-
1.
+49 -21Özet aşağıda, ama lütfen hayatınızda bir kere olsun 2-3 satırdan büyük bir metnii okuyun, çekinmeyin. Bir kere olsun karşı tarafı anlamaya çalışın. Çok sevip saydığınız selahaddin eyyubi öyle yapmamış mıydı? "konuşmak bir ihtiyaç ise, dinlemek bir sanattır." demiş goethe reyiz, ben ihtiyacımı giderdim, üstadları sanatlarıyla başbaşa bırakıyorum. ayrıca kitapta bile ilk söz olarak "oku" der tanrınız. lütfen okuyunuz.Tümünü Göster
Bak kardeşim, ben Müslüman aileden gelen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Kendim inançlı birisi değilim ve başta ailem olmak üzere herkesin inancına da saygılıyım. Baba tarafından Kürt'üm, vatan haini değilim yanlışa düşme o konuda.
Neyse sadede geleceğim, senden sadece açık görüşlü, makul ve dürüst olmanı istiyorum. Ve lütfen sonuna kadar okumadan cevap verme. Anlamaya çalış bizi de. Ben de direnişçiler arasındayım ve hayatımda hiç AKP'ye oy vermedim, CHP'ye de oy vermedim, aşırıcı dediğiniz belki de adını bile duymadığın %0.5 filan oy alan gibtiritaktan partilerden birine oy verdim. Ve herhangi bi parti üyesi de değilim. Şimdi şöyle bir durum var, sizler mecliste çok güzel temsil ediliyorsunuz ve bizler malesef edilemiyoruz. Sence insan hakları vesaire hususunda %50lik bir kesimin oyunu alan bir şahıs, geri kalan %50yi dinlemeden istediği her işi yapma meşruluğuna sahip midir? Demokrasi bu mudur be güzel kardeşim. Oraya o meydana çıkmanı isterim. Bak yarın Miraç Kandili dolayısıyla direniş alanlarında alkolsüz eylem yapılacak, insanlara direniş alanlarında alkol almayınız diye tembihleniyor. Çünkü yanımızda Müslüman kardeşlerimiz de var, "Devrimci Müslümanlar" adlı grup var yanımızda ki sağolsunlar bol bol yanımızda oldular, özellikle Ankara ve istanbul'daki eylemlerde ön saflarda direndiler. Bizler niye düştük sokaklara biliyor musun? Öyle çok da politik, siyasi bir olay değil meydanlarda oluşumuz. Gezi Park'ta bir grup eylemci eylem olarak kitap filan okuyor ilk gün, duymuşsundur. düşünebiliyor musun? Adamlar kitap okuyarak yapıyor eylemlerini. Polis biber gazı sıkıyor, tazyikli su sıkıyor, dağıtıyor grubu. işte o anda 3-5 ağacın katline karşı yapılan ve sadece entel/elit kesimin ilgisini çeken protestolar büyüyor, çünkü bu halkın bir yarası var, polis şiddeti yaralamış bizi. çünkü devletimiz malesef muhalif akımları dinlemek yerine polisini yolluyor. dövdürüyor, vurduruyor, kırdırıyor, nefret ettiriyor. Hepimiz görmüşüzdür son 1 haftadır yayınlanan ve o insanın içini kan ağlatan polis şiddeti videolarını. Polis şiddetine karşı ayaklanmalar ortaya çıkıyor, polis daha da fazla şiddet uyguluyor, yahu ironik değil mi bu olay? 2 kişi öldü(10-20 filan diyen var, yalan), Ankara Belediyesi çalışanı emektar bir abimizin gözü çıktı, binlerce yaralı ve göz altı var. insanlar gün geçtikçe düşman oluyor polise. Nasıl hala sızlamıyor vicanlarınız? Hem kutsal kitabınız(adına olan saygınızı biliyorum, ben ne kadar büyük yazsam da sözlükte büyük harf işlemiyor, küçük yazacak, saygısızlık olmasın diye kutsal kitabınız yazarak geçiyorum.) hem de peygamber hadisleriniz emretmiyor mu "mazlumun yanında olun" diye? eziliyoruz be dostum yahu, dinlenmiyoruz, dayak yiyoruz, hiç mi sızlamıyor vicdanınız?
