Anıl bence kız senden hoşlanıyor uzak durma dedi ben buse'ye karşı birşey hissetmiyordum o yüzden umut vermek istemiyordum uzak durmak en iyisi olacaktı ilerleyen günlerde buse yine aramaya devam etti ara sıra buluşuyorduk yada okula beraber gidiyorduk yinede çok yakınlık göstermiyordum hatta kanka ayağı çekiyordum

Anıl diye bir çocuk vardı branşı basketboldu 2 metre boyunda kapıdan geçmekte zorlanan bir azmandi topu alıp yanıma geldi biraz teknik gösterdi hergün çalışmaya başladık eskisine göre daha iyi yapıyordum üniversiteden samimi olduğum ilk kişi anıl oldu ilk sene bittiğinde birkaç kişiyle daha muhabbet kurdum ikinci sene anılla eve çıktık oynadığım takım üst lige çıkmıştı yani herşey iyi gidiyordu

ikinci sene üniversiteye biraz daha alıştım anıl sayesinde çevrem genişledi ligde iyice yıldızım parlamaya başladı takımdan aldığım para arttı ama hiçbir zaman ego yapmadım kimseyi hor görmedim hep kendimi geliştirmek için çalıştım emeklerimin karşılığını alıyordum hayat güzel gidiyor derken ilk sakatlığımı yaşadım bir ay oynayamadım fiziğim biraz zayıftı zaten o zamana kadar sakatlanmamam mucize desem yeridir ilk sakatlığı atlattıktan sonra eski formuma dönmem zor olmadı takım pek iyi gitmiyordu ama ben iyi oynuyordum

Salon boşalınca dışarı çıktık elini sordum daha iyi olduğunu söyledi teşekkür etti önemli değil diyip veda ettiğim sırada okula arabayla geldim elim ağrıyor sen sürebilirmisin dedi tamam dedim evi tarif etti yola koyulduk siteye benzer güzel bir mekana girdik anladığım kadarıyla maddi durumu iyiydi arabayı park ettim benim yolum iyice uzatmıştı kıza ayıp olmasın diye ses etmedim

Düşündüğüm gibi lisa'nın numarasını almış lisa'yı arayıp saçma sapan şeyler söylemiş lisa neden onun yanına gittin ne yaptınız doğru söyle diyip sıkıştırmaya başladı aklı karışmıştı buse'ye güvenerek yanlış yaptığımı anladım lisa'yla aramız bozuldu ilk kez ciddi manada kavga ettik türkiye'ye gelmek istemediğini söyledi bir müddet ülkesinde kaldı umutsuz bir şekilde evime döndüm lisa olmayınca berbat hissediyordum birgün haber vermeden yanıma döndü benden özür diledi buse'ye inanarak hata yaptığını söyledi o günden sonra lisa'nın kıymetini daha iyi anladım buse artık hayatımızda yoktu bir ay öncesine kadar inanılmaz mutluydum lisa hamileydi erkek evladımız olacaktı odasını eşyalarını herşeyini hazırlamıştık kendi ailem çocuk olacağını duyunca barışmaya karar verdik aileler birbiriyle geçte olsa tanıştı çocuğumuz bir hafta yaşayabildi sonra vefat etti lisa pgibolojik olarak çöktü hergün ağlıyor sana bir çocuk veremedim diyip benden özür diliyor kendini suçluyor artık dayanamıyorum bu ülkede daha fazla kalamam son hatıramı bu sözlüğe bıraktım çocuğuma anlatmak istediğim futbol hikayemi buraya kazıdım

Mezun olduk ben birkaç sene boş işlerle uğraştım sonra askere gittim buse zeki kızdı istese hemen atanırdı ama başka planları vardı karikatür tarzı şeyler yapıyordu bazen öyle şeyler çiziyorduki hayran hayran izliyordum doğum günümde benim bir karikatürümü çizip hediye etti hayatımda aldığım en değerli hediyeydi acaba bu kıza şans vermeyip yanlışmı yaptım demeden edemiyordum

Kader beni yine üniversite okuduğum şehre yani buse'nin yanına sürüklemişti buse'den iyice utanır olmuştum yaptığı iyiliklerin altında ediliyordum durumumu anlıyordu yanıma gelip konuşmak istediğini söyledi kabul ettim artık ne istese yapmaya mecbur gibi hissediyordum sanki içimi okuyordu ben sana iyilik yapmadım bu işi beraber kurduk ortagiz kendini borçlu hissetmene gerek yok dedi, dedi ama ben yine yerin dibine girmiştim

Numaramı istedi teşekkür edip evine geçti bu arada anıl'ı unutmuştum hemen arayıp durumu anlattım zaten eve geçtim moralim bozuktu seni unutmuşum dedi bende eve geçtim olanları anlattım hemen mesaj at muhabbet kur dedi cesaret edemedim o güne kadar bırak sevgiliyi bir kızla oturup iki kelime etmişliğim yoktu

Geldim beyler devam ediyorum salonun kuruluşu çok sıkıntılı olmuştu ailemden para aldım kendim borca girdim anılda benim gibi borç yaptı yinede istediğimiz parayı toplayamadık buse salon açma durumunu biliyordu bende yardım etmek istiyorum dedi kabul etmedim anıl kabul et sonra öderiz dedi lakin kıza yük olmanın lüzumu yoktu gerekirse salon işinden vazgeçecektim nitekim vazgeçtiğim esnada buse eğer yardım kabul etmiyorsan ortak olayım sizinle birlikte salonu işletelim dedi melek gibi bir kızdı ne kadar teşekkür etsek azdı

