1. 26.
    -1
    30-JOKEY KULÜBÜ’NDEN SHÇEK PAYININ ALINMAMASI OLAYI

    Türkiye Jokey Kulübü, at yarışları hasılatından %1′lik payın, SHÇEK’ alınmamasının engellenmesi olayı. SHÇEK Kuruluş Yasası’nın 18.maddesinin h bendine göre, “kanuna göre şans oyunları tertip eden kurumların, hasılattan %1′lik payın SHÇEK’ verilmesi” gerekir. Türkiye Jokey Kulübü, bu parayı ödememiş ve Tarım Bakanlığı’nı mahkemeye vermiştir. Ankara 6. idare Mahkemesi, SHÇEK lehine karar vermiş ve bu kararın uygulanmaya konulması beklenirken, Devlet Bakanı Gül dal Akait, özel bir avukatlık bürosunun talebi doğrultusunda, yasaya aykırı işlem yapılması talimatını veriyor. Bu özel avukatlık bürosunun ortaklarından birisinin Murat Aksu olduğu ve babasının da, içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu olduğu anlaşılıyor. Kanunu uygulamayan Tarım ve Köy isleri Bakanı Sami Güçlü ile görevini kötüye kullandığı için Devlet Bakanı Gül dal Akait için, Ana Muhalefet Partisi tarafından soruşturma açılması isteniyor. Fakat, Meclis’te AKP Grubu’nun çoğunluğu tarafından reddediliyor. SONUÇ: Konuyla ilgili yapılan resmi açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir.

    31- MALiYE BAKANI’NIN OĞLUNUN MISIR iTHALi OLAYI

    Maliye Bakanı Kemal Unakitan’in oğlu, Gümrük Vergisi % 70′e çıkmadan hemen önce, 4 bin ton çerezlik mısır ithal ediyor. Ve ithalden sonra, Gümrük Vergisi miktarı yükseltiliyor. Maliye Bakanı, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “oğlum o mısırları, tavuklarına yedirecek” diye ilginç bir görüş sergiliyor. ifade edidigine göre, 4 bin mısırla bir yıl boyunca 175 bin tavuğun beslenmesi söz konusudur. Ve bu miktarda bir tavuğun da olmadığı ileri sürülmektedir. Yine ifade edildiğine göre, mısır ithalinden 360 milyar kar elde edilmiştir. ileri sürüldüğüne göre, 17 Nisan 2003′te mısır ithali’nde Gümrük Vergisi %20′ye indiriliyor. 15 Temmuz 2003′te 4400 ton ADB menselli mısır ithal kontrol belgesi alıyor ve 4 Ağustos 2003′te 4000 ton mısır ithal ediliyor ve Gümrük Vergisi hemen bu ithalden sonra yükseltiliyor. 8 Ağustos 2003 tarihinde % 45′e yükseltiliyor. Daha sonra da söz konusu vergi, % 70′e yükseltilmiştir. SONUÇ: Maliye Bakanı’nın açıklamaları kamuoyunu tatmin edici olmamıştır.

    32- MALiYE BAKANI’NIN KAÇAK ViLLASI VE RESMi MÜHÜRLERIN SÖKÜLMESi OLAYI

    Üsküdar Belediyesi’nin 3 kez mühürlenmesine rağmen, mührü kırarak oturduğu viladin bahçesine bir de kaçak villa inşa eden Unakıtan, depreme dayanıklı bina yaptırmak için belediyeye başvurunca, kaçak viladin hikayesi de ortaya döküldü. Kaçak villanın şikayet konusu olması üzerine, içişleri Bakanlığı Başmüfettişi Şahin Demir, olayı incelemeye başladı. Bir gün sonra Üsküdar Belediyesi, bir gazeteye villanın yıkılması için ilan verdi. Gerekçe olarak da, evin bulunamadığı belirtildi. Yıkım için verilen ihale ilanına başvuran kimse de çıkmadı. Demir, raporunda önemli ifadelere yer verdi. Raporda, “Belediye Başkanı, bu olayda görevini kötüye kullanarak, adeta ruhsatsız inşaatın bitirilmesi için gayret göstermiştir. inşaat, kalitesi ve mevkii açısından son derece rantı yüksek bir halde tamamlanmıştır. Bu durum da dikkate alındığında kaçak yapının tamamlanmasında ilgililer ile inşaat sahibi (Kemal Unakitan) arasında yasal olmayan ilişkilerin olabileceğini akla getirmektedir” denildi. SONUÇ: Maliye Bakanı, oğlu ve kızının villalarının kaçak olduğunu; ancak Belediye’nin kendisine düsen hizmetleri yerine getirmediği için kaçak duruma düştüklerini açıkladı.

    33- TÜPRAŞ iHALE OLAYI

    2004 yılında 15 milyar $ cirosu bulunan ve 500 milyon $ net kar eden TÜPRAS’in, Zorlu Grubu ve Rus TAF-NEFT Konsorsiyumu’nun iptal edilen satışında, değeri 1,3 milyar $ idi. Bilahare TÜPRAS’in % 14.7′si 446 milyar $’a satılıyor. Bu durumda TÜPRAS’in bu fiyattan hesap edildiğinde, toplam piyasa değeri yaklaşık 3 milyar $ ediyor. Yani ayni TÜPRAS’in çok kısa bir süre içerisinde, fiyatı ortalama % 50 artmış oluyor . ve halen TÜPRAS, AKP iktidarı tarafından satılmaya devam edilen bir kurum olarak ortada duruyor. TÜPRAS gibi, stratejik bir kurulusun, yangından mal kaçırır gibi satılmaya çalışılmasının amacının ne olduğunu ve eğer mahkeme yapılan satışı iptal etmeseydi, meydana gelen yaklaşık 1,5 milyar $’lif zararın sorumluluğunun kimlere ait olacağı merak edilmektedir. SONUÇ: iktidardan, kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

    34- ÇORLU MOTiF TEKSTiL A.Ş.’NiN TPAO’YA BORCU KONUSU

    Çorlu’daki Motif Tekstil San.Tic.A.S., TPAO’dan doğalgaz alıyor. Borcu 1,5 trilyonu asıyor ve ödeme yapmıyor. Bunun üzerine TPAO, doğalgazı kesiyor ve söz konusu firmayı icraya veriyor. iddiaya göre, Başbakan Recep Tayip Erdoğan devreye giriyor. Verdiği talimatla gaz tekrar bağlanıyor. Ve konu resmi yazışmalara da yansıyor. Merak edilen hususlar şunlar; -TPAO’ya 1,5 trilyon borç takan ve hakkında icra işlemleri başlatılan bu firmaya, gazin bağlanması konusundaki emir, bizzat Başbakan tarafından verildi mi? Verilmişse sebebi nedir? -firmanın sahipleri kimlerdir? Bunların Başbakan’la ve AKP ile bir siyasi yakınlığı var midir? firmanın sahipleri, Başbakan’a nasıl ve kimleri aracı koyarak ulaşmışlardır? -Söz konusu firmanın borcunun daha sonra 3 trilyona yükseldiği söyleniyor. Bu doğru mudur? Söz konusu olan firmanın, TPAO’ya olan borcunu ödemeden kapandığı ileri sürülüyor. Bu gerçek ise, Devlet burada ne kadar zarara uğramıştır? V e bunun sorumluları kimlerdir? eğer Başbakan bir talimat vermemişse, Basbakan’nin ismini kullanıp belge düzenleyenlerle ilgili bir soruşturma açilmismidir? SONUÇ: Konu ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

