Duştan çıkınca saatin 8 olduğunu gördüm. Anlaşılan hazırlanmama gerek yok çünkü bugün pazar. Kalktığımda aklımda olan şeyi 30 dakikada unutmuştum. Bu sorun hayatım boyunca peşimi bırakmayacak. Bir asistan unutkan olamaz sonuçta. Ama kayıt cihazım işime engel olmasını engelliyordu. Bi planım var mı diye defterimi kontrol ettim anlaşılan bütün gün evde sevimsiz kardeşimin dışarı çıkmasını ümit ederek geçecekti. Buna dayanamazdım ilkem'i arayıp dışarı çıktım. ilkem çocukluğumdan beri dostumdu okullarımız ilk okuldan beri aynıydı üniyi bile beraber okuduk. Her şeyimi bilirdi tabi bende onunkileri.

Bi cafeye geçip kahve söyledim zaten söylerken de ilkem geldi. Selamlaştık oda oturup bi kahve söyledi. işlerimizde aynıydı zaten hiç sahip olmadığım ikizim gibiydi. Çok benzerdik hem fiziksel hem de karakter olarak. Bütün gün boyunca ilkemin unutamadığı berkecanı dinlemek ile geçti. Berkecan zengin bir ailenin çocuğuydu aslında ailesi olmasa hiçbir halta yaramayan zorla üniyi bitirebilmiş bir çocuktu. Ama ilkem onun aksine daha karakterli ve çalışkan bir insandı ama gönül laftan anlamıyor. Kime denkgeliceği kimsenin aklına gelmiyordu. Neyse sonra vedalaşıp eve geçtim, aslında çok ısrar etti bizde oturalım biraz diye ama ben artık berkecan hakkında bir şey daha duyarsam kusucaktım. Annem ve Alpkan evde oturuyorlardı fakat garip bir şey vardı. ikiside donup kalmışlardı ve salonun ortasında duran eski bir sandığa bakıyorlardı. Sandık tarihi eser gibiydi ama yeniydi. Nolduğunu anlamak için sandığı ve neden böyle oturduklarını sordum ikiside bir şey demedi. Mutfağa gidip bi bardak su aldım ve alpkanın kafasından aşşağı döktüm. Alpkan kalktı odasına gitti normalde bağırıp çağırırdı ama hiç bir şey yapmadı sandığa baka baka gitti. Şok geçirdiklerini düşünmüyordum ama bir şey olmuştu ve düşünceliydi ikiside.

Sandığa elimi uzattım ve içinde ne olduğunu anlamak istedim ama dokunmam ile bir mağara gördüm sadece soğuk karanlık bir mağara ama korkmuştum elimi çektim hemen. Annem sakın dokunma ona sen git uyu yarın bunu alpkan arkadaşlarından biriyle atar bir yere dedi. Sandık kimin niye geldi kim getirdi diye artarda aklımdaki soru işaretlerini temizlemek için sorular sordum. Annem otur bakalım dedi. Otururup dinlemeye başladım.

+ Bu gün kapıya 40 yaşlarında cübbe giymiş sakallı bir adam geldi iki kişi bu sandığı getirdi ve bunun senin büyükbabandan sana kaldığını söyledi. Evrakları hallettirdi ve bir daha bunu sakın depoya getirmeyin diye tembihledi. Büyük baban pis bir insandı.

- Peki sandıkta ne var neden açmıyoruz?

+ Açabildin mi az önce açamadın demek ki içinde hoşumuza gidecek bir şey yok.

- Nasıl yani dedim benim açamamla içindekilerin ne alakası var dedim.

+ Salak ayağına yatma bi ayin gördün işte onun içinde başta oturan beyaz sakallı büyüyü yapan adam senin büyükbabandı.

- Ben ayin görmedim mağarayı gördüm sadece. Ama bunu söylememeliydim yani öyle hissediyordum korkuyorlardı ve benim içindi bu. Bişey diyemezdim daha çok korkmalarını istemiyordum.

Düşünmeye başladım dokunduğum anda bir mağara gördüm ama bir tuhaflık vardı mağaranın içinde gibiydim soğuk olduğunu hissetmiştim. Oranın soğukluğunu hissetmiştim.Bir de bi ses vardı o an korkuyla aklımdan çıkmıştı havva ses
anlaşılırdı ama sanki bir şok esnasında söylenmişti. Anlaşılan o sandık gitmeden açıcaktım çünkü bunu istiyordum niye bilmesemde istiyordum.

