-
222.
0kuran yak birşey olmazsa allah hakında yanılma payı bırakabilirsin bukadar açık yanlız ömrün boyunca kuran yaktığın için onun günahını boynuna alacaksın bu günah çocuklarından , torunlarından , torunlarının çocuklarından çıkacaktır hatta hardcore istiyorsan incil , tevrat , kuran combosuda yapabilirsin çok hatta bunları yaparken
bu şarkıyıda dinliyebilirsin http://www.youtube.com/watch?v=8sPj0Ic8KQ8 hepsi KARL MARKX sın suçudur günahı boynuna (Allahın varlığına kanıt arıyordum meğer kanıt benmişim) kimin söylediğini hatırlamıyorum ama çok güzel bir söz buarada -
221.
0imkân Delili: imkân, birşeyin olması ile olmamasının eşit ihtimale sahip olması demektir. Günlük konuşmalarımızda da mümkün derken olabilir de olmayabilir de manasını kast ederiz. Yaratılmış olan her varlık bize şu gerçeği haykırır: Benim olmamla olmamam eşit idi. Şu an ben varsam, var olmamı yoklukta kalmama tercih eden biri var demektir. O ise ancak Allahtır.Tümünü Göster
Hudus delili: Hudus, sonradan olma demektir. Hudusun en büyük delili değişmedir. Bir varlıkta değişme varsa, bu hareketin bir ilk noktası olacaktır. işte o noktadan önce o şey varlık sahasına çıkmamıştı. Henüz yoklukta iken var olmayı kendi kendine irade edemeyeceğine ve buna güç yetiremeyeceğine göre bu var oluş Allah’ın yaratmasıyla gerçekleşmiş demektir. Maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kainatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi hadiseler, bu varlık aleminin bir başlangıcı olduğunu gösteriyor.
San'at: Atomdan insana, hücreden galaksilere kadar bütün kainatta, ince ve baş döndürücü bir sanat göze çarpmaktadır. Evet, bir baştan bir başa kainattaki her eser şu özelliklere sahiptir:
• Büyük sanat değeri taşır.
• Çok kıymetlidir.
• Çok kısa zamanda ve çok kolay yapılmaktadır.
• Çok sayıda olmaktadır.
• Karışık ve çeşit çeşittir.
• Devamlıdır.
Halbuki, kısa zamanda, çok sayıda, kolay ve karışık yapılan işlerde san'at ve kıymet olmaması gerekir. Ancak yapan Allah (c.c.) olursa, o zaman her şey değişir ve zıtlar bir araya gelebilir!..
Devir ve Teselsülün Muhal olması: Devrin muhal olduğu şu misalle açıklanıyor. Bir yumurtayı tavuğun yaptığını iddia eden adama soruyorsunuz. Tavuğu kim yaptı? Buna karşılık onun çıktığı yumurtayı gösteriyor. Buna göre tavuğu aradan çıkardığımızda yumurta yumurtayı yapmış oluyor. Bu ise muhaldir. Teselsül ise bir şeyin silsile halinde ta ilk noktasına kadar gidip o ilk varlığı kimin yaptığını sormak suretiyle Allah’ın varlığını ispat metodudur. Yani bu meyveyi şu ağaç yaptı, o bir önceki meyveden oldu, o da bir önceki ağaçtan. Böylece ilk ağaca yahut ilk meyveye kadar varıyor ve soruyoruz : Bunu kim yarattı diye .
Kur'an yolu devir ve teselsülden çok farklıdır. Yumurtayı kim yaptı? Yahut meyveyi kim yaptı? sorusunun cevabı, doğrudan doğruya, “Allah yarattı” diye cevap verilir. ilim, irade, şefkat, merhamet kavramlarından bir nasibi olmayan, insanı tanımayan, hikmetten, sanattan anlamayan bu sebeplerin (tavuğun ve ağacın) sonucun yaratılmasında hiçbir tesirleri olmadığı ispat edilir. Böylece devir yahut teselsül deliline gerek duyulmaz.
Hikmet ve gaye delili: Her varlıkta kendisine mahsus bir gaye, bir maksat, bir fayda takip edildiği göze çarpmakta ve hiçbir şeyde gayesizlik, manasızlık ve israf sayılacak herhangi bir durum müşahede edilmemektedir. Hâlbuki, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanat dünyasında, ne de eşya ve hadiselerde şuur ve idrak mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin. Öyle ise, kainattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gayeleri ancak Allaha isnat etmekle makul bir yol tutmuş olabiliriz.
