1. 126.
    0
    satmak için çalışıyolar. ha bide sınav şifreleri için. milyonlarca gencin geleceğini gibmek için.

    onun haricinde koca 10 senede bi tak yapamadılar. IMF den borç para alıp bir iki yol yaptılar diye oy atan salakların zütünü gibeyim. IMF ye akplilerin anasının amı gibi borçlandık bundan bahseden yok amk.

    chp veya mhp teröristleri serbest bırakıp kahraman gibi karşılamazlardı en azından

    şimdi gibtir git kodumun gerizekalısı
    ···
  2. 127.
    0
    teröristi eşkiyayı davul zurnayla karşıladınız şehitlerin kemiklerini sızlattınız allah bin türlü belanızı versin
    ···
  3. 128.
    0
    @1 oruspuçocugudur
    edit:anneye küfür etmeyi hiç sevmem ama ona ragmen!
    ···
  4. 129.
    0
    onu oluşturan fikirlerin sahipleri huur çocuğu, parti sadece isimdir,
    ···
  5. 130.
    0
    bu huur çocukları asıl bombayı 10 sene içerisinde patlatacaklar amk. halifeliği tekrardan ilan edip abd'nin addıbını geçirecekler ve bütün islam ülkelerinin anasını gibecekler. belki de 2023 hedefi budur, din sömürüsü yapan huur çocukları. sizi milli mücadele döneminde erittiğimizi sanıyorduk ama köpek sürüsü olmuşsunuz pekekentler.
    ···
  6. 131.
    0
    @1 deniz feneri terk
    ···
  7. 132.
    0
    @2 şukular şelale amk
    ···
  8. 133.
    0
    @1 kendi ismini niye yazdın başlığa karşim
    ···
  9. 134.
    0
    bak canım benim senin gibi tersine evrim geçirmiş sübyan beyinli bir homo erectusla tartışmaya niyetim yok. yaptığın yorumlardan, yazdıklarından ne mal olduğun ne kadar mal olduğun belli, yeterince rezil olmadan yazdıklarını da sil gibtir git.
    ···
  10. 135.
    0
    @22 şukuletanı çıkarken alırsın panpa.
    ···
  11. 136.
    0
    http://inciswf.com/c5guci2e.swf

    @54 ben de fenerli değilim ama adamlar iyi koydu bu sene
    ···
  12. 137.
    0
    @58 mükemmel bir hükümet bile olsalar ki değiller eleştireceğiz demokrasi bunu gerektirir muhalefet demokrasinin en önemli unsurudur akp bütün medyayı satın alarak yada sindirerek bunun önüne geçmeye çalışıyor bu mantıkla ülke yönetilmez ülke yönetmek demek bütün bakış açılarına bakmak anlamak demektir yoksa sadece bir kesimin görüşlerini ve ideolojilerini benimsemek tek tip insan yetiştirmek demektir oysa demokrasi çeşitliliktir bunu anlayamadıysan sen demokrasiye inanmıyorsun demektir...
    ···
  13. 138.
    0
    ölü taklidi yapın beyler.
    ···
  14. 139.
    0
    @59 insanlar tercihlerini yapmakta özgürdür borca yüklenip sefa ıçinde yasanaya çalışan elbet bi yerde son bulur . Biraz iş çevresi ıçinde bulunsan borcun ne kadar önemli olduğunu görürsün önemli olan borç değil onun ödenebilır olmasıdır . %30 la borç alıp mi rekabet edecez dünyayla %8, 9 mu . %5 . Biz merkez bankasından milyar dolarlarca para satılıp ertesi gün doların tavan yaptığıni ve merkezdeki tl nin bi değerinin kalmadığı günleride biliyoruz ..
    ···
  15. 140.
    0
    işte bir kez daha kuruluyor sandıklar.
    Bir kez daha, meydanlar, AKP'siyle, CHP'siyle, MHP'siyle ve bilcümle düzen partisiyle birlikte yeni seçim
    vaatlerine, dışı cilalı içi boş “demokrasi” ve “özgürlükler” vaazlarına tanıklık ediyor. Tıpkı bir önceki ve ondan
    önceki ve ondan da önceki seçimlerde olduğu gibi…
    Seçim meydanlarında utanmazca ve aymazca, işçilerin, köylülerin, Kürtlerin ve diğer ezilen kesimlerin
    “haklarından” bahseden AKP, CHP gibi düzen partileri; yoğunlaşan ekonomik, askeri ve siyasi saldırıları, gerilla
    cenazelerine yapılan işkenceleri, kullanılan kimyasal silahları, cenazelerini almak isteyen ailelere yönelen baskıları
    ise görmezden geliyor, bu gerici saldırıları alkışlıyor.