Pasifik Okyanusu Neccar Adası.

Düşünüyordum. Sadece düşünüyordum, havva, nasıl olur ölmüştü bana ihanet edenler tarafından öldürülmüştü. Orda ölmese bile 2000 yıl boyunca bir insan yaşayamaz. Hiçbir büyü hiçbir cin bunu sağlayamaz.Onu görmüştüm 2000 yıl sonra hayatta ve normal insanlar gibi yaşıyordu ve sesimi, mağarayı görünce korkmuştu. O sandıktı anahtar olan o büyüyü yapamadılar. Ama sandık benim için kapıydı. Oraya geçebilirdim yani fakat o havvaya benzeyen korkuyordu ona yaklaşamazdım.

10 Yıl önce.

Yine adımın geçtiği bir büyü yapılıyordu. Benimle insanların bu kadar ilgilenmesininn sebebi çok güçlü olmamdı ama anlamıyorlar beni tılsımlamak kolay değil fazla güçlüyüm artık dünya üzerinde beni tılsımlayabilecek biri kalmadı. Fakat bi terslik vardı büyü 2000 yıl önce ki büyüydü fakat büyücü çok daha güçsüzdü bana birşey yapamazdı diğer küçük cinler gelmeden onlarla konuşabilirdim. 6 kişi bir masanın üstünde eski bir defter, 8 mum bir kase su ve benim yaşadığım yerden bir taş. Bu nasıl olur o taşı kim zütürüp verdi onlara. Şeytan bile benim yaşadığım yere giremezken o bile benden korkarken hangi cin girebildi. Büyücü burdamısın dedi. Normalde cinler konuşmazdı insanlar anlamaz çünkü ama ben konuşmanın yolunu biliyordum. Burdayım dedim bir insan sesi ile ve kendimi bir kedi olarak gösterdim. bir kedinin bedenine girecek kadar aciz değilim sadece onlara öyle gözüküyordum. Adam şaşkın bir biçimde bana itaat edecek misin dedi. Güldüm hatta öyle bir güldüm ki oradakilerin çoğu kaçmaya hazırlandı. Hoca bile korkmuştu korkusu bana dahada Çok güç veriyordu. Hoca tekrar sordu. Bana itaat edecek misin

-Hayır. Sen kimsin ki adem oğlu bana emir vereceksin kendini ne sanıyosun. istersem bu odadakileri yanıma alır ahirete kadar en acı şekilde yaşamalarını sağlarım sen kimisinde beni tehdit ediyorsun.

+O taş seni öldürmemi bile sağlar. Farkına var bunun cinlerin efendisi.

- Adımı işittin mi hiç sen ademoğlu.

+ Akeb cinlerin en güçlüsü, korkuların padişahı, yenilmez cin. Seni bugüne kadar şeytan bile yenemedi. Ve benim kölem olucaksın cin padişahı.

- Zırvalıklarını yanımdaki küçük cinlerde dinliyor ben olmasam siz zaten ölmüştünüz. Ve sırf bu saçmalığın yüzünden seni burda onlarla bırakabilirim. Diyip sesini arttırdım ve doğal halimi bir an gösterip geri kedi halime döndüm

+ Tamam tamam . Canımı bağışla senden af diliyorum. (korkmamaya çalışarak konuşuyordu ama çok geç)
Havvayı tekrar göreceksin zamanı gelicek hayatımı kurtar ve beni bırak bizim için uzun sizin için kısa bir zaman sonra onu göreceksin ateşin oğlu.

- Havva mı nerden biliyorsun onu. Kimsin sen ademoğlu ve napıcaksın da görmemi sağlıcaksın. Kedi halimden çıktım gitgide sinirlenmiştim. Tavana kadar uzanan büyüklükte bir yılana dönüşüp tıslayarak konuşmaya başladım yanımdaki cinlerin hepsi kaçtı. Benim yapamadığımı sen nasıl yapacaksın ademoğlu.

+ Sadece canımı bağışla eğer görmezsen yanıma gel ve beni azap dolu hayata mahkum et.

- Taşı alıyorum, bunu kim verdi sana ademoğlu?

+ amara kızma ateşin oğlu o senin için aldı havvayı görmen için. Ben sonradan hırsıma yenik düştüm.