Yardımlaşma delili: Yağmurun toprağın imdadına, güneşin gözlerin yardımına koşmalarından, ta havanın kanı temizlemesine kadar, bu alem bir yardımlaşma hareketiyle adeta dolup taşmaktadır. Bu yardımlaşmayı yapan taraflar birbirlerini tanımamakta, bilmemektedirler Öyle ise bu merhametli icraatı sebeplere vermek mümkün değildir.
Temizlik: Kainattaki nezafet ve temizlik, başlı başına bir delil olarak, bize Kuddüs ismiyle müsemma bir Zat'ı (c.c.) anlatmaktadır. Toprağı temizleyen bakteriler, böcekler, karıncalar ve nice yırtıcı kuşlar; rüzgar, yağmur ve kar; denizlerde buzullar ve balıklar; gezegenimizde atmosfer, uzayda kara delikler; bünyemizde kanımızı temizleyen oksijen ve ruhumuzu sıkıntılardan kurtaran manevi esintiler, hep Kuddüs isminden haber vermekte ve o ismin verasındaki Zat-ı Mukaddes'i göstermektedir.
Simalar: Herhangi bir insanın siması, en ince teferruatına kadar kendisinden evvel geçmiş milyarlarca insandan hiçbirisine birebir benzememektedir. Bu kaide, kendisinden sonra gelecekler için de aynen geçerlidir. Bir cihette birbirinin aynı, diğer cihette birbirinden ayrı milyarlarca resmi küçücük bir alanda çizip, sonra da kendileri gibi olması mümkün, milyarlarca resimden ayırmak ve her şeyi sonsuz ihtimal yolları içinde bir yola ve bir şekle sokmak, elbette ve elbette yarattığı her varlığı, hem de hiç kapalı bir yanı kalmamak üzere bilen ve o varlığa istediği şekli vermeye gücü ve ilmi yeten Cenab-ı Hakk'ı en sağır kulaklara dahi duyuracak kuvvette bir ilandır.
Fıtrat ve Vicdan Delili: Allahı tanımanın sayılamayacak kadar çok delil ve işaretleri insanın yaratılışında, fıtratında mevcuttur. Bunlardan birkaç örnek: insan fıtratı ve vicdanı her nimetin mutlaka şükür istediğini bilir. Bir peygambere kavuşmuş ve hidayete ermişse şükrünü Allaha yapar. Aksi halde batıl mâbutlara tapar. Bu tapma insan vicdanın insanı zorlamasıyla gerçekleşir. Güzelliği takdir hissi de insan fıtratında mevcuttur. Sergiler, fuarlar bu his ile gerçekleşir. insan bu yaratılışının gereği olarak, şu sema yüzünde sergilenen yıldızları, zemin yüzünde boy gösteren çiçekleri, ağaçları, ormanları dolduran ceylanları, aslanları, denizlerde kaynaşan balıkları seyretmek ve onlardaki ilâhî sanatın mükemmelliğini takdir etmek durumundadır.
Tarih: Dinler tarihi şahittir ki, insanlık hiçbir devrini dinsiz geçirmemiştir. Batıl, hatta gülünç dahi olsa, hemen her devirde bir dine inanmış ve bir manevi sistemi takip etmiştir. insan fıtratına inanma duygusunu Allah koymuştur ve insan O’na (Allah’a) inanmakla mükelleftir.
Kur'an: Kur'an-ı Kerim'in Kelamullah olduğunu ispat eden bütün deliller, aynı zamanda Cenab-ı Hakk'ın varlığını da ispat eder durumdadır. Kur'an'ın Allah kelamı olduğuna dair yüzlerce delil vardır. Bunlar, Kur’an ile alakalı islam kaynaklarında en ince teferruatına kadar mevcuttur. Bütün bu deliller, kendilerine mahsus dilleriyle "Allah vardır" derler.
Peygamberler: Peygamberlerin ve bilhassa Peygamberler Efendisi iki Cihan Serveri'nin (a.s.m) peygamberliğini ispat eden bütün deliller de, yine Cenab-ı Hakk'ı anlatan delillere dahil edilmelidir. Zira Peygamberlerin varlıklarının gayesi, Tevhid; yani Allah'ın varlık ve birliğini ilan etmektir. Öyleyse, her peygamberin kendi peygamberliğini ispat eden bütün delilleri, aynı zamanda, Cenab-ı Hakk'ın varlığına da delil olmaktadır. Bir peygamberin hak nebi olduğunu ifade eden bütün deliller, aynı kuvvetle, hatta daha da öte bir kuvvetle "Allah vardır ve birdir" demektedir. -
220.
