1. 26.
    0
    (bkz: islam sosyalizmi)
    ···
  2. 27.
    +2
    islamın içinde devrimin olduğunu kanıtlamış.ne sünni diye bir mezhep vardır ne şia diye.tek din müslümanlıktır ,tek yaşanacak islam hz.muhafazid (s.a.v) zamanı islamdır. hurafelerden,biadlardan uzak bir din için uğraşmış filozof, sosyolog.
    ···
  3. 28.
    +3
    hastayım bu adama...

    batı, bir milleti boyun eğdirmek, aşağılamak, köleleştirmek ve esir etmek için her şeyden önce onun kültürünü yok etmek gerektiğini biliyor. çünkü kültürsüz insan zelil, ekgib, yarı vahşi bir insandır. böyle bir insana egemen olmak çok kolaydır. kültürsüz insanı, saldırgan kültürel ilkelerle şekillendirmek çok basit ve kolaydır.

    ali şeriati din ile ilgili kavramları sıkışmış bir zihinle anlaşılmaktan kurtarmış,öz islamı anlatmaya çalışan sosyolog, düşünür.
    ···
  4. 29.
    0
    islamcı olduğunu söyleyip bu adamı okumayanlar var.
    ···
  5. 30.
    0
    2 kitapını okudum gerçekten çok güzel tespitleri var.Bu yazarı beğendim. Bence müslümanlık konusunda çok eseri var.Ama gerçekten bir toplum sosyologu olarak öne cıkıyor bence.
    ···
  6. 31.
    0
    çok kral adamdı, öldürüldü
    ···
  7. 32.
    +1
    bu adama yeni denk geldim hangi kitaplarını önerirsiniz ?
    ···
  8. 33.
    0
    fikir babamdır kendisi,bir müslümanın nasıl olması gerektiğini, islamın içinde devrimin olduğunu çok iyi anlatır.
    ···
  9. 34.
    0
    @28 kendini devrimci yetiştirmek, dine karşı din ve ebuzer panpa üçünü de okuyarak başla
    ···
  10. 35.
    0
    @30 eyv o ışığı sende gördüm
    ···
  11. 36.
    0
    inanılmaz adam. okuyun.
    ···
  12. 37.
    0
    çok başka bir adam çok farklı çok özel

    sizi rahatsız etmeye geldim

    ali şeriati
    ···
  13. 38.
    0
    manyak bişi bu adam, hiç tavsiye etmem
    ···
  14. 39.
    0
    muthis tespitleri var, daha da olacaktı fakat şehit edilen islam sosyologu ortadogu analisti
    ···
  15. 40.
    0
    insanın dört zindanını mutlaka okuyun beyler materyalizme natüralizme dair çok mantıklı eleştirileri var. ayriyeten islamı çok iyi anlamış bir filozoftur
    ···
  16. 41.
    0
    gerçekten inanılmaz.
    ···
  17. 42.
    0
    kitapları su gibi akıp gidiyor mübarek.

    Ayrıca çok da önemli tespitleri var. bizi de ilgilendiriyor.