Taşı aldım ve geçidin tamamıyla kapanması için odayı birbirine kattım. Sonrada neccar adasına döndüm.

Annemgil yatmıştı zamanı geldi artık diyip salona sandığın yanına gittim. Salonda sandığın başında öylece belki yarım saat dikilmişimdir ama odayı sanki klima gibi buz tutturmuştu bu sandık. Gördüğüm şeylerin sebebi büyülü ve cinlerle alakalı olmasıydı aslında yaklaşmamılydım. Ama mecburum. Yoo aslında değilim ama kendime engel olamıyorum. Bir şey beni o sandığa çekiyordu. Sonunda yeniden dokundum mağarada gibiydim bu sefer korkmuyordum. Bi ses bana havva dedi. Bu ses biraz ürperticiydi ama korkmadım.

- Havvanın kim olduğunu bilmiyorum ben iremim dedim.

+ Benden korkuyor musun?

- Biraz ürperiyorum ama bi his beni buraya çekiyor.

+ Sandıktan uzaklaş ve bekle yanına gelicem korkma benden sana bi zararım olmıcak aksine hiçbirşey sana yaklaşamıyacak ben seni korurken.

- Hayır burası iyi gelme burda konuşalım.

+ Olayları anlaman daha kolay olur, burası senin için tehlikeli burda kalabilirsin ama sizin astral Seyehat dediğiniz şey oluyor şuan. Ruhun bedeninde değil ruhun burda bedenin ise evinde. Burası pasifik okyanusunda neccar adası yani benim evim. Aradaki bağı başka bir varlık koparırsa ölürsün. Evine dön.

-Tamam.

Çok korkmuştum astral Seyehat mi gelen şey ne peki ben ne davet ediyorum eve. Artık geride gönderemem naptım ben derken. Salonun ortasında bir kedi gördüm hayatımda gördüğüm en güzel kedi diyebilirim sanki cennetten düşmüştü yavaş bir şekilde yaklaştı ve yanıma geldi.

+ Umarım bu halimdeyken korkmazsın merak etme kedinin içine girmedim seni korkutmamak için bu halde gözüküyorum sana. Beni sadece sen göreceksin merak etme.

- Kimsin sen?

+Ben Akeb bir cinim. Ama müslümanım. Sana zarar vermem. Vermelerine de izin vermem.

- Bu sandık büyük babamdan kalmış direk bana verilmiş. Üstünde Arapça bir şey yazıyor. Bu sandık niye bana verildi ve senle ne alakası var.

+ Üstünde Akeb yazıyor. Yani benim yanıma gelmeni sağlıyor ama sadece senin için geçerli. Diğerleri dokununca büyünün yapılış anlarını görürler.

- iyide benle ne alakası var sen kimsin ne istiyorsun büyük babam naptı.

+ Büyükbaban bir gömü buldu ama cinler tarafından sahiplenilmişti. Gömüyü başka bir cin benim arkadaşım amar la anlaşarak çıkarmışlar size kalan mallar ordan geldi. Amar seni görünce havva sanmış ama sonrasında olmadığını anlamış. Amarın anlaşması beni senle buluşturmaktı. Ben sana bilerek tılsımlandım sen ölene kadar seni herşeyden koruyacam. Artık sandığı açabilirsin.

Sandığı yavaşça açtım içinde ağzına kadar dolu 200 lük euro desteleri vardı en üstte de bir kolye vardı, kolyeyi elime aldığımda çok rahatladım. Akeb insan şekline büründü çok yakışıklıydı ama cindi ve ayaklarına baktım oda normaldi sanırım duyduğumuz herşey doğru değildi. Kolyeyi alıp yavaşça boynuna taktı.

+ Bu tılsımım seni izlememi sağlayacak uyurken bile çıkarma, kimsenin senden almasına izin vermem.

- Tamam ama bunları yapmanın sebebi havva anlaşılan ama ben onu tanımam o beni tanımaz kim olduğunu da bilmiyorum. Ve amar neden beni o sandı çok mu benziyorum.

+ Sen onun kopyası gibisin havva senin gibiydi herşeyiniz aynı fiziksel olarak, ama o daha kötüydü sen daha masumsun.

- Tamamda Allâh katında büyüyle ve sizlerle uğraşan herkes cehennem alevinde yanıcak madem beni düşünüyorsun o zaman sandığı ve içindeki paraları, kolyeyi al git.