0code start="bgn" hash="2d84de6fb12a70aef75b3062647ed753" fr="tool-update" xcd="+1" user="permaliti">
-
219.
0vericenmi sözmü?
-
218.
0hadi sordun ettin o'nu anladım da bu "500 tl" veriyorum ayartmacılığı neden? bu ben bohemim havalarını da geç, türkiye de yaşıyosun, tartışılabilir bi konu değil üstelik karşılayanın da ispatı yok, akıllı mantıklı adam olsan, bunun gibi yerli yersiz çıkışlar yapmazsın. herkesin kendi "inancı" var demişsin. güzel demişsin.
-
217.
0ispat etmek için neden bu kadar uğraşa girmemizi istiyorsun anlamadım. hem kendin yazmışşsın kim neye inanmak istiyorsa inanır diye biz sana burda sağlam bir ispat bile yapsak üzümün çöpü armudun sapı diceksin ve kendini haklı çıkaracaksın. inanmıyor musun inanma kardeşim sana kalmış bir başkasıda inanırsa bu da o kişiye kalmış hala neyin zırvalığı bu ? etrafa, kişilere, mezhep ve dinlere artık sadece at gözlüğüyle bakılmamalı kim ne yapmak isterse yapar neye inanmak isterse inanır.
-
216.
0http://www.youtube.com/watch?v=M3lzgiX5l3E
izle panpa kesin kanıt -
215.
0@211 o yazıyı yazanında ayrıca beynine sokayım. önüne arapça sözlük alıp veya google translate kullanılarak yapacağın çeviri ve çıkaracağın anlam o kadar olur. yaz bakayım fransızca veya ingilizce cümle translate'e ne kadar verim alıyorsun. veya kelime kelime bir cümleyi çevir bakaım noluyor. Türkçe çeviri üzerinden kur'anı yo-rum-la-ya-maz-sı-nızzzz.
-
214.
0@209 dünyanın düz olduğu yazmaz. arapça bilmeyen adam kuranı bana anlatmasın. biz onu öğrenmek için 10 seneden fazla dirsek çürüttük sıralarda. dünyanın ovalar vadiler ile yaşamı kolaylaştırmak adına yayıldığından bahsedilir o ayette. ayetleri tek tek ele alıp küfrünüze alet etmeyin. kuranda kafirleri öldür de yazar napalım şimdi hepsine savaş mı açalım. ama o ayetin altındaki ayette de sizinle savaştıkları zaman siz onlarla savaşınv ve aşırıya kaçmayın allah aşırıya kaçanları sevmez yazar. aptal aptal konuşuyorsunuz hala. allah orda yörüngeden eksenden ayın hallerinden bahsetmiş. bak oku da nasıl yaratıldığını ultrason, mr, röntgen gibi teknolojilerin hayalinin bile kurulamadığı bir dönemde yüce allah nasıl bildiriyor insan oğluna;
Andolsun ki, biz insanı süzülmüş özlü balçıktan yarattık.(burda ilk yaradılışdan bahsediliyor).
Sonra onu nutfe (nutfe kelime anlamı atmıktır. dolayısıyle sprem ve meniyi ifade etmektedir) olarak elverişli(korunaklı/barınaklı) bir karargâha (rahme) koyduk.
Sonra bu nutfeyi bir çengel haline getirdik.(hemen embriyonun resmine bak google'dan çengel ile neyin anlatıldığını göreceksin)
Ardından bu çengeli bir çiğnem et kıldık.
Ardından bu bir çiğnemlik vücudu kemik yaptık ve kemiğe et giydirdik.
Sonra onu bir başka yaratışla inşa ettik.(konusu muhteliftir ama yüksek ihtimal ruh ile bağdaştırılır. ayrıca hemen hemen tüm canlılar başlangıçta aynı çengel halindedir. burada onun insan mı hayvan mı olacağıda anlatılıyor olabilir. ama kuvvetle muhtemel ruhtan/nefisten/fıtrattan bahsedilmektedir)
Gördünüz mü, yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir! Sonra siz, bunların ardından ölecek olanlarsınız/ölümlülersiniz. Sonra da Kıyamet Günü tekrar diriltileceksiniz…” (Mü´minûn 12-16) -
213.
0kehf 86, diyanet vakfı meali yazdı:
nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. onun yanında (orada) bir kavme rastladı. bunun üzerine biz: ey zülkarneyn! onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.
kehf 90, diyanet vakfı meali yazdı:
"nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık."
güneşin doğduğu/battığı yer
herhangi bir şekilde böyle bir yerin mevcut olması için dünya'nın düz olması gerekir. zira yuvarlak dünyamızın bulunduğu evrende güneşin doğduğu/battığı hiç bir yer bulunmamaktadır, güneşin batması tamamen bir kişinin kendi konumuna göre gözlemlediği bir olaydır
mealcilerin kıvırmalarını okumak eğlenceli olsa da ayetin manâsı açık -
212.
