-
1.
+2Toplaşın beyler hızlı hızlı yazıcam fazla uzamasını istemiyorum
Ben de size aldatılmamı canlı canlı nasıl izlemek zorunda kaldığımı anlatayım. isimleri değiştiriyorum yalnız. Biraz uzun olacak, okumak isteyenler okur artık.
Sene 2005. Yeni başlamışım üniversiteye. Yurt kaydında tanıştığım Ahmet isimli arkadaşla aynı odayı seçtik. Bir süre sonra kadınlı erkekli bir grubumuz oldu. Gruptaki üç kadın yanlarına bir dördüncü alarak eve çıktılar. Biz 3-4 erkek de ara ara gidip kalıyoruz hatta. Gırgır, şamata, okey geceleri. Güzel.
Bu kadınlardan tekiyle ben sevgili oldum. Adı diyelim ki Ayşe..
-
2.
-1BENCE ADI ANANINA AMINA OLSUN. BULGAR iSMi
-
3.
0Burda mısınız lan?
-
4.
+1Bana ingilizce'de yardım eder misin bahanesiyle benle daha samimi oldu, bir süre sonra da sevgili olduk zaten. 5 ay boyunca çıktık. iyi güzel. 5 ay sonra bir sebepten dolayı kavga ettik. 3-4 gün konuşmadık. Dördüncü günde bizim tayfanın hepsi bu kadınların evindelermiş, ben de çıktım gittim. Ayşe yok tabi evde. Bizim Ahmet, Ayşe nerede falan diye sordu bana, ne biliyim oğlum kavgalıyız biz, üç dört gündür konuşmuyoruz, ev arkadaşları burada onlara sor dedim. Meğersem nerede olduğunu biliyorlarmış ama bana alıştıra alıştıra söylemeye çalışıyorlarmış.
Ayşe benle sevgili olmayı düşünürken, hoşlandığı bir eleman daha varmış. Adı da olsun size, Bora.. O dönem ikimiz arasında kararsız kalmış. Sonra beni seçmiş. -
5.
0O gece de Bora'ların evdeymiş. Boraların evde yan apartman.. Ahmet'e benle gel dedim, gittik yan apartmana, sen çıkma ben çağırayım insin aşağıya dedi Ahmet. iyi dedim. indirdi Ayşe'yi aşağıya. Bağırındım, çağırındım biraz. Sonra da yurda döndüm o gece. Bu aldatılmam değil, sakin olun.
Biz hala resmi olarak ayrılık konuşması yapmadık bu arada. Ben kafada zaten bitirdim de, bunu dillendirmedik henüz. Bir gün bu kadın arkadaşlardan Fatma ile gene yan apartmanda bir arkadaşın evine film izlemeye gittik beraber. Yol filmini izleyecez. Başladık filme, iyi güzel.. Ara verelim kahve koyalım dedik. Ben koyarım dedim siz oturun. Ulan öyle bir daireye gelmişiz ki, mutfak apartman boşluğuna bakıyor. Apartman boşluğunun karşısındaki daire ise Boraların dairesiymiş. Perde çekili. Bir tane gölge var. Kafa dazlak bir elemanın gölgesi.. Odaya bir kadın giriyor. Ulan 5 aylık sevgilimi tanımayacak mıyım? Ayşe resmen bu işte. Gölgesinden tanıyorum. Sarılıyorlar. Öpüşmeye başlıyorlar. Sonra kız bir yere uzanıyor. Muhtemelen kanepe yada yatak. Peşinden de erkek uzanıyor. Gölgeler kayboluyor. Elimde kahve makinesi ile öyle kalakaldım camın yanında.
Ben sinirlenince, öyle klagib Türkiye erkekleri gibi "yakarım, yıkarım" falan triplerine hiç girmem. Aksine sakinliğimi korur, plan, program yaparım. Strateji kasarım.
Dedim kendi kendime madem bana bunu yaptın, ben de bir şeyler düşünürüm elbet. -
6.