+ Yapamam ve ben müslümanım dinimize uymayan bir şey yapmıyorum endişelenme.

- Seni kovamam gücüm yetmez buna gitmek istemiyorsun anladım ama ne kadar az konuşursak o kadar iyi dünyadan uzaklaşmak istemiyorum.

+ Bu konuyu dert etme üstteki odayı kiraya vermek istediğini ve çok güvendiğim namazında niyazında bir çoçuk kalmak istiyor. Hem evde alpkan var. Korkmaya gerek yok de. Ben insan görünümünde orda kalırım. işede beraber gideriz. Merak etme onuda ayarlarım. Bu şekilde çevrendekiler seni deli sanmaz sen konuşmak istemediğin de ben gitmiş olurum.

- iyi tamam da neden hep yanımda olmak zorundasın. Çevremdekiler yanlış anlıcak. Senin yanımda olman her zaman mümkün değil. Ben evlenince nasıl yanımda olucan bu mümkün değil.

+ Az önce herşeyi ayarladım kolayca ama sen hala geleceği mi dert ediyorsun hem emin ol sana insaların gerçek yüzünü gösterince evlenmezsin. Onun yerine kariyerine odaklan ben sana eş gibi davranırım sadece diğer ilişki kısmı onu yapamam sen istemediğin sürece.

- Hiçbir zaman istemicem de sen cinsin. Bunu kafandan çıkar. Sen niye hayatıma girdin ki. Herşeyi mahvediyor güzelmiş gibi anlatıyorsun. Geleceğimi düşünmezdim çünkü hep sağlam basardım ama sen şuan herşeyi mahvettin.

+Özür dilerim tamam sen ne yapmak istersen olmuş bil. Nasıl mutlu olucaksan söyle yeter hepsinin gerekçeleşmesini sağlarım.

- Her neyse yarın annemle konuşurum. Odanı hazırlarız kalmaya başlarsın parayı nasıl ayarlıcaksın. Gerçi sen herşeyi ayarlarsın doğru ya. Siz cinler hep böyle misiniz?

+ Anlamadım nasılız. iyi mi kötü mü diyorsanız ben müslümanım kafir ve sapkın olanlarla konuşmayı bırak aynı odada bulunmak istemezsin.

- Onu sormadım kendinizi mi översiniz. Megolamansın kendini haşa Allah gibi tanıtıyorsun.

+ haşa ondan üstün bir varlık yoktur ama insanlara göre daha yetenekliyim ve cinlerinde çoğundan güçlüyüm.

- yani senden de güçlüsü var? Onlardan birisi gelirse nasıl koruyacaksın beni.

+ Aslında yok eskiden cin padişahıydım şimdi ise tek başımayım. Amar cin padişahı oldu benden sonra, benim kadar güçlü olan tek cin şeytandır. Eskiden sağ koluydum sonra hz Süleymana karşı oyunlar oynayınca ona karşı gelip uzun bir savaşa neden oldum. Dünyada çok fazla yıkıma neden oldu ama yinede şeytanın gücünü azaltmam lazımdı peygambere bile karşı gelecek kadar güçlenmemeliydi. Yıkıma neden olması derken doğal afetler olur bizim savaş ve kavgalarımızda.

-Megolamansın.

+Ve seni herşeyden koruyacak şeytanı bile yanına sokmuyacakken. Sen hala megolamansın mı dicen bana siz insanlar bazen çok tuhaf oluyorsunuz olayların iyi yanını ve mantıklı tarafı yerine hep saçma taraflarına dikkat ediyorsunuz.

- Doğru söylüyor olabilirsin. Az önce senden korkarken sana trip atmaya başladım sanırım ve anlam veremiyorum ama sanki çok yakından tanıdığım ve çok sevdiğim biri gibisin.

+ Senin kafanda bir karışıklık var hissedebiliyorum duygularınızı duyabiliriz yani çoğumuz. Ne merak ediyorsun.

- Siz cinler hakkında anlatılanlar doğru mu?

+ Ayaklarımız ters değildir. Bazılarımız korkutmak için gözlerini alev gibi ayaklarını da ters gösterir.
Atıklarınızla değil artıklarınızla besleniriz ve tuvalette yaşamayız. Daha çok aranızdayız ama Müslümanlar, Hristiyanlar ve yahudiler için böyle cinler arasında dinler değişmedi. Fakat iblisin yanındakiler ve kendini tanrı gibi tanıtıp insanları kandıranlar sizin pisliğiniz içinde yaşarlar onların tek amacı size zarar vermektir. Be sizden nefret ederler.
Odaya girince ortam sıcaksa daha sıcak soğuksa daha soğuk olur.

