aksam otobüs beklerken yanci kilikli bir adam

bu ne amk biri kazak giyer biri bot giyer sanki aralık ayındayız

döndüm ve beden sigara isteyen adamı göz ucuyla kesmeye başladım,

sağ eli pantolonun cebinde, sol eliyle sigaramı içiyordu.

sol tarafa dönmüş gelecek otobüsü bekliyordu.

"vay adaletini s.kim dünya" der gibi etrafına bakıyordu.

ben o beyaz boğazlı adamım. dıbına koydumun çocuğu o bankta kalıyor beyler.

yıllar önce izlediğim sadist, içine kapanık, ne istediğini bilen ancak bunu açıkç dile getiremeyen bir piyano hocasının anlatıldığı "piyanist" filmindeki kadın aklıma gelmişti birden.

kimbilir...

eee

yaşı 40-45 civarı olan kadının saçlarında o kadar boyanmasına rağmen ara ara beyazlıklar vardı.

boyu 160 civarı olmalıydı ancak giydiği topkulu ayakkabı onu 7-8 cm uzun gösteriyordu.

makyajına ve özel bakımına özen österdiği her halinden belliydi.

ancak bir soğukluk vardı,

sanki heykel gibiydi.

bir noktaya odaklanmış ve sadece oraya bakıyordu.

çakmağa clipper falan deseydin dıbına çakayım gibsen inanmam artık adam zippo çıkartmış o tiple bi gibtir git bin

asktir bende de karo as lı zippo var

okumuyorsanız hiç anlatmayayım beyler.

"rica ederm" dedim ve hiçbir şey olmamış gibi diğer tarafa döndüm.

aslında yorgundum,

oturanlrdan birisi kalksa da ben otursam diye bekliyordum.

ancak işim hiç de kolay değildi bu konuda.

yaşların 20-21 olduğunu düşündüğüm 2 kız ve 40-45 yaşlarındaki bir bayan da sanki benim gibi boşalacak koltukları bekliyordu.

kızların birtanesi esmer, saçları kısa, 1.65-1.70 boylarında üzerinde açık mavi kot siyah bir gömlek ve bu yaz günü ayağında çizme vardı.

diğer kız esmer olanagöre daha kısa boylu, uzun saçlı beyaztenli bir kızdı. üzerinde khverengi bir etek ve beyaz bir gömlek vardı. saçlarını at kuyruğu şeklinde toplamıştı.

rezerved

birden heyecaımın da vermiş olduğu bir şaşkınlıkla biraz da kekeleyerek,

"evet buyrun" dedim ve ceketimin iç cebinden sigara paketini çıkarmadan bir adet l&m uzattım.

avucunda sımsıkı tuttuğu ve üzerinde maça as işlemeli zippo çakmağı ile sigarasını yaktı.

sigaraın ilk nefesini derin çekerek,

başını gökyüzüne kaldırmıştı.

sanki "allahım sana şükürler olsun" der gibiydi.

daha sonra bana bir gülümseme ile dönüp baktı

ve

"teşekkür ederim" dedi.

uppppppppppppp

sessizce yanıma yaklaştı.

yaz günü beyaz boğazlı kazak, uzun kaban giymişti.

bardak dibi büyüklüğünde camlaı olan bir gözlük takıyordu.

muhtemelen 50 yaşında belki de 55 yaşında, saçları beyazlamış birisiydi.

lacivert keten pantunu, kahverengi ucuz pazar malı ayakkabıları vardı.

bi 3-5 dakika yandan kestikten sonra usul usul yanıma doğru yaklaştı,

o da ben de artık amacının ne olduğunu biliyorduk.

kısa ve yan adımlarla yanıma geldi,

ellerini ceinde çıkardı,

avucunun içinde sımsıkı şekilde bir şey tutuyordu, bir metal parçasıydı

ama birkaç saniyeden uzun süre bakamadığım için ne olduğunu seçemiyordum,

iyice yanaşmıştı,

gözlerimin içine baktı,

birkaç saniye öyle baktık birbirimize

"sigaran var mı?" diye sordu.