aldatılmış bir erkeğin başından geçenler

la burdayız amk anlat sardı

rezerved

lise sona kadar ki, tüm kişiliğini skip atmışsın şunları ciddi ciddi yaptıysan 5 sene de anca toparlamışsındır zaten

Yanıma emanet almıştım fakat kancıklık olmadıkça kullanmayacaktım. Faruk tarafından gayet sıcak bir şekilde karşılandım (evde tekti). Hoş geldin hacı falan diye konuşmaya başladı. Bu binin konuşma tarzına oldum olası uyuz olmuştum ses tonu hafif kırık gibiydi.
+ Faruk geçmiş olsun bilader ama benim buraya asıl gelme sebebim hastalığın değil.
-ne oldu hacı önemli bir şey mi oldu?
+Ayçın hakkında sağda, solda konuşuyor muşsun?
-yok hacı kim dedi benden uzak olsun o ya ne konuşacam
+Faruk doğru söyle
-cidden konuşmuyorum hacı ben ondan kurtulduğuma şükrediyorum
+ee zamanında kan kusuyorum falan diyormuşsun kıza kendini acındırmak için
-ya işletiyordum ben onu anlarsın ya
+yakasına yapışarak (işletmek ne dıbına kodum işletmek ne anlat lan her şeyi)
-hacı ayıp oluyor ama kendi evimde..
+senin terbiye anlayışını giberim bin kurusu öksüz bir kızın güvenini kazanıp sonra onu gibmek, videolara çekmek, sağda solda hakkında atıp tutmak ayıp değil de benim yaptığım mı ayıp dıbına koyduğumunu yavşağı

Bıraktım bin kurusunu, oturdum bir sigara yaktım, emaneti yanıma koydum. bin hiç karşıda çıkmıyor şöyle güzelce bir benzeteyim. Sülük gibi amk.
+hafıza kartı nerde Faruk?
-yok hacı bende hafıza kartı falan
+telefonunu ver ,
-neden?
+ver ulan amcık ver zütüme sokacak değilim
Telefonunu verdi bin. 1 yeni mesaj alındı yazıyordu ve orda ayçın’ın adı vardı. Açtım sensiz yapamıyorum vs yazıyordu. Gönderilenler kutusuna baktım hiç yanıt vermemiş ayçın’a
Gelen kutusuna bakıyorum Ayçın her gün 2-3 tane mesaj sallamış.
+Ne zamandır Ayçın sana böyle mesajlar atıp duruyor Faruk?
-bayramdan beri atıyor
+ee neden karşılık vermiyorsun, sevmiyor muydun sen bu kızı?
-o eskidendi hacı yaptıklarından artık bıktım ayrıca o kızın kafasından sorunlu olduğunu düşünmeye başladım

http://www.youtube.com/watch?v=aZVRbhwlIBE

beyler hatasız insan olmaz. bana maalesef adam gibi yol gösteren birileri olmadı. başıma neler gelmedi ki? nelere başlamadım ki? okuması ve ahkam kesmesi kolay evet bende biliyorum hatalarım var ancak biraz empati kurun.

benim amacım ne vicdanımı rahatlatmak ne ego tatmini yapmak. bir zamanlar uçurumun kenarına kadar gelmiş hayatımı anlatarak bazı arkadaşların ders çıkarmasını sağlamak. benim düştüğüm hatalara onların düşmesini engellemek. yoksa amk bunları anlatırken tekrar tekrar yaşıyorum o günleri. zevk mi alıyorum?

Kıza cevap vermemesini takdir ettim binin biraz yumuşasam da hala mesafeli davranıyordum. ikimizden birinin ayçın’ın hayatından tamamen çıkması gerekiyordu. Bak Faruk, ikinci ayrılığınız benim yüzümden oldu ama benim ilk başlarda Ayçın ile çıktığından haberim yoktu. Öğrenince de gibtiri çektim ama daha sonra kendisi ayrıldım diyerek geldi dedim. Bak arkadaşım açık konuşuyorum eğer içinde bir pişmanlık, Ayçın ile birlikte olmak gibi en ufak bir düşünce varsa ben gibtir olup gideyim ne yaparsanız yapın.
+Ayçın ile bir daha muhattap olmayacağını söyledi.
-o zaman şimdi birlikte senin numarandan onur kırıcı bir mesaj atıyoruz, senden nefret etmesini sağlayacak ve sana hemen bir manita ayarlıyoruz dedim.
binin gözleri parladı, ‘’hacı çok makbule geçer, Ayçın yüzünden okuldan hiçbir kızla benle çıkmıyor’’ vs dedi.

bazen düşmek gerek acı şekilde bazı şeyleri öğrenmek gerek tüm bu yaşadıklarına da takılıp kalmamak gerek eyvallah devam amir

Faruk bak adam gibi söyle arkadaşım sende ayçın’ın çıplak halde çekilmiş resimleri, videoları vs var mı?
+şey evet var
-en baştan neden söylemiyorsun be oğlum, nerde görebilir miyim?
+telefonda, hafıza kartında kayıtlı
-hafıza kartını alıyorum Faruk kusura bakma bunlar daha fazla sende durursa başını belaya sokacaksın
+hacı napıyorsun sen ya ben ne yapacam hafıza kartı olmadan
-ben sana yenisini alacam merak etme, bu iyiliğini de unutmayacağım aklında bulunsun.
Hafıza kartını alıp, faruk’un yanından ayrıldıktan sonra bütün gün acaba içinde ne var diye baksam mı-bakmasam mı diye düşündüm. Açık konuşmak gerekirse izlemeye zütüm yemiyordu, cinnet geçirebilir, kederimden kendime ya da başkalarına zarar verebilirdim. Hafıza kartı telefonuma uyumlu olmasına rağmen takmamıştım bile bir elimde telefon, diğer elimde hafıza kartım düşünürken Ayçın mesaj attı...

ben böyle bir ikilemin içerisindeyken, ayçın’ın mesaj atması beni iyice gerginleştirmişti.