Bu ortama girdiğimizde aslında saha farklı bir boyutta olmamız yüzünden olur. Atmosfer değişir yani bu bizim isteğinizle olmaz yada değişmez.
Bi cinin çoçuğunu yada ailesinden birini öldürmek sadece çok güçlü büyücülerin yapabileceği şeylerdir. Merdivene basmak yada destur çekmeden atık bırakmanız buna sebep olmaz.
Büyü günah ve yasaktır sebebi cinler sapkınsa ne kadar müslüman olursanız olun sizi sapkın yaparlar. Müslüman'sa zarar vermez. Ama hep bi çıkar veya kin yüzünden yapılır günah olmasının sebebi bu. Yasak olması zaten başkalarına zarar vermek içindir.
Filmlerdeki sesler tamamıyla kurmaca öyle sesler çıkarmayız. Daha korkunçtur. Ve biz size saçma saçma oyunlar oynamayız öldürmeden sürekli işkence ederiz.
Cin bölgesi denen yerler tamamen saçmalıktır. Cinler orda mekan tutup sizi korkutabilriler ama onları oraya bağlayan şeyi bozunca durmazlar. insanları kolay kolay hiçbirimiz yanımıza alamayız ben ve diğer benim gibi güçlü olanlar dışında.
O sahipsiz yerdeki cinler karmaşık büyülerle bağlı olduğu için uzun süre orda kalırlar ve insanları ordan korkutup kaçırırlar.
Kulağınız çınladığında sizin hakkınızda konuşmuş olmuyoruz.
Aynada bizi büyü veya çağırma ayinleri dışında bir şey yapmadığınız sürece göremezsiniz.
Hayvanlar sapkın ve iblisi görünce ya kitlenirler yada saldırıp sizi korumaya çalışırlar. Çoğu hayvan bize zarar verebilir.
- Beklediğim gibi değilsiniz. Geç oldu yarın işe gidicez ben yatayım en iyisi siz uyurmusunuz?

+ insanlar gibi yaşarız siz ne yapıyorsanız ihtiyaç olarak bizde yaparız iyi geceler uyuyunca senin yanında yerde yatarım bende.

- tamam o halde iyi geceler.

Bu sonradan girdiği insan formu çok yakışıklıydı acaba kim gibi gözüktü bana. Kendi görünüşü olamaz sonuçta. Ya ne saçmalıyorum evimde bir cin var. Ama rahatım nasıl oluyor bu kolyeden dolayı sanırım. Yatağa kafamı koyunca uyumuş kalmışım.

Yavaş yavaş formatı öğrenirsin pnp hikaye iyi ama

Türk tarihini mi yazdın amk bu kadar uzun

Amk bu kadar uzun yazarsan tabi giblenmezsın kb

Rez devam

rezervedd

Güzel yazıyosun panpa dünyadaki son insanım hikayenide okudum

2028den geliyorum sa

Sabah alarmım çalmadı kendim uyandım yanı başımda günaydın diye bi ses duydum. Kimseyi görmediğim için kanım çekildi birden korkuyla sıçradım.
+ Korkma annengil beni görmesin diye gözükmüyorum ama yanındayım.

- Günaydın bir daha beni böyle korkutursan gidersin.

+ Üzgünüm ama sen bana ben sana mühürlüyüz tek taraflı olmuyor yani. Birbirimizden ayrılamayız.

- Başıma büyük bir bela aldım gibi geliyor fakat istemsizce rahat ve huzurluyum hatta salak bi tebessüm var suratımda.
+ Senin rahatlamanı sağlıyor kolyen, ben uzaklaştıkça mutsuzlaşmaya başlıcaksın.

- Mührü bozmanın yolu yok mu?

+ Tek yol ikimizden birisinin ölmesi.

- Seni öldüremeyeceğime göre kaldım böyle.

+ Yoo öldürebilirsin istersen tam şuan eline bir hançer verir sana görünürüm sende bıçaklarsın zaten pekte şeytanın olduğu dünya çekilir gelmiyor.

- Sen bi cine göre fazