--spoiler--

--spoiler--

Aklını hakikati arayıp bulmak için kullananların doğru yolu bulma şansları artar, Cenâb-ı Hak onlardan yana dilediği takdirde hidâyet kapı­sını açar. Aklını belirtilen ölçüde kullanmayanların ise, sapıklıkları içinde bocalayıp kalmaları amellerinin gereğidir ve tabii neticesidir. Zira Cenab-ı Hak kimseye haksızlık etmez, ama insanlar kendilerine haksızlık ederler. Kendini hidâyet çizgisine getirenleri doğru yola eriştirir; getirmeyenleri ise kendi hallerine bırakır.

E Müslüman olup, yolundan sapıtan yok mu? Bunu geniş düşünmek lazım.
Sen Allah'ı inkar et. Sonrada Allah beni doğru yola çevirmedi dersin... Kendinizi kandırmayın.

Bugün bir şeye inanan insanların çoğu taklidi olarak inanırlar. Yani bir Müslüman ailesi Müslüman olduğu için Müslüman, bir Hristiyan ailesi Hristiyan olduğu için Hristiyan, bir ateist de ailesi ateist olduğu için ateisttir. Hiçkimse sorgulamaz. Ama Allah kullanılmayan akıldan da hesap soracaktır. insanlar sorgusuz sualsiz inanmamalılar. Sorgulamalılar. Birisi onlara neden buna inandın dediğinde cevap verebilmeliler. "Allah öyle demiş." veya "Vardır Allah'ın bir bildiği." gibi düşünceler yanlıştır. Allah insana bir akıl vermiştir her canlıdan farklı olarak. insan, hiçbir varlığın üstlenemediği bir yükü üstlenmiştir. Akıl. E bunu sorgulamak için kullanmalıdır elbet. Kur'an'da ilk emir "Oku!" dur. Bu okuma Kur'an'ı okumaktan farklıdır tabiki. Evren kitabını okumak. Yani bu muazzam dengeyi sorgulamak. Bu kadar muazzam bir dengenin nasıl olabileceğini sorgulamak. Bu dengeye tesadüf diyen insanlar da akıllarını kullanarak bu sonuca ulaşırlar(güya), böyle muazzam bir dengeyi yapabilecek bir gücün ancak ilahi bir güç olabileceğini düşünenler de. Bu ayette söylenen de budur. Allah dilediği kulunu dogru yola iletir ancak bu kişinin elinde hiçbir şeyin olmadığını göstermez. Tam tersine kişi sorgularsa Allah'ın izniyle doğruyu bulur. Allah doğru yolu bulmak isteyene doğru yolu gösterir.