-
1.
+1Aldatılmak ...
"Aldatılmak bir son mu yoksa yeni bir şeyin başlangıcı mı?" Tüm hayatımı sorgulatacak tek soru.
ilk önce selamün aleyküm beyler. 20 yaşında bir arkadaşınızım. Tipim bir David Beckham veya Brad Pitt olmasada yakışıklı sayılabilecek bir arkadaşınızım. Başlığı okuyunca diyeceksiniz ki yemiş bir boynuz gelip burda ağlayıp zırlayıp anlatacak. Keşke tek bir boynuz olsada bende size burda ağlayıp zırlayıp anlatsam. Çok fazla sevgilim oldu ve siz bana hangisi seni aldatmadı diye sorsanız , tek bir isim bile veremem size. Aldatılmak üzerine deney yapıyorlar başrol sanki benmişim gibi. Bu zamana kadar hep içimde tuttum ve artık sizinle paylaşmak istiyorum. Bunu yapabileceğim tek yer , yakın bulduğum sizler olduğunuz için sözlüğe yazmaya karar verdim. Dinleyecek olan 1-2 kişi varsa belli etsin. En başından tüm detayıyla tek bir tane yalansız anlatayım size. Ne dersiniz beyler anlatayım mı ?
-
2.
0Boşver uyuyalım ya da blowjob yapabilirim
-
3.
+1bildiğin viking boynuzu var diyon yani
-
4.
+1Ben başlıyayım belki okumak isteyen olur.
Daha 2 aylıkken memleketimden kopup , başka şehirde yetiştirilmeye başladım. Çocukluğum hep yalnız geçti benim. Hani çocukken sokağa çıkar ne bileyim saklambaç veya top oynanırdı. Ben hiç çıkıp oynamadım. Ben hep pencereden izleyen çocuktum. Çünkü anneme göre sokak kötüdür. Sokakta kötü sözleri öğrenirsin , kavgayı öğrenirsin. Çocuğunu öyle büyütmek istemiyordu. Sokak hayattı bilmiyordu. Ama bilmiyordu ki kendi elleriyle çocuğunun hayatını karartıyordu. Beni yalnızlığa alıştırıyordu. Benim tek bir arkadaşım bile olmadı beyler çocukken. Öyle yaramaz bir çocukluk dönemi de geçirmedim. Etrafı karıştıran bir çocuk değildim. Durumumuz pek iyi değildi. Evde bulduğum plastik şişeyi araba yapar günlerce onla oynardım. Hiç zarar vermezdim etraftaki eşyalara.
ilkokula başladığımda daha ilk günden annemi eve gönderip evde ki işleri yapmasını akıl edecek kadar olgunluktaydım. Benim yaşımda ki çocuklar okula anne ve babalarıyla gelirken , ben ise tek başıma okula gidiyordum. En arka sırada tek başına oturan ve hiç arkadaşı olmayan o çocuk bendim beyler. Elime şimdiye kadar tek bir tane ders kitabı alıp çalışmışlığım yoktur. Ama derslerim nedense hep iyidir. Onur ve Takdir belgeleriyle doludur evim.
Ve ilk arkadaşım. 2. Sınıfa geçtiğimde bir gece evde yine kendi imkanlarımla yaptığım oyuncağımla oynarken, abimin beni izlediğini fark ettim. Bana acımış olacak ki yanıma gelip, "Yarın sana yeni arkadaşını getireceğim." demişti. Heyecanlanmıştım beyler. ilk defa heyecanlanmıştım. O gece heyecandan ve düşüncelerden uyuyamamıştım. Düşünüyordum acaba kız mı erkek mi ? Benle aynı yaşta mı ? Nerde oturuyor bize yakın mı ? Beraber her gün oynayabilecek miydi ? Bunları düşünerek sabaha kadar oturdum. Sabah her zaman ki gibi okula gittim ve geldiğimde her şey değişecekti. Geldim. Odamda beyaz kutuya benzer bir şey duruyordu. Evet bilgisayardı bu. O zaman anladım ki benim tek arkadaşım olabilecek bir insan değildi bir bilgisayardı. -
5.
