aldatılmış bir erkeğin başından geçenler

merhaba dedi soğuk bir sesle. merhaba demeye çalıştım ama sesim titremişti, şarabın soğuğu unutturan etkisi yavaş yavaş geçiyordu. kaç saattir burada oturuyorsun aptal diyerek eldivenlerini, şalını, şapkasını çıkartarak bana uzattı. almadığımı görünce;

+merak etme burda bizi kimse görmez giy şunları erkekliğini bu tarz konulardan çok, daha ciddi konularda görmeyi isterdim

bir yandan merhamet ediyor bir yandan zalimce ruhumu yaralıyordu. bu konuda sonuna kadar haklıydı, ses çıkartamadım belki konuşmaya başlasam ağlayacaktım.

+seni dinliyorum metehan

-gel yanıma otur şöyle ne yapacağımıza karar verelim

+pekala

allah allaaaahhh!! aslanın boyu 10 (on) metre..

Saçları rüzgarda dalgalanıyordu. göz teması kurmayaya çalışıyor denize bakıyordu. elini tuttum, geri çekti.

+bak ayçın pazartesi günü olan davranışlarımdan dolayı çok ama çok özür dilerim. hayatımda samimi olarak özür dilediğim belki de ilk kızsın. seni dinlemeliydim, anlamaya çalışmalıydım ama öfke denilen şey böyle bir tak işte. insanın mantığını geri plana atıyor. sana vurduktan sonra o kadar üzüldüm ki, sınıfta kaldığımda bile bu denli derin bir üzüntü duymamıştım.

-üzülmek maalesef olan şeyleri unutturmuyor ve değiştirmiyor metehan

+evet haklısın değiştirmiyor. açık konuşayım; faruk’u, mustafa’yı gördüğüm zaman aklıma hep sen geliyorsun. hacı naber deyip el uzatırken aklıma o ellerin bir zamanlar sana dokunduğu geliyor. mustafa binine kaledeyken gol attığımda aslında bana girdiğini biliyorum. çünkü onların senle bir geçmişi var. ister inan ister inanma her banyoya girdiğimde, gözlerimi kapattığımda senin videonda ki görüntüler aklıma geliyor. fayanslara vura vura kafamı parçalayasım geliyor. gözlerine baktığımda o gözlerin bir zamanlar ışıldayarak başkalarına baktığını, ellerini tuttuğumda o ellerin bir zamanlar başkalarının ellerine değdiğini, dudağını öptüğümde o dudağın bir zamanlar nerelere değdiği aklıma geliyor. sesimi çıkartıyor muyum? hayır! bir yandan içim parçalanıyor ama bunu hiç sana belli etmemeye çalışıyorum. beni aldatmış olabilirsin, bana yalan söylemiş olabilirsin ama ben sana hep inanmak istedim ayçın. sana olan sevgim zaman zaman nefret ile perçinleşti. bir yazarın dediği gibi ölümsüz bir hayat olmayacağı gibi, kin olmadan da sevgi olmayacaktır. belki de seni vazgeçilmez kılan buydu aynı anda bir sürü duyguyu sende tadıyorum. enrullah bini kulağıma gelince öfkeden çıldırdım. çünkü bunu gururuma yediremedim senin gibi biri o dıbına koyduğumunun çapulcusuyla nasıl birlikte olabilir hayal edemedim. sana belki de onun siniriyle vurdum. senden bir söz istiyorum benden sonra lütfen mutlu olacağın, kendini özel hissedeceğin insanların yanında ol anlaşılan birlikte olduğumuz sürece bir birimize zarar verecez. allah'a emanet ol.

eldivenini, şapkasını vs verdikten sonra alnından öptüm ve ayağa kalktım. birden elimi tuttu

-gitme

ayraç koydum

git ulan git arkadan bakmadan kaç dıbına koyum

@571 adam haklı beyler

Kaskatı kesilmiştim, böyle bir tepki vereceğini hiç tahmin etmemiştim. gitmek ile gitmemek arasında kalmıştım yapamadım, gidemedim. ilk gördüğüm anda ki yüz ifadesine bürünmüştü, vakurdu, başı dikti. otur dedi.

+hatanı anlamışsın. seninde haklı olduğun yerler var metehan. işte bu aşırılığın seni cezbedici yapan yanlarından birisi. dışarıdan göründüğü gibi biri değilsin çok duygusalsın. (ağlamaya başlamıştı) evet ben sana senin sevgine layık biri olamadım. geçmişim temiz olmayabilir ama ben insanım metehan herkesin bir hatası olabilir. ben zamanında faruk itine güvendim ve olanlar oldu, hak etmememe rağmen benim için çok büyük fedakarlıklar yaptın.. bazı zamanlar daha fazla üzülmeni istemediğim için seni kendimden soğutmaya çalıştım, olmadı. keşke metehan keşke çok ama çok önceden tanışıyor olsaydık, ailelerimiz bir birini tanıyor olsaydı aşkımız belki çocukken başlamış olurdu dünyanın en mutlu çifti olabilirdik. sen beni çok mu mutlu zannediyorsun he her gece yastığa başımı koyduğumda ağlıyorum. hayaller kuruyorum paralel bir evrende belki biz çok farklı konumlarda örnek bir çiftizdir belki diye. bu düşüncelerle uyuduğumda huzurla kalkıyorum. ben yalnızım, çaresizim ve elimde olmadan başkalarının çevremde olması hoşuma gidiyor. lütfen deneyelim, gittiği yere kadar gitsin yarın öbür gün ayrılırsak bile vicdanımız rahat olur keşke demeyiz elimizden gelen her şeyi yaptık o yüzden bitti deriz bunca yaşadığımız şey varken bir şans vermek çok zor olmamalı.