0@1 buyur panpa sitedeki videoları izle amk http://www.kutsalgizemler.com/
-
211.
0insansız hava uçakları nasıl uçuyor zannediyorsun bre ateyiz
-
210.
0allah aynı zamanda tanrıdır ama tanrı allah değildir.
-
209.
0alintidir!!!Tümünü Göster
ve ilel ardı keyfe sutıhat.
"yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!" gâşiye:20 diyanet çevirisi
yirmi küsûr meal inceledim.
gâşiye:20 de geçen 'sutıhat' kelimesi, 'yayıp-döşedi' şeklinde çevrilmiş.
halbuki, kelimenin türkçe anlamı ' satıh yapılmış, düzleştirilmiş" şeklinde.
http://www.kurancasozluk.com/
bu siteye girip ilgili alana 'sutihat' yazarak, kendiniz de kontrol edebilirsiniz.
kuranmeali.org adlı sitede, âyette bulunan kelimelerin türkçe karşılıkları da şöyle.
1. ve ilâ el ardı : ve arza, yeryüzüne
2. keyfe : nasıl
3. sutıhat : satıh yapılmış, düzleştirilmiş
aynı âyet kurantefsir.org adlı sitede aşağıdaki şekilde kıvırmadan çevrilmiş
88 / gaşi̇ye - 20
ve ilel ardı keyfe sutıhat.
ve yeryüzüne, nasıl düzleştirilmiş (bakmıyorlar mı)?
sutıhat kelimesinini türkçe anlamı 'satıh yapımış/düzleştirilmiş' olarak veriliyor.
arapça satıh kelimesi;
1- düz. bir şeyin dış yüzü, üstü.
2- evin damı.
3- yayıp döşemek.
4- genişlik.
o zaman neden yirmi küsûr mealde ilgili kelime 'yayıp-döşedi' diye verilir ?
bakınız nâziat 30 şöyle der.
"bundan sonra da yeryüzünü döşedi."
1. ve el arda : ve arz, yeryüzü
2. ba'de : sonra
3. zâlike : bu
4. dehâ-hâ : onu yayıp döşedi
görüleceği üzere 'dehâ-ha' kelimesi 'yayıp-döşemek' olarak çevriliyor.
yâni ilgili kelimenin ilk/esas anlamı bu.
'sutıhat' ise 'düzleştirmek' mânâsında.
i̇slâm, 'cahiliye' araplarının elleriyle yaptıkları putlara tapmaları sebebiyle onları eleştirmiyor mu ?
ey mealciler; siz dünyayı yaratan 'alemlerin rabbı allah'dan fazla mı biliyorsunuz ki, o'nun 'düzleştirdi' dediği yeri 'yayıp döşedi' diye çeviri cambazlığı ile farklı anlamlandırıyorsunuz.
mâlûm kur'an'ın yazıldığı dönem ortaçağdır ve o dönemde insanlar dünyayı düz olarak biliyorlar.
eğer bu telâşınız bir 'açık kapama' ameliyesi ise, kur'andaki hatâları kapatmaya çabalarken; mantık olarak elleriyle put yapıp sonra da bu putlara tapan müşriklerle aynı şeyi yapmış olmuyor musunuz ?
yıllar önce samanyolu tv de izlediğim bir programda konuşan akademisyen, 'i̇slam ulemâsı, ortaçağın hâkim kültürü nedeniyle, dünya'nın düz olduğuna dâir, kur'andan delil getirme çabası içindeydiler' demişti. muhtemelen bu âyeti 'delil' olarak gösteriyorlardı.
i̇slam peygamberinden sadır olmayan ve müşrikler,
"sen de ancak bizim gibi bir beşersin. eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bize bir âyet (mucize) getir." şuara:154
deyince kur'anın,
" bizi mucize göndermekten alıkoyan, ancak, öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır... " i̇sra:59
diyerek, mûcize gösterilmeyeceğine dâir kesin ve net beyânına rağmen; arapçada bir kelimenin dört-beş farklı anlamından bil-istifâde, teknolojik gelişmelere göre vaziyet alıp âyetleri hâlden hâle sokarak, 'bak gördünüz mü, kur'an bunu 1400 sene evvel söylemiş' şeklindeki 'mûcize' üretme çabaları, acaba hangi sâikle arz-ı endâm eyliyor olabilir ?
bakınız elmalılı hamdi yazir, zâriyat: 47'yi nasıl çevirmiş!