    35- TOKi’DEN BAKAN KARDEŞi’NiN iHALE ALMASI OLAYI

    TOKI 24 Mart 2004′te toplam bedeli 1 trilyon 580 milyar lira olan istanbul Halkalı 3.Etap Konut Projesi’nin sosyal donatı, alt yapı ve çevre düzenlemesi isi için ihaleye çıktı. ihaleyi Ticaret Sicil Kayıtları’nda Fatih Demir yürek ve Dede Sahbudak’in ortak gözüktüğü Demars inşaat şirketi % 31,69 fiyat kirimi yaparak kazandı. 8 Ekim 2004′te teslim edilmek koşulu ile 7 Mayıs 2004′te şirket ile sözleşme imzalandı. Ancak, teslim tarihi geçmesine rağmen is tamamlanamadı. ihaleyi kazanan Demars inşaat’ın kağıt üzerinde gözükmemesine rağmen, asil sahibinin Ömer Faruk Ergezen olduğu ifade edildi. Ömer Faruk Ergezen’in, geçen hafta görevden alınan Bayındırlık Bakanı’nın Zeki Ergezen’in kardeşi’nin olduğu ve kardeş Ergezen’in TOKI’nin yani sıra Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan da ihaleler aldığı ileri sürülüyor. ifade edilen Bayındırlık Eski Bakanı Zeki Ergezen’in kardeşinin ihalelerde kayrıldığı seklindedir. Geçen hafta görevden alınan Bayındırlık Eski Bakanı Zeki Ergezen, Milliyet Gazetesi’nden Safiha Çolak’a yaptığı açıklamada; ” Ye yiyen Bakan’ı görevden alırlar, ye da yedirmeyeni ” demişti. Ulaştırma Eski Bakanı Yasar Topçu, Zeki Ergezen’in Bakanlığı döneminde kendisine geldiği ve kardeşi için kendisinden ihale istediğini de açıklamıştı. SONUÇ: Konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmamıştır.

    36- DATA TEKNiK ŞiRKETi’NiN iHALE ALIMLARI OLAYI

    Ülker Grubu Şirketleri’nden Data-Teknik Bilgisayar’a, bazı kamu ihalelerinin usulsüz olarak verildiği ileri sürülmektedir. PTT Genel Müdürlüğü’nün otomasyonu için 3 bin, büro için de bin olmak üzere toplam 4 bin adet bilgisayar Data-Teknik Bilgisayar kazandığı, PTT’nin bu bilgisayarlar karşılığında Data-Teknik’e 4 trilyon 348 milyar ödeyeceği ve Data-Teknik’in30 Eylül 2004′te başlamak üzere 4 yıl içinde söz konusu sözleşme süreci içinde teslim edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayni şirketin Adalet Bakanlığı’nın 20,5 trilyon lira bedelli teknik donanım ihalesini kazandığı ve Türk Telecom’a ADLS kurulumu ve servis desteği ihalesini yine Data-Teknik tarafından kazanıldığı ve ayrıca Adalet Bakanlığı’nın UYA kapsamında Mahkeme Kalemleri’ne dağıtılmak üzere 10 bin masa üzeri bilgisayar, Hakim ve Savcilar’a verilmek üzere 8 bin diz üstü bilgisayar temini isini de üstlendiği ifade edilmiştir. ileri sürüldüğüne göre, Ülker mamullerinin dağıtım ve pazarlamasını yapan şirkette Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın da bir müddet öncesine kadar ortak olduğu, bu nedenle söz konusu ihalelerde belirtilen firmanın kayirildigi ileri sürülmektedir. SONUÇ: Konu ile ilgili herhangi bir soruşturma ve açıklama bugüne kadar yapılmamıştır.

    37- EMNiYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GiYiM iHALESi

    içişleri Bakanlığı’nın açtığı, toplam 22,8 trilyonluk ihalenin büyük bir bölümü Albayrak Turizm inşaat A.S.’nine aldığı ve 12 trilyon 680 milyar liraya 200 bin adet polis monte dikimi isini, SIYASI NEDENLERLE söz konusu firmaya verildiği ileri sürülmektedir. Yine, Sümer Holding A.S.’ye ait TÜMOSAN ihalesini de Albayraklar Şirketleri’ne bağlı ALÇELIK yapı Is.A.Senin aldığı ve bu ihalenin de sorusturulmasi gerektiği ifade edilmiştir. SONUÇ: Bu ihalelerle ilgili herhangi bir soruşturma ve açıklama yapılmamıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 27.
    0
    38- TOKi’NiN 280 TRiLYONU ASYA FiNANS’A YATIRMASI KONUSU

    Toplu Konut idaresi’nin (TOKI) Bütçe Yasası’ndaki “kamu kurumları, kaynaklarını kamu bankalarında tutar” ilkesini çiğneyerek, 280 trilyon lirasını özel finans kurumu (ÖFK) Asya Finans’ta tuttuğu belirlendi. Faizsiz bankacılık yapan Asya Finans ilişkisiyle ilgili belge ve dokümanların da üzerine “gizli” damgası vurularak, Erdoğan’a iletildiği öğrenildi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun (YDK) TOKI faaliyetleriyle ilgili raporunda, kurum yönetiminin “kamu zararına neden olduğu” sonucuna varildi. Birçok konunun “iz bırakılarak” ifade edildiği ana raporun ekinde, istanbul ve Ankara’da özel firmalarla ortak inşa edilen toplu konutlara “özel inceleme raporunda” yer verildi. TOKI, hızlı toplu konut üretimi amaçlı projelerde “gelir paylaşımı modeli” Nis esas aldı. istanbul Halkalı, Ataköy, Ümraniye ve Kozyatagi’nda, Ankara Eryaman’da gerçekleştirilen 10 bine yakın konut üretilmesini amaçlayan 10 proje için açılan ihalelerde firmalar, tekliflerini “idareye bırakacakları paylar” üzerinden hazırladı. ihaleler sonuçlandığında, geçmiş yıllarda yüzde 50′nin üzerindeki “TOKI paylarının” yüzde 25-30 civarına çekildiği ortaya çıktı. Bir firmadan gelen istek üzerine, sözleşmelerin “satış hasılatını kullanma yöntemini” düzenleyen hükmünde değişiklik yapıldı.”Yüklenici, idare’nin uygun göreceği bir bankada idare adına TL hesabi açacaktır” seklindeki hüküm “bir bankada veya bir özel finans kurumunda hesap açılacaktır” seklinde değiştirildi. Böylece, satış hasılatının Asya Finans’ta tutulmasının yolu açıldı. Hukuk Müşavirliği ile idari Mali isler Dairesi’nin karsı çıkması sonuç vermedi. TOKI Başkan Vekili Erdoğan Bayraktar ise, yaptığı açıklamada, ÖFK’lara yatırılan paranın kuruma ait olmadığını belirterek, “O para bizim paramız değil. Müteahhitlere “paranızı oraya yatırmayın” diyemeyiz” demişti. YDK, kurum parasının bir ÖFK’ da tutulmasının, kamu kurumlarının bütün kaynaklarını kamu bankalarında tutulmasını (kamu haznedarlığı) öngören Bütçe Yasası’nın 10.maddesi’ne uygun olup olmadığının belirlenmesini, durumun soruşturma konusu yapılabileceğini ifade etti. Bütçedeki kamu haznedarlığı hükmü, istisnai uygulamalar için Başbakan’ın iznini şart koşuyor. TOKI’nin ise, Asya Finans’ta hesap açmak için izin de almadığı belirlendi. SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