Neden bu alakasız alakasız siyasi ve sosyal gruplar birleşti erdoğan'a karşı biliyor musunuz? çünkü ağaç CHP'nin malı değil, AKP'nin, MHP'nin, BDP'nin, TKP'nin, iP'nin, SP'nin, DSP'nin malı değil. veya GS'nin, FB'nin, BJK'nin malı değil gezi parktaki ağaçlar. hepsinin, kamu malı ulan bu. daha önce neden olmadı? çünkü 1 mayıs solcunundu, sağcı gelmezdi. 3 mayıs sağcınındı solcu gelmezdi. 19 mayıs laiklerindi, dindarlar gelmezdi. Ağaç hiçbir grubun malı değil kardeşim bu yüzden bu kadar insanı bir araya topladı işte. ne sağcı solun ayağına gitti ne de solcu sağın ayağına. Bahçeli hiçbir insanımız gitmiyor bu gösterilere diyor ama şerefsizim ki gidiyor. Bir çok Ülkücü arkadaş var desteğimize koşan, yardım eli uzatan. bir kaç bdpli geldi meydana, ne kadar nefret ediyor olsak da demokratik ortam dedik ses etmedik, bi tek bi apo posteri sorunu çıktı onu da kavga etmeden çözdük getirmiyorlar artık. onları bile aldık aramıza. Biz kötü bir şey istemiyoruz. Evet, Tayyip istifa diye bağırıyoruz ama biliyoruz aslında istifa etmeyecek. Bizim esas istediğimiz egosunu, gururunu bir kenara bırakıp gönlümüzü alması, sonuçta biz terörist değiliz. Bu vatanın çocuklarıyız hepimiz. Bizi de dinlesin istiyoruz. Sırf kendini seçti diye memleketin %50sini dikkate almasın sadece bir işe girişirken, %100ünü dikkate alsın istiyoruz. Sence çok mu kötü bir şey istiyoruz? Bir başbakan, halkının %100ünün rızasını alsa, hiç olmazsa bunu yapmayı denese en azından, bazen başaramasa bile, kötü mü olur? Daha meşru bir hükümet olmaz mı o zaman? Çoğunlukçuluk değil de çoğulculuk istemek fena mı be kardeşim? Her seferinde "astığım astık, kestiğim kestik" demese, geri kalan %50yi oluşturan büyüklü küçüklü her topluluğu da dinlese daha huzurlu, daha güzel bi ülke olmayacak mıyız sence/sizce? Gözünü seveyim bu ayrılıkçılığı bir kenara bırakarak cevapla bu yakarışlarımı. Eğer böyle müslüman-laik, Atatürk'çü-Gülen'ci, Atatürk'çü- Tsyyipçi, Türk-Kürt, Sünni-Alevi ayrımlarını çözeceksek bu birlik anında çözeriz. Bakın biz birlik olduk. Gelin ayrılmayın, kopmayın bizden. Siz bize bir gelseniz biz size on geleceğiz. Gelin hep beraber savaşalım bu "çoğunlukçu" demokrasi yapısına karşı, gelin hep beraber kuralım bu kenarına koydumunun "çoğulcu" demokrasisini.
al hadi yoğun istek üzerine özet: isyanımız size değil be güzel kardeşim, sizin oyunuza güvenip bizi dinlemeyene/ezene. Saygılarımla
edit: ayrıca buradan tüm çarşıya selam olsun, ben galatasaraylıyım, olaylar sırasında ünifeblerle gezi parkta direnirken, onlar o kadar kötü durumlarına, polisle olan o şiddetli çatışmalarına rağmen susuz kaldık arabalarla damacana damacana su getirdiler, aç kaldık, siparişle yemek yolladılar. bu yaptığınızı hiç unutmayacağım lan. hepiniz kardeşimsiniz. -
2.
+3 -3@4 amk karnım da aç zaten sus
-
3.
-2@9 çok orjinalmiş kardeş
-
4.
+2@12 eyvallah kardeşim sağolasın. ayrıca nickin hiç yakışmamış sana *
-
5.
0@15 zaman sağduyu zamanıdır dostum, böyle bir birliktelik havasındayken farklılıklarımızı bi nebze olsun sktredebilmeliyiz.