"biz göğü kudretimizle bina ettik. hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz."
fakat daha sonra uzayın oluşumuna dâir araştırmalarda 'bing-bang' teorisi ön plâna çıkınca, aynı âyet şöyle çevrilir.
"göğü gücümüzle biz kurduk ve onu biz genişletmekteyiz." zâriyat: 47; edip yüksel çevirisi
benim kutsal kitap mantığı ile alâkalı düşüncen şudur.
eğer herşeyin sâhibi, bir kâdir-i mutlak güç varsa ve bize akıl verip yaratmışsa; biz, o akılla zaten dünyayı da uzayı da inceliyor/anlayabiliyoruz. 1400 sene önce kimselerin anlayamayacağı; ancak teknolojik gelişmle şimdi anlaşılabilen cümlelerin kitapta yer almasının mantığı ne olabilir ?
tüm mükevvenâtın sahibinin bir 'gövde gösterisi'ne ihtiyâcı mı var ?
diyelimki biz, şimdiki imkânlarla bunları gördük, mutmain olduk.
1400 sene öncekiler de peygamberi görüp iman etti.
e, arada kalanlar ?
bir ressam bile, yaptığı her resmin başında durup, 'bakın ben bu resmi şöyle yaptım/böyle yaptım' diye ahkâm kesmez. kendi reklâmını yapmaz. açtığı sergiye gelenlerin, yapılanları algılamasını/kavramasını bekler. -
208.
0@1 kardeş.. diyelim haaşaa şuanda yok... peki olsaydı nasıl olurdu???
sen sööle..
ya da ben şuanda tek tanrı allah ın varlığına inanıyorum olmasaydı..
ı ı bu mümkün değil... -
207.
0@sailorck aptali hammurabi kraldi biz tanridan bahsediyoruz..
islamda ne kaniti ac oku bakalim ayetlerde dunyanin duz oldugu yazar bumu kanit,,,, -
206.
0@205 lan liseli bugün hammurabi denilen bir adamın olup olmadığını koyduğu kurallar ve bıraktığı yazılı metinlerden biliyorsun. sana açık delil gösteriyoruz. o dönem bilinmesi mümkün olmayan şeylerin bir kitapta bulunması neyin delaletidir. amk lise terksiniz resmen ne mantık yürütme var sizde ne başka bir şey. keşke ömrünüzü orosğu çocukluğuna harcamayıp biraz okusaydınız belki tüme gelim veya tümden varım diye bir şeyi öğrenirdiniz gibtiğimin cahil herifleri.
-
205.
0@1 ispat edemem yol gösterebilirim bu yolla gelen parayıda istemem
Bi uçağa bin anlarsın allah varmı yokmu -
204.
0hemen hemen 200 entry girilmiş. bir bölümünü okudum. bunların yarısı hakkaten gerizekalı lan.
-
203.
0lan bunlarin topu geri zekali ben allaha yok diyorum adamlar kurandan ayetleri
kanit olarak getiriyorlar..
allaha inanmayan kitabami inanir.. liseli ergenler
-
wow ve motto girlin bu gece online olmaması
-
ınternet herkes anonimken daha güzeldi
-
560 bin kimse senin basligina yazmahinca
-
kaptan kirk alay konusu oluyor musun
-
2 tane pc var
-
kutluyor müyuz beley
-
bu adamı kıskanmayın
-
duvardaki king size tablo
-
o lahana sarmasini kim sardiysa
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 01 01 2025
-
1 gecede yaşlanırsın 10 yılda anlamazsın
-
keyifleriniz nasıl sözlük
-
en yüksek faiz veren banka
-
incisözlüğü 10 milyon tl ye satın almak
-
reddit üye olmadan içerikleri görmeyi
-
ünlüler yaş kriterlerini hiçe sayıp
-
kurt kardeslerimin
-
birisi havuca sorabilir mi neden saç ektirmediğini
-
2025 yılınızı kutluyorum sevgili sözlük
-
kanala ait bir video atiyorum
-
iyi geceler pelinn
-
12 üzüm olayi ne
-
10bin septime satın aldığım ev
-
turkiyeli kebabinin ustune yemek yok
-
cübbeli hem bu dünyada kral gibi yaşadi
-
atam yılbaşı sabahları hangover olurdu
-
önündeki dev asla içindeki tanrıdan büyük değildir
-
gwynplaine sen bu milletin gtndeki taksan
-
kedi uyurken hareket ediyor
-
girdık mi
- / 2