/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +5
    sadece akp değil , siyasal islam çöküyor...

    Mısırda darbe oldu , suriyede öso yenildi...
    ···
  2. 2.
    +3
    Iyi de bunun akp dönemi ile ne alakası var
    ···
  3. 3.
    +1
    Ver gazi ver ver
    ···
  4. 4.
    +2 -1
    Okumadım daha çok okuyamadım kafa mı yeter amk
    edit: okudum ama tarafsız olduğunu belli etseydin senin tarafında olurdum o chp ninde akp ninde amk doğru durust adam mi var
    ···
  5. 5.
    +1
    Kardes bi yerden okumaya basladim dier basini unttum corbaya cevirmisler yaziyi amk
    ···
  6. 6.
    +1
    OKUMAYON ÇÖKTÜM HAHAHAHHAHAHA
    ···
  7. 7.
    0
    Keşke doğru olsa ama sanmıyorum panpa
    ···
  8. 8.
    0
    Fedöcusun dimi
    ···
  9. 9.
    0
    Okuyani zenciler gangbang gibsin
    ···
  10. 10.
    0
    Okuyanı gibsinlet
    ···
  11. 11.
    0
    Okursam gibsinler
    ···
  12. 12.
    0
    rezervuar
    ···
  13. 13.
    +1 -1
    ahhahahjfifif komedi yazi amk
    ···
  14. 14.
    0
    bunu insan okuyacak güzel kardeşim.
    ···
  15. 15.
    +11 -11
    AKP iktidarı çöküş sürecinde
    edit:alıntıdır
    Merdan YANARDAĞ
    Türkiye bir Ortaçağ gücünün saldırısı ve kuşatması altında. Toplum hızla yeni bir hesaplaşma eşiğine doğru sürükleniyor; ya aydınlık geleceğini kazanacak ya da akıl ve bilimden kopmuş Emevi yobazlığına teslim olan bir Ortadoğu ülkesi haline gelecek.

    iktidara el koyan siyasal islamcı kadro adeta ülkenin boğazını sıkıyor. Öyle ki, 200 yıllık bir aydınlanma ve modernite birikimi olan toplumu bütün kazanımlarını terk etmeye zorluyor. Ülke, bilgisiz ve görgüsüz bir “kasaba yobazlığının” tacizi altında bulunuyor. Fethullahçı Çetenin 15 Temmuz 2016 darbe girişimini bir fırsata çeviren Erdoğan-AKP iktidarı, islamcıların bütün fantastik tezlerini yaşama geçirmeye çalışıyor.

    Ancak, söz konusu girişimin başarı şansı bulunmuyor. Büyük bedeller ödense de toplumun böyle bir yobazlığa teslim olması imkansız görünüyor. Tayyip Erdoğan'ın, 15 Temmuz anma törenlerinde yaptığı konuşmalarda da gündeme getirdiği klagib bir muhafazakar-islamcı hipotezin tartışması üzerinden bunun neden imkansız olduğunu kısaca irdeleyelim isterseniz.

    islamcıların, muhafazakar siyasetçi ve ulemanın sürekli gündemde tuttuğu bu fansatgib tezlerin esasını oluşturan varsayımı şöyle özetleyebiliriz; Türkiye’yi tarihsel ve kültürel bakımdan belirleyen temel etken “islam medeniyeti” olgusudur. Meşrutiyet ve özellikle Cumhuriyet dönemlerinde Türkiye seçkinleri islam uygarlık havzasından koparak Batı uygarlık havzasına iltica ve iltihak etti. Ancak toplum yerinde kaldı. Dolayısıyla devleti elinde tutan elitler ile millet arasında bir uçurum oluştu. Bu uçurum kültürel çatışmaya yol açtı. Bu anlamda devlet ile millet arasında 100 yıldır devam eden bir kavga vardı.

    Temel tez böyle olunca, hedef de “devlet ile milleti barıştırmak” şeklinde belirleniyordu. Dolayısıyla bu çelişkinin çözümü de Cumhuriyet’i islami ilkelere dayalı olarak yeniden yapılandırmak şeklinde ortaya konuluyordu. Laikliği din odaklı şekilde yeniden tanımlamak ve kamusal yaşamı büyük ölçüde dinselleştirmek, devletle millet arasında kurulmak istenen bu barışın bir başka gerçekleşme şartıydı.