    39- – THY’DA E-POSTA VE iHALELER KONUSU

    THY’nin, çeşitli alim ve hizmetlere ilişkin yapmakta olduğu ihalelerin, Kamu ihale Yasası uygulamaları dışında, ilginç metotlarla yapıldığı ifade edilmektedir. bazı ihalelerin gerçekleşmeden önce, THY Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hamdı Topçu tarafından bazı işadamları, bazı kamu görevlileri, bazı gazeteciler, bazı milletvekillerine ihale bilgileri içeren e-postalar gönderdiği ifade ediliyor. Konu KIT Komisyonu’nda THY hesapları incelenirken gündeme getiriliyor. AKP’LI Hemze Albayrak, Hamdı Topu’nun E-posta adresinden 40 kişiye gönderilen ve THY tarafından 19 Nisan-25 Mayıs 2004 tarihleri arasında açılan ihalelerle ilgili bilgileri içeren notları dağıttığı, buna mukabil THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlitekin’in “Bütün ihaleler davul zurna ile ihale edilir. Bütün ihale duyurularını elimizden geldiğince ese dosta gönderiyoruz. Böylece varsa ihale mafyasının kafasını kırıyoruz” diye açıklama yaptığı ifade edilmektedir. Cevabi aranan sorular şunlardır:” Bu 40 özel kişi kimlerdir? Bunlar, bunların yakınları veya bunların aracılık yaptığı yakınları THY’nin açtığı ihalelere girmismidir? Girmişlerse ihale almışlar midir? THY ile bağları naladır? Hangi ölçülere dayanarak bu40 özel kişiye E-posta göndermişlerdir? ihale süreci Internet sitesinde neden yer almamıştır? E-posta gönderilenlerin arasında AKP yakınlığı ile bilinen bir gazetenin Ankara Temsilcisi de var midir? Ve yine cevap aranılan bir diğer soru; Kıt Komisyonu’nda AKP’li bir milletvekili, E-posta ile bildirilen ihalelerin araştırılması için önerge veriyor ve bu önerge diğer AKP’lilerin oyları ile reddediliyor. Neden? “SONUÇ: Hükümetten konu ile ilgili hiçbir açıklama yapılmamıştır.

    40- TCDD iSKENDERUN LiMAN BAKIM – ONARIM iHALESi

    iskenderun Limanı sınırları içindeki yaklaşık 11 bin 16 m2′lik kizaklama tesisinin, ilave yatırımlar ile mevcut amacına uygun islerde ve tersane nitelikli olarak kullanılmasına yönelik 1 Nisan 2004 tarihinde yapılan ihaleyi, TESKO Endüstriyel isimli firma aldı ve tesis 30 yıllığına bu firmaya kiralandı. TCDD ile TESKO Endüstriyel arasında yapılan yap-islet-devret sözleşmesine göre, sözleşmeyi takip eden ilk 6 aylık sürede, firmanın aylık kira bedeli olarak 4.7 milyar lira ödemesi ve bu süre zarfında Liman’a 1 trilyonluk yatırım yapması karar altına alindi. TCDD’ye ait kilavuzlama hizmeti veren deniz araçlarının bakim onarım hizmetlerini eskiden kendi personeli ile gören TCDD, bu hizmetin TESK O’YA devredilmesinin ardından ilk 6 ayda firmaya 1 trilyon 200 milyar lira ödedi. Buna karşılık firma TCDD’ye ilk 6 ayda kira bedeli olarak toplam 28.2 milyar lira ödedi. TESK O’NUN en büyük ortağı Sadık Bal, Reha Denizciliğin de ortakları arasında yer alan bir isim. Reha Denizcilik, TCDD izmir Limanı yıllık 70 milyon $’lif yükleme boşaltma isini ihalesiz olarak, 30 yıllığına alan 2 şirketten birisidir. TCDD izmir Limanı olayında, AKP Eski Bakırköy ilçe Başkanı’nın da isminin yer almış olması dikkat çekmektedir. iskenderun’daki ihaleye sadece TESK O’NUN teklif verdiği ve 6 aylık süre içinde tesislere 1 trilyon liralık yatırım yapma sözü vererek isi aldığı, ama buna mukabil söz konusu süre içerisinde bu yatırımın yapılmadığı öne sürülmektedir. Yine ifade edildiğine göre, TCDD’nin denize girişi bile sakıncalı bulunan, 30-40 yıllık ekipmanlarını kullanmaya devam eden TESK O’YA yatırım yapacağı için kirada da kolaylık sağlandı. Tesisin 23 milyar lira olarak belirlenen kira bedeli, 6 aylık süre için 4.7 milyara düşürüldü. SONUÇ: TCDD, konu ile ilgili yaptığı açıklamada yapılan işlemlerin usule uygun olduğunu bildirdi.

    41- ÖZÜRLÜLER iDARESI’NIN KiTAP iHALESi KONUSU

    Özürlüler idaresi Başkanlığı “işlevsellik ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırılması” baslıklı bir kitap hazırlıyor. Nehir Yayınevi ihaleyi alıyor. Ve 21.12.2004 tarih ve 821672 numaralı fatura ile 12 milyar 750 milyon liralık faturayı, ÖIB’den tahsil ediyor. ÖIB’nin Başkan Vekili’nin Mehmet Aksoy olduğu, kitabin basımı için olur verenin de, ayni ismin bulunduğu, Aksoy’un “AB Sürecinde Özürlüler Politikası” ve “Geleneksel Sonrası Toplum Üzerine” isimli kitapların, yayınlanmış olduğu basımevinin “açı kitaplar” olduğu ve ÖIB’den ihale alan Nehir Yayıncılık ile açı Kitaplar firmasının, ikisinin de adresinin “Ankara Cad. Vilayetler Han Cagaloglu-istanbul” da bulunduğu ileri sürülüyor ve yine iddia edildiğine göre, söz konusu yayınevinin eski ortakları arasında, Devlet Bakanı Besin Atalar bulunmaktadır. iddiaya göre, ÖIB söz konusu Bakanın eski yayınevini ihalelerde kollamaktadır. SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir soruşturma ve açıklama yapılmamıştır.

    42- ENERJi BAKANLIĞI AVUKATLIK BÜROSU SÖZLEŞME KONUSU

    Enerji Bakanlığı’nın bünyesinde güçlü bir hukuk müşavirliği ve çok sayıda resmi avukatları bulunduğu halde, Enerji Bakanlığı’nın dava takipleriyle ilgili olarak bir özel hukuk bürosu ile avukatlık sözleşmesi imzaladığı ifade edilmektedir. Coşar Hukuk Bürosu’nun, bu anlaşma gereği, ÇEAS, KEPEZ davasını 1 trilyon 262 milyar lira vekalet ücreti ile almış olduğu ifade edilmektedir. Bakanlığın söz konusu büroya, konu ile ilgili olarak 631 milyar ödemede bulunduğu anlaşılıyor. Coşar Hukuk Bürosu’nun sahibinin Av.Aydın Coşar olduğu ve Başbakan Erdoğan’ın Danışmanı ve AKP Kurucuları’ndan Cüneyt Zapsu’nun da ayni zamanda avukatlığını yaptığı ifade edilmektedir. SONUÇ: Konuyla ilgili Enerji Bakanlığı’ndan kamuoyunu tatmin edici bir açıklamada bulunulmamıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 28.
    -1
    43- MALiYE BAKANI’NIN BEYKOZ’DAKi ORMAN ARAZiSI KONUSU