    Devlet bir taraftan işçiyi, köylüyü, ezileni geleceksizliğe mahkûm ediyor diğer taraftan “ülkemiz büyüyor” diyor.
    Devlet bir taraftan Kürd'ü katlediyor, onurlu mücadelesini bastırmaya çalışıyor diğer taraftan “demokrasi ve
    özgürlük” havarisi kesiliyor. Devlet bir taraftan Ermeni Sevak Balıkçıları katlediyor diğer taraftan “biz kardeşiz”
    diyor!
    Bu gerici zihniyet yüzlerce yıldır hüküm sürüyor.
    işte tam da böylesi bir süreçte sömürü düzeni 12 Haziran'da genel seçimlere gidiyor. Ezilenlerden “güvenoyu”
    talep ediyor, onlardan “yeni dönem cellâdını” seçmesini istiyor. Meydanlar, televizyonlar, gazeteler, duvarlar
    düzen partilerinin alışıldık yalanlarıyla süsleniyor.
    AKP, “ekonomik büyümeden”, “enflasyonun düşmesinden”, “eğitim ve sağlık alanlarında attığı dev adımlardan”,
    “çılgın projelerden” vb. bahsederek oy istiyor ve “istikrar sürsün” diyor.
    CHP, MHP ve diğer düzen partileri ise; AKP'nin yalan söylediğini, halkı aldatarak iktidarını korumaya çalıştığını
    söylüyor ve “asıl biz iktidara gelince bütün sorunları çözeceğiz” diyor.
    Sonuç olarak gerek AKP gerekse de CHP ve diğer bütün düzen partileri aynı noktadan hareket ediyorlar:
    gerçekleri çarpıtarak halkı yükselme tahtasına çevirmek.
    Şimdiye kadar sergilenen onlarca seçim oyununda düzen partileri halkın acılarıyla alay ettiler. işte AKP'sinden
    CHP'sine uzanan bu koronun meydanlarda “bülbül gibi” şakımasının temel sebebi onlarca yıldır kendisini tekrar
    eden bu süreçlerden çıkardıkları derslerdir. “Halkı aldatma sanatında” ustalaşmış olmalarıdır.
    Aralarındaki kapışmalar, küfürleşmeler eşliğinde ortalığa saçılan “kaset savaşları” emperyalist haydutlara “ben
    daha iyi uşaklık yaparım” ilanıdır. “Ağaların, patronların çıkarlarını benden iyi kimse koruyamaz” feryadıdır. “Halkı
    ben daha güzel aldatırım, memleketi daha fazla paraya satarım” dalaşıdır.
    Sadece AKP'ye Değil, Gerici-Faşist Düzene ve Onun Bütün Partilerine HAYIR!
    Halkın sorunlarını çözeceğim diye meydanlara çıkan düzen partileri, halkın yaşadığı sorunları elbette biliyorlar!
    Çünkü kendileri ezilenlerin yaşadığı sorunları yaratanların uşaklarıdır! Sömürücü zorbaların kapı kullarıdır! Ve
    görevleri bu gerçekleri çarpıtarak halkı aldatmaktır.
    Ezilenler; AKP'sinden CHP'sine kadar bütün düzen partilerinin oyunlarına karşı uyanık olmalıdır. Bütün gericifaşist
    kesimlerle arasına kalın bir set çekmelidir. Aksi durumda bir gerici partiye karşı olurken bir diğer gerici
    partinin kaldıracı haline gelmekten kurtulunamaz.
    Bugün kimi ilerici ve demokrat, politik kitle örgütleri ile meslek örgütleri, sendikalar, odalar, dernekler ve kişiler
    “AKP'ye Hayır” çalışması yürütmektedirler. Yanı sıra bu kurumlardan bazıları da “Devrimci Kemal”, “ikinci
    Kemal”, “Halkçı Kemal”, “Dersimli, Alevi Kemal” söylemleriyle açıktan veyahut dolaylı olarak “AKP Karşıtlığı” adı
    altında bu gerici cenahı desteklemektedir.
    Açıkça ifade etmek gerekir ki bu kişi ve kesimler büyük bir yanılgıya düşerek bir utanç belgesinin altına imza
    atmışlardır. Bu utanç belgesinin açığa çıkardığı vebal sorumlularına ait olacaktır. Örneğin; CHP'yi Kılıçdaroğlu'ndan
    dolayı desteklediği ifade eden ve CHP'den aday olmak için adeta köşe kapmaca oynayan bu kesimler; gericileri,
    faşistleri, cellâtları halkımıza şirin göstererek bilinçlerinin bulandırılmasında büyük bir sorumluluk üstlenmişlerdir.