Arabada bekliyordu selam verip içeri geçtim istersen ben süreyim elini zorlama dedim iyiyim sıkıntı yok dedi okula kadar muhabbet ettik adı buse'ydi resim öğretmenliği okuduğunu söyledi aynı yaştaydık bu şehirde yaşıyormuş altındaki arabaya ve evine baktığımda zengin olduklarını anlamıştım egolu bir kıza benzemiyordu uzun siyah saçlı hafif esmer orta boyluydu güzel bir kızdı

Anıl son sene geri döndü ingilizcesi mükemmele yakın hale gelmişti aslında benimde biraz ingilizcem var hatta sınavı kazandım ama gitmedim okul bitince biraz para biriktirip avrupa yada amerika'yı gezmeyi planlıyordum tekrar eve çıktık deli gibi kpss kasmaya başladım okul zaten rahat bitecekti

Aradan bir müddet geçti buse'yle aramız düzeldi arkadaş gibi takılıyorduk ona çok değer veriyordum kırmamak için elimden geleni yapıyordum maçlarımı izlemeye geliyordu her konuda destek oluyordu sezon sonuna doğru hayallerime ulaşmak üzereydim üst lige çıkarsak buse'ye bir sürü hediye alacağıma dair sözler bile vermiştim sen sadece futboluna bak beni sonra konuşuruz diyordu yine orta sahada oynuyordum ama o gün çok farklı hissediyordum ve mükemmel oynuyordum frikikten bir gol attım sonra penaltıdan bir gol daha buldum ayağım agriyordu, hattrick yapmadan birakmayacaktim ceza sahası içine girdiğimde rakip kaleciyle karşı karşıya kaldım kaleciyi yatırdım topu boş kaleye bırakacağım sırada arkadan gelen rakip defans ayağıma öyle bir daldiki yerden kalkamadim

3.sınıfa geçtiğimde transferim gerçekleşti biraz daha kuvvetlenmiştim ama bacagimdaki sakatlığın nüksetmesi beni geri atıyordu en büyük hatam sakatlığım düzelmeden oynamaya başlamam oldu bacağıma fazla yük bindiriyordum buse rahat bırakmıyordu en sonunda bana açıldı kızı reddettim

benim içinde çok zordu kızın gözüne bakıp ben seni kardeşim gibi görüyorum dedim bildiğin yalan söylüyordum yalan söylediğimi biliyordu ses etmedi çok iyi bir kızdı ama sevgili gözüyle bakamıyordum aramıza mecburen soğukluk girdi anıl erasmus ile yurt dışına gitti ben tek kaldım devlet yurduna geçtim

Buse'yi aradım konuşmak için can atıyordu ilk önce anıl'ın yanına gittim koca adam hüngür hüngür ağlayıp özür diledi senin suçun yok diyip teselli ettim buse'ye hiç bulaşmamam gerekiyordu düştüğü gün bir tekmede ben vurmalıydım iyilikten maraz doğar lafı boşuna söylenmemiş buse'yle buluştuk ilk kez öyle giyinmişti fazla açıktı istemeden gözüm kaydı kendine gel sen evlisin karın var diyip kafamı kaldırdım eskiden hep gittiğimiz bir kafe vardı oraya gittik

ilk maçıma çıktığım gün ayaklarım titriyordu ve buz gibi hissediyordum bu hissin çok daha fazlasını hissettim nasıl yaptım bilmiyorum ama ayağa kalkıp kadının masasına gittim kadın hemen önümde bana bakıyordu bozuk bir türkçeyle selam dedi turist olduğu her halinden belliydi konuşmasıda ele veriyordu ağzımı acamadim otur lütfen dedi oturdum

Salon güzel bir şekilde işlemeye başladı sevdiğimiz işi yapıyorduk anıl kız düşkünü biriydi tipi ve fiziğide iyi olunca iyice azmana dönmüştü evine girip çıkan kızın haddi hesabı yoktu ben daha sade bir hayat yaşıyordum hala kızlardan uzak duruyordum hatta çok çekiniyorudum bir kızın yüzüne bakarken çok zorlanirim iki kelimeyi bir araya getiremem üniversitedede bu huyum değişmemişti sadece buse ile rahat konuşabiliyordum

Akşam buluşmak üzere sözleştik buse uyanmadan eve geçtim bu sefer anahtarım vardı sessizce içeri geçtim buse salonda oturmuş boş boş etrafa bakıyordu yanına gittim neredeydin dedi ingiliz kadınla tanışmamı ve olanları anlattım bana öyle bir bakışı vardi ki sanki içinden küfürler ediyordu

Tekrar kafamı kaldırıp baktım dayanamıyordum ama inanın kötü bir niyetim yoktu anlatmam mümkün değil sadece çok farkı olduğunu söyleyebilirim gözlerine baktıkça eriyordum kanım çekiliyordu ellerim titriyordu ayağa kalkıp gitmek istedim başaramadım kadın tekrar kafasını kaldırıp bana baktı masumca gülümsedi elini kaldırıp selam verdi bende gülümseyip elimle selam verdim

Üniversite sonrası memlekete döndüm ama sık sık buse'nin yanına gidiyordum yahut o geliyordu öğretmenlik yapmak istemiyordum anıl'la birlikte fitness salonu açtık ikimizdede belge vardı üniversitenin son senesi kendimi spora vermiştim vücudum şekle girmişti anıl zaten insan azmanıydı çok borca girdik buse burada yine devreye girip maddi açıdan destek oldu yüzüne bakamıyordum ben bu kızı nasıl reddettim diyip duruyordum