    Maliye Bakanı Unakitan’in, Beykoz Çavusbasindaki biri 34 dönüm, diğeri 17 dönüm olmak üzere toplam 51 dönüm, 2 B orman arazisini zilyetle üzerine geçirdiği ifade edilmektedir. Bugünkü parasal değerinin 10 milyon $ olduğu ve tapusunun bulunmadığı bu arazinin, Başbakan Erdoğan’ın istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, 16 Haziran 1997′de zilyetle aldığı söylenmektedir. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, raporunda “Orman arazileri, rant grupları ve arazi mafyaları tarafından parsellenerek, köy el senetleriyle, orman köylüsüyle hiç ilgisi olmayanlara satılıyor” denilmiş idi. Bilindiği gibi AKP iktidarı, 2B orman arazileri satışlarını kolaylaştıran bir yasa çıkartmış ve kanun Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla veto edilmişti. Kanunun yeniden çıkması halinde Unakitan’in söz konusu orman arazisinin de tapu alınır hale getirileceği ifade edilmiştir. SONUÇ: Maliye Bakanı’nın konu ile ilgili açıklamaları kamuoyunu tatmin etmemiştir. Ve iktidar 2B orman arazileri ile ilgili yasayı çıkartma gayretlerini sürdürmektedir.

    44- SSK FAKTÖR-8 VE SU iHALESi

    Hemofili hastalarının kanamalarını durdurmak için kullanılan Faktör-8 ilacının ve suyunun birlikte satılması gerekirken, SSK’ya ayrı ayrı satıldığı ve bu şekilde Kurumun 3 trilyona zarara uğratıldığı iddia ediliyor. SSK’nın istanbul satın Alma Müdürlüğü aracılığıyla, 22 Aralık 2003′te açılan ve SSK Yönetim Kurulu’nun 23 Ocak 2004′te onayladığı, KDV hariç 78 trilyon liralık ilaç ihalesinde Faktör-8 ilaç alımlarında usulsüzlük yapıldığı ifade edilmektedir. KDV hariç toplam 8 trilyon liralık Faktör-8 alimi ihalesinin şartnamesinde garip bir şekilde Eritropoietin (NeoRocorman ve Eprex) ve Interferon (Roferon) kalemlerinde, olduğu gibi alınacak üniteler ayrı ayrı tanımlanmış, ( 250 IÜ, 500 IÜ, 1000 IÜ gibi) bu da yetmiyormuş gibi, kurutulmuş Faktör-8 fraksiyonunun sulandırılması için kullanılan distileraf) su miktarları da ayrı ayrı belirlenmiştir. 5 ml, 10 ml ve 20 ml olarak ayrı ayrı tanımlama yapılarak 10 firmanın rekabet ettiği bu pazarda, SSK’nın rekabetle fiyat kırma gücü azaltılmıştır. ihale Komisyonu,12 Ocak’ta uyarı yapmasına rağmen, 23 Ocak’ta SSK Yönetimi onay vermiş ve ihale komisyonu, ihalenin teknik şartnamesinin hatalı yazılması nedeniyle başlangıçta 8 trilyon lira olan Faktör-8 alim tutarındaki yanlısı, son anda görerek, tuttuğu tutanakla bir ölçüde hatayı telafi etmeye çalışmıştır. SONUÇ: Konuyla ilgili SSK’dan herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

    45- BAŞBAKAN IÇIN SATIN ALINAN VIP UÇAĞI KONUSU

    Başbakan’ın kullanımı için italya’dan alınan AIRBUS JIJI -319 tipi uçağın Türkiye’ye maliyetinin ne olduğu ve uçağın aliminin niçin ihalesiz gerçekleştirildiği açıklanmamıştır. Bir iddiaya göre, tadilatlarıyla birlikte yaklaşık 50 trilyona malalan uçağın, ihalesiz alınması, bazı usulsüzlük iddialarını da gündeme taşımıştır. Konu ile ilgili kendisine yöneltilen sorulara Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yazılı olarak verdiği cevapta; ” Havacılık sektöründe uçak alim ve kiralamalarına ilişkin mali hususların gizliliği temel kuraldır. Gizlilik hususu tüm uçak alim-satım sözleşmelerinde zorunlu olarak yer alan bir madde olup, uçak fiyatlarının açıklanması mümkün olmamaktadır. Ancak, söz konusu uçağın fiyatı makul piyasa rayicinin bir miktar altındadır.” ileri sürüldüğüne göre, uçağın esas fiyatının açıklanmamasının esas sebebinin, alim fiyatının normal piyasa şartlarının çok üzerinde olduğu içindir. SONUÇ: yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.

    46- ASYA KALKINMA BANKASI GENEL KURUL iHALESi

    Asya Kalkınma Bankası’nın 38.Genel Kurul Toplantısı ihalesiyle ilgili usulsüzlük yapıldığı, ihalenin kamu ihale mevzuatına tabi tutulmadığı ve isin doğrudan temin yöntemleriyle yapıldığı ifade edilmektedir. Teknik şartnameye göre belirtilen kalemler için, ihalede en düşük teklifi veren Lavada Tomur- Symeon Turizm Konsorsiyumu 1 trilyon 380 milyar vermiş iken, yerine en yüksek teklifi veren Seter- Visitur Ikın Konsorsiyumu 4,5 trilyona verildiği ileri sürülmektedir. KDV dahil, toplam rakam yaklaşık 6 trilyonu bulan bu ihalenin usulsüz olduğu iddia edilmektedir. SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

    47- TCDD ANKARA-ESKiŞEHiR TREN YOLU iHALESi

    TCDD, Ankara-Eskişehir tren yolu ihalesi yapılmış, 206 km.lik yolun yapımı için maliyet, 435 milyon $ olarak belirlenmiştir. ifade edildiğine göre, ek islerle söz konusu ihale 600 milyon $’a ulaşmıştır. Yine ileri sürüldüğüne göre, projeyi yapan firma ile imalatı yapan firma ayni firmadır. Bir firmanın hem projesini, hem de isin maliyetini üstlenmesi ihale Yasası’na uygun olmadığı, böyle bir durumda, proje maliyetine yansıyacak imalat rakamlarını da firmanın çıkarları doğrultusunda belirleneceği ve hiçbir yerde bu tarzda bir ihalenin yapılmadığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, söz konusu ihalede usulsüzlük olduğu ve kamunun ciddi manada zarara uğratılacağı ileri sürülmektedir. SONUÇ: Konuyla ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

    48- ISKUR’DAKi EĞiTiM iHALESi KONUSU

    Uskur Ankara il Müdürlüğü, 31.01.2003 tarihinde “Özelleştirme Sosyal Destek Projesi” kapsamında Dünya Bankası Kredili, Yönetici Sekreterlik Eğitimi için ihale açmıştır. 63,5 milyar liralık bu ihalenin usulsüz olarak Denge Bilgisayar Şirketi’ne verildiği ileri sürülmektedir. Yine ileri sürüldüğüne göre, Uskur bünyesinde bazı ihaleler konusunda, baskı gördüğü için Uskur’da Şube Müdürü olarak çalışan Ali han Turan’ın, bu ihale baskılarına dayanamayıp, beyin kanaması geçirmek suretiyle öldüğü ve bu konuyla ilgili olarak da esinin açtığı davanın halen sürdüğü ifade edilmiştir. iddiaya göre, bu ihalelerde usulsüzlük ve kayrılma vardır. SONUÇ: Konu ile ilgili olarak resmi bir açıklama yapılmamıştır. Ancak söz konusu Denge Bilgisayar şirketi, kazandıkları ihalede herhangi bir usulsüzlük olmadığını ifade etmiştir.