    Erken gitmiş ona yanarım.
    ···
  18. 43.
    0
    bizi rahatsız etmeye gelmiş
    ···
  19. 44.
    0
    tarafsız olduğu söyleniyor ama değil
    ···
  20. 45.
    0
    Aslen şiî olup şiîlerin bile tasvip etmediği Ali Şeriatî diye biri var. Birileri, Peygamberimiz örnek olarak yetmezmiş gibi onu örnek bir şahsiyet gibi göstererek, müslüman gençlerin zihinlerini onun bozuk fikirleriyle doldurmak peşinde. Bu gayretkeşlerdenbiri de Mustafa islamoğlu…Bu yazımızda, onu kendi sözleriyle daha yakından tanıtacağız. Tanınmalı ve hangi derekelerde olduğu bilinmeli ki, onu yüceltenler de tanınmış ve bilinmiş olsun.Şeriatî’nin muhafazid KiMDiR isimli kitabına bakıyoruz. Görelim bakalım, Mustafa islamoğlu’nun öve öve bitiremediği bu mahlûk, islâm büyükleri hakkında neler yazmış. Başlıyoruz. Bismillah:1- Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in diliyle övülen ve ashabın en büyüğü olan Hazreti Ebûbekir, Hazreti Ömer veHazreti Osman (Radıyallahü anhüm) hakkındaki iftiraları şöyle:“Ebûbekir… ihtiyar, yumuşak, her işi basite alan birisidir. Tehlike dolu toplumsal, siyasal mesuliyet, böyle bir ruhsal yapıyla bağdaşmaktan daha ciddi ve önemlidir.”“Ömer… yenilikçilik özelliği yoktu… düşünce açısından zayıftı… itikadî ve fikrî bir mevzu sözkonusu olduğunda çok güçsüz görülüyordu. Kendisi de devamlı düşünsel alandaki hatalarını itiraf ediyordu.” (s: 317)Osman… görüş açısı dünya görüşü dar ve zayıf birisidir. Peygamberle yaptığı işbirliği sırasında kimse onun en ufak bir üstün ve fevkalâde iş yaptığını görmemiştir. islâm’ın öz ruhunu, derinliğini, sınıfsal yönelimini hissedememiştir. islâm’ı, “şiarlar” ve islâm rehberini “şiarları yücelten”den başka bir şey olarak niteleyemiyordu. Servet ve süse, kavmine ve kendine düşkünlüğü, büyüklere ve altına, güç ve kan sahiplerine saygıda bulunma, onun ruhunda o kadar güçlüdür ki, onun ahlâkî bağı, islâm’dan daha çok cahiliyeye yakın ve iç içedir. En büyük tehlike, tehlikeli ve güçlü Beni Ümeyye hanedanına mensup oluşudur. Kuşkusuz O’nun böyle bir ruhsal yapı ve görüş açısıyla, bu uyanık, layık islâm maskesi takmış güçlü düşmanların elinde bir “sadık uygulayıcı”dan başka bir konumu olmayacaktır. (s: 318)2- Bir gurup ashabı Hazreti Ali (Radıyallahü anh) aleyhinde olmakla suçlayıp sonra Hazreti Ebûbekir (Radıyallahü anh) Efendimiz’e şöyle dil uzatıyor:“…bu grupla Ebu Bekir’in cahiliyedeki özel ilişkisi tamamen belirgindir.”“… Ebu Bekir bu gizli grubun seçkin şahsiyetidir.”Hz. Ebûbekir (Radıyallahü anh) güya arap köleleri serbest bırakmak için şöyle bir tavsiyede bulunmuş:“Allah bize bir çok acem köle bağışladığı için, arabı köle olarak kullanmak gerekmez.”Bu iftiradan sonra lafı dolandırarak, Hazreti Ebûbekir Efendimiz’i câhiliyenin ekgib terbiyesiyle suçluyor:“…bunlar gibi düşünce ve duygusundaki birçok zaaf noktaları, islâm’dan öğrendiği üstün faziletlere karşılık, geçmişteki terbiyeetkilerini hatırlatıyor.” (s: 321)3- Hazreti Ali (Radıyallahü anh)’a karşı gizli bir grup oluşturulduğunuanlattıktan sonra, bu hareket içinde olanları –ki bunlar başta Hz. Ebûbekir (Radıyallahü anh) olmak üzere Aşere-i Mübeşşere’den olan zatlar oluyor- bu grubun tavrını şöyle ifade ediyor:“Ali’ye karşı beslenen kinler.”4- Sıra geliyor Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’e dil uzatmaya. Güya Peygamberimiz Hazreti Ali (Radıyallahü anh)’ın üstünlüğünü açıklamayıp susmuş:“muhafazid’in Ali hakkındaki sükutu, onu tarihte savunmasız bırakacaktır.”Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’i suçlamaya devam ediyor:“Acaba muhafazid, ….Ali’yi kollamayacak mıdır? …sükutuyla …o acımasız tarihin eliyle paymal etmiyecek midir?”“…nitekim öyle de oldu. Onu tarihte en kötü adam olarak tanıttılar.” (s: 322)Bu da tarihe iftira. Tarihte Hz. Ali Efendimiz en kötü adam olarak mı tanıtıldı?5- Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) cennetlik olduğunu müjdelediği zat hakkında kullandığı ifadeye bakın:Abdürrahman bin Avf …mal severliği süse düşkünlük huylarını, câhiliyeden kendisiyle birlikte taşımaktadır. “Menfaat” ile “hakikat” onun gözünde ayrılmaz bileşik ve birbirinden ayırt edilmez bir olgudur. (s: 323)6- Meşhur Gadir Hum hadisesini anlatırken, tarihe iftira ediyor: “ashab Ali’ye biat etti” diyor. (s: 323)Bu yalanı söylemekle farkında olmadan öyle bir açık veriyor ki, demeyin gitsin. Bi kere Gadir Hum hadisesi Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) zamanında olmuştur. Peygamberimiz hayattayken Hz. Ali’ye biat edilmesi bahis mevzuu olur mu hiç!7- Resulüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in hastalığı anında sefere çıkmak üzere olan Üsâme ordusundan bahsederken şöyle diyor:“Ebûbekir ile Ömer sıradan asker idi. Bu mesele onların ağrına gidip, açıkça Üsame’nin komutanlığına itirazda bulundular.” (s: 324)Bu söz bir acem yalanı olup gerçek tamamen tersidir. Üsâme Hazretleri genç ve tecrübesiz olduğu için başka bir kumandan tayininin daha uygun olacağını söyleyenlere Hz. Ebûbekir (Radıyallahü anh); “Ben, Resûlüllah’ın tayin ettiği kişiyi kumandanlıktan alamam” diye cevap vermiştir. Hatta Hz. Üsâme at üzerinde olduğu halde kendisi yaya olarak onu Hazreti Resûlüllah’in tayin ettiği kumandan olarak uğurlamış, Üsâme (Radıyallahü anh) bundan sıkılıp ata onun binmesini isteyince de; “Allah yolunda birazcık da bizim ayağımız tozlansa ne olur” diye cevap vermiştir.8- Vefatından önce herkese hakkını vermek isteyen Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in şöyle söylediğini yazıyor:“Ey halk, kimin sırtına kırbaç vurmuşsam… kime küfür etmişsem…” (s: 329)Hâşâ, Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’i başkalarına küfür eden biri olarak gösteriyor.9- Hazreti Ömer’in, Ashâb-ı kiramın diğerleri gibi Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in yolunda canını feda etmekten çekinmeyeceğinibütün müslümanlar bilir. Ama Ali Şeriatî, Peygamberimiz’in ömrünün son saatlerinde bir şeyler yazmak istemesi üzerine, Hz. Ömer’in Peygamberimiz hakkında şöyle söylediği iftirasını yapıyor: “Bu adam savsaklıyor.” (s: 333)10- Bütün tarihlerin yazdıklarına göre, Peygamberimiz, başı Hz. Aişe validemiz’in göğsüne yaslanmış olduğu halde vefat etmiştir. Şeriatî ise tarihe yalan bir not düşerek bu son hali şöyle anlatıyor:“Ali, muhafazid’in başını göğsü üzerine aldı.” (s: 336)Görüldüğü gibi, kitap boyunca Hazret kelimesini kullanmamakta ısrar ediyor. Değerli okuyucular! Ali Şeriatî’nin bir de Hac isimli kitabı var. Bir de ona göz atalım. Kitap, Ejder Okumuş tarafından tercüme edilmiş. Elimizdeki 2. baskı Şûrâ Yayınları’na ait. Nisan 2001…4. sahifede “Yayıncının Notu” olarak şu cümleler göze çarpıyor:“Bu kitap, Şehid Ali Şeriatî’nin bizzat gözden geçirip ilâveler yaptığı ve “Öğretmen Şehid Dr. Ali Şeriatî’nin Eserlerini Derleme Bürosu”nun külliyat arasında yayımladığı Farsça son Hacc baskısının tam çevirisidir.”Demek ki neymiş? Ali Şeriatî bu kitabı bizzat kendisi gözden geçirmiş. Aşağıda madde madde verilecek bilgileri lütfen bunu bilerek değerlendiriniz.1- Daha başta zehirini kusuyor. Diyor ki: “Ve yine biz, aynı yöntemle, islâm mezhepleri arasında bir mukayese yapsak, islâm dâhilinde bulunan Şia’yı, dinler arasında islâm’ı nasıl görüyorsak öyle görürüz.” (s: 8)2- Şeriatî’nin, Hac hakkındaki şu ifadesine bilhassa dikkat: “Ve Hacc: Müslümanlar arasında her yıl tekrar edilen en çirkin, en mantıksız eylem!” (s: 9)Bu söz üzerine biz de diyoruz ki, bu sözün sahibi en alçak en rezil insan…3- Müslümanları şöyle suçluyor: “Kur’an’ı yok edememiş kapatmışlardır.“Kitab”ı “teberrük edici şey” haline getirmişlerdir.” (s:11)Açıkça, müslümanları Kur’an’ı yok etmek için uğraşmakla suçluyor. Teberrük/bereketlenmek kötü bir şeymiş gibi, Kur’an’ı teberrük edilen şey haline getirmekle suçluyor.4- Bakın hacda tavaf eden Müslümanlara nasıl hakaret ediyor:“Yemenliler, saçları perişan ve pis, gözleri çökmüş, bellerine ip bağlamışlar, her biri mezardan çıkmış tıpkı bir hortlak gibi. Ve siyahlar; iri, uzun boylu ve kazık gibi, dudaklarını köpük bürümüş…” (s: 71)Bu sözler, bir Müslümanın din kardeşleri hakkında söyleyeceği sözler olamaz. Onların görüntüleri böyle olsa bile bu ifadeler kullanılamaz. Öbür taraftan hacda, kötülükler görülmez, gizlenir, iyilikler anlatılır.5- imanî bakımdan uygun olmayan öyle benzetmeleri var ki, aşağıda da göreceğiniz gibi, bu teşbihlerin her biri en hafifinden insanın imanını sarsar. Yazının fazla uzamaması için bunları kısa değerlendirmelerle verelim:a- Hacer Vâlidemiz’den câriye diye bahsederek şöyle diyor: “Allah, Afrikalı siyah bir câr
    Tümünü Göster
    ···