1. 32.
    0
    reserved
    ···
  2. 31.
    0
    apapappp
    ···
  3. 30.
    0
    up munako
    ···
  4. 29.
    0
    @1 çok güzel yazmışsın... düşündüklerin midir yoksa son on gündür anlamlandıramadığın gösterilere tepkin midir bilmiyorum. her iktidar kendi gücünü artırmak için uğraşır, bu uğurda elindeki tüm olanakları kullanır. buna eyvallah. bu uğurda hataları da yanlış kararları da olur. eyvallah. ama vatandaş eğer hissediyorsa başındaki iktidarın iyi niyetli olduğunu; bir sıkıntı çıkarmaz desteklemese bile...

    incin yazacağım biraz kusura bakma, belirli bir kronolojisi olmayacak yazıların ama aklımdakileri maddelemeye çalışacağım.

    -ecevit döneminde, bülent ecevit'in bir fotoğrafı vardı abd başkanının karşısında. yaşlılıktan ötürü -belki de mahçupluktandır kim bilir- fotoğraf iç burkuyordu. bu dönemde kriz çıktı. nedeni medya tarafından anayasa kitapçığına bağlandı*
    -tüm ana akım medyada aynı manşetler vardı 'artık bırakın sayın başbakan'... hepsi ağız birliği yapmıştı.
    -sonra bir parti çıktı piyasaya. her tarafta mini araçlar reklam yaptılar, tüm medya arkasındaydı. nazi almanya propaganda bakanının dediği gibi yanlış da olsa bir şeyi kırk kez tekrarlarsan halk kabul ederdi...
    -seçimlerden sonra hükümet kuruldu. rte başbakan değildi. jet fadıl adı ile bilinen fadıl akgündüz, her nasılsa bağımsız olarak seçildiği halde milletvekili olamadı. orada yapılan seçimlerde -yine nasıl olduysa- ricard dexer shawn seçildi ve başbakan koltuğuna oturdu.
    -gelir gelmez duble yol ve inşaat işine soyunarak, ekonomi çarkını döndürme politikası izledi. inşaat sektörü karlıydı, patronlar destek verdi.
    -olaylar oldu. her olayda rengini belli ediyordu aslında. özgürlük bağımsızlık diye konuşurken; bir yandan da kendisine biat etmeyen kurum, kuruluş ya da fertleri ötekileştiriyordu.
    -seçim vaatlerinden en önemlisi dokunulmazlık olmasına rağmen, hala bu konuda bir şey yapılmadı. yapılamaz çünkü dokunulmazlık kalkınca birçok milletvekilli hakkında -tabi ki sadece akp'nin değil- davalar açılacaktı. hiçbir parti yanaşmadı dokunulmazlıkların kaldırılmasına.
    -bir gün ak olan; diğer gün kara oluyordu ve insanlar dünü unutuyordu medya sayesinde.
    -çok sevilen melih gökçek bir spor salonu insan doldurup parti kuracağını açıklamıştı, projelerini anlatıyordu, sonra birden akp'den belediye başkanı seçildi. şimdi de yazdığı tweetlerle direnişçileri itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
    -kemal unakıtan vardı. bu kişi maliye bakanlığı yapmıştı akp hükümetlerinde bir dönem. likit yumurta, kuş gribi. medya
    -teröristle pazarlık yapmam ben diye gürlüyordu erdoğan vakti zamanında. şimdi gelinen sürece bakın.
    -akp'den hemen önce terör bir hayli azalmıştı. sonra azdı. son on yıldır ölen binlerce genç vardı. öldükten sonra açılım ve akil insanlar işin içine girdi.
    -bir devlet valisi partili gibi beyaz eşya dağıtıyordu seçimlerden önce. kimse ağa bu nedir diye sormadı, sorgulamadı.
    -1 mayısta insanlar sırf insanca yaşamak istedikleri için polis tarafından dayak yiyordu meydanlarda, medya da ise erdoğan'ın özgürlük her yerde nidaları
    -avrupa birliği'ne girişimiz naklen yayınlanıyordu melih gökçek ve erdoğan'ın otobüsün üstünde gülücükler dağıtarak verdiği görüntüler eşliğinde. hala ses seda yok.