+1Günlerim hep onunla geçiyordu. Yaşıtlarım hafta sonları kafelerde buluşma veya dışarda gezme planları kurarken , ben okul bitse de arkadaşım olan bilgisayarın yanına gitsem derdindeydim. Ama derslerimi hiç etkilemedi. 6. Sınıf bittiğinde 7. Sınıfa başlarken asıl memleketimiz olan şehire taşınmak zorundaydık. Başka biri olsa arkadaşlarından ayrılacağı için sorun ederdi veya üzülürdü. Ama ben üzülemiyordum. Tek arkadaşım zaten benimle beraber gelecekti.
Taşındık. Yeni okul ve yeni ortam olacaktı benim için. Belki dedim bu sefer. Belki olur insan bir arkadaşım. Başlamıştık okula. Yine en arkada yalnız oturuyordum. Etrafı izliyorum acaba hangisi benim arkadaşım olur diye zihnimden geçiriyorum. Günler böyle geçmeye devam etti. Okuldan kaçmalara başlamıştım. O zaman arkadaşım olan bilgisayarla buluşmak için. internet cafelere gidiyordum. Harçlığımın hepsini bitirene kadar oturuyordum. Yetmiyordu tabi. Eve erken gitsem annemin veya babamın anlayacağını biliyorum. Kenara oturup etrafta oynayanları izliyordum, okul bitiş saatinin gelmesini bekleyene kadar. Okuldan kaçmalarım artmıştı. Bir gün okulda otururken tek başıma. Etrafımı izlerken herkesin birer sevgilisi olduğunu fark etmiştim. Daha benim tek bir insan arkadaşım yokken herkesin sevgilisi vardı. Kendime ilk defa orda kızdım. Sebebi ben olmasam da kendime kızdım. Kaçtım yine okuldan. Aç olmuştum. Girdim bir markete etrafta gezinirken gözüm sigaraların olduğu bölüme kaymıştı. Elimdekileri yerine bıraktıktan sonra neden olmasın deyip sigara almıştım. O yaşta nasıl aldın diyebilir bazılarınız, adam umursamıyordu parasının peşindeydi. Ve o gün 2. arkadaşımla böyle tanışmış oldum. Sigara. -
6.
+1Günlerim hep sigara ve bilgisayarla geçiyordu. ilkokul bitmişti. Bizim zamanımızda SBS sınavı sistemine yeni girilmişti. Ve çok iyi bir puan almıştım. Kolaylıkla Fen Lisesi , Anadolu Lisesi veya Sağlık Meslek kazanabilecekken ben Meslek Lisesini tercih ettim. Siz buna salaklık veya mallık diyebilirsiniz. Şimdi düşününce gerçekten mallık. Ama o zaman ki sebebim arkadaşımın beni Meslek Lisesinde bekliyor olmasaydı. Dostumu satmamak için gitmiştim oraya. Bilişim Teknolojileri Bölümü. Liseye başlamıştık. 9. Sınıfta yine bir şey olmamıştı. Anlatabileceğim her hangi bir şey yoktu aynı rutin şeyler. Şimdi 10. Sınıfa yani hayatımın komple değiştiği yıla geliyoruz. Bölümü seçtim. Meslek lisesi okuyanlar bilir. 9. Sınıfta kültür dersleri verilir. Aldığınız puana göre 10. Sınıfta bölümünüze yerleşirsiniz. Ben Teknik Lise Bilişim Teknolojileri Bölümünü kazanmıştım. Yine yeni bir sınıf ve yeni bir ortam. Bu sefer bir değişiklik yapıp ortalara oturayım dedim. iyiki oturmuşum. Hemen bir önümde bir çocuk oturdu. Tibinden olsa gerek hiç sevmemiştim. ismine Okan diyeceğim. Bir gün bunun yanındakiyle konuşmalarına kulak misafiri oldum. Benim hakkımda konuşuyorlardı. Beni kötülüyorlardı. Okan'ın "Aman bırak asosyal oç'u konuşmayı." demesiyle beynimde bilmediğim bir duygu belirdi. Şimdiye kadar kimse benle uğraşmadı veya laf etmemişti. Bu duyguyu hiç yaşamamıştım. Evet evet bu sinirdi. Belki çoğunuzun gibtir edeceği bir cümle beni sinirlendirmişti. Çünkü küfürden uzak yetiştirildim ve annem kutsal varlığımdı.