0Öncelikle kimseye bu gördüğümden bahsetmedim. Ahmetlere falan bile. Hiç bir şey olmamış gibi davrandım bir süre. Hatta herkes ortak arkadaşımız olduğu için mecburen Ayşe ile görüşmek zorunda kalıyoruz. Trip falan da yapmadım, ve en önemlisi o ayrılık konuşmasını hiç yapmadım. Araya sömestir tatili girdi. Saçlarım uzundu, hep kısa kestirmemi isterdi. Üç numaraya.. Sömestir tatilinde de arayı uzak tutmadım, ara ara nabıyorsun nasılsın diye mesaj çektim. Muhabbet de ettik. Bu kadınlardan Fatma'dan bahsettim ya, Fatma ve bir tanesiyle daha aynı şehirde ailelerimiz. Antalya'da. Sömestir tatilinden beraber dönelim dedim. Tamam dediler, biletleri aldık. Bu ikisi bir de ben. Üniversite Eskişehir'de sabah 6'da varıyoruz oraya Antalya'dan. Size gelecem, yurtla uğraşamam dedim. Olur ama Ayşe ne olacak dediler? Ne olacak lan bir şey olmaz dedim. Peki dediler.Tümünü Göster
Vardık eve. Bunların dördüncü hatun evde yok, girdim onun odaya uzandım uyumaya. Öğlene doğru bir uyandım, yanımda bir kağıt kalem sesleri, çaktırmadan baktım. Ayşe.. Bir şeyler yazıyor bir deftere yere çökmüş. Bir süre bekledim. Baktım gideceği yok. Öksürür, uyanır gibi yaptım. Kalktı gitti, odasına. Ben de uyandım bir süre sonra Fatmaların yanına gittim. Ayşe evden çıkınca da odasına dalıp defteri buldum. "Sen burada yatıyorsun, uyuyorsun, ben sana dokunamıyorum" falan tarzında zilyon tane şey yazmış. Defteri geri bulduğum yere bıraktım. Çıktım evde eşyalarımı alıp yurda geçtim.
Akşama Fatma'yı aradım, siz evde olacak mısınız? Ben içeceğim de dedim size geleceğim. Biz evde olmayacaz ama anahtarı vereyim dedi. Tamam dedim. Gece Fatmalar, Ayşeler herkes geldi. Millet uyudu. Ayşe uyumamış, beni çağırdı, odasına gittim. Biliyorum nasıl bir gerizekalılık yapacağını. Muhabbet falan derken, ben bütün sinirimi bastırmışım, sanki çok samimi bir arkadaşımmış gibi geyik yapıyorum. O gece Bora'yı da benle aldattı gene.
Ertesi gün Fatmalardan anahtarı aldım gene. Evde benden başka kimse yok. Ayşe, muhtemelen Boralarda. Tam istediğim gibi. Şimdi planın son aşamasına geçiyorum, ama işin ucunda dayak yemek de var, kavga etmek de var. Biraz cesaret gelsin diye 3-4 bira içtim.
Sonra başladım Ayşe'yi aramayı, çalıyor çalıyor açan yok. 10 kere falan aradım. En son bir eleman çıktı. Kardeş dedi ben Bora'nın ev arkadaşıyım, Bora rahatsız oluyor artık dedi.
Bora kim lan? Al Bora'yı da hemen buraya gelin dedim. Peki bekle geliyoruz dedi. -
7.
0Geldiler, içeri buyur ettim. Bora'yı görüncede Ayşe'nin zevkine sıçayım dedim. Gayet atletik, çok yakışıklı olmasa da gideri olan bir tip. Ben de o zamanlar cılız bir şeyim. Beni nasıl tercih etmiş en başta anlamadım * :P
Neyse Bora sinirli sinirli bakıyor, ben de içimden "gibecem birazdan ben senin sinirini merak etme" diyorum.
Geçtiler odaya. Bekleyin bir şey okutcam size dedim. Gittim Ayşe'nin defterini aldım, geldim. Malum sayfaları açtım, "oku şuraları" dedim. Çocuk 20 dakika okudu defteri.
Birader ben böyle olduğunu bilmiyordum, kusura bakma dedi. Ayrıca teşekkür ederim dedi.
Ayşe sizde mi dedim
Evet dedi
içiyor muydunuz siz dedim
Evet dedi
Gel benle dedim, çocuğu tuttum bakkala zütürdüm. Al dedim 10-15 tane bira. Aldı. Yürü size gidiyoruz dedim.
Gittik elemanların evine. Ayşe içeriki odada ağlıyor. Biz Bora ile başladık bira içmeye, muhabbet ediyoruz. Arada sinirlendiğimizde gidip Ayşe'ye "neden böyle yaptın?", "amacın ne?", "allah belanı versin be kızım senin" diye diye arada sesimizi yükselterek ama genelde çok sakince soruyoruz. Sadece ağlıyor, hiç bir cevap vermiyor. Kadın herhalde gece 12'den sabah 6'ya kadar ağlamıştır.
Oradan da yurda döndüm Sabah 7 gibi. Arkama bile bakmadan. Dedim artık ne tak yerseniz yeyin.
Sene 2005 idi. 11 sene önce. Ben daha 18 yaşındaydım o zaman.