    Yukarıda sözü edilen muhafazakar-dinci hipotezin temelinden yanlış ve bilim dışı bir yaklaşım olduğunu söylemeliyiz. Çünkü, bu yaklaşımın sahipleri, dinci bir bakışla Batı kültür havzasını Hıristiyanlıktan ibaret sayıyor. Batı’da aydınlanma, modernleşme, uluslaşma süreçlerinin yarattığı kültürü, felsefe birikimini, bilimi, edebiyatı görmüyor. Daha da önemlisi, bütün bunların insanlığın ortak kazanımlarını oluşturan evrensel değerler olduğu gerçeğini kavrayamıyor. Ayrıca bu anlayış, islam dünyasında sadece “Sünni islamı”, dahası Sünni islam içinde de daha sınırlı bir yaklaşımı esas alan bir kültür ve ‘medeniyet’ tanımına dayanıyor. Diğer islami mezhep, yorum ve ekolleri dışlayarak dar cemaatçi bir anlayışı, Emevi ideolojisini din diye topluma dayatıyor.

    Diğer taraftan Türkiye, 200 yıla yaklaşan bir uluslaşma, modernleşme ve aydınlanma mücadelesiyle bu süreçte oluşan zengin bir birikime ve geleneğe sahiptir. Toplum tarafından içselleştirilmiş, küçümsenmeyecek bir seküler bilinç ve yaşam tarzı söz konusudur. Bu nedenle Cumhuriyetin bir avuç seçkinin rejimi olduğu yönündeki varsayımın temelinden yanlış olduğu açıktır. Cumhuriyeti seçkinlerin rejimi sananlar, 2007 mitingleriyle başlayan, ulusal bayramlardaki kitlesel eylemler ve Gezi /Haziran başkaldırısıyla devam eden direniş karşısında şaşırdılar. CHP lideri Kemal kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde yapılan Ankara-istanbul Adalet Yürüyüşü ve 9 Temmuz’da gerçekleştirilen büyük Maltepe Mitingi de bu kategoride sayılmalıdır.

    islamcı ve muhafazakâr hareket 300 yıldır bu gerçeği göremedi. Bu taassup nedeniyle Müslüman dünya, hâlâ geri kalmışlık karanlığı ve sefaleti içinde acı çekiyor. Gazali teolojisi ve Emevi ideolojisinin hakimiyeti altındaki islam dünyası kendi ortaçağını bu nedenle aşamıyor.

    Nitekim, Milli Eğitim müfredatını bir kez daha değiştiren, ilk ve orta öğretimde din derslerini daha da artırıp evrim teorisini derslerden çıkaran, buna karşılık şeriat ve cihad konularını programa alan AKP iktidarı, güya bu yolla “mazi ile atiyi” yani geçmişle geleceği bir birine bağladığını iddia ediyor. Oysa yapılan şey, toplumu daha çok dinselleştirerek ülkenin gelişeceğini sanmak gibi akıl dışı bir tutumdur. Bu Pakistan’ın yoludur. Dünyada, yaşamı dinselleştirdiği için gelişen tek bir ülke bile yoktur.

    Dolayısıyla bu gidiş sürdürülemez. Bir yerden kopacak. AKP’nin hikayesi bitti. Bütün tezleri yaşamın ve tarihin duvarına çarparak parçalandı. Öyle ki, 15 Temmuz anmalarını bile toplumu birleştiren ve iktidar meşruiyetini büyüten bir etkinlik olarak gerçekleştiremedi.

    Siyasal islamcılığın dünyada iflas ederek yüz kızartıcı bir yenilgiye uğradığı ve büyük itibar kaybettiği koşullarda Türkiye’de dinci bir iktidarın başarılı olması için hiçbir neden yok. Çünkü, ülke ve toplumun büyük kesimi artık bir kusma aşamasına geldi. Dünyada tecrit edilen AKP iktidarının, toplumsal barışı bozan, ulusu ayrıştıran, ülkeyi parçalayan ve geleceği tehdit eden bir etkene dönüştüğü ortaya çıktı.

    Sonuç olarak; 15 Temmuz’u fırsata çevirip 20 Temmuz’da kendi darbesini yapma cinliği ve Yüksek Seçim Kurulu eliyle yapılan referandum sahtekarlığıyla büyük bir ülkenin kaderine el koymak mümkün değildir.

    Yeni bir ilerici, cumhuriyetçi ve laik toplumsal dalga yükseliyor. AKP iktidarını sarsan bir dalga... Maltepe Mitingi bu dalganın sadece kıyıya vuran öncü sularıydı. Bu ülke gerici saldırıya teslim olmayacak, göreceksiniz.

    AKP iktidarı hızlanan bir çöküş içindedir
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    -1
    yalan buuu hayin fedöcülere inanmayınn
    ···