Sevgili panpalarım ... Şimdi size, birçok kez her yaz yollarını dört gözle beklediğiniz, o güzel ve çekici kokuları olan, güzel giyinen, valiz dolusu çikolata ve benzeri hediyeler getiren, birçoğunuzun çok yüksek saygı gösterdiği; almancıların, aslında kim olduklarını açıklıyorum. Birçoğunuz bu durumu zaten biliyor ama bilmeyenler için tekrar etmek istedim:
60'lı yıllar, 70'li yıllar ve 80'li yıllar olmak üzere Almanya'ya Türkiye'den 3 posta kafile gitti yanılmıyorsam. Daha doğrusu onlar gitmedi, Almanya bunları istedi ...
Almanya o yıllarda, başta kömür madenleri olmak üzere birçok maden işletmesi kurmuştu ve yeterli iş gücüne sahip değildi. Ekgib olan iş gücünü, komşu ülkelerden getirteceği işçiler ile görmeyi düşündü. Ve yaptı. Bu iş ilanını Türkiye'ye de gönderdi ... Şimdi başlıyor alamanya macerası ...
Bu ilanı gören köylü, eğitimsiz, Türkiye'de bile hiçbir baltaya sap olamamış kör kütük cahillerin hepsi bu fırsatı değerlendirdi ve başvurularını yaptılar. işçi alımları başladığı zaman da sırtına bohçasını vurup alamanya'ya doğru yola koyuldular. Almanya'da parayı, yaşamı, ve her şeyin en güzelini gören (Karı kız dahil) türk, Türkiye'ye geri dönmeyi bırak, Almanya'ya kazığı çakmış ve orada kalmıştır. Ne bir eğitim, ne bir düzen, ne de dil ... Hiçbirşey öğrenmeden, avrupa'da yaşıyor olmasına rağmen kendisini hiçbir şekilde geliştirmemiş, sadece çalışıp cukkayı Alman markı ile (O zamanlar Mark vardı amk) doldurma sevdası ile yanıp tutuşmuştur. Bu kör cahil 1. tayfa gibi sonradan 2 tayfa daha gelmiştir Almanya'ya.
Şimdi günümüze dönelim ... Bu adamların birçoğu, 40 yıldır Almanya'da olmasına rağmen hala almanca konuşmasını bilmemektedirler. Köylü edalarını halen daha kıyafetlerinde dahi görebiliyorsunuz (Frankfurt'un göbeğinde bol yeşil kumaş pantolon, altına cızlavet lastik ayakkabı; ciddiyim). Konuşmaları, insanlar ile iletişimleri, randevularına gelip gitmeleri, hepsi facia boyutunda. Birçoğu çalışmayıp (Çünkü hiçbir meslek sahibi değil) boyuna çocuk yapıp, Almanya'dan işsizlik ve çocuk parası alıyor ve altlarında da mercedes ile geziyorlar. Kızları, bildiğiniz köylü kızlarıdır. Bugün türkiye'nin köylerine gidip göreceğiniz köy kızlarının yüzlerine biraz pudra sürüp, dudaklarına da biraz ruj vurdundun mu al sana almanya'da yaşayan almancı türk kızı. Genel bir profilleri vardır bu almancı türk kızlarının: öncelikle çok kıllı olurlar. Kısa boylu ve kilolu. Tabi ki hepsi bu profile uymuyor ama 80%'den fazlası aynen yukarıda anlattığım gibidir. Almancı genç delikanlıları ise sormayın ... her biri facianın önde bayrak tutanıdır. Ne türkçeyi ne de almancayı doğru düzgün konuşamazlar. Burada doğup büyümüş olmalarına rağmen, almanların "Türk Almancası" diye tabir ettikleri bir tür şive ile konuşurlar. Bir örnek vereyim:
Almanca: Ich liebe dich, seni seviyorum demektir. Türkçe okunuşu ise: "ih liibe dih" şeklindedir. Ama bizim almancılar bunu: "iş libe diş" şeklinde telaffüz ederler ki yanlıştır! Ama yıllardır aynı şekilde konuşa konuşa almanları da alıştırmışlardır almanlar da artık sıkıntısız bir şekilde hepsini anlıyor
*
Gençlerin birçoğu okumaz. hepsi tam anlamıyla apaçidir. Ya baba mesleğine (Hamallığa) devam ya da baba parasına dayan. Haritada sorsan Türkiye'nin yerini gösteremeyecek tonla almancı vardır, Türkiye'yi ana vatan olarak değil de bir tatil beldesi olarak gören de çoktur. dünyanın en ilginç saç tıraşlarına sahiptirler; dışarı çıktıkları zaman altlarında çok büyük ihtimalle gri bir eşofman (Kendi deyimleriyle aşortmen) üst katta giyindikleri t-shirtte de, U yaka olmasına rağmen dışarda takılan kalın bir kolye dikkat çeker. Hepsi normalden çok daha koyu tenlidirler. Hatta birçok suriyeli ve tunuslu bile bizim almancıların birçoğundan daha beyaz tenlidirler.