    -taraf diye bir gazete çıktı, sonra meşhur derin devletin ifşası. arada tabi ki korelasyon yok değil mi güzel kardeşim.
    -memlekette muhalif olan aydınlar içeriye atıldı. hala çoğu içeride. özgürlük her yerde.
    -türkiye en çok gazeteciyi gözaltında tutan ülkelerden birisi -belki de en çok tutanı- özgürleşiyoruz.
    -en güzeli toplumu ayrıştırmak. kendinden olmayan ya solcudur, ya teröristtir ya da vatan hainidir. başka bir alternatif yok. hoşgörülüyüzdür elhamdulillah.
    -komşu devletlerle olan ilişkimiz mükemmel olmasa da fena değildi zamanında. en azından düşmanımız var demiyorduk. iki yıl olmadı ailecek gidilen tatillerde çekilen fotoğrafların üzerinden geçen süre. kardeşim denen kişi şimdi hükümetin baş düşmanı oluverdi. kimse de sormadı ağa bu nedir, ne çabuk döndün kardeşlikten diye...
    -ali dibo unutuldu.
    -özgürlük çığırtkanlığı yapılırken suçunun ne olduğunu bilmeden gözaltında olan onlarca aydın, bürokrat, asker var memlekette.
    -bir subayın telefonuna emniyet tarafından telefon numaraları yüklendi. sonra gözaltına alındı. (mehmet çelebi)
    -imf'ye borç sıfırlandı. millet toplam borcun da sıfırlandığını düşündü.
    -kafası çalışan ve sorgulayan hiç kimse sevilmedi bu hükümet tarafından.
    -yandaş olmak gerçekten çok güzeldi, emek vermeden zengin olan binlerce insan türedi.
    -yok ekonomi bozulur, borsa düşer, istikrar kaybolur diye millet korkutulurken özgürlüğe tecavüz edildi.
    -hükümete karşı söz söyleyen her kesim ötekileştirildi (tekrar yazıyorum anla diye)
    -türk ordusunun en üst düzey subaylarının çoğu içeride şimdi. genelkurmay başkanı terör örgütü kurmakla suçlanıyor, ötesi var mı?
    -insanlar yardım kisvesi altında sadaka zihniyetini benimsediler. kömür makarna diye konuşulunca rahatsız oluyorlar bir de...
    -yeşil kartlı sayısı tavan yaptı.
    -insanlık onur ve gurur algısı değişiyor. birey olmaktan ziyade koyun olmaya başlıyor insan.
    -yüzde elli diye bir oran tutturulmuş gidiyor. ölmüş insanların oyları, çöplerde oy pusulaları... unutmayın.
    -terör azmış, genç insanlar ölmüş. 'askerlik yan gelip yatma yeri değil' di.
    -kadınların kız mı kadın mı olduğu dünyanın en önemli şeyiydi. yaşasın özgürlüktü.
    -akp'ye oy veren içki içen kesim alkolik değilken, oy vermeyip içince alkolik olunuyordu.
    -ılımlı islam her yere yayılırken, ülkenin kurucusunun ismininin zikredilmesinden mümkün mertebe uzak duruluyordu.
    -terörist eylemlerden dolayı hapise atılmış bir şahız milletvekili seçildiğinde törenlerle hapisten çıkartılıp tbmm'ye girerken, suçunun ne olduğu bilinmeyen gazeteci (mustafa balbay), emekli general (engin alan) ve profesör haberal içerideydi. özgürdük ama.
    -takım tutar gibi akp sempatizanlığı başgösterdi memlekette. akp ye laf söyleyince ya cehape'li oluyorduk, ya kominist ya da terörist. ama terörist olduğu bilinen insanlar tbmm'de konuşup alkışlanıyordu. adalet tecavüze uğramış küçük bir kız çocuğuydu.
    ...
    ...
    ...
    bir sürü daha var ama çalıştığım için yazamayacağım şimdi.
    -polis hükümetin özel güvenlik görevlisi gibi çalıştı son olaylarda. sonra yine mazlum edebiyatı. onlar görevlerini yapıyordu...
    --