    49- ÇAYKUR NAKLiYE iHALESi

    Çay isletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (ÇAYKUR) 2005 yılı çay nakliyesi isinin, Başbakan Erdoğan’ın yakınları iki tasıma kooperatifi ile 2 nakliye firmasına ihalesiz bir biçimde ve yüksek fiyatlar karşılığında verildiği iddia edildi. Aküyüz Uluslararası Nakliyat’ın sahibi Sayım Aküyüz, olayı suç duyurusu ile yargıya taşırken, durumu mektupla Başbakan ve Bakanlara şikayet etti. Çay kur, toplam 70 bin 500 tonluk 2005 yılı paketli çay nakliyesi için 1,2 ve 3 Şubat 2005 tarihlerinde istanbul, izmir, Ankara, Kayseri, Samsun, Mersin, Diyarbakır ve Erzurum hatları için ihale açtı. Ankara, istanbul, izmir, Samsun ve Mersin için en düşük teklifi Aküyüz Nakliyat verdi. Ancak, Aküyüz inşaat kısa bir süre sonra ihalelerin iptal edildiğini öğrendi ve iptal gerekçelerinin bildirilmesini talep etti. Birkaç hafta önce ikinci en iyi teklifi verdiği hatlar için Akyüz’e “fiyatı aşağı çekebilir misiniz?” diye soran Çay kur, iptal gerekçesinde kurumun tüm nakliye isinin tek bir firmaya verilmesinin “riskli” olacağı endişesinin kararda etkili olduğunu ifade etti. Aküyüz Nakliyatlar’in yıllardır 7-8 katrilyonluk TEKEL ürünlerini taşımakta olduğunu ifade eden Aküyüz, iptal gerekçelerinin hiçbirinin doğru olmadığını söyledi. Aküyüz, 25 Mart’ta yazdığı bir mektupla, olayı Başbakan Erdoğan’a da şikayet etti. iadeli taahhütlü gönderilen mektubuna, Erdoğan’ın “Yolsuzluğu kim yaparsa, bizim getirdiğimiz adamlar dahi olsa kafasını koparacağız” sözünü anımsatarak başlayan Aküyüz, “Bilginiz olmadığına inandığımız, size yağcılık adına yapılan ihale yolsuzluğu ile Hazine’ye milyarlara malalan olayı arz etmek istiyoruz” dedi. Çay kur ise, suç duyurusuna konu olan olayla ilgili sessiz kalmayı tercih etti. SONUÇ: Konuyla ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    0
    50- 30 TRiLYONLUK BUĞDAY VURGUNU DOSYASI

    şirketler Toprak Mahsulleri Ofisi’nden (TMO) 140 bin liraya ihracata yapmak kaydıyla, aldıkları 10 bin ton buğdayı ortalama 300 bin lira fiyatla iç piyasaya sürdüler. Trilyonluk vurgunda, Toprak Mahsulleri Genel Müdür Vekili ismail Kemaloglu ise, şirketlerin haksiz kazanç sağlamasını “ihraç etmek için ucuza alınan buğdaylarla şirketler, istediğini yapabilir” diye savundu. TMO, Kırşehir Kaman, Adapazarı, Konya, Bolu, Ankara, Aksaray’da Dahilde isleme izin Belgesi (DIIB) kapsamında, yani ihracata yapılması kaydıyla piyasanın yari fiyatına, bazı özel şirketlere buğday sattı. Un yaparak ihraç etme sözüyle, buğdayları ucuza alan şirketler, buğdayları iç piyasada sattı. Bu kapsamda, Ocak-Şubat ayları içinde, Kırşehir Kaman’da TMO tarafından, Satışlar Emirler Gıda Sanayi, Kısmet Un Sanayi ve Fatoglu firmasına toplam 10 bin ton buğday satıldı.TMO buğdayları, üreticiden 290-390 bin lira arasında almıştı. Ancak, söz konusu firmalar, ihracata sözü verdiği için buğdayların kilosu için yaklaşık 140 bin lira ödedi. Ihracaat taahhüdünde bulunan firmaların, kısa bir süre sonra buğdayların büyük bir kısmini iç piyasada sattığı ileri sürüldü. Kırşehir ve Mucur civarında, şirketlerin ihracata yapmak için aldıkları buğdayları sattıklarının ortaya çıkmasının ardından, Kırşehir Kaman Ziraat Odası Başkanı Selamı Kayhan durumu önce Kaman’daki TMO ajansı ile görüştü, ancak buradaki yetkililer emrin TMO Genel Müdürlüğü’nden geldiğini belirttiler. Durumu Tarım Bakanı’na ve TMO Genel Müdürlüğü’ndeki yetkililere aktaran Kayhan’a, TMO Genel Müdür Vekili ismail Kemaloglu imzası ile bir bilgi notu gönderildi. bilgi notu, iç Ticaret Şube Müdürü Hafit Tekin, Ticaret Daire Başkanı Faruk Mor tas imzalı üst yazı ile gönderildi. Yazıda, TMO’nun Kaman’da DIIB kapsamında 10 bin tonluk buğday satışı yaptığı, bu buğdayı ise Satışlar Emirler, Kısmet ve Fatoglu firmalarının aldığı ifade edildi. Yazıda, “Firmalar zaman zaman piyasadan mevcut fiyatlarla aldıkları buğdayı isleyerek, un ihraç etmektedirler. Bu firmalar, DIIB kapsamında ihraç ettikleri un karşılığında, hak ettikleri buğdayı TMO’dan aldıklarında, tekrar un ihraca ati söz konusu değil ise aldıkları bu buğdayları istedikleri şekilde değerlendirme imkanına sahiptirler” denildi. Yazıda, ucuza alınan bu buğdayların ülke içinde satılmasında bir sakınca olmadığı ifade edildi. Yazıda, “sistem içerisinde bu uygulama zaman zaman yapılmakta olup, firmaların ne şekilde hareket edecekleri firmaların tercihidir” denilerek, TMO’nun konu ile ilgisinin sadece firmalara DIIB kapsamında buğday satışından ibaret olduğu ifade edildi. Kaman Ziraat Odası Başkanı Selamı Kayhan, TMO’nun bu buğdayları 360-390 bin lira arasında bir fiyatla üreticiden aldığını dile getirerek, bu buğdayların zararına şirketlere satılıp, devletin zarara uğratıldığını belirtti. Kaman’da devletin zararının 30 trilyon lirayı bulduğunu ve üreticinin emeğinin şirketlere peşkeş çekildiğini dile getiren Kayhan, yaşananların dünyada bir örneğinin daha olmadığını söyledi.

    SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

    51- ERZURUM’DA PASiNLER SiGARA FABRiKASI VE ARAZiSi OLAYI

    Erzurum’un Pasinler ilçesi’ne bağlı Cögender Köyü’nde, trilyonlar harcandıktan sonra yarim bırakılan Pasinler Sigara Fabrikası ve arazilerinin, usulsüz olarak MÜSIAD Üyeleri’nden kurulduğu söylenilen bir şirkete verildiği iddia edilmektedir. 27 yılı askın süredir ekilip, biçilemeyen 1000 dönümden fazla fabrika arazisine organik tohum üretimi yapmak için bir araya gelerek, Cögender A.S.’yi kuran köylüler, araziyi satın almak, kiralamak, tahsis yapılmasını sağlamak için ilgili makamlara ve Özelleştirme idaresi’ne 2003 yılından bu yana 7 kez başvurmuşlar. Buna karşılık söz konusu fabrika ve arazileri ortakları MÜSIAD üyesi olduğu ileri sürülen EGES A.S.’ye bedelsiz olarak verildiği ileri sürülmüştür. Ve konuyla ilgili 9 Mayıs’ta Güneş Gazetesi’nde bir ilan yayınlatmışlar. ilanda “Arazisi köyümüze ait iken, yöre insanından 400 kişi çalıştırılacak vaadiyle, değerinin altında istimlak edilen Pasinler Sigara Fabrikası, hayata geçirilemedi. Atıl kalan arazide AÜ Ziraat Fakültesi’nin görüşleri doğrultusunda organik tohum üretmek için köy halkı, Çögender A.S.’yi kurdu. Araziyi satın almak, kiralamak ve tahsis kapsamı dahilinde isletmek üzere ilgili bütün makamlara ve Bakanlıklara müracaat ettik. Yedi resmi müracaatımıza rağmen bize menfi veya müspet cevap vermeyenler, 4 ay önce kurulan ve isminin önünde “MÜ” olan SIAD’in bir ay önce kurduğu EGES A.S.’ye bedelsiz olarak peşkeş çekmekte, katkılarından dolayı; Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’i, Tarım Bakanı Sami Güçlü’yü Milletvekilleri Ömer Özyilmaz, Mustafa Ilıcalı, Muzaffer Gül yurt’u, Vali Cehalettin Güvenç’i ve MÜSIAD Erzurum Şubesi’ni kınıyoruz” demişlerdir. SONUÇ: Erzurum Valisi, arazinin karşılıksız, içindeki binaların ise kira karşılığında EGES’ verileceğini açıklamıştır. Konu ile ilgili başkaca bir soruşturma söz konusu değildir.

    52- iSTANBUL iL SAGLIK MÜDÜRLÜĞÜ’NDEKi 750 MiLYARLIK USULSÜZLÜK OLAYI

    istanbul il Sağlık Müdür Yardımcısı’nın, Sağlık ocağı yaptıracağım diye usulsüz olarak 750 milyar para topladığı ve sonra bu parayla alınan malzemeleri sattığı ileri sürülmektedir. Sağlık ocaklarından sorumlu istanbul il Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Celal Şahin hakkında, Güngören’de, Akıncılar Sağlık Ocağı’nı yaptırmak için çeşitli şirketlerden makbuz karşılığı para topladığı, elde edilen miktardan kalan 750 milyar liralık tıbbi malzeme ve inşaat malzemesini gazete ilanı ile satışa çıkardığı iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Sağlık ocağı yanına, kayınbiraderi eczane açan Dr. Şahin, makbuzların sahte, imzasının da taklit olduğunu öne sürerek, “Bunları istanbul dışına, rüşvet aldıkları için sürdüğüm iki teknisyen yapıyor. Akıncı Sağlık Ocağı’nın yerinde market vardı, marketi sağlık ocağı ve eczaneye dönüştürdük. Esnaftan 30-40 milyar lira bağış topladım. Bağışçıların ismini de pirinçten bir plakayla, Sağlık Ocağı’nın girişine astım. diğer makbuzlardaki imzalar bana ait değil, sahte” dedi. Sağlık Müdürlüğü’nde memurluk yapmaya maddi olarak ihtiyacı olmadığını öne süren Dr. Şahin, “Benim Sentez Temizlik şirketim, Melihan medikal malzeme firmam, Zeytin burnu’nda bir polikliniğim vardı. Bu islerimi devrettim. Ben bu görevde isteyerek durmuyorum. Temizlik ihale Komisyonu Başkanıyım. istesem çatır çatır ihale alırım. Bir ihale 3-4 trilyon lira, ama almıyorum” diye konuştu. SONUÇ: Konu ile ilgili soruşturmanın sürdüğü ifade ediliyor.

    53- ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI BÜROKRATLARININ iHALE KAZANAN FiRMA TARAFINDAN AĞIRLANMASI OLAYI

    Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Bünyemin Kara ve Devlet Meteoroloji isleri Genel Müdürü Adnan Ünal, Bakanlığın ihalelerine giren VAISALA firması tarafından, Finlandiya’da ağırlandıkları ve bütün faturaların söz konusu firma tarafından ödendiği ifade edilmektedir. 6-10 Haziran 2004 yılında Finlandiya’da ağırlanan söz konusu bürokratların tüm harcamalarının, Bakanlıktan çok sayıda ihale alan VAISALA firması tarafından ödendiği, daha sonra konu kamuoyuna intikal edince de, söz konusu bürokratların, söz konusu firmaya bu paraları geri ödedikleri ileri sürülmektedir. Yine bir başka iddia, açılan bir ihalenin iptal edilmesi ile ilgilidir; “Çevre ve Orman Bakanlığı, Devlet Meteoroloji isleri Genel Müdürlüğü (DMI) 10 adet havsalanda Otomatik Meteoroloji sistemi satın almak üzere, Ağustos 2004′te ihale açar. Bu ihale için 4 Ekim 2004 tarihinde VAISALA firması ile 1.674.590 Euro bedel karşılığı sözleşme imzalanmış. DMI yine 2004′te 76 adet Otomatik meteoroloji istasyonu için ihale açılmış. Bu ihaleye üç firma katilmiş. Jinyang firması 1.631.066 ABD Doları, Elice firması 1.820.000 ABD Doları, Vansala firması 2.376.360 ABD Doları teklif vermiş. Bu ihaleyi en yüksek fiyatı verdiği için VAISALA alamaz. Bunun üzerine “Ödenek yetmedi, fiyatlar biraz pahalı” gibi gerekçelerle, ihale tamamen iptal edilir. SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 30.
    -1
    54- TOKi’DE MiLLETVEKiLi AYRICALIKLARI KONUSU

    Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, TOKi’de usulsüzlükler saptadı. Cumhurbaşkanlığı DDK müfettişleri Toplu Konut idaresi’nde gerçekleştirdikleri denetimlerin sonuçlarını raporlaştırdılar. Rapora göre, 26 Eylül 2003 günlü 1059 şayili Başkanlık onayıyla, Bilkent 3′ncü Etap, C3 ve C4 Blok konutlarının açık satış yöntemiyle satışa çıkarılmasına karar verildi. açık satış, ilk gelenin konutu alması biçiminde uygulanıyor. satışı ilan edilen lüks konutlarla ilgili olarak milletvekillerinin giriştiği usulsüzlük rapora söyle yansıdı: “satışı ilan edilen konutlarla ilgili olarak “bir grup milletvekili adına” bir milletvekili, 8 Ekim 2003 tarihli bir dilekçeyle idareye başvurarak, C1,C2,C3 ve C4 tipi konutlardan 19′unun “blok satış” yöntemiyle kendilerine satılmasını istemişlerdir. Önerilen fiyat, idarece belirlenen satış bedelinin çok altında olmasına karsın, idare Başkanı’nın 8 Ekim 2003 günlü onayıyla 21 konut satıştan çekilmiştir. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Raporu’nda konunun eleştirilmesi üzerine, satıştan çekilen konutlar 19 Şubat 2004 tarihinde “açık arttırma” ile satışa sunulmuştur. ilan edilen ve devam eden bir ihalede bir kişim konutun satıştan çekilmesinin dayanağı yoktur. Konut satışlarında rekabeti esas tutan, hiçbir gruba ayrıcalık tanımayan yöntemler kullanılması gerekmektedir.” Söz konusu olay, raporun “Usulsüz Olarak satıştan Çekilen Konutlar” baslıklı bölümünde yer aldı. Olayda AKP’li bir milletvekilinin de adı geçmişti. Milletvekilinin TBMM’nin en önemli komisyonlarından birinde Başkan olduğu belirtilmişti. SONUÇ: Konu ile ilgili yapılan açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir. Söz konusu daire satışlarındaki ayrıcalığının kaldırıldığı ve işlemlerin usule uyg
    ···
  6. 31.
    0
    55- YÜKSEK iHTiSAS HASTANESi PERSONEL TAŞIMA iHALESi