100% e yakını ağır şakirttir. Çok garip işlerle ilgilenenleri de vardır. Din üzerinden sömürü, almanya'da had safhadadır.
Almanya sokaklarında bir alman gördükleri zaman, Urfa'da bir turist görmüş gibi muamele yapanlar da yine bizim almancılardır.
Almanyadayız, vatandan ayrıyız, gurbetteyiz, gurbetçiyiz diye çok yakınanlar vardır, ağlayan sızlayan, şarkılar yazan türküler yakan vardır. Ama öyle değil
* Burada herkes hayatından son derece memnun. Türkiye'ye geldikleri zaman öyle yakarmalar, ağlamalar, gurbetçi ayakları başlıyor.
Köylerinden, direk medeniyetin göbeğine, Almanya'ya geldiler. Süpermarketi, eczaneyi, ilacı, tramvayı, treni ilk almanya'da gördüler. Tatil için köylerine geri döndüklerinde ise: "Yahu almanya'da herşey var, türkiye'de yok" diye hava attılar. Lan, türkiyede de vardı, hala var. senin köyünde yoktu amk.
Bir döner furyasıdır almış başını gitmiş arkadaş ... Almancılardan biri birgün bir dönerci açmış ve güzel iş tutturmuş. Lan ondan sonra böyle mi mantar gibi biter her yerde amk ... 3 ay önce Almanya'nın en küçük şehri olan Clausthal'e gittim. Bildiğin bir tane cadde var başka da bir gibim yok. o caddede de 1 tane giyim mağazası, bir tane banka, bir tane fırın ve 4 tane türk dönerci var :D Vay amk. Clausthal'de böyle iken berlin'i siz düşünün ... Belki de milyonun üzerinde dönerci vardır berlin'de.
Almanyanın trafiği su gibidir. Herkes kurallara uygun bir şekilde araç kullanır, trafik akışı hiçbir zaman bozulmaz, herşey mükemmel işler. Taa ki çılgın bir türk genci gelinceye kadar !!
En büyük problem ise, almanların türklere bakış açısını toptan değiştirmişlerdir. Türkiye'yi de, Türkleri de almanya'ya yanlış tanıtmışlardır. Bu cahilleri gören almanlar, bütün türkleri ve türkiye'yi aynen böyle sanmaktadırlar. Bütün türkleri kriminal, çalışmayıp boş boş gezen, okumayan, beş para etmez insan müsvettesi veya et parçası olarak görürler. Almancılar için sorun yok, yine mutludur onlar ama bu, bizim için büyük sıkıntıdır.
Türkiye'ye geldiklerinde ise getirdikleri hediyeleri size sayayım şimdi:
Milka çikolata: Almanya'nın neredeyse en dandik çikolatalarından birisidir. Küçük çocukları kandırmak için çerez niyetine alınan çikolatadır.
Cien marka kozmetik ürünleri: Almanya'nın gariban süpermarketi olarak bilinen Aldi'nin kendi ürettiği 4. sınıf bir maldır. (Türkiye'nin eski gima marketi gibi birşey)
Schauma şampuan: DM isimli yarı lüx kozmetik marketin yine kendi üretimi olan 3. sınıf şampuandır.
Getirdikleri üst, baş, ayakkabı ve benzeri tekstil ürünleri de yine Aldi markette haftalık indirime giren geri kalite mallardır.
Türkiye'ye geldiğinde bir kez de olsa Lindt marka çikolata getiren almancı gördünüz mü?
Cien değil de Nick Chavez'in kozmetiklerini hediye olarak getiren almancı tanıyor musunuz?
Schauma değil de ojon getiren almancı var mı?
Almanya'da normal bir giyim mağazasına girip, alış veriş yapıp onu hediye olarak getien almancılar mevcut mu?
Hayır değil. Yukarıda saydığım şeyler çok lüx şeyler değil, normal standartta olan şeyler. standartın bile altındaki şeyleri getirip sizlere hediye diye yutturuyorlar
*
Nedense birçok kişi, bu yazı ile sadece çikolatadan ve hediyelerden bahsettiğimi düşünmüş. Al işte, almancı beyni bu kadar çalışır
*
Peki ben kimim? Ben almanya'ya 2 sene önce gelmiş, şu an master yapan bir öğrenciyim. Bu içler acısı durumu gördüm ve sizinle paylaştım.
Bir daha almancı bir akrabanız geldiğinde ona iyi bakın ve tekrar düşünün
*
Neyse ... Çok uzatmayım, eklemek isteyen varsa eklesin.
Özet: Özet mözet yok, okuyun amk binleri 5 dk nızı almaz. hayatınızı değiştirecek bilgiler mevcut.