al panpa
Fotosel denildiğinde aslında birkaç şey ifade ediliyor olabilir. Fotosel en bilinen ve geniş anlamıyla ‘ışığa duyarlı cihaz’ demektir. Şimdi fotoselli sistemleri ve fotoselin nasıl çalıştığını açıklayalım.
Fotosel kelime anlamı olarak ‘ışık hücresi’ anldıbına gelir. Fotosel ışığa bağlı olarak direnci değişen genelde kadminyum sülfat gibi kadminyum bileşiğinden oluşan, ışığa maruz kaldığında direncini değiştiren alettir. Fotoselli bir sistemde fotosel kendi başına ışığı elektriğe dönüştürmez, sadece direnci dolayısıyla sistemde gerilim değişir. Bu gibi bir sistem elektronik veya elektromekanik sistemleri ışığa duyarlı olarak kontrol etmek için, durdurmak ya da çalıştırmak için kullanılır.
Fotosellerin diğer kullanım alanları ise yukarıdaki yapıdan biraz daha farklıdır, bunlar güneş enerjili sistemlerde kullanılır, yani bu ışık hücreleri elektrik üretir ve bu amaçla kullanılır. Işık enerjisini elektrik enerjisine dönüştürürler. Silikondan yapılan bu fotoseller üzerlerine gelen ışığın (foton), elektron akışına sebep olması prensibine dayanır.
Işık enerjisi bazı yarı iletkenlerin direnç değerlerinin değişmesine sebep olurken, bazı yarı iletkenlerin de yapısında bulunan elektronların serbest hale geçmesini sağlayarak elektrik akımının oluşmasını sağlar.
En çok kullanılan ışığa duyarlı yarıiletkenler nelerdir;
• Antimon-sezyum alaşımı
• Selenyum
• Kadminyum sülfür
• Germanyum
• Talyum sülfür
• Kurşun sülfür
Işığa duyarlı yarı iletkenler kameraların da çalışma prensibini açıklamaya yardımcı olur, ışığa duyarlı olarak direncin (direnci sabit tutarsanız da gerilimi değişir) değişmesi mantığına dayanarak, ışık enerjisi elektrik sinyallerine dönüştürülür. Fotoselli sistemler günlük hayatta oldukça fazla kullanılır, otomatik kapılar, musluk bataryaları, sokak lambaları, bazı makinalarda güvenlik amacıyla kullanılır. Buradan da anlaşılacağı gibi yarı iletken teknolojisi bilime büyük katkılar sağlamıştır. Artık günümüzde ışık enerjisiyle çalışan otomobiller ve teknelere ülkemizde de test amacıyla olsa da rastlamak mümkündür.