aldatılmış bir erkeğin başından geçenler

Derin bir sessizlik. Ardından Ceylin’in ‘’şapşal, aptal, salak’’ kelimelerini tekrarlayarak ağlamaya başlaması. iyice kahrolmam… içini dökmesini beklemem.. En sonunda biraz rahatlamıştı;

-seni ilk gördüğüm de bu çocuk ne kadar kendine güveniyor ne kadar şımarık diye düşünüyordum. Çok geçmeden geçmiş yıllarını ve düştüğün durumu kızlar tuvaletinde ki dedikodulardan öğrendim. Gözlerinde çok şey geçirmiş, duygularını açığa çıkaramayan hiç bir zaman tam olarak istediklerini karşısında ki ne anlatamamış insanların bakışı vardı. Seni daha yakından tanımak istedim. Ayçın’ın sana yaptıklarını öğrendikten sonra seni hak etmediğine kanaat verdim. ilk zamanlar bir inat olarak başlasa da gün geçtikçe seni sevmeye başladım ve sevmeye devam edeceğim. Bazı gerçekleri fark edeceğinden adım gibi eminim. Sen kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman olur. Sen bu okulda olduğun sürece hiç kimseyle çıkmayacağım. Bunu böyle bil

panpa 4.sayfaya kadar aşk hikayesi diye okudum ama kız ağır huur çıktı. kusra bakma ama giberler böyle aşkın ızdırabını

Kartlar açılmış, Ceylin’in konuşması içimi iyice parçalamıştı. Sarıldım, bırakmadım, bırakamadım. Kulağına benim yaralı ceylanım ne pahasına olursa olsun seni iyileştireceğim diye fısıldadım. içimi ısıtan bir gülümsemeyle karşılık verdi.

Ceylin’i evine bıraktıktan sonra eve gittiğimde babamdan bir ton azar işittim. Sebep= Dershaneyi asmamdı. Sonuna kadar haklı olduğu için verilecek cevabımda yoktu. Müsaade isteyerek odama çekildim.
Kader sürekli farklı süprizlerle karşıma çıkıyordu. Hayattan iyice daralmış nefes alamaz hale gelmiştim. Ayçın’ın ailesine verdiğim sözlerden sonra kendimi borçlu hissediyordum. Tam soğumaya başlarken Ayçın ya dişiliğini kullanıyor ya duygularımı suistimal ediyor bir şekilde beni yine kendine bağlıyordu. Bu düşüncelerle boğuşurken uyuya kalmıştım..

@467e benden 1 şuku geliyor

Günler hızla geçip gidiyor iyice içime kapanıyordum. Kurban bayramı yaklaşıyordu, Ayçın son derece soğuk bir şekilde bayram tatilini memleketinde geçireceğinden bahsetti. Bir şeyler saklıyor gibiydi ne kadar üstelesem de hiçbir şeyden bahsetmedi. Buruk bir vedalaşma, ayçın’ı – memleketine göndermem. Çok geçmeden aklıma küçük bir detay takıldı, Ayçın kedisini yanında zütürmemişti, bana vermediğine göre kediye ne olacaktı? Mesaj attım;
+Ayçın kediye kim bakacak?
-gözlerim yaşardı, merak etme sen mümtaz’a verdim o ilgilenecek
‘’mümtaz’a verdim o ilgilenecek’’ ne kadar rahat söyleyebiliyordu. Bu konuyu yüz yüze konuşmak istediğimden sesimi çıkartmadım. mümtaz’a mesaj attım;
+Lan oğlum kediyi niye aldın ayçın’dan? Hem o hayvan acayip bir şey dikkat et
-ne kedisi usta?
+Ayçın kedisini sana bırakmadı mı?
-yoo
Ayçın yine bir işler çeviriyordu, çok geçmeden bütün gizli-kapaklı işler tek tek ortaya çıkacaktı..

reserve

panpa o değilde haticeye noldu amk

+nerdesin usta?