@14 niye anlamasınlar panpa? ayrılıkçılığı körüklemeyelim böyle sözlerle. düzgün anlatınca elbet anlarlar -
6.
0upupupuppupupupupup ne kadar çok kişi görürse o kadar iyi
-
7.
+2@20 medya ne gösteriyorsa onu görüyorsun kardeşim, ben pkk'nın muhattab alınması haricinde kürt açılımını yarı kürt-yarı türk biri olarak destekledim. chpli değilim ancak kılıçdaroğlu yerine muharrem ince veya emine ülker tarhan'ın geçmesinin daha sağlıklı bir muhalefet yaratacağına eminim. aynısı mhp'de bahçeli yerine oktay vural için de geçerli.Tümünü Göster
ben açık konuşacağım. başbakanın yanlışları sadece bu olayda değil. ve eğer ki bir gün dokunulmazlığını hayatta olduğu süre dahilinde kaybederse büyük cezai sorumluluklarının altına girecek. lütfen yanlış anlama kişisel görüş bildirmiyorum. bak kişisel görüş belirtmeden ufak bilgiler vereceğim, ankara üniversitesi hukuk fakültesi'ndeyim, henüz öğrenciyim tabiki ama akademisyenliğe kadar yolu var inşallah *
sayın başbakanın başbakan sıfatıyla "dokunulmazlık" ve "sorumsuzluk" yetkileri dahilinde sorumlu tutulacağı yüzlerce anayasal suç var. bunların içine laiklik ve benzeri, bir kesimin destekleyip diğer kesimin desteklemeyeceği şeyleri katmıyorum bile. haberalma özgürlüğü açısından büyük suçlar işleniyor. toplanma ve eylem özgürlüğü büyük oranda darbeler almış durumda ki bunlar insan hakları arasında sayılmaktadır. yani uluslararası mahkemelerce yaptırımları sağlanmaktadır. bu demek oluyor ki, yargıya ne kadar cumhurbaşkanlığı eliyle kendi adamlarını yerleştirse de bir takım yargılamalardan kurtulamayacaktır. ve bunlar ciddi sonular doğuracak ciddi ithamlardır.
2007 anayasa değişikliğiyle ilgili kanunu ile 2014 yılından itibaren yürütme erki büyük çoğunlukta başkannın yetkisine verilecektir. yani 2014'ten itibaren hükümet sistemi her ne kadar yazı üstünde "cumhuriyet" olarak kalacak olsa da aslında Steven Fish'in "süper başkanlık" adını verdiği sistem halini alacaktır. yani aynı fransa örneğinde olduğu gibi ülke cumhuriyet kalacak fakat yönetim şekli başkanlık olacaktır. başkan kanun hükmünde kararnameler çıkarabilecek hatta olağanüstü hallerde çıkardığı kanun hükmünde kararnameler yargı tarafından denetlenemeyecektir bile. ve daha birçok yetki cumhurbaşkanlığı adı altında toplanacak.
şimdi sayın erdoğan'ı seviyor, sayıyor olabilirsiniz. bu yetkilerin onda olmasını kabul edebiliyor olabilirsiniz, fakat bu yetkiler yarın birgün bu sefer sizin haz etmediğiniz bir liderin eline geçebilir. empatiden uzak kalmamanızı ve karşıt görüşlülerinizi anlamanızı istiyoruz. doktrinde böyle bir tek adam yönetimi için amerika ya da rusya'daki gibi güçlü bir derin devlet yapılanmasına ihtiyaç vardır zira tek adam yönetimi her zaman, ister-istemez hatalara gebedir. bakın arap devletleri tek adam yönetimlerine karşı nasıl bir bir karşı çıkmıştır ve hepsi birden rejim değişikliği uğruna canını riske atmıştır.
lütfen tek istediğimiz erdoğan'ın egosunu bir kenara bırakıp vatandaşın tümüne saygı göstermesi. bu kadar zor mu bu istediğimiz be kardeşim ya? illa ki kavga mı etmeliyiz, birbirimizi incitmeli miyiz? -
8.
