allahn mitoloji sayfalarnda yerini almasi gerekir

analoji ve çok boyutlu düşünme becerisi yetişkin insanlara özgü bi niteliktir. yunan mitolojisini okuyan her insan, insanların doğayı açıklama çabasıyla yarattığı tanrıları fark edip bunlar efsanelerdir der ve açıklanamayan olayların mistikleştirilerek tanrılaştığını mantıksal çıkarımlarla farkına varır.

adem havvayla ilgili olsun , ismaille , isayla , musayla , nuhla ve muhafazidle olan öykülerinin yunan ve roma mitolojisinden hiçbir farkı olmamasına rağmen (saçmalık anlamında ) arap mitolojisi demek yerine gerçek demek düpedüz cahilliktir.

yıldırım tanrısı zeusla , denizlerin tanrısı poseidonla , doğa olaylarını kontrol ettiği söylenen mikail arasında bir fark gören aşmış şakirt arkadaşlar için yapılabilecek bir şey yoktur. onları da mitoloji sayfalarına eklemek gerekir.

dünyayı sırtında taşıyan atlantis mi daha tanrıdır , sırtında amel defteri taşıyan amele melekleri taşıyan insanlar mı ?

biri size pegasus diye bir şey fizik kurallarına aykırı der , gider burak'a inanırsa bu adama cahil , yobaz demenizde bir sakınca yoktur. kendini avutan insanlara tanrılarıyla mutluluklar dilemek lazım.

gökten uçan koçları indireceğine bu insanların beyinlerini indirmiştir mitolojik tanrı , ve maalesef bu beyinleri kurban veriyoruz ...

(bkz: el ilahın evrimi)

@10 beynin evrimiyle ilgili biraz okursan 1400 sene öncesinde yaşamaktan kurtulabilirsin belki ,

hoimar von ditfurth - bilinç gökten düşmedi

carl sagan - cennetin ejderleri


kitaplarını okuyup anlayabilirsen , kafandaki her bilinmeyeni tanrıya dayandırmana gerek kalmaz.

soruna cevap olarak beyindeki r- komplex'in işlevidir, beynin ilk evrimleşen kısmıdır sürüngen beyni olarak da bilinir , obsesyonların tabuların işlendiği bölümdür beyindeki.

@15 öncelikle nick altımı okuyarak işe başlayabilirsin. 6-7 yıldır bu araştırmaların içindeyim . fizikten biyolojiye oradan mitolojiye felsefeye teolojiye okuyorum sadece. pgiboloji yan alanım sayılır okuduğum bölüm gereği. 2 olay arasında mantıklı çıkarımlar bulursan yorumlar getirebilirsin.

3 kutsal kitabın da türkçesini okudum. değişmeyen tek şeyin değişme olduğu bir evrende ,evrenin bilgisine sahip bir tanrının dinlerdeki anlatısı tamamiyle komedi. dinler tarihi okumadığını düşünüyorum. ilyada gibi bir yazıt 4 bin yıldır tablet halinde günümüze gelmiş.

224 bin peygamberin aklına gelmemiş mi allahının gönderdiği evren için en önemli bilgi olan vahiyle bu taşlara kazımak ?

sen diyorsun ki gelmiş saptırmışlar , yenisi gelmiş. saptırılmış dediğin 5 bin yıl önceki heykeller , yazıtlar . 20 bin yıldır dünyadan bağımsız yaşayan aborjini yerlilerinin de bir dini var , onlar da pagan ; toplumda düşünce yapısı geliştikçe inanç felsefesi de gelişmiş ve somuttan soyuta doğru evrilmiş net bir şekilde. yoklukla bir hale gelene kadar.

peki biz hangi tanrıya inanacağız ? hangisi saptırılmış , hangisi gerçek ? en son gelen islam ona inanacağız tabii ki de diyorsan sana derim ki islamın diğerlerinden daha mantıklı olmasının tek sebebi en son yazılmış olmasıdır.ama içinde akıl mantık dışı fizik kurallarına aykırı öyküleri barındırmaktadır. çünkü o zamanlar evreni açıklamak için yeterli bilgiye sahip değildiler.

450 yıl yaşayan insanlara , ejderhalara dönüşen sopalara, gökten uçarak indirilen kurbanlık koçlara, allahının yanına atla çıkan peygamberlere inanıyorsan ; zaten konuşmamızın bir mantığı yok. bunlara inanıp rasyonalim mantıklıyım , inancım mantıklı diyorsan inancını gözden geçir.

tefsir okumak gerekir dersen ben sana kuranın patchini yazıyım onu oku derim. onlardan çok daha güzel uydururum çünkü. kuran mistik hukuk kuralları kitabıdır diye bir yazım vardı. insanlar düzensizi düzene sokma , anlam verme eğilimindedirler .

bizi evrende hayvanlardan ayıran 2 özellik var , merak ve empati. merak et ve kendini peygamberin yerine koy , olayı çözersin.

koskoca bir bilgi deryası islam mı ? hangi kurandan bahsediyoruz? yağmıurları meleklerin indirdiğini söyleyen kuran mu bilgi deryası ? 450 yaşındaki adamlar mı ? allahın yanına atla çıkan peygamberler mi ?

@21 18 de yazdım bakış açını ve bilgi düzeyini geliştirmen lazım. 4 işlemi bilmeyen birine problem çözmeyi öğretmeye kadar beyhude olur yazdıklarım. sen din üzerine oku , biyoloji ve fizik üzerine de oku, sonra tartışalım.

imamla senin aranda fark yok demişsin , ben sübliminallikten yana olsam haklısın derim , dogmatiklik ve genel geçerlik farklı kavramlardır , bir tanesi doğanın işleyişinin açıklamasıdır, diğeri uydurması.

yağmuru doğa olayı şeklinde fizik kuralları dahilinde açıklayan bilim de , yağmuru meleklerin indirdiği şeklinde açıklayan din de bir açıklama getirir. dinin açıklamasının mistikliği o dönemde doğanın işleyişi hakkında bilgi sahibi olmamaktan kaynaklı tabii ki de .

bu tanrının değil insanların bilgisizliğidir açık olarak da , buradan da dini insanların ortaya attığını rahatça söyleyebilirsin. yani dini bilgi bilimsellikle çelişiyor veya gereksizleşiyorsa , bunun nedeni dinin , serebral korteksin sağ lobuyla açıklama getirmesi (yaratıcı düşünce) ve r-komplexteki sürüngen beynimizden kaynaklı ( köpeğin sahibine duyduğu bağlılık gibi içgüdüsel bağlar ) içgüdülerimizdir. neyse dediğim gibi sen oku biraz sonra konuşalım.

din bilimle fizikle çelişmez dersen 18 de yazdığım örneklere geri dön. bilimi dine uydurma çabaları ya da mecaz anlam hesabına tefsirle patch yüklemeye çalışma anlayışı bile dogmatikliğe şirktir. kendiyle çelişir.