    sonuçta bir de sözde 'ben akp'li değilim ama bu yaşananlardan sonra akp'yi destekliyorum' cular çıktı. zaten yukarıdakileri bilirken böyle bir karar almak da vicdan isteyen bir süreçtir. bravo..

    bu kadar yazıyı okuyup da 'işte cehape zihniyeti demeyin' zira chp ya da başka bir parti sempatizanı hiç olmadım. olmam da. sadece yaşananları yazdım.

    sen yine de destekle. senin gibilere çok ihtiyaç var bu memlekette.

    not: kopyala yapıştır değildir. ilgili bir kaç başlığa kopyalayıp yapıştırma hakkım saklıdır.
    hop cikuneyt, sirius
    Tümünü Göster
    ···
  5. 28.
    0
    http://inciswf.com/hav.swf
    ···
  6. 27.
    0
    http://inci.sozlukspot.co...A7-kurular%C4%B1d%C4%B1r/
    ···
  7. 26.
    0
    bu olaylar 20-30 yıl önce olsaydı diyorsun da bizde 20-30 yıl öncesinde yaşamıyoruz ki be panpa.
    ···
  8. 25.
    -1
    ben burada neyi nasıl ispatlayabilirim allahın beyin fukarası yazmadan önce az düşünün be.ben sadece düşüncelerimi yazıyorum adamlar hala neyin kafasında
    ···
  9. 24.
    0
    akp nin oy kaybetmediğini ispatlamaya calısan akp li.nokta
    ···
  10. 23.
    -1
    apapaapa
    ···
  11. 22.
    -1
    @21 senin için yeterli değil galiba bu duruş. kkendini özgürlük savaşçıları olarak gösteren kendilerini ifade özgürlüğünün savunucuları olarak sayan direnişçi kardeşlerim belki kendilerince haklı oldukları bu mevzuda neden karşısındaki insanlara haksız yere hakaret edip aşağılama hakkını kendinde buluyor.ve bu durumda karşısında da ben ve benim gibi düşünenlerin fikirlerini beyan ettiğinde nedir bu saldırgan tutum. sakin sakin bir şeyler konuşup ifade edemez misiniz kendinizi?
    ···
  12. 21.
    0
    arguman da su ha: siz akcilari asagiliyorsunuz, ben de artik onlardanim :(((

    ve bu herif gelip benim siyasetten, politikadan, tarihten ornekler vererek antitez sunmami bekliyor. gibtir git ak'a at reyini, atmazsan serefsizsin.
    ···
  13. 20.
    0
    @17 beni ciddiye alıp almaman önemli değil zaten ben bi hiçim. burada ifade etmeye çalıştıım şey birilerini seven onların peşinden giden ona sahip olduğu en büyük demokratik hakkı olan oyunu veren insanların iradesini yok sayma durumu var ben buna itiraz ediyorum
    ···
  14. 19.
    0
    @15 bardak sözlük yazarı. aldırma gönül aldırma
    ···
  15. 18.
    0
    @16 farklı bi açıdan yaklaşmışsın ama maalesef yanılıyorsun. hayatımda hiç bir partiyi desteklemedim çünkü türkiye de particiliğin salt gayesinin menfaat olduğu kanaatindeydim hatta hayatım boyunca da herhangi bir partiyi desteklemeyeceğimi düşünürdüm ama büyük konuşmamak gerekirmiş bu olaylar fikrimi değştirmeme sebep oldu
    ···
  16. 17.
    0
    asil arguman sende yok. demokratik yoldan basa gelen herkes demokrat mi oluyor? ayni sacmaliklari tekrarliyorsun iste. ak parti genclik kollari baskanini ne kadar ciddiye alirsam seni de o kadar ciddiye aliyorum o yuzden.
    ···
  17. 16.
    0
    hasgibtir git ordan yalancı huur cocugu