+3kendilerine "aydın" diyen dostlarımın yazdıklarımı okumadan giriştikleri "makarna ehi ehi!" ve "ayran lan ayran ahahha!" gibisinden yavşaklıklarını ve karşıt görüşlü arkadaşlarımıza yaptıkları yaftalamaları kınıyorum. böyle davranarak bizlere yapılan "atatürk'ü putlaştırıyorsunuz" ve "kemalist ayyaş laikler" gibi saçma sapan kalıpları kullananlardan hiçbir farkınız kalmıyor. zütünüze zor gelmese de okusanız kendinizi nasıl salak saçma bir duruma düşürdüğünüzü görebilirdiniz.
-
9.
+2@35 insanlar benim gibi düşünüp davranmayı denedi zaten kardeşim. dayaklarla, biber gazı gibi aklıma daha fenasının gelmediği işkence yollarıyla uslandırıldılar. öyle bir acıya şahit olmuş ya da ilk elden yaşamış bir kişiyi çektiği acı anındaki eylemlerinden dolayı sorumlu tutmak ne derece doğrudur. o acı anında hiçbir toplumsal müdahale eğitimi almamış insan polisimize taş atmak suretiyle karşılık veriyor, nefret ediyor çünkü ondan, o derece bir acıyı hiç hak etmemişti çünkü hadi buna karşı çıkıyorsun da, 2 yılını toplumsal müdahale ve anayasal haklara saygı dersleri alarak geçiren polisimiz aşağıda paylaşacağım şeyleri yapınca neden eleştiremiyorsunuz? nasıl oluyor da sızlamıyor vicdanınız gözünü seveyim anlat bunu be kardeşim. nerede kaldı mazlumun yanında olma iddianız?
bu anamızın haykırışları içinizi cız ettirmiyorsa: http://inci.ca/ulsovsgb5m
yanında 11 yaşında çocuğu olduğu halde gözüne nişan alınıp gaz fişeğini muharrem abimizin, kardeşimizin üstüne ateşleyen polise gıcık olamıyorsan: http://inci.ca/ujyh7k9skt
şu kızın anayasa tarafından kendisine tanınmış toplanma ve eylem hakkını kullandığı için şu dayağı yememiş olması gerektiğini düşünmüyorsan: http://inci.ca/u4kil8yovc
nerede kaldı kerbela olaylarını yapanlara, yapanları izleyip alkış tutanlara duyduğun kin, nefret? nerede kaldı muaviye'ye olan nefretin anlat bana nolursun?
son olarak gezi park'taki olayların başlangıç noktasını paylaşıyorum, görün bütün bu halk hareketi nasıl bşladı diye kardeşim. neden başladı görün diye. http://inci.ca/u5bh_97tok -
10.
+1@39 "atmayın çoluğumuz çocuğumuz var, astımlımız var atmayın çocuğum nolur atmayın" diyen anamızın evine inatla biber gazı sıkan mı haklı kardeşim? çocuğunun yanında gözü çıkan beleiye emektarı abimizin ne suçu vardı? ankara'da polis kask numaralarını bantlarken hakem olayındaki muaviye ile aynı kurnazlıkta, aynı hukuk tanımazlıkta değiller mi? oysa hukuğun yılmaz bekçileri olarak eğitilmişlerdi
-
11.
+1@37 bak böyle düzgün konuşunca çoğu anlıyor. en azından hak verebiliyorlar. bazı anlamayan eşekler de çıkabiliyor, ama bizim de aramızda var bu gerizekalı eşeklerden. provakatörler var aramızda katıldıysan direnişimize görmüşsündür. ne kadar durdursak da engel de olsak yetemeyebiliyoruz. ama bu çabalamayı bırakmamız anldıbına gelmez. bu cehaletin ve hoşgörüsüzlüğün üstüne üstüne gitmeliyiz karşılıklı geri kalmışlıklarımızı ve geri kalmışlarımızı ötekileştirmeyip eğitmeliyiz, anlamalarını sağlamalıyız.
