermiş, özel görelilikle uyumlu hale getirmiş ve bazı deneylerin sonuçlarını teorik olarak üretmiştir. örneğin pozitron'un varlığının tahmini... 1930'lara gelindiğinde ergenlikten çıkmış bir teori halini almıştır kuantum teorisi. daha sonra 1940'larda sin-itiro tomonaga, julian schwinger ve richard p. feynman, kuantum elektrodinamiği konusunda önemli çalışmalara imza atmış, 1950'li ve 60'lı yıllar kuantum renk dinamiğinin gelişimine tanık olmuşlardır.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    -1
    @1 @2 oyunuz kaydedildi:(
    ···
  5. 5.
    -1
    emdi yürek yırtılur...
    ···
  6. 6.
    0
    Alper tanga giydu mi
    ···
  7. 7.
    0
    onu da behlül gibmis
    ···
  8. 8.
    0
    acun ıssız ada da program yapar artık
    ···
  9. 9.
    0
    bu sefer güldürmedi :(
    ···
  10. 10.
    0
    @15 beren saatin transfer fotosunu koymuş beyler
    ···
  11. 11.
    0
    başın sağolsun birader
    ···
  12. 12.
    0
    alper tunga öldi mi
    ıssız ajun kaldı mi
    ötlek öçin aldı mi
    emdi yürek yırtılır
    ···
  13. 13.
    0
    senin bacagın arasına kafamı sokmişam,
    kafasını sokmazsan olmaz
    asıl gibi sokmak lazımdır.
    senin o kilodini ben naabacem
    ... ise ya o bacağini gönder, o canini gönder bana.
    ben hayranım senin o bacagına o ..
    senin o bacagının arasına girersem var ya
    seni deli divaneye çevirttiririm.
    ben çok kadınlari gibtim, kadınlar deyanamıyor bana.
    seni de deneme yapalım.
    dinliyorsun deel mi?
    ben öyle diyince sesin büyüyünce
    ben olmuşum bayılıyorum kül oluyorum ya.
    ne olur bi sefer bi sefercik.
    bi sefer verirsen, hiç hayatta ayrılmazsın.
    o kadar dilin bal ne baldan tatlisın tatli.
    senin o amı var ya,
    bal nedir ki, şeker nedir ki
    herşeyden kıymetlidir be.
    zaten insan ne için yaşıyor, erkek kısmı,
    kadın için yaşıyor.
    kadınin bacağını şöyle kaldırıp te güzel bacağin arasına bi çöktün mi,
    ondan sonra uff bee iş başladın mı
    bit.. duman çıkıyor duman duman
    hani dümanli dağlar diye bi türkü var ya
    o düman gibi duman aradan çıkıyor.
    bi sen organıni öyle bi bastırdın mı,
    ha şöyle bi kabarır, uüff [exhales]
    şöyle yavvvaşça bi sokup çıkarmak,
    yavvaşça sokup çıkarmak ondan sonra
    bi yüklendin (mi)
    çılgın atıyorsun çılgin
    çilgin atıyor baar-baarıyorsun
    canin çıkıyor o zaman.
    o zaman yavvrum diyesin,
    bastııııııııııııır bastır diye
    bağırıyorsun.
    canım. sanki senin yanındayım.
    kaldır bacağini. kaldır bacağini.
    du basiim be noolur...
    uff beeeee. [exhales]
    bittim be bittim.
    bittim bayildım.
    kül oldum bee.
    senin bi telefonun gelseydi iyi olur
    senin yanına bi gelseydi(m).
    inan ki beşş beşş beşş ...
    hiç böle göz kırpmadan yapardım.
    ateşli gözlüm
    kuzuciğım.
    senin o canini, o vücuduni bi elime geçirseydım
    bak sana adres vererom
    üçyüzyetmişbir sıfıruç sıfıruç otuz-alti.
    kartal maltepe.
    kartal maltepe, e yetmişevler köprüsü karşısı.
    tamam mı sana bi kavuşmak içın
    seni de kartal maltepede mi iki laf ettin de "hedereherelo" kartal maltepede mi oturuyorsun canım ciğerim?
    ben de kartal maltepedeyim.
    bi sevişelim be ne olur.
    yirmi kişiynen kakıp oturmuşun, sekiz yapmışsın,
    ben o yirmi kişiynin sekizi ben yaparım.
    yirmi kişinin sekizi ben yaparım.
    hem de sekizlen doymam.
    deli oluyorum sekiz için arıyorum bulamıyorum bulamıyorum, buldurun be.
    iyi değil hiçkimse senin gibi güzel,
    senin gibi.. vücıtli,
    umm cannım ciğerim.
    kuziciğimm. benim kuzuciğim.
    seni bi sevsem.. seni sekizden ...
    ah canım ciğerim.
    deli oluyorum
    sekiz için ayıp bee.
    çöllere düştüm deli divane oldim
    noolur, kartal maltepeden oturuyorsen
    bi vakit şu telefon et telefon aç noolursun kavuşabilelim be..
    yemek beraber yeriz gezeriz dolaşırız
    olur mu canım kuzuciğimm
    hı kuzuciğim?
    senin o vücudun o bacağını
    uf ... uf be cannımm
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    0
    http://imgim.com/36113129592137072686105.jpg
    ···
  15. 15.
    0
    @2 lise yıllarına özlem duyuyor beyler
    ···
  16. 16.
    0
    imdi yürekimiz yırtuluyur
    ···
  17. 17.
    0
    caps ver bin
    ···
  18. 18.
    0
    ccc üşüyoruz alp er reis ccc

    alp er tunga öldi mü
    isız ajun kaldı mu
    ödlek öçin aldı mu
    emdi yürek yırtılur.

    ödlek yarağ közetti
    oğrun tuzağ uzattı
    begler begin azıttı
    kaçsa kah kurtulur?

    begler atın urgurup
    kadgu anı turgurup
    mengzi yüzi sargarup
    korkum angar türtülür.

    uluşıp eren börleyü
    yırtıp yaka urlayu
    sıkrıp üni yırlayu
    sığtap közi örtülür.

    könglüm için ötedi
    yitmiş yaşıg kartadı
    kiçmiş ödig irtedi
    tün kün kiçip irtelür.
    ···
  19. 19.
    0
    @6 seni liselilerin ana gibiciliğine emanet ediyorum.
    @2 oyunuz kaydedildi:(
    ···
  20. 20.
    0
    peki ödleg öçin aldı mu
    ···