allahın varlığı ve yokluğu kanıtlanamaz

bence okuyun vakit ayırıp
mesela iki boyutta yaşayan bir adama + sen silindirsin diyoruz. - o ne demek diyor? + işte yandan bakıldığı zaman dikdörtgen (ki kendisini yıllardır öyle algılıyor) ama yukarıdan bakıldığın zaman daire!!!, - nasıl yani, nereden bakıyorsun dedin, yukarıdan mı? orası neresi? + hay allah, sen 3d algılayamıyordun, nasıl anlatabilirim ki şimdi sana yukarıyı... - iyi de, geç yukarıyı, nasıl olur da hem daire hem dikdörtgen aynı anda olurum?... bu da fiziğin yaşadığımız uzayın 11 boyutlu olduğu fikrinden hareketle başka bir soruya yol açıyor: biz dördüncü boyutta (zaman dışı mekansal bir boyut) ne olduğumuzu biliyor muyuz sorusu... belki biz bir tlöng'üz. o nedir derseniz, yukarıdan silindir, yandan küre, pfordan küp. (pfor ne? nasıl bir yön?, aa pardon, sen 4d algılayamıyordun, hay allah, nasıl açıklayacağım ki şimdi sana pfor neresi... ) işte bu yüzden belki ruh, duygu dediğimiz şeyler başka başka boyutlarda başka başka bedensel, cisim şekline dönüşüyor, biz de burada onları hissediyoruz sadece:) who knows???
dedik ki 2D bir yaşam'da Ayşe diye bir kız var olsun. mimarların çizdiği blueprint ev çizimlerinden birinde yaşadığını varsayalım. Ayşe erkek arkadaşından ayrılmış odasına kapanmış, kapısını da kilitlemiş ağlıyor. biz de o çizim eve tepeden (!) bakıyoruz. üzülüp bir kağıt mendil verelim istiyoruz ama mendil holdeki (eski, dantelli) telefon sehpasının üstünde. bir an plop' diye alıyoruz o kağıt mendili (mendil kardeşi Ahmet'in gözlerinin önünden kayboluyor bir anda, müthiş bir sihirbazlık numarası) ve Ayşe'nin düzlemine bırakıyoruz, plop! (bir sihirbazlık numarası daha), mendil yoktan var oldu. 3D yaşam formunda olan biri olarak 2D forma da hakimiz, ne güzel. yani aslında Ayşe istediği kadar beni kimse görmüyor desin, hikaye. Ahmet için de geçerli, Ahmet görüyoruz kardeşim, yatak altında yaptıklarını. ne kötü aslında. gizliniz saklınız yok bir üst boyuttan bakılınca. üstelik düzlemüzerinde aynı anda her bir odada bulunma ihtimaliniz bile var. şaka gibi. her bir parmağınızı sokun 2D düzleme. şimdi 4 boyuta çıkalım. 3D duvarlar, pencereler, kapılar ne kadar gizliyor yaptıklarımızı? şimdi bir üste çıkalım, 5D, bu sefer zaman boyutu girsin devreye, 11 boyut gitmeye gerek yok. şimdi bir çok dini inanca göre Tanrı zamansız ve de mekansız. yani ne zaman ne de mekan kuralları onun için geçerli. bizim 11 fiziksel boyutumuz varsa onun boyutu yok, bir diğer ifadeyle sonsuz. her neyse, diyor ki ben evreni tek bir anda yoktan var ettim. eyvallah. gözünüze kocaman bir göz şekli getirin. sol uç evrenin (big bang) var olduğu an, sağ uç tekrar içine çöküp yok olduğu an. aradaki genişleme, büyüme ve içine çökmeye başlama bölümlerini de görebiliyoruz. yani DiKKAT, tek bir anda tüm mekanı ve tüm zamanı görebiliyoruz. yani, tek bir anda, tek bir bakışla zamanın ve mekanın yaratılışından itibaren yok oluşuna kadar geçen tirilyonlarca yılın her bir anını (matematikteki dt) her bir atom altı parçacığın konumunu, yönelimini ve hızını biliyoruz, görüyoruz. amman ne güzel. yani aslında her şey tek bir anda olup bitiyor. 10^-43 saniye. başlangıç ve bitiş tek bir an. yani siz, biz ortalama 60-80 yıllık ömrümüzde her bir anda ne yapıp ne düşündüğümüz, her şey belirli. zaten tek bir anda var oluyor her şey. yani zamana hakim bir üst boyuttaki başka bir yaşam formu bizim çocukluğumuzla ve yaşlılığımızla onun için aynı an sayılan bir anda bizimle oturup konuşabiliyor. aynı anda belki 100.000 sene önceki ilk insanlarla da sohbet edebiliyor aynı anda. pufff... daha yazacak çok şey var ama yoruldum.