@36 bak kardeşim düşün ki ikinci dünya savaşı sonrası sovyet rusyasındasın. ülke lideri doğru olduğunu, ülkenin geleceğinin buna bağlı olduğunu düşünerek müslüman türkleri katlediyor. ve bunu, o dönem için bir takım mantıklı olduğu iddia edilebilecek temellere dayandırıp halka yutturuyor. sen de totaliter rejimdir, tek parti var başka seçenek yok deyip sesini çıkarmıyorsun. sen kendini affedebilir misin? seni tarih affeder mi? oyunu akpye verme demiyorum zaten eğer oyunu akp ye değil başka partiye verirsen benden ne farkın kalacak. sizin akpliler olarak akpyi değiştirmeniz lazım. özgürlük arayışıyla çıktığınız yolda diktatörlük kuran liderlerinize hatırlatmanız lazım sizin zaten bu diktatörlüğe karşı birleşip güçlenmiş olduğunuzu. gücünü aldığı tabanı onu silkelemezse, ona bunları hatırlatmazsa ve karşıt/muhalif görüşleri de dinlemesini sağlamazsa bizi neden dinlesin? şu ana kadar dinlememiş olması bunun en büyük kanıtı değildir de nedir? -
12.
0@41 güzel kardeşim bak başkasına yazdığımı sana kopyalıyorum tekrardan:
"@37 bak böyle düzgün konuşunca çoğu anlıyor. en azından hak verebiliyorlar. bazı anlamayan eşekler de çıkabiliyor, ama bizim de aramızda var bu gerizekalı eşeklerden. provakatörler var aramızda katıldıysan direnişimize görmüşsündür. ne kadar durdursak da engel de olsak yetemeyebiliyoruz. ama bu çabalamayı bırakmamız anldıbına gelmez. bu cehaletin ve hoşgörüsüzlüğün üstüne üstüne gitmeliyiz karşılıklı geri kalmışlıklarımızı ve geri kalmışlarımızı ötekileştirmeyip eğitmeliyiz, anlamalarını sağlamalıyız."
ayrıca ben senin namaz kılma hakkına saygı duyuyorum, sen neden benim alkol almama karşı çıkıyorsun? faşizm değil midir bu kendi hoş görmediğin davranışı başkasının da yapmaması için diretmek? isviçre de camilerde sesli ezan okutulmasını reddedenlerden farkın nedir şu anda?
biz o taş atanları, araba yakanları, esnafa zarar vereni her fırsatta uyarıyoruz zaten. -
13.
0@50 saygıdeğer kutsal kitabınız bile "oku" diye başlıyor güzel kardeşim. @1 e alalım seni
-
14.
+1@52 özet: tam bir duygu patlaması kardeşim. polise hiçbir zaman taş atmamış, çevreye zarar vermemiş bir eylemcinin artık yapacak başka bir şeyi olmadığı için böyle saçma, kendisini dinlemeye bile tenezzül etmeyen cahil dalyaraklara kendisini ve direnişi anlatma çabası. 11 yaşındaki çocuğunun yanında gözü çıkarılan muharrem dalsüren abimizin çaresizlik çığlıkları. partidaşlarınızın "ne şehittir ne gazi, tak yolunda gitti niyazi" diye ölüsünün arkasından dalga geçtiği antalyalı abdullah kardeşimizin anasının gözyaşları. her gün evladını arayıp "bi derdin var mı? gitmiyosun di mi karışmıyosun olaylara di mi çocuğum?" diyen bizzat kendi anamın titreyen sesi.
ve en kötüsü de çaresizlik be kardeşim. taş atmadık polisimize, atanları uyardık, dayak yedik, yine atmadık. bizim polisimiz sonuçta. değil mi ama başkasının polisi mi bu dıbına koyayım ya, ha? neden gavura vurur gibi vuruyor? ulan bir kere bile demediniz mi bi derdi olmayan çekmez bu çileyi, gidip de yemez o dayağı, yemez o lanet biber gazını. bi kere olsun vicdanınız sızlamadı mı yahu? bak ben cennete cehenneme inanmayan adamım. bir yaradana inanmıyorum fakat daha önce belirttiğim gibi inanana saygım sonsuz öncelikle kendi anam babam olmak üzere. ben bu halimle vicdan azabı çekiyorum o insanları ben yaralamadığım halde. sen nasıl duymuyorsun be kardeşim? bu kadar mı düşman olduk birbirimize bu kadar mı dönüşü yok?