    Bu kesimler AKP'nin alternatifinin, yine bu düzenin temsilcisi sözde muhalefet partileri olmadığını bilmiyor mu?
    Öyle olsaydı sadece 1950 sonrasında birbirinin peşi sıra meclis koltuklarını dolduran partilerin ezilenlerin
    sorunlarını çözmesi gerekmez miydi?
    Mustafa Kemal'den bu güne kadar uzanan gerici-faşist CHP'nin halkın en temel sorunlarını onlarca yıl evvel
    ortadan kaldırması gerekmez miydi?
    Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar iş başına gelen 60 tane hükümetin ve bu hükümetlerin başkanlıklarını
    yapan nice “değerli” efendilerin bizleri kurtarması gerekmez miydi?
    Biraz daha somutlaştıracak olursak; 1950 yılında CHP'nin karşısına birden bire ezilenlerin “kurtarıcısı”, “umudu”
    olarak çıkarılan Demokrat Parti halk için ne yaptı?
    Ya dağa taşa “Umudumuz Karaoğlan” yazdıran Ecevit?
    Ya “Mücahit” Erbakan?
    Ya Özal, Demirel, inönü, Çiller?
    Ya hedef 2023 diyerek “istikrar bozulmasın” diyen Tayyip Erdoğan?
    Böyle sayısız örnek vermek mümkün… Fakat fazlaca uzatmaya lüzum yok. Hepsi halka zulüm etmiştir! Ağanın
    patronun kasasını doldurmuş, emperyaliste uşaklık etmiştir!
    Ezilen milyonlar umut olarak meclise ve düzenin yarattığı “kurtarıcılara” sarıldıkça aldatılmıştır. Ve nihayetinde
    “kurtarıcılar” sözcülüğünü yaptıkları ağaların ve patronların ceplerini doldurmuşlardır. Bizlere ise işsizlik,
    yoksulluk, geleceksizlik, açlık, eşitsizlik, baskı ve zulüm düşmüştür.
    12 Haziran seçimlerinden sonra da ezilenleri bekleyen tablo aynıdır. Çünkü meclis ülkemizde hiçbir anlam ve
    önem taşımamaktadır. Meclis; ağaların ve patronların, ezilenleri aldattığı, bilinçlerini bulandırdığı, “demokrasi”
    yalanlarıyla savunmasız hale getirerek düzene yedeklemeye çalıştığı “uydurma” bir oyun alanı olmanın ötesinde
    bir değer taşımamaktadır.
    Bu gerçeklik altında, “Ne yapayım seçenek yok, bir umut işte” diyerek atılan her oy kendi ellerimizle cellâtların
    “kurtarıcı” olarak palazlanmasına hizmet edecektir.
    “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” derler. AKP'sinden, CHP'sine kadar bütün düzen partileri yaptıkları işlerle
    kimlerin temsilcileri olduklarını her gün göstermektedirler. Ötesi boş laftır.
    Kurtuluşumuz Sandıkta Değil, Devrimdedir!
    işte tüm bu nedenlerden dolayı seçim oyununun parçası olmamak için,
    Sömürü ve zulüm düzeninin, onun meclisinin teşhirini yapmak için,
    Düzenden değil örgütlü mücadelemizle yaratacağımız aydınlık yarınlardan beklentimiz olduğunu haykırmak için,
    Kürtlere, Ermenilere, Alevilere ve diğer ezilen kesimlere yönelik inkar, imha ve asimilasyon politikalarına karşı
    çıkmak için,
    işçiler, köylüler, gençler, kadınlar üzerinde yoğunlaşan saldırılara karşı emeğimize ve geleceğimize sahip çıkmak
    için,
    Sandık başına giderek sömürü düzenine “güvenoyu” vermemek için,
    Göstermelik, uydurma, oyun alanı TBMM'yi meşrulaştırmamak, çözüm gücü olarak göstermemek için zulüm
    düzenini ve onun meclisini BOYKOT edelim
    Tümünü Göster
    ···
  16. 141.
    0
    @1 yakında senin ananıda satar sende izleyip oy atarsın gavat oğlu gavat

    2003 – seka balıkesir işletmesi satıldı.
    2003 – taksan takım tezgahlarısanayi satıldı.
    2003 – tzdk sakarya traktör işletmesi satıldı.
    2003 – petkim standart kimya şirketi satıldı.
    2003 – tekel çankırı kaya tuzlası satıldı.
    2003 – seka aksu işletmesi satıldı.