+aşkım, farukbana sürekli mesaj atıp duruyor, rahatsız ediyor beni.

-hangi faruk?

+kaç tane faruk var! kimi kastettiğimi biliyorsun

-ne diyor peki?

+keşke ayrılmasaydık, her gece ağlıyorum vs

-mesajlarına cevap veriyor musun?

+bir kere, sevgilim var biz gayet mutluyuz rahat bırak bizi devam edersen metehan'a söylerim dedim ama hala atmaya devam ediyor.

-tamam ben onun icabına bakarım bu arada buluşmamız gerek

+ne zaman?

-en kısa zamanda!

oğlum pardon galiba sen aşıksın da. gavat mısın afedersin

cok yavassın amk

hadi amk seni bekliyom

ertesi gün buluşmaya karar verdik. o gece hayatımın en uzun gecelerinden birini geçirdim. aşık olduğunuz kızın olmayacak tiplerin altına yattığını, sizin sevginizden faydalandığını, aldatıldığınızı düşünün. belki benim onu düşünüp aşk şiirleri yazdığım sırada o çatır-çutur gibişiyordu. acaba bilmediğim başka birileri var mıydı? acaba kaç defa yapmıştı ve benle beraberken başkasıyla da yapıyor muydu? Faruk’u mustafa ile aldatmıştı zaten. Faruk’u aldatma hikayesini bir süre sonra teferruatlı bir şekilde sıra arkadaşı mümtaz’dan öğrenecektim gerçi ama içim içimi yiyordu. kendime olan saygımı o sıralar tamamen yitirmiş vaziyetteydim.

bir huur için bazen bir sigarayı döndüğün, bir simiti birlikte bölüştüğün, cebinde kalan son parasının yarısını senle paylaşan kardeşin kadar yakın adamların kalbini kırmıştım. okulda beni uyarmaya çalışan herkesi başımdan gibtir etmiştim. aldatılmama rağmen geri dönmüştüm. tekrar aynı taku yemesine rağmen hala onu düzeltmeye çalışıyordum. lanet olsun bir huurydu, genelevde çalışan bir kadından kat be kat aşşağılıktı çünkü bütün bunları zevk için yapıyordu ama seviyordum, unutamıyordum, ondan kısa bir süre bile haber alamayınca huzursuz oluyordum ne yapayım...

ertesi gün buluşmaya hafıza kartıyla gittim. ayçın yine dikkat çekici giyinmesine rağmen beni pek fazla etkilemedi. içimde aşk kadar kuvvetli bir duygu daha vardı artık: nefret! bütün vücudu kirlenmiş gibi geliyordu. o kırmızı dudakları kaç erkeğin ağzına ve cinsel organına değmişti acaba, peki ya o gözleri kaç erkeğe bakarken ışıldamıştı, o saçlarını kaç erkek okşamıştı, koklamıştı! vücudunun özel yerlerini kaç erkek ile paylaşmıştı! tanrım kafayı yiyorum herhalde diye düşünmeye başlamıştım, son günlerde davranışlarım epey değişmişti. pek işlek olmayan bir cafe'nin arka taraflarına oturduk. o böyle bir mekana oturmamızın sebebini başka türlü anlamış olacak ki kur yapmaya başlamıştı bile. elimle iteleyerek ayçın dur dedim. ne var gibisinden bakıyordu. hafıza kartını ve telefonu çıkartarak;

+faruk meselesini hallettim, faruk’tan bak bu hafıza kartını aldım dedim.

-o hafıza kartı neymiş diye sordu? (sesinde ki titremeyi hissetmiştim)

+bilmiyorum göreceğiz bakalım iddaa ettiği gibi çıplak görüntülerin ve banyo videoların var mı acaba.

gözleri dehşetle açılmıştı!

hafıza kartını telefona takarken gözlerinde ki dehşeti görebiliyordum. kartı takıp, telefonu hazır konuma getirdikten sonra,

+ben zaten faruk binine inanmıyorum ama birlikte görelim tatlım ne var diyerek bir blöf attım (faruk’un yalan söyleme ihtimali çok düşüktü bunu göze alamazdı)

-metehan lütfennn

+ne oldu ayçın hasta falan mısın sesin tiz geliyor?

-bir şeyim yok

hafıza kartında ki görüntüler açılmıştı bile ilk fotoğrafa tıkladığımda kalbimin güm güm attığını, kafamın karıncalandığını, vücudumun her yerini iğne saplanmış gibi bir ağrı girdiğini hissetim. bütün bunlara sebep olan şey ayçın’ın yatakta çırıl çıplak olarak çekilmiş bir fotoğrafıydı..

beyler kimler dinliyor amk kendim anlatıp kendim mi okuyorum yoksa?

hadi panpa hızlı biraz

rezerve.