aksam otobüs beklerken yanci kilikli bir adam

sessizce yanıma yaklaştı.

yaz günü beyaz boğazlı kazak, uzun kaban giymişti.

bardak dibi büyüklüğünde camlaı olan bir gözlük takıyordu.

muhtemelen 50 yaşında belki de 55 yaşında, saçları beyazlamış birisiydi.

lacivert keten pantunu, kahverengi ucuz pazar malı ayakkabıları vardı.

bi 3-5 dakika yandan kestikten sonra usul usul yanıma doğru yaklaştı,

o da ben de artık amacının ne olduğunu biliyorduk.

kısa ve yan adımlarla yanıma geldi,

ellerini ceinde çıkardı,

avucunun içinde sımsıkı şekilde bir şey tutuyordu, bir metal parçasıydı

ama birkaç saniyeden uzun süre bakamadığım için ne olduğunu seçemiyordum,

iyice yanaşmıştı,

gözlerimin içine baktı,

birkaç saniye öyle baktık birbirimize

"sigaran var mı?" diye sordu.

uppppppppppppp

birden heyecaımın da vermiş olduğu bir şaşkınlıkla biraz da kekeleyerek,

"evet buyrun" dedim ve ceketimin iç cebinden sigara paketini çıkarmadan bir adet l&m uzattım.

avucunda sımsıkı tuttuğu ve üzerinde maça as işlemeli zippo çakmağı ile sigarasını yaktı.

sigaraın ilk nefesini derin çekerek,

başını gökyüzüne kaldırmıştı.

sanki "allahım sana şükürler olsun" der gibiydi.

daha sonra bana bir gülümseme ile dönüp baktı

ve

"teşekkür ederim" dedi.

"rica ederm" dedim ve hiçbir şey olmamış gibi diğer tarafa döndüm.

aslında yorgundum,

oturanlrdan birisi kalksa da ben otursam diye bekliyordum.

ancak işim hiç de kolay değildi bu konuda.

yaşların 20-21 olduğunu düşündüğüm 2 kız ve 40-45 yaşlarındaki bir bayan da sanki benim gibi boşalacak koltukları bekliyordu.

kızların birtanesi esmer, saçları kısa, 1.65-1.70 boylarında üzerinde açık mavi kot siyah bir gömlek ve bu yaz günü ayağında çizme vardı.

diğer kız esmer olanagöre daha kısa boylu, uzun saçlı beyaztenli bir kızdı. üzerinde khverengi bir etek ve beyaz bir gömlek vardı. saçlarını at kuyruğu şeklinde toplamıştı.

okumuyorsanız hiç anlatmayayım beyler.

yaşı 40-45 civarı olan kadının saçlarında o kadar boyanmasına rağmen ara ara beyazlıklar vardı.

boyu 160 civarı olmalıydı ancak giydiği topkulu ayakkabı onu 7-8 cm uzun gösteriyordu.

makyajına ve özel bakımına özen österdiği her halinden belliydi.

ancak bir soğukluk vardı,

sanki heykel gibiydi.

bir noktaya odaklanmış ve sadece oraya bakıyordu.

yıllar önce izlediğim sadist, içine kapanık, ne istediğini bilen ancak bunu açıkç dile getiremeyen bir piyano hocasının anlatıldığı "piyanist" filmindeki kadın aklıma gelmişti birden.

kimbilir...

döndüm ve beden sigara isteyen adamı göz ucuyla kesmeye başladım,

sağ eli pantolonun cebinde, sol eliyle sigaramı içiyordu.

sol tarafa dönmüş gelecek otobüsü bekliyordu.

"vay adaletini s.kim dünya" der gibi etrafına bakıyordu.

durak önünden gelip geçen insanlar en azından bu ilginç kişiliğe göz ucuyla bakmadan gitmiyorlardı.

dikkatlice bakamayanlar birkaç metre ilerledikten sonra arkasına dönüp bakıyordu.

otobüsün de gelmesine daha yarım saat vardı,

cebimden telefonu çıkararak rehberi karıştımaya başlamıştım.

birisini arayacağımdan değil, öylesine karıştırıyordum.

bir taraftan da sağ kolumu duvarın üzerine koymuştum.

sol tarafa tekrar göz attığımda adamın gözlerini üzerime dikmiş olduğunu farkttim.

yaz günü boğazl kazak ve kaban giyen bir adam bana bakıyordu.

kendimi birden fok balığı gibi yalnız hissettim.

içimden ananı bacı küfr ettim, kafamı sağa sola salladım ve telefonla uğraşmaya devam ettim.

telefonla uğraşıyordum ama aslında bu adamın ne iş yaptığını, nasıl birisi olduğunu düşüüyordum.

aklıma ilk gelenlerden birisi seyyar satıcı olduğuydu.

belki de minübüs şöförüdür diyordum içimden.

amk bankacı ya da avukat olacakhali yoktu ya.

gibecem arkadaş ikidir yazıyorum siyah ekran çıkıyor.

hele ki yaına gelip "boyayım mı abi?" diye soran çocuğa "senin ananı avradını giberim" der gibi baktıktan sonra seyyar satıcı olduğuna kesin kanaat getirmiştim.

bu sahneyi görünce hafif gülümsedim adama doğru baktım.

bu arada bu ihtiyar gözlüğünü gözünden çıkarmış ve boğazlı kazağında temizlerken etrafına kısık gözlerle bakıyordu.

tabi fırsat bu diyerek yüzüne uzun uzun bakmaya başladım.

"ne de olsa görmüyordur amk malı" diyordum içimden.

ben tam bunu derken...

neyse beyler okuyan yok ben barcelona-porto maçını izlemeye gidiyorum.

@30 maçı izleyim devam edecem panpa.