üşenmiyorum bebeğim, 5 cümleyi geçmemiş entryler kariyerimde ama sana destan döşüyorum
*. aylardır, anarşist ve sıra dışı hatta marjinal olarak takılan asi yüreğim seni gördükten sonra bir özdemir asaf, bir jack london
* ne bileyim bir charles bukowski, bir yıldız usmanova oldu. anarşizmi bıraktım, aylardır entry girmediğim ekşi üyeliğimle 2-3 tane entry girdim. hani belki okursun, belki görürsün, eheeh diye gülerek mesaj neyin atarsın diye umut ettim.
bekledim gelmedi, ben de denize düşen çok afedersin yarrağa sarılırmış gibi sana bu satırları yazmayı uygun gördüm. sen he de ben burayı satıp geleyim
* geleyim mutlu ve sıcak bir yuvamız olsun ekşi'de. nutellalar yeriz, ezel izleriz, harry kewell forması alır maçlara gideriz. sabah uyanıp eti browni intense yerken, taraf gazetesi okuruz. sonra uludağ limonata açar içeriz. ayak üstü birbirimizle konuşurken televizyondan lost'a denk gelir izleriz. ben sana espri yaparım birlikte sandalyeden düşeriz. ya da ne bileyim gülerken monitöre püskürtürüz. ben ofiste iş arkadaşlarımla gerginlik yaşarken sen beni arayıp, " eve gelirken x al. " dersin. ben de o sırada iş arkadaşlarım çakmasın diye çaktırmadan kıs kıs gülerken, iş çıkışı sırf sen istedin diye alır gelirim sıcacık yuvamıza. dertleniriz bir şeyler içeriz. o esnada, x yapılırken dinlenilen şarkılar başlıklarına bakar, mp3ler seçer dinler, ağlar, sevişiriz.
alametifarika düşündüm de bunların hiçbiri bana göre değil dıbına koyim. ben yakışıklı ve zeki bir çocuğum lan, tamam deviantart profilim yok diye resimlerimi göremiyor olabilirsin ama üsttekileri yazarken midem kalktı lan, kendimden tiksindim. neyse sen bunları okuyunca 1-2 tebessüm eder, aşk-ı memnu falan izlersin. vaz geçtim dıbına koyim, ne bana ver ne burdakilere. şimdi yakışıklı, zeki ancak mahalle kültürüyle haşır neşir olduğum için hor görürsün sen beni düdük makarnası, sen git ssg gibi tipsiz, author kadar gib kafalı, peder zickler kadar yağlı ve kıllı elamanlarla haşır neşir ol. neyse hayatımın 5 dakikalık platonik aşkı, hoşçakal.