Hocanın sınıftan çıkmasıyla bunun üzerine atlamam bir oldu. Ne ben ona vurabildim ne o bana vurabildi. Aramıza girdiler direk. Neden böyle bir şey yaptığım sorulduğunda söylediği cümleyi söyleyebildim direk. O an hatasını anlamış olacak ki yanıma geldi özür diledi. Hergün Okan ile konuşmaya başladık. Hatta yanıma oturmaya başlamıştı. Hani derler ya büyük dostluk kavgayla başlar, gerçekten öyleydi. Artık benimde etten kemikten olan arkadaşım vardı. Okan. -
7.
+1Hayatımı değiştiren de oydu. Saç modelimi değiştirtti , kıyafet kombinime karışıp değiştirdi. Bu değişim anında fark edilecek olacak ki sınıftaki kızlar gelip benle konuşmaya çalışıyordu. Hayatım birden 180 derece dönmüştü. Şimdiye kadar arkadaşı bile olmayan ben, bir çok arkadaşlık teklifi almaya başlamıştım. Bizim zamanımızda Facebook daha popülerdi. Okan ile beraber kayıt olmuştuk. Her gün durum güncelleyip , fotoğraf attıkça arkadaş sayımız binlere vurmuştu. Durumlarımıza anında 300,400 beğeni fotoğraflarımıza 1000+ beğeni gelmeye başlamıştı. Kısaca o zamanların fenomenleriydik şehrin ve okulun. Biz tabi o zamanlar bunu bi tak sanıyor ve daha da gelişmek için cabalıyorduk. Okulda benimle birlikte olmak isteyen kızlar sıraya giriyordu resmen. Kızlara her istediğime yaptırabiliyordum. Düşünsenize benim yerimde olsanız neler düşünebileceğinizi.Tümünü Göster
Ama ben okuldan kimseyle çıkmak istemiyordum. Yalnız yetiştirildiğim için , yalnızlığa alışmıştım bir bakıma. Her tenefüs buluş, gez falan bana göre değildi o zamanlar. Facebook'da yazan yazanaydı o zamanlar. Bir kızla tanışmıştım. Yarı Alman yarı Türk. Ama bizim oralıydı. Yazları komple burda ve kışları 1-2 ay burda kalıyordu. Geri kalan zamanında Almanya'daydı. Tanıştık, her gün her saniye konuşmaya devam ediyorduk. Nasıl olduysa bilmiyorum birden çıkmaya başladık. ismine Hazal diyeceğim. Bunun yakında bir arkadaşı vardı. Onada Gamze diyeceğim. Oda yarı Alman yarı Türk. Gamze ile tanıştırmıştı beni. Çok yakın arkadaş olmuştuk. Bir birimize ortak derdik. Bir süre sonra Hazal , Gamze ile olan konuşmalarımı kıskanmaya başlamıştı. Konuşmamı istemiyordu. Gamze anlayışla karşıladı. Ama giderken "Yakında görüşeceğiz ortak." demişti. O zamanlar ne anlama gelebileceğini bilmiyordum veya umursamıyordum.
Hazal'ı seviyor muydum ? ilk sevgilimdi. Tam sevgi olmasada onu bende tutan bir şey vardı. Bir akşam Hazal'ın gelmesini beklerken Gamze'den mesaj gelmişti. Şaşırmıştım. Mesajı açtım. Bir ekran görüntüsü. Hazal ile olan konuşmasından. Yazdıklarını aynen aktarıyorum size.
(Hazal : + , Gamze : - )
+Kanka çok yanlış bir şey yaptım.