    Yüksek ihtisas Hastanesi’nin ayni koşullarda yaptığı iki ihale arasında, yüzde bine yakın fark olduğu ifade edilmiştir. Hastane’nin, 2004′te gece vardiyası personel tasıma isi, 7 kişiden oluşan ihale komisyonunun beş üyesinin “yüzde 92 pahalı” muhalefetine karsın 420 milyar 480 milyon liraya verildi. 2005 yılı için ayni isin ihalesinin ise 43 milyar 690 milyon liraya verilmesi dikkat çekici bulundu. Hastane’nin 2004 yılı gece vardiyası personelinin taşınması isi için ihaleye çıktı. 29 Aralık 2003 tarihindeki ihaleye 2 şirket katildi. Kokar Turizm Taşımacılık 481 milyar, Koçlar Turizm Taşımacılık Limitet şirketi ise 420 milyar 480 milyon lira teklif verdi. Kokar Turizm Taşımacılık şirketi ekgib belgeleri tamamlamadığı gerekçesiyle ihale dişi bırakıldı. Koçlar Turizm’in 420 milyar 480 milyon liralık teklifini, 7 kişiden oluşan ihale komisyonunun Başkan da dahil, 5 üyesi ” geçen yıla göre yüzde 92″ daha yüksek olduğuna ilişkin şerh koyarak karsı çıktılar. Ancak, ihalenin ita amiri olan Prof. Dr. Adnan Çobanoglu ihaleyi uygun görerek onayladı. Ayni isin 2005 yılı ihalesine ise 10 şirket katildi. ihale komisyonu verilen tekliflerden 6′sini geçerli bularak incelemeye aldı. Komisyon, en düşük teklif olan 43 milyar 690 milyon 500 bin lirayı veren Onursal Otomotiv Turizm Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi’ne ihalenin verilmesini uygun buldu. iki ihale arasındaki farkın kaynağı, merak konusu olmuştur. SONUÇ: Konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı’ndan herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

    56-SAĞLIK BAKANLIĞI BÜROKRATLARININ iLAÇ ŞiRKETi TARAFINDAN YURTDIŞINDA AĞIRLANMALARI OLAYI

    Yurtdışındaki gezilere Sağlık Bakanı’nın onay vermesinin ciddi kuşku uyandırdığı ve ilaç şirketlerinin Sağlık Bakanlığı üzerinde etkin bir rol oynadıkları iddia edilmektedir. Sağlık Bakanlığı’nda ruhsatlandırmadan sorumlu üç bürokratın Pfizer ilaç firması sponsorluğunda Almanya’ya gönderildiği ifade edilmiştir. Pfizer ilaçları Limitet şirketi, 16 Aralık 2003′te Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünü var’a yazı yazarak, Bonn kentinde 12-13 Ocak 2004 tarihleri arasında toplantı yapılacağı bildirdi. Müsteşar’dan, toplantıya, ilaç Eczacılık Genel Müdürlüğü’nde ruhsatlandırmadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ile onun uygun göreceği, iki ruhsatlandırma görevlisinin gönderilmesini isteyen Pfizer, tüm masrafların firma tarafından karşılanacağını iletti. Sağlık Bakanı Recep Akdag ve Müsteşar Ünü var ise, 7 Ocak 2004 tarihinde, ilaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ilaç ruhsatlandırma Dairesi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Tokaç ile ruhsatlandırma Dairesi Şube Çalışanlarından Eda Cindoglu ve Ahu Güney’in toplantıya görevli olarak katılmasına olur verdi. SONUÇ: Konuyla ilgili bir açıklama yapılmamıştır.

    57-EÜAS SEYiTÖMER, AFSiN-ELBiSTAN SANTRALLERi’NDEKI iHALELER

    Elektrik Üretim A.S. Genel Müdürlüğü Malzeme ve Yönetim Ticaret Dairesi Başkanlığı’nın 2004 yılı içinde yaptığı Seyitömer Termik Santral isletme Müdürlüğü personel tasıma ihalesi için Kamu ihale Kurumu’na başvuruda bulunuldu. yapılan incelemelere Elektrik Üretim A.S.’nine isteklilere ihale sonucunu bildirmeden sözleşme imzalamış olduğu belirlenerek, bu yöntemle ilgili firmaların şikayet haklarının dahi ellerinden alındığını saptandı. Kurum, usulsüzlükler için suç duyurusunda bulunma kararı aldı. EÜAS’in 2003-2004 yıllarında gerçekleştirdiği Seyitömer Termik Santrali’nin bakim ve onarım ihalesi, Afşin- Elbistan B Termik Santrali Tesis Müdürlüğü’nün hizmet alimi ihaleleri de başvuru üzerine, Kamu ihale Kurumu tarafından denetime alindi. Yasaya aykırılıklar nedeniyle iki ihalenin de iptal edilmesi benimsendi. EÜAS’in 2004′te gerçekleştirdiği “120 bin ton kıraç tası alimi” ne ilişkin ihaleyse, başvuru yapılmasına karsın, Kamu ihale Kurumu’nun yetkisi dışında kaldığı için incelenemedi. SONUÇ: Bakanlıktan konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.

    58- TOKi’DEKi TAŞIT VE PERSONEL ALIMI OLAYI

    Toplu Konut idaresi (TOKi) ve Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nca “hasılat paylaşımı” ile yaptırılan yedi adet toplu konut projesinde, 773 trilyon lira tutarındaki kaynağın müteahhitlere aktarılarak, kamunun zarara uğratıldığı müfettişlerce saptanırken, konut şantiyeleri için müteahhitlere aldırılan taşıtların da makam aracı olarak kullanıldığı belirlendi. TOKi, son iki yılda 70 sözleşmeli personeli de sınavsız, duyurusuz ise aldı. TOKi’nin hasılattan aldığı payın yüzde 30′lar seviyesinde kaldığı, bazı projelerde bu oranın yüzde 23′lere kadar gerilediği belirlendi. Bu şekilde sözleşmeyle bağlanan 2.3 katrilyon liralık 7 projede, kamunun 773.9 trilyon lira zarara uğratıldığı saptandı. Konut ihaleleri yoluyla TOKi’nin zarara uğratıldığı YDK raporlarına yansırken, konut projeleri şartnameleri kapsamında müteahhitlere aldırılan taşıtların da sözleşme hükümlerine aykırı olarak şantiyelerde kullanılmadığı, TOKi yöneticilerine tahsis edildiği belirlendi. Bu yöntemle müteahhitlere satın aldırılan ve her türlü bakim ve akaryakıt ihtiyacı müteahhitlere karşılatılan 37 araçtan ikisi TOKI Başkanı Erdoğan Bayraktar’a, üçü Başkan Yardımcıları’na, besi Bayraktar’ın Danışmanları’na, diğerleri de Hukuk Müşaviri, Daire Başkanları, Şube Müdürleri’ne tahsis edildi. Toplu Konut idaresi Başkanlığı’nın kuruma personel alımında da sınav şartını asmak için isçi ve memur yerine sözleşmeli personel yöntemine başvurduğu belirlenirken, 70 kişinin bu yöntemle ve ülke çapında herhangi bir duyuru yapılmadan alındığı ileri sürüldü. idarenin 2003 ve 2004 yıllarında iktidar partisi milletvekilleri ile Başkan Erdoğan Bayraktar ve başkan yardımcısının, akraba, es-dost ve hemsehrilerinin ise yerleştirildikleri iddia ediliyor. SONUÇ: Konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.

