Aslında tam olarak dalga geçilmekten ziyade biraz farklı bir durumdu genellikle okuldaki arkadaş çevrem tarafından hor görülüyordum mahalledeki arkadaşlarım ise gayet iyi davranıyorlardı futbol konusunda çok yetenekli bir çocuktum lakin bu yeteneğimi okulda gösterme imkanım olmamıştı halı saha maçlarına bile adam yerine koyup çağırmıyorlardı bazıları okul takımında oynuyordu ve inanılmaz ego kasıyorlardı sanki onlardan başka futbol oynayabilen kimse yoktu birgün daha fazla dayanamayıp okul takımı antrenmanına gittim

Hocanın yanına gittim tamam gir bakalım dedi, dalga geçtiğini anlayabiliyordum okuldaki arkadaşlarım beni görünce alay etmeye başladılar antrenmanda pas şut çalışmaları yapıldı hepsinden iyi yapıyordum hocanın ilgisini çekmiştim antrenman sonrası maç yaptılar ilk başta beni almadı kenarda beklemeye başladım sonra sağ açıkta oyuna soktu nefret ettiğim tipleri maymun ediyordum beni tutamıyorlardı uğur diye bin bir çocuk vardı en havalıları oydu uzun boylu kuvvetli bir çocuktu buna bacak arası çalım attım sonra topu çatala astım

Yeteneğimi sonuna kadar gösterdim benimle dalga geçen kim varsa çenesini kapattı maçtan sonra hoca yanıma gelip senden böyle bir oyun beklemiyordum hatta dalga geçmek için antrenmana sokmuştum dedi soyunma odasına gidip üzerimi değiştirdim kimse ağzını açıp tek kelime etmedi

Zaten yetenekli biri olduğumu biliyordum iyi top oynuyordum en azından okuldaki herkesten daha iyiydim lakin insanlar bunun farkında değildi okul takımına girdim uğur sınıfta sözü geçen tiplerdendi her konuda ön planda olmayı severdi özelliklede futbol konusunda lisenin ikinci senesi sınıfa halı saha maçı yapmaya karar verdiler bende gelmek istediğimi söylediğimde uğur sen boşuna gelme bilen adamlar oynayacak demişti o günden beri uğur'a kinlenmiştim

Benim zamanında lise 3 seneydi yani son sınıftaydım okul takımına alındım deli gibi oynuyordum artık uğur yerine benim sözüm geçmeye başlamıştı takımın en iyisi olarak beni gösteriyorlardı son sene sınav hazırlıklarına başladım aklımda besyo vardı güzel bir puan aldım besyoyu rahat kazandım okula gitmeye hazırlanırken bir takımla anlaştım okulu dondurmaya karar verdim ailem biraz karşı çıktı ama elime para geçecekti kimbilir belki ilerde çok daha iyi paralar kazanabilirdim bu yüzden karşı çıkmadılar böylece ilk sene okula gitmedim ve takımda oynamaya başladım

Takım ortamı okul takımından çok farklı sizden yaşça büyük insanlar var hatta birkaç tanesi ikinci ligde maçı olan insanlardı lakin beni hiç küçümsemediler yaşım ufak olmasına rağmen kadroya girdim uğur'da başka bir takıma transfer olmuştu

Orta saha oynuyordum uğur'un takımıyla karşı karşıya geldik ilk golümü bu maçta attım topu orta sahadan alıp sürmeye başladım önümde boş bir alan vardı uğur karşıma geldi topu sağa çektim vuracak gibi yaptım uğur yere yapıştı kalecinin sağına plase vurdum ve gol oldu nasıl sevineceğimi bile şaşırmıştım maçı kazandık sezon çok iyi geçmişti ama üst lige çıkamadık üniversiteye başlamaya karar verdim okuduğum şehirde bir takımla anlaşmayı planlıyordum zaten ufak bir şehirdi o yüzden çok zorlanmayacaktım

Beklediğim gibi bir takımla anlaştım hem okula gidecek hemde takıma ara vermeden devam edecektim takım beni pek tanımıyordu sadece iyi bir yerden referans aldık dendiğini biliyordum yani adamlar için karanlık biriydim kendimi kabul ettirmem zor olmadı zaten şehirde çok kötü bir lig vardı o yüzden biraz iyi oynayan topçu göze çarpıyordu

Orta sahada yerimi sağlama aldım takım güzel bir form yakaladı maçları rahat kazanıyorduk yıldızlaştığım bir maç olmuştu işte o maç hayatımın en güzel anılarından birisi oldu oynadığımız takım tüm hatlarıyla kapanmış direniyordu son dakika tüm takım ileri çıkmış gol arıyordu ceza sahasının dışında topla buluştum ayağımın dışıyla topa vurdum top üst direğe çarpıp içeri girdi resmen maç kazandıran golü atmıştım