- Ne yaptın kanka ?
+ Okula yeni bir çocuk geldi , aynı tiyatro ekibindeyiz. Bu akşam provadan sonra salonda ikimiz kaldık. Birden yakınlaşmaya başladık. Nasıl oldu bilmiyorum ama birden öpüşmeye başladık. Kimsenin olmamasının verdiği rahatlıkla delice öpüşüyorduk. Aklıma galibatakyaptim bile gelmedi o an. Birden soyunmaya başladık. Ve oldu kanka. Nasıl yapabildim bunu bilmiyorum. Ama o an çok güzel geçmişti. Sonradan eve giderken yaptıklarımı ve galibatakyaptim'ı düşündüm. Nasıl yapabildim bunu diye düşünüp durdum ama cevap bulamadım. Şimdi o benden mesaj bekliyor ve ne yazacağımı bilmiyorum ona.
- Gerçekleri anlat.
+ Yapamam.
Daha sonra ki konuşmalarını atmadı. Ve ekran görüntülerini aldığında altında bir not vardı. "Ben görüşürüz demiştim ortak.". O an kafamdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Buluşmamıza sadece 2 gün kalmıştı. Nasıl yapabildi bunu derken ondan mesaj geldi. -
8.
+1Nedense o an kafamdan bildiğimi belli etmemem gerek diye düşünmeye başladım. Hazal'a cevap vermeden direk Gamze'ye yazdım. Sakın bildiğimi ona söyleme diyebildim sadece. Oda nedeni sormadan tamam ortak diyebildi sadece. Her saniye "Seni seviyorum" sözcüğünü kullanıyordu Hazal. Ve buluşmamızı hatırlatıp duruyordu. Galiba beni gerçeklere hazırlıyordu. Ama düşündüğüm gibi değildi. Anlatmadı. Buluşma günü gelip çatmıştı. Benim kafamda intikam planları dolaşıyordu, acaba hangisini yapmalıyım diye düşünüyordum. En sonunda birinde karar kıldım. Gittim buluşmaya. Bilmiyormuş gibi yüzümde oluşan o salak gülümsemeyle. Aşkım diyerek koşup boynuma atladı. Sım sıkı sarılıp koklamaya çalışıyordu. Ben ise hiç tepki vermiyordum. Noldu diye sorduğunda. Sadece heyecandan diyebilmiştim. Beni bana anlatmaya başladı. O anki kafamda olan planı gibtir edip farklı bir plan üretmeye başladım o an. O anlatmaya devam ettikçe ben susup dinliyordum sadece. En son "Sen bu dünyada en çok sevdiğim, güvendiğim ve asla senden başkasıyla olmaz." dedikten sonra, "Gerçekten olmaz mı?" dedim. Gülümseyerek tabiki diyebildi sadece. O an dahada fazla nefret ettim ondan. Gülümsemesini görükçe. Ve direk konuya girdim. " O çok sevdiğin adamın sevgisini sorgulattın, o en çok güvendiğin adamın güvenini kırdın ve benden başkasıyla olabileceğini gösterdin." dedim sinirden. Planları gibtir ettim. Anı yaşamaya karar verdim.
Şaşırmıştı. "Şaşırma ben o geceden beri her şeyi biliyorum." dedim. Sessiz bir şekilde "Gamze ... " diyebildi sadece. "Gamze veya değil, sen bunları yaptıktan sonra gelip karşımda bunları söyleyebiliyorsan suç gelip bana anlatan Gamze'de değil, onları yaptıktan sonra gelip burda olmayacak hayallerden bahseden sendedir." dedim. Ve en sonuna ekledim "Gidip kimin altına yatmaya devam edeceksen et, yeter ki benden uzak dur.". Bir şey demesini beklemeden kalkıp direk gitti. Aramaya ve mesaj atmaya devam etti. Hiç birine cevap vermedim. Ama engellemiyordum da. Çünkü o özür diledikçe içimde böyle tarif edilemez bir duygu oluyordu.