    59- TRT’DEKi iZLENMEYEN BAZI DiZiLERE 10.5 TRiLYON LIRA ÖDENMESiYLE ILGILI KONU

    TRT’de 2004′te 28 diziye 10 trilyon 448 milyar lira harcandığı, “Paydos, Üvey Ana, Dudaktan Kalbe, Yol Palas Cinayeti, Aşk Mahkumu ve Sihirli Lamba” Programları’na 944 milyar ödendiği, yayını devam eden dizilerin program basına maliyeti, 1 trilyon 403 milyar olduğu, basarisiz olan programların da çoğunun yayından kaldırıldığı ileri sürülmektedir. Yine ileri sürüldüğüne göre, TRT’ye yapım satan şirketlerin kurucuları ve ortaklarının arasında, TRT’de görev yapan müşavirlik, danışmanlık hizmeti veren kişiler ve yakınlarının var olduğu ileri sürülmektedir. Ve yine TRT’de birçok yerli-yabancı film ve dizilerin usule uygun olmadan ve fazla fiyatla satın alındığı ileri sürülmektedir. SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

    60- MALiYE BAKANI’NIN HAYALi iHRACAAT DOSYASI

    Devlet Bakanı Kür sat Tümen’e bağlı olan Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, bir soruşturma raporu hazırlıyor. Bu raporda, 1 milyar 162 milyon $’lif hayali ihracata olayının gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Ve yine bu raporda, Kemal Unakitan’in 1995-1998 yılları arasında Albaraka Türk Yöneticisi iken, yaklaşık 200 trilyonluk bir hayali ihracattan sorumlu olanlar içinde ismi zikrediliyor. Teşekkül halinde hayali ihracata yapmak ve evrakta sahtecilik iddiasıyla yargıya intikal ettirilmesi isteniyor. Maliye Bakanlığı, hayali ihracata yapan firmalara aracılık eden firmalardaki yöneticilerin cezai sorumluluğunun kaldırılmasını öngören bir kanun tasarısı hazırlıyor. eğer tasarı bu şekilde kanunlaşır ise, Unakitan ile ilgili yeni bir af çıkacağı ifade ediliyor. SONUÇ: Maliye Bakanı’nın açıklamaları, kamuoyunu tatmin etmemiştir. Affın çıkartılması çabası sürdürülmektedir.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    http://haber.sol.org.tr/d...la-bulunmadi-haberi-80287
    ···
  8. 33.
    0
    @38 sadece akp değil hepsi aynı tak o yüzden ben bir hiçbir partiye destek filan vermem.Şimdi iktidarda akp olduğu için koyuyorum körü körüne bu adamlara inananlar var 10 yıl önce başkaları vardı bugünkü gibi millet onların peşinden gidiyordu.10 sene sonra başkaları olur gene koyarım.
    ···
  9. 34.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=XoQNvbZSiws sözde müslüman dexer sabra ve şatilla katlidıbının sorumlusu ariel şaronun yanında
    ···
  10. 35.
    0
    http://www.radikal.com.tr...msu_mudurun_esine-1144524
    ···
  11. 36.
    +1 -1
    tepki aldım beyler sebebini bilmiyorum adamlar yiyor ama çalışıyor diyorlar
    ···
  12. 37.
    0
    Devlete 13 kat kazık

    Devlete ait taşınmazların kira gelirlerinin piyasa rayicine göre ayarlanmasına imkan veren yönetmelik değiştirilmiş, rayiç ayarlaması kaldırılmıştı. Bu uygulamanın sonucu olarak kamu taşınmazları düşük kira bedelleriyle kiralanmaya, kiralayanlar tarafından çok daha yüksek bedellere üçüncü kişilere kiralanmış. Bu durumun somut örneği istanbul Sarıyer ilçesinde bulunan 154 ada 114 parsel No’lu taşınmaz üzerinde akaryakıt istasyonu, 2010 yılı bedeliyle 110 bin 135 liraya özel kişilere kiralandı. Hal lehtarının taşınmazı kiraya vererek üçüncü kişilere kullandırması karşılığında elde ettiği 2010 yılı toplam kira bedeli 1 milyon 466 bin 273 lira olarak saptandı. Aynı taşınmazın hak lehtarı ve kiracılar tarafından kullanım bedelleri arasındaki fark 13 kat olarak belirlendi.
    ···
  13. 38.
    0
    Kuveyt Türk’e kesilen ceza uygulanmadı

    Tahakkuk eden ve tahsili gerçekleşen gümrük vergisi gelirlerinin emanet hesaplarında bekletildiği, dolayısıyla tahsilâtı yapılmış gelirlerin bütçe gelirleri ve gelir hesaplarına geç kaydedildiği tespit edilmiştir. (... ) Protokol çerçevesinde vergi tahsilâtları yaparak tahsil edilen tutarları Erenköy saymanlık hesabına göndererek Kuveyt Türk Katılım Bankası tarafından bazı günlere ait tahsilâtların saymanlık banka hesabına geç gönderildiği ve geç gönderme neticesinde protokolün “tarafların yükümlülükleri” başlıklı maddesinde öngörülen gecikme zammı ve cezanın uygulanmadığı tespit edilmiştir. Vergi tahsilâtları yaparak, tahsil edilen tutarları Erenköy Saymanlık Müdürlüğü hesabına göndere Kuveyt Türk Katılım Bankası tarafından bazı günlere ait tahsilâtların muhasebe birimi banka hesabına geç gönderildiği ve bu geç gönderilme neticesinde öngörülen toplam 10 bin 2457 lira gecikme zammı ve 232 bin 425 lira cezanın uygulanmadığı tespit edilmiştir.
    ···
  14. 39.
    0
    Personele ayni değil, nakdi yardım

    Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığı’nca yapılan ek çalışma karşılıkları ödemelerinin incelenmesi neticesinde Hesap Uzmanlar Kurulu Grup Başkanlıkları’nda oluşturulan rapor okuma ve değerlendirme komisyonlarında görevli vergi müfettişlerine gün içinde birden fazla huzur hakkı ödemesi yapıldığı görülmüştür. Bakanlıkta görevli memurlara yapılan giyecek yardımlarının incelenmesi neticesinde; ayni yardım alması gereken unvanlardaki personele nakdi yardım yapıldığı ve giyecek yardımından faydalanması mevzuatta öngörülmeyen kişilere giyecek yardımı yapıldığı görülmüştür.
    ···