sarıldık. saçlarının kokusunu uzun bir süre içime çektim. başım dönüyor gibi oldu, kalbim yine güm güm atıyordu. gelecekte bu anılara gülüp geçeceğiz bir tanem diyerek saçlarını okşamaya başladım.

-ağlamak sana yakışmıyor ayçın, gülümse lütfen

+gülümsemeye çalıştı

ayçın’ı evine bırakırken her ne kadar ısrar etsede başka zamana diyerek yemek teklifini reddettim. duygularım çok değişkendi ceylin ile ayçın arasında sürekli git-gel yaşıyordum. böyle devam ederse kafayı yiyeceğim garanti gibiydi. hiç bir şeyi takmayarak martta gerçekleşecek olan üniversite sınavına olanca gücümle hazırlanmaya karar verdim..

eve gittiğimde içimde mistik bir huzur vardı. artık en azından ne yapacağımı biliyordum. lakin karabulutlar ufukta gözükmeye başlamıştı bile...

şener şen koşuşuyla kaç amk

git lan git bekleme

Günlerimin büyük bir kısmı ders çalışarak geçiyordu. Sözel zekam daha yüksek olduğu için, matematik ve fen’e ağırlık vermiştim. Banko ve kolay konulara çalışıyordum. Arada Ayçın ile buluşuyor, ceylin’e fazla ağırlık vermiyordum. Aklımdan ne Ayçın ne ceylin çıkıyordu. Ayçın’ı bilinmeyen bir şekilde seviyordum , ceylin’i ise neredeyse bütün özelliklerimizin ortak olmasından, en kötü anlarımda yanımda olmasından ve karakterinden dolayı… Çok geçmeden aldığım yeni haberler yeniden yıkılmama neden olmuştu.
Faruk görüşmemiz lazım diye mesaj attı. Faruk’un görüşmemiz lazım demesi hayra alamet değildi. Üşenmedim evine kadar gittim, ayçın’ın son 2 gün içerisinde attığı mesajları gösterdiğinde ciddi anlamda yıkılmıştım.

http://www.youtube.com/watch?v=L2jXFd76aUE ıyı geldı bu sarkı aglıcam nerdeyse amk boyle bı kız karsıma cıkmadı ceylinden bahsedıyorum ama sonu keske kotu bıtmeseydı

gel beni de gib MK

Attığı mesajlarda kısaca;

‘’Sensiz yapamıyorum Faruk tekrar birleşelim, ben hala seni seviyorum, seni sevdiğim halde başkalarıyla olmak bana işkence gibi geliyor, haftasonu eski günlerde ki gibi bir şeyler yapalım mı’’
diyordu. Faruk, ‘’hacı bu kıza gördüğün gibi güven olmaz haberin olsun’’ istedim diyordu. Bana ne kadar büyük bir iyilik yaptığının farkında değildi. Faruk’a teşekkür ettim. Delikanlılık yapmıştı, pekala benden habersiz ayçın’ı gibebilirdi. Sen ne kadar büyük gaflet içerisindeymişsin Metehan diyordum kendi kendime. huurya kalbini verirsin, nereme sokacağım demiş. işte o zamanlar bu durumdaydım. Olanları kendime yediremiyordum ne yapacağım diye düşünürken, bu sefer mümtaz aradı. ‘’Usta, Ayçın, 9. Sınıflardan önder ile şu an sinemada.’’!

reserved

rese3rved

gibicem ayrılmanızaı da eski sevglinizide

ayçın: wv 1.4 tsi 120 beygir motor maşallah koy sciroccoya çalıştırır yani.

@579 hasıktır amk ya anasının amı yanı bu kadar olmaz amk

Hayır bu kadar düşmüş olamazdı, 9. Sınıfın erkekleriyle ne işi olabilirdi? Önder için bana, annemin arkadaşının çocuğu mecburiyetten konuşuyorum diyordu. O zaman, sinema da ne işi olabilirdi? Olaylar ardı, ardına geliyor ve pembe sis bulutları yavaş yavaş dağılmaya başlıyordu. Elimden bir kaza çıkar korkusuyla filme girmedim, yaklaşık 2 saat sinemanın kapısını görecek bir noktada bekledim. Evet, Ayçın sinemadan o çömez ile dışarı çıkıyordu. Başımdan kaynar sular dökülmeye başlamıştı usul usul takip etmeye başladım. Çok geçmeden ayrıldılar, ayçın’ı gibtir ederek o binin peşine düştüm. Kolundan tuttuğum gibi boğazına yapıştım.

beyler kimler takipte hikayenin 1. kısmı birazdan bitecek, 2. kısma geçecem