    eger sen onceden desteklemiyorda simdi desteklemeye basladiysan benide gibsinler

    boyle dusunup taraf degistmemiş insanlari taraf degistirip akp ye yonelmeleri icin cesaretlendirmek icin yazilmis bir yazi oldugu cok belli

    senin gibi yalanci huur cocuklari oldugu surece akp nin adi zaten fitne fesat tan kurtulamaz.
    ···
  18. 15.
    +1
    @9 git ekumenik sifati diye arat bi de.
    ···
  19. 14.
    0
    bu şekilde yaparak mizahi yönden eleştiri yaptığınızı mı sanıyosunuz. herhangi bir argüman yok tez yok sadece sataşma sadece hakaret sadece karşındakini aşağılama hakir görme var. işte tüm muhaliflerin yanıldığı en büyük nokta bu.bakın tüm diyorum kemalist türkçü apocu ayırmadan. sizden olmayanları direkt koyun diye atfediyosunuz. yanıldınız en büyük nokta ve belki türkiyede uzun yıllar iktidara gelememenizdeki en büyük engel budur.
    ···
  20. 13.
    -1
    şeklinde soruyu sorarız. dalga fonksiyonumuzun karmaşık eşleniğidir. Karmaşık eşlenik ve dalga fonksiyonu arasında kalan ifadeler gözlemlenebilirlerimizin, yani konum ve momentumun, konum uzayındaki operatörleridir. Operatörler sorunun ta kendisidir.
    Konum ve momentum dışında daha birçok gözlemlenebilir ile işlem yapılabilir. Ancak konum ve momentum operatörleri kullanılarak diğer birçok operatörü elde etmek mümkündür. işin ilginç yanı bu operatörle elde etmek için klagib formüller kullanılır. Örneğin kinetik enerji klagib mekanikte;

    şeklinde tanımlanırken kuantum fiziğinde kinetik enerji operatörü yine aynı ifadeyle yazılır. Tek fark "p" artık bir sayı değil bir operatördür. Bu bize Ehrenfest teorimince sağlanır ve bütün operatörleri klagib yasaları kullanarak türetebiliriz. Bu noktada "Peki, dalga fonksiyonu nedir?" sorusuna dönmeliyiz. Dalga fonksiyonu bize Schrödinger denklemi tarafından verilen, bir bakıma parçacığın kimlik kartıdır.Bir boyutta Schrödinger denklemi;

    şeklinde yazılabilir. ifade bir bakıma enerji denklemidir ve bahsi geçen "kimlik" kartını sistemin enerjisine göre verir. (Burada kimlikten kasıt, parçacığın elektron mu yoksa nötron mu olduğu değil, momentumu, konumu, kinetik enerjisi gibi gözlemlenebilirleridir.) Bu "masum" denklem çözüldüğünde parçacığımızın dalga fonksiyonunu elde etmiş oluruz. En basit atom olan hidrojen atomunun zamandan bağımsız analitik olarak çözülmesi bile gerçekten büyük bir meseledir, neyse ki belli formalizmlerle, daha karmaşik sistemleri yaklaşımlar yaparak çözmek mümkün oluyor.
    Kuantum mekaniği temelinde bir olasılık teorisidir. Dalga fonksiyonu içinde sistemin bütün olası durumlarını barındırır. Siz soruyu sorduğunuzda size en olası cevabı verir, ancak soru sorma işlemi dalga fonksiyonunu "dağıtır" ve siz bir daha sorduğunuz zaman artık başka bir cevap alırsınız. Bunun yanı sıra kuantum mekaniği yapısı ötürü belirsizlikler barındırır. Bu belirsizlikler bazı gözlemlenebiliri ne kadar iyi bilirseniz diğer bazıları hakkında o kadar az şey bileceğinizi söyler. Örneğin konum ve momentum böyle bir çift oluşturur. Birini ne kadar iyi bilirseniz diğeri hakkında o kadar az bilginiz olur. Bu Heisenberg belirsizlik ilkesi olarak bilinir. Konum ve momentum için Heisenberg belirsizlik ilkesi şöyle gösterilir;