-mahmut abi'nin kahvesindeyim

+tamam geliyorum

15 dakika sonra mümtaz gelmişti.

-bana kediyi mümtaz’a verdim dedi demek yalan söylüyor

+kesinlikle, çok yalancı o bak kaç kişiyi birden kandırdı yine

-sence ne işler çeviriyor?

+hiç bir fikrim yok ondan her şey beklenir, izin ver ağzını burnunu dağıtayım

-olmaz. en azından şimdilik. hem benim halletmem daha uygun olur

+sen nasıl istersen usta

mümtaz’la biraz daha oyalandıktan sonra alkole yatıracak param kalmadığı için eve geçtim. daha yeni oturmuştum ki babamla hayvan pazarının yolunu tutmak zorunda kaldım. bayram bir eziyet gibi geçti, hayvanın kesilmesine yardımcı ol, etleri kemiklerinden ve sinirlerinden ayır, doğra, dağıtılacak olanları ayır, kalanları paketle. babam bütün angaryayı bana yıkmıştı. koca bir gün etlerle uğraşırken birisini öldürmenin hiçte zor bir şey olmadığını aksine hak etmeyenlerin bu dünyada yaşamaya hakkı olmadığını düşünmeye başlamıştım..

acaba diyordum, kendisini daha fazla ayaklar altına düşürmeden bu işe müdahele etsem mi, çok zor bir şey değil metehan bir dakikanı ayırman yeter ondan sonra kaçarsın yada kendinin de icabına bakarsın en azından yüreğin sızlamaz diye düşünüyordum. o sıralar hayatımın fonunda çalan şarkıyı merak edenler için;

http://www.youtube.com/watch?v=kFKeGFVfLfA

bayram sayesinde bozulmuş olan ekonomik durumumu düzeltmiştim. ailemden, akrabalarımdan ve yeğenlerimden gün geçtikte uzaklaştığımı fark ediyordum.. aklıma hastahanede ki babacan abi geldi ailesi yurt dışındaydı oda yalnızdı. ziyaret edip, biraz içimi dökmeye karar verdim..

ulan ilk başta oruspuluk yapmasaydı ve sen onların evinde yaptıkların ve kızın yaptıkların sonra bu kız la keşke evlenseydın dedım ılk yasananlar olmasaydı keske neyse devam okumaya sabaha kadar yazsan okurum bırader

@472 hatice ana karakterlerden biri değil. olaylara etkisi çok azdı. detaylara fazla girmiyorum. ama ilgilendiysen hatice'den ilerde biraz bahsedebilirim *

her sene yazın aynı hikaye bi bitmedin amk

Mehmet abi beni gördüğüne çok sevindi. demek Beni unutmadın diyordu. bayramlaşma faslından sonra muhabbet etmeye başladık, dertli olduğumu farketmiş olacak ki;

+yeğenim rakı sever misin?

-ayıpsın abi

+yürü o zaman bana gidiyoruz

sadeliğinden bekar evi olduğu anlaşılan evine gittiğimde biraz mahcup biraz temkinliydim. mehmet abi ızgaranın başındayken ben sofrayı kuruyordum. yaklaşık bir saat sonra ocak başını aratmayacak bir rakı sofrası hazırdı. ilk başlarda memleket meseleleri, spor, karı-kız geyiği derken rakının bünyede hissettirdiği duygusallığın ardından abi çok kötü durumdayım dedim.

+anlat yeğenim

kısaca özet geçtikten sonra ne yapacağımı bilmediğimi, her şeyin üstüme geldiğini, öldürmeyi düşündüğümü söyledim. güldü.

+saçmalıyorsun arslan parçası. öldürecen de ne olacak ona en büyük iyiliği yapmış olursun. kendini harcadığınla kalırsın. öylelerine en büyük eziyeti hayat çektirir zaten sen merak etme.

