aldatılmak

iki farklı hali vardır aldatılmanın;

ilki sevgiliniz tarafından aldatılmak, öğrendiğinizde içiniz dışınıza çıkacakmış gibi olur, ister uzun süreli ister kısa süreli ilişki olsun sindiremezsiniz.
Sürekli neden bana bunu yaptı? gibi sorularla kafayı iyice yersiniz, ani bir sinirle küfür eder o ilişkiyi bitirirsiniz, bir süre kimseye güvenemezsiniz ama daha sonra bulduğunuz sevgiliniz'de sizi aldatana kadar hayat günlük gülistanlık olur.

ikincisi ise eşiniz tarafından aldatılmak, en büyük imtihanda budur sanırım. Sonuçta yıllar boyu beraber birşeyler yapmışsınızdır, yeri gelmiştir maddi olarak zor durumda kalmışsınızdır ama güvendiğiniz insan yanınızda olduğu için "bu da geçer be" demişsinizdir. Yeri gelmiş annenizle babanızla papaz olmuşsunuzdur hayatta tutunabileceğiniz tek dal yanınızdaki eşinizdir içinizden "bu da geçer" dersiniz ta ki bir gün gelip size "seni aldattım" dediğinde içinizden bir şeylerin kopması değil içinizin tamamen boşaldığını hissedersiniz, fiziksel şiddetin hiçbir işe yaramayacağını bilirsiniz zaten olan olmuştur! o yüzden en yakındaki nesneyi duvara fırlatırsınız, gidip sigara içerken içinize içinize ağlarsınız. Kolay mı kaç sene beraber yaşamışsınız sonuna kadar güvenip onunla ölene kadar beraber olacağınızı söylemişsinizdir. Peki o verdiğiniz sözü tutabilecek misiniz acaba? işte olgunluk burada başlar burada biter! Ya basıp küfürü çekip gideceksiniz sonrasında tak olmuş hayatınızı toparlamak için belki 3 belki 5 sene harcarsınız, zaten o kadar sene sonrasında yıpranmış, yorulmuş olacağınız için hiç bi gibi yoluna koyamadan ölüp gidersiniz. Ya da oturup iki medeni insan gibi konuşursunuz neden böyle yaptığını anlamaya çalışırsınız, sonuçta o kadar sene emek harcayıp ilişkiyi ayakta tutmuş bir başka boyuta getirmişsinizdir. Sonra her iki taraf sancılı ve sıkıntılı bir süreçten geçmeye başlar, aldatılan tarafın kişiliği zedelenmiştir artık eskisi gibi güvenemez eşine, eskisi gibi dokunamaz, sarılamaz. Aldatan taraf ise yaptığı şeyden dolayı pgibolojik olarak ezilmiş hisseder kendini, biliyordur çünkü karşısındakinin kendisini eskisi kadar sevmeyeceğini. Toparlamanız yine 3-5 seneyi bulur sonrada bu taktan hayata taktan bir şekilde veda edene kadar yaşar gidersiniz.

Sonuç olarak kötüdür panpalarım! isteyen okur isteyen okumaz. Haydi kolay gele...

hiçbir şey okumadan yazıyorum. kız arkadaşım amerikaya gitti. bende 3 ay sonra arkasından gidicektim. param yoktu o yüzden o erkenden gidiyordu. hatta ben ona beni bekle beraber gidelim dediğimde kafası karışmış geleceğini askıya almış ve iyi bir okulun kayıt tarihini kaçırmıştı. sonra bende kıyamadım geleceğidir dedim. gitsin. bende giderim arkasından diyerek gönderdim. huur anası da baskı yapıyordu tabi o ara. kız gitti. aradan 1 ay geçti sıkıntı yok. işe girdi. yeni insanlarla tanıştı. mesaj yok aramak yok soğuk davranışlar filan. orada başka bir türk arkadaşım da var üstelik. o da benden saklıyor. çocuk bana seni aldatıyor diyemiyor. tabi benim haberim yok. kıskançlığımdan kızıyordur diyorum bizim çocuğa. boşver diyor bana. bırak ne yaparsa yapsın. yok oğlum o bana kızdı ondan yapıyordur dedim. bir şey diyemiyor çocuk. anlamıyorum tabii. sonra ayrıldık. baskıcı ve agresif olduğum bahanesi sunularak. kıskanıyordum ama herkesinki kadar. peki dedim. bana tapan o kız 1 buçuk ay sonra ayrıldı benden. sıktım onu galiba dedim. sevmişim ya bir kere. toz konduramıyorsun tabii. arada 2 ay geçti. 2 akşam önce arkadaşımla konuşuyorum. o amerikada olan arkadaşımla. sevgilisi var mı lan dedim. var dedi. o yüzden seninle ayrıldı dedi. şok oldum. yıkıldım. mahvoldum. o güne kadar ona saygı duyuyordum. her şeye rağmen. gitmeden önce çok plan yaptık çünkü. tapıyorduk birbirimize. beraber sıçardık. dudaklarım ona aitti. onunkilerde bana. her şeyimle ilgilenirdi. kıçımı sil desem silerdi. her şeyimdi. anası huurydu ama. derdim ona bunu. annen hep paracı kurnaz takılıyor derdim. o da beni düşünüyor derdi. zengin bir damat isterdi. bende fakir değildim amk ama çatır çutur para da harcayamıyordum. zaten üniversite bitti yurtdışı işi çıkınca ortaya çıkıyordu tüm gerçekler ama kahpeliğe gerek yoktu. gitti benim arkadaşta kalıyor tabii. 1 ay sonra iş buldu. sonra bi çocuktan bahsetti bana. evi var dedi. birlikte onun evine çıkarız. sonra araba alcak çocuk sende onu sürersin dedi. çocuğun ehliyetine el konulmuş. tabii ben sövüyorum o ara. ben kimsenin şoforü değilim ne konuşuyosun amk sen diyerekten tartışıyoruz. 3 gün aramak yok filan. en son ayrılıyoruz. bizimkiyle konuşuyorum 2 gün önce işte. ben zorladım dedi ayrılmaya. seni aldatıyordu. çocuğun durumu iyi diye seni bıraktı. buradaki hayatını düşündü. şok oldum. oysa paraya ihtiyacı yoktu. ama güçlüye gitti. güçlünün amk. zütün teki. benim bacağım olamaz. giber atarım. velhasıl aldatılmışım. canım dedim, parçam dedim lan. sıradan bir aşk hikayesi diye okursunuz bunu yaşamadığınız için. ama bunca şeyden sonra aldatılmayı insan çözemiyor. canım acıyor be kardeşim. ben hep iyilik düşünürdüm oysaki. şimdi yarın bir gün birini sevemem artık. herkes huur bana, herkes fahişe. napayım söyle lan napayım. ve hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor hala. facemde eklı. silmiyorum ama. küfür etmiyorum ki haklı çıkmasın. ne yapayım ben şimdi. hiçbir şey yazmayın bana. o tombul çocuğun dediği gibi. anlayamazsınız !