    Bu ifade de ve ile verilenler sırasıylayla konum ve momentumdaki belirsizliklerdir.
    Yukarıda ele alınan kuantum mekaniği, öklidyen bir uzayda çalışılmış kuantum mekaniğidir, diğer bir deyişle göreceli değildir. Einstein'ın özel görelilik kurdıbına uyan bir kuantum mekaniği türetmek mümkündür. Hatta ilk bakışta kolay bir uğraştır. Kuantum fikrine ve özel göreliliğe biraz aşina olan biri bile çözüme kolayca ulaşır. Yukarıda değinilen Schrödinger denklemini daha sade bir formda şöyle ele alabiliriz;

    Burada H olarak verilen Hamiltonian operatörüdür. (Korkmayın, toplam enerji olarak düşünebilirsiniz.) Relativistik olmayan serbest parçacık (potansiyel enerji sıfır) için Hamiltonian;

    olarak verilir. Relativisitk serbest parçacık içinse Hamiltonian;

    şeklinde yazılabilir. ifade pek yabancı değil, değil mi? Hayır, olaya klagib mekanik açısından bakarsanız, parçacığın durduğunu kabul edersek, momentum sıfır olacak ve ünlü 'yi elde etmiş olacaksınız. Şimdi relativistik Hamiltonianla Schrödinger denklemini yeniden yazalım;

    Karesini alırsak

    elde ederiz. Bu denklem Klein-Gordon denklemi olarak bilinir. Ancak denklem bir takım teknik nedenden ötürü sorunludur. Daha geçerli relativistik çözüm Dirac tarafından keşfedilmiştir ve kendi adıyla anılan denklemle verilir. Ultramikroskobik boyutlarda (Planck Uzunluğu)uzayın küçük dalga boylarında bir kaos olduğu düşünülür. Evrenin milyarda birinin milyarda birinin milyonda biri boyutlarda gözleyecek olursunuz Evren bir kaos olarak görünür.
    Kuantum mekaniği tarihi gelişimi boyunca birçok sınavdan alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Olguları büyük bir doğrulukla açıklaması, yeni olgulara ışık tutması bir teoriden beklenen özelliklerdir ve kuantum mekaniği bu işi gerçekten oldukça iyi başarmıştır. Kuantum fikirleri üzerine gelişen kuantum elektrodinamiği (QED) ve kuantum renk dinamiği (QCD) bu güne kadarki hiçbir teorinin ulaşamdığı hassasiyetlerde sonuçlar vermişlerdir. Ne varki geçtiğimiz yüzyılın çok büyük iki teorik açılımı bir biriyle uyuşmamaktadır. Doğada bilinen 4 kuvvetten 3'ü, elektromanyetizma, zayıf ve güçlü kuvvetler, kuantum kuramlarıyla ele alınabilirken kütle çekimin henüz tutarlı bir kuantum kuramı bulunamamıştır. Her ne kadar sicim kuramları kuantum kütle çekime aday gibi görünsede çözülmesi gereken çok büyük sorunlar halen daha bulunmaktadır. Günümüzde yaygın kanı kuantum ve kütle çekimin üstünde, doğrusal olmayan daha genel bir kuramın yer aldığıdır.
    Tümünü Göster
    ···