Maç sonu tüm takım beni omuzlarda taşıyordu soyunma odasında deli gibi seviniyorduk o sırada başkan içeri girdi ve beni tebrik etti hayatımın en mutlu anı desem yalan olmaz artık takımdaki yerimi iyice sağlama almıştım bu arada üniversiteden bahsetmek gerekirse beklediğim gibi bir ortam bulamadım çok değişik tipler vardı o yüzden sınıfa ve üniversiteye ısınmakta zorluk çekiyordum 1+1 evde tek kalıyordum takımdan ve ailemden gelen para sayesinde rahat geçiniyordum

Derslerde çok sıkıntı cekmiyordum zaten besyo birkaç ders haricinde rahat bir bölüm futbolda ne kadar iyiysem diğer sporlarda o kadar berbatım basketbol dersinde en kötü bendim büyük ihtimalle dersten kalacaktım dersten sonra kendi başıma çalıştım ama bir türlü beceremiyordum canım sıkıldı topu fırlatıp çıkışa gittim

Anıl diye bir çocuk vardı branşı basketboldu 2 metre boyunda kapıdan geçmekte zorlanan bir azmandi topu alıp yanıma geldi biraz teknik gösterdi hergün çalışmaya başladık eskisine göre daha iyi yapıyordum üniversiteden samimi olduğum ilk kişi anıl oldu ilk sene bittiğinde birkaç kişiyle daha muhabbet kurdum ikinci sene anılla eve çıktık oynadığım takım üst lige çıkmıştı yani herşey iyi gidiyordu

ikinci sene üniversiteye biraz daha alıştım anıl sayesinde çevrem genişledi ligde iyice yıldızım parlamaya başladı takımdan aldığım para arttı ama hiçbir zaman ego yapmadım kimseyi hor görmedim hep kendimi geliştirmek için çalıştım emeklerimin karşılığını alıyordum hayat güzel gidiyor derken ilk sakatlığımı yaşadım bir ay oynayamadım fiziğim biraz zayıftı zaten o zamana kadar sakatlanmamam mucize desem yeridir ilk sakatlığı atlattıktan sonra eski formuma dönmem zor olmadı takım pek iyi gitmiyordu ama ben iyi oynuyordum

Okul konusunda pek sıkıntı yasamiyordum sadece takımın kötü gidişatı canımı sıkıyordu bu arada anıl'da okulun basketbol takimindaydi sürekli maçına çağırıyordu, basketbolu sevmediğim için hiç gitmemiştim birgün ayıp olmasın diye gitmeye karar verdim biraz izlemeye çalıştım, anlamadığım bir spor olduğu için canım sıkıldı okul maçı kaybetti çıkışa doğru giderken bir kız önüme düştü hemen ayağa kaldırdım

Bir müddet üstünü başını düzeltti bende çantasını yerden aldım dökülen eşyaları içine doldurdum kendine gelince teşekkür etti elini tutuyordu istersen etraf sakinleşsin öyle çıkalım dedim haklısın dedi oturup salonun boşalmasını bekledik elinin ağırdığını söyledi

Salon boşalınca dışarı çıktık elini sordum daha iyi olduğunu söyledi teşekkür etti önemli değil diyip veda ettiğim sırada okula arabayla geldim elim ağrıyor sen sürebilirmisin dedi tamam dedim evi tarif etti yola koyulduk siteye benzer güzel bir mekana girdik anladığım kadarıyla maddi durumu iyiydi arabayı park ettim benim yolum iyice uzatmıştı kıza ayıp olmasın diye ses etmedim

Numaramı istedi teşekkür edip evine geçti bu arada anıl'ı unutmuştum hemen arayıp durumu anlattım zaten eve geçtim moralim bozuktu seni unutmuşum dedi bende eve geçtim olanları anlattım hemen mesaj at muhabbet kur dedi cesaret edemedim o güne kadar bırak sevgiliyi bir kızla oturup iki kelime etmişliğim yoktu

Ertesi gün kızdan mesaj geldi selam vermiş ve beni okula bırakmak istediğini yazmıştı teşekkür edip zahmet etmene gerek yok yazdım ısrar etti evi tarif ettim hemen geleceğini yazdı yüzümde salak bir gülümseme olduğunu fark ettim hemen kendimi topladım üstüme düzgün birşeyler giydim parfüm sıktım beklemeye başladım mesaj atıp geldiğini yazdı aşağı indim

Arabada bekliyordu selam verip içeri geçtim istersen ben süreyim elini zorlama dedim iyiyim sıkıntı yok dedi okula kadar muhabbet ettik adı buse'ydi resim öğretmenliği okuduğunu söyledi aynı yaştaydık bu şehirde yaşıyormuş altındaki arabaya ve evine baktığımda zengin olduklarını anlamıştım egolu bir kıza benzemiyordu uzun siyah saçlı hafif esmer orta boyluydu güzel bir kızdı

Üniversiteye geçtik vaktin varsa kantine gel arkadaşlarımla tanışırsın dedi dersim olduğunu söyledim açıkçası biraz çekinmistim en iyisi uzak durayım dedim derse geçtim karı kız işlerinden zerre kadar anlamazdım o yüzden kendimi uzak tutuyordum