-abi dayanamıyorum yediremiyorum kendime

+lan hala saçmalıyorsun, hastahaneye ziyaretine gelen kızı üzme onun değerini bil, diğer huuryu da hayatından bir şekilde def et yoksa gibildiğinle kalırsın

sevdiğim kıza herkez huur diyordu ve ben sesimi çıkartamıyordum. çünkü haklıydılar.. saatin geç olduğunu söyleyerek müsaade istedim.

+müsaade senin yeğenim, her zaman beklerim zor da kalırsan misafirim olabilirsin. aklında bulunsun

masayı toparlamak istediğimde, bırak temizlikçi geldiğinde o toplar dedi.

doğru düzgün tanımadığım insanlardan bile iyilik görürken, uğruna bir çok şeye katlandığım kız beni gibmeye devam ediyordu...

@475 gibtir et panpa sen yazmana bak *

5 e kadar anlat sonra kosuya cıkıcam stresten kendimi yedim bitirdim

cok güzel şarkı birader

irademe hakim olamayarak, ayçın’a mesaj attım;

+neler yapıyorsun canım?

-uyuyacam

+bu saatte?

-evet olamaz mı?

+iyi tamam

-bye

+zıbar a.q

-ne diyorsun sen ya?

+gibtir et sonra konuşuruz

-ok

kaç aydır gece 1'den önce yatmayan ayçın’ın bayramın 2. günü, memleketinde, akrabalarıyla beraberken 22:00'da yatması mümkün değildi. yalan söylediği gün gibi ortadaydı. o an aklıma onlarca ihtimal geliyordu;

1. Ordan bir salağı kandırmış onunla takılıyor olabilirdi

2.başka biriyle yiyişiyor olabilirdi

3.beni artık istemiyor olabilirdi.

bu düşünceler çıldırmama yeterliydi. sabırlı olmaya karar verdim. kısaca, orta asya türk savaş taktiği gereği uygun zamanı ve yeri bekleyecektim..

yetiştim işte

amk bende bu karı-kız piyasasına girmiştim zamanında pişmanlık ve zaman kaybı, hayatta karıdan kızdan daha önemli şeyler var ailen var dostların var olmadı içkin-sigaran sana arkadaşlık yapıyor hayatın zevkini çıkar dünyaya tek bir defa geliceksin

özet: her şey amzütmeme değil amk

http://www.youtube.com/wa...CCJZg&feature=related tayfaya benden gelsin. devam et reis.

Ertesi sabah ceylin'e mesaj attım, nasılsın-neler yapıyorsun? diye.

+canım sıkılıyor, evdeyim :(

bayram olup-olmaması ceylin için önemli değildi.

-sıkıntını alayım o zaman, yarım saate kapının önündeyim.

+ne sabırsız şeysin sen öyle, daha hazırlanacam

-benim için hazırlanmana gerek yok, her halin güzel zaten

+olsun sen yine de biraz oyalan istersen- beklersin falan üzülürüm sonra

20 dakika sonra ceylin’in evinin önündeydim bir o kadar daha bekledikten sonra camdan aşağı baktığını farkettim. el sallıyordu. 5 dakika sonra aşağıdaydı. sarsılır gibi oldum belli etmedim.

saçlarını açmıştı, kot pantolonun altına çizmelerini geçirmişti, beyaz kazağının üstüne deri ceket giymişti. tüm bunlar yetmezmiş gibi siyah ojeleri ve nispeten pembe rujuyla aklımı iyice başımdan almıştı.. tanımasam benle yaşıt derdim. birden utandım ses etmedim. merhaba faslından sonra koluma girdi-yürümeye başladık. gülerek;

+kainatın en şık çifti dedi

ilk diyaloglarımızı bile unutmuyor olması ve yeri geldiğinde hatırlatması hoşuma gitmişti. oysa ayçın neredeyse bir hafta önce konuştuklarımızı bile hatırlamıyordu. aradığım kız bu diye düşünüyordum. güzeldi, sağlam bir karakteri vardı, bana değer veriyordu, en kötü anlarımda yanımda olmuştu. kendi kendime, ''bundan sonra ceylin'i üzmeyeceğim'' diye söz verdim.