    2003 – sümerbank nazilli basma fabrikasısatıldı.
    2003 – ormanların satışını öngeren yasa kabul edildi.
    2003 – kuşadası limanı satıldı.
    2003 – seka kastamonu işletmesi satıldı.
    2003 – gerkonsan gerede çelik konstrüksiyon ve teçhizat fabrikaları satıldı.
    2003 – trabzon, dikili limanı satıldı.
    2003 – seka taşucu tersane alanı satıldı.
    2003 – seka çaycuma işletmesi satıldı.
    2003 – tcdd izmir limanı satıldı.
    2004 – seka karacasu işletmesi satıldı
    2004 – ebk manisa et ve tavuk kombinası satıldı.
    2004 – eti bakır işletmeleri satıldı.
    2004 – tekel sekili tuzlasısatıldı.
    2004 – bursa gaz satıldı.
    2004 – eti elektrometalurji satıldı.
    2004 – sümer holding bakırköy işletmesi satıldı.
    2004 – kütahya şeker fabrikası satıldı.
    2004 – thy'deki kamu hisselerinin %23'ü satıldı.
    2004 – eti gümüş satıldı.
    2004 – seka ardanuç işletmesi satıldı.
    2004 – sümerbank diyarbakır işletmesi satıldı.
    2004 – çayeli bakır işletmeleri satıldı.
    2004 – tügsaş’a ait gemlik gübre sanayi satıldı.
    2004 – tekel alkollü içkiler sanayi satıldı. (iki yılı ödemesiz 292 milyon dolara alan şirket 2 yıl sonra 920 milyon dolara amerikalılara sattı. devlet yaklaşık 600 milyon dolar zarar ettirildi.)
    2004 – tekel içki bölümünün satışının ardından 9 fabrika kapatıldı.
    2004 – esgaz satıldı.
    2004 – etikrom satıldı.
    2004 – tümosan türk motor sanayi satıldı.
    2004 – igsaş(istanbul gübre sanayi) satıldı.
    2005 – sümerbank manisa pamuklu mensucat satıldı.
    2005 – seka'ya ait üretim yapan 120 tesisin yıkımı tamamlandı.
    2005 – şeker kurumu ve idari birimleri bakanlar kurulu kararıyla kaldırıldı.
    2005 – sümerbank beykoz deri ve kundura satıldı.
    2005 – seka izmit işletmeleri satıldı.
    2005 – eti seydişehir alüminyum satıldı.
    2005 – tügsaş’a ait tekirdağ depoları satıldı.
    2005 – türk telekom (iki yıllık karına) yabancılara satıldı.
    2005 – adapazarı şeker fabrikası satıldı.
    2006 – tüpraş satıldı.
    2006 – thy'daki kamu hisselerinin %28’i daha satıldı.
    2006 – erdemir satıldı.
    2006 – büyük ankara oteli satıldı.
    2006 – tekel kaldırım, yavşan ve kayacık tuzlaları satıldı.
    2007 – tcdd derince limanı satıldı.
    2007 – deveci maden sahası işletme hakkı satıldı.
    2007 – araç muayene istasyonu i ve ii. bölgeleri satıldı.
    2007 – tcdd mersin limanı satıldı.
    2008 – petkim satıldı.
    2008 – tcdd bandırma ve samsun limanları satıldı.
    2008 – ankara doğalgaz üretim'e ait 9 santral satıldı.
    2008 – tekel sigara sanayi işletmeleri satıldı.
    2008 – tekel'in adana, malatya, tokat, bitlis ve samsun sigara fabrikaları geniş arsalarıyla birlikte yabancılara satıldı.
    2008 – tekel'in sigara bölümünün satışının ardından istanbul, adana, bitlis, malatya ve tokat sigara fabrikaları kapatıldı.
    2008 – türkiye genelinde 60 yaprak tütün işleme tesisi kapatıldı.
    2009 – başkent elektrik dağıtım satıldı.
    2009 – meram elektrik dağıtım satıldı.
    2009 – kastamonu, kırşehir, turhal, yozgat, çorum ve çarşamba şeker fabrikaları satıldı. (bu fabrikalarda sadece iki yıllık karına yabancılara satılmıştır.)
    2009 – iller bankası’nın tasfiyesi için yasa hazırlandı.
    2009 – güneydoğu sınırındaki arazilerin yabancılara satılması için yasa çıkartılmış olup, bu toprakların yabancılara devri için hazırlıklar devam etmektedir.

    hepsi ya yunanlıya satıldı yada ingiliz, fransız, amerikalıya
    hayaldi gerçek oldu
    Tümünü Göster
    ···