özetin özeti: umudumu yitirdim kardeşim. sağolasınız, belki de daha güçlü olurum artık. daha az "insan" ama daha güçlü. -
15.
+22002 öncesi dönemde türban vebenzeri meselelerden müzdarip olan hanımların çektiği çileyi sizler eleştirir dururdunuz. bilen ilmeyenlere anlatsın onunla uğraşmayayım. keser döndü sap döndü gün geldi hesap döndü, feleğin işine bak ki güç size geçti. bu sefer siz ezmeye başladınız. onların dediği gibi "halk bizden yana" diyorsunuz. onlardan ne farkınız kaldı söyleyin bana? yarın birgün yine güç dengeleri yer değiştirip de siz muhalif onlar iktidar olunca diyebilecek misiniz "biz iktidar olunca sizi dinlemiştik, demokratik davranmıştık kendi kafamıza göre hareket etmemiştik, sizi ezip, dövüp, işkence etmemiştik size." diye? onlar da böyle işkence edince meşruluğunuzu, adilliğinizi nasıl ispatlayacaksınız güzel kardeşim?
-
16.
0upupupupupupupupupup
-
17.
+1incideki insanların böyle uzun entryler okuyacağı gün türkiye'de devrim olacak olan gündür zaten amk.
-
18.
+1@68 işte böyle mantıklı çıkarımlarla gelin canımı yeyin be biraderim ya.
fakat açıklamanı istiyorum dostum, medyanın şu anki durumundan memnun musun yahu? hükümet baskısı altında sizin de anayasal haklarınız çiğneniyor. vallahi yalan değil. haberalma özgürlüğünüz ayaklar altına alınıyor. 10u 1 duyuyorsunuz. ne mutlu ki sosyal medya var. bilgi kirliliği de olsa arada bir, bir şeyleri öğrenip ediyoruz ama bütün bu kanalları susması sence de sıkıntılı değil mi dostum? bugün size batan dikeni yok bu meretin. yarın birgün birşeye kafanız atarda medyayı yanınızda göremezseniz, sesinizi duyuramazsanız bugünleri hatırlayıp "vay mna koyayım harbi kötüymüş lan" demeyecek misiniz? -
19.
0@73 sayın erdoğan'la ve kabinesiyle hemfikir değilsiniz işte dostum. arınç ne diyor? yabancı medya organları iç basın kadar duyarlı davranamadı diyor. başbakan ne diyor? twitter'ı kötülüyor, yanlış bir şey olduğunu, kullanılmaması gerektiğini söylüyor. neden? çünkü bu unsurlar hükümetimiz tarafından kontrol edilemeyecek güçteler.
düşün bak, sosyal medyadan haberdar olmayan, gündemi televizyondan takip eden o kadar insan, hepsinin oy hakkı var. fatih altaylı'larla, yiğit bulut'larla öğreniyorlar gündemi. sence partiler arası uygun rekabet sağlanmış mı? sence herhangi bir muhalif unsura akp'ye sağlanan imkanlar sağlanmış mı? sen bu ne kadar demokratik bir sistem? -
20.
+1@76 bak konu döndü dolaştı 2002 öncesi sıkıntıları çeken türbanlı hanımlara geldi. onların suçu var mıydı? yoktu. onlar dinlendi mi? onların oyunu almamış olan ve yürütme erkini iktidar sıfatıyla kullananlar onları temsil etmeye tenezül etti mi? hayır. e şimdi diyeceksin ki "onlar böyle yaptı bizde intikdıbını alırız işte böyle çıkar aheste aheste."
e daha önce de yazdım bunu zaten, sen bunu dersen, yarın birgün iktidar değişikliğinde senin oy vermediğin parti seni temsil etmezse ve sana elinden gelen her şekilde baskı unsurlarını uygularsa seni bundan ne koruyacak? geçmişte "biz böyle kalabalığız demokrasi değil mi bu sizinkiler seçilsin siz yönetirsiniz" demiş halinle "bizi de temsil edin, biz de vatandaşız" diyebilecek misin?
bu ayrılıkçılıklara şimdiden karşı çıkalım, ileride iş işten geçtikten sonra pişman olmaktansa şimdi sağduyulu davranıp karşıt görüşleri dinlemek neden bu kadar zor geliyor?