allahn mitoloji sayfalarnda yerini almasi gerekir

@16 dinler tarihi hakkında ekgibsiz olmasa da hatrı sayılır bir okumam var.

224bin peygamber olayına gelince hepsine din gönderildi diye bir husus yok. din gönderilenler belli. bunun dışında bir de tevhid inancı denilen bir inanç var. din gönderilmeyenler de bu inançtan haber vermek için gönderildiler. o yüzden 224bin peygamberin aklına taşlara kayalara kazıma hususu gelmemek gibi bir durum söz konusu olamaz.

tanrı inancının değişimi konusunda senin söylediklerinle benim söylediklerim birbiriyle örtüşüyor şimdiye kadar. ben diyorum ki din olgusu insanlara peygamberler vasıtasıyla bildirildi. zamanla insanlar bu inançlarını değiştirdiler. (mesela tanrıya ait olabilecek özellikleri farklı farklı tanrılarla özdeşleştirdiler, mesela tanrıyı imgeleyen materyaller üzerinden tanrıyı anlamaya çalıştılar). sen de diyorsun ki; tanrı inancı somut bir varlıktan soyut bir varlığa doğru evrildi. bu noktada da benim inancımın bana söylediği bir şey var: islam son din, hz muhafazid son peygamber ve bu din bozulmayacak.
gördüğün gibi buraya kadar çeliştiğimiz bir husus göremedim.

islamın kitabının içinde akıl ve mantık dışı şeyler olduğunu söylüyorsun. ben de bu durumda sana insan aklının, bilim ve felsefenin halen çocuk olduğunu söyleyebilirim. ben şimdi sana burda cinlerden bahsetsem sen fizik ötesi diye inanmayabilirsin ancak yarın birgün böyle birşeyi tecrübe etmeyeceğin anldıbına gelmez. bak sana çok güzel bir örnek vereyim. karabasanı bilirsin. böyle birşey akıl ve mantıkla mümkün mü? hayır. peki bunun bilimsel bi açıklaması var mı? evet. uyku felci diyorlar. peki o zaman ben de bu durumda şunu sorayım: neden hep karabasan görenler/uyku felci geçirenler hep aynı şekilde bir varlık gördüklerini söylüyorlar. yani kişisel düzeyde bilinçaltının dışavurumu dersen ben de o zaman evrensel bir bilinçaltının oluşumu nasıl mümkün olabilir. benim korkacağım şekil ile eskimonun korkacağı şekil neden aynı olsun?
bunları söylememin sebebi şu: bugünkü teknolojiyle ve bilgi birikimiyle evreni açıklamak mümkün değil. bunun mümkün olmadığı gibi evreni dini yollarla açıklayanları da yanıltmak mümkün değil. dediğim gibi bilim belki de ergenliğe yeni giren bir liselidir.

tefsir meselesine gelince evet aga tefsir şart.
bak bu dini meselelerde 2 hususa bizzat gıcık olurum. birincisi müslüman olup da her taku yedikten sonra "benim kalbim temiz" diyen salaklara uyuz olurum. ikincisi de "kuranı okudum" diyen ateiste. sanki bana metal fırtınayı okuyo amk. islam dediğin şey koskoca bi bilgi deryası. islamla ilgili olunca insan diğer dinleri de öğrenip anlamak zaruretinde kalıyo. o yüzden sadece kuranu okuyup da islamiyeti çözmüş gibi konuşan adamı sevmem boş konuşur. o kadar mezhep var ekol var akım var bunları anlamadan sadece kuranı okuyup da islamı çözmüş ayağı yapan adama uyuz olurum.
kuranı tek başına anlamak mümkün değil. tek başına okuyunca masal kitabı gibi gelir inanmayan adama. kuranı anlamak için tefsir şart. hangi ayet hangi şartlarda indi bunları bilmek şart. hangi hadis hangi şartlarda söylendi bilinmesi gerekir.

çocukluğumda hoca camide bişey anlatırken hep empati yapardım aga hatırlattığın iyi oldu:) bak hacı benim inancımı yitirdiğim zamanlar da oldu. o zamanlarda var oluşumuzun nasıl olduğunu sorguladım bitişi sorguladım. islamı aynen senin şimdi yaptığın gibi mistizm üzerinden mitler üzerinden okudum. özetle çok sorguladım.
fakat gel gör ki islamdan uzaklaşırken savunduğum düşünceler islamdan uzaklaşınca savunulmaz hale geldiler. çok sonraları yeniden islamı araştırdım. diğer dinleri araştırdım. bu mitlerle uyum o zamanlarda da dikkatimi çekerdi.

neyse mesele benim inanç hikayem değil. bak hacı sen yetkili bi arkadaşa benziyon. bi zamanlar bi kitap okumuştum museviliğin, hristiyanlığın ve müslümanlığın sümerlerdeki kökeni gibi bişeydi. yazarı türk amk. hatta herif ekşici binin biri. ama benim senden asıl öğrenmek istediğim şey ilk entri de belirttiğim şekilde düşünmeyi elemiş olman. yani sen şıklardan birisini direkt eliyorsun. ancak o şıkkın gerçek olma ihtimali de en az diğerininki kadar.

bu dediğim şeyi müslüman bi adam yapsa "iman" der bırakırım. ancak madem sen inanmıyorsun o zaman ben de sana soruyorum sen neden şıklardan birisini eliyorsun. bu şekilde davranmana inanmamaya şartlanmak denilemez mi? yani imanın tam tersi sende var öyleyse.

üst paragraftaki öngörüm ne derece doğru ben senden asıl olarak bunun cevabını dinlemek isterim.

ayrıca cevabın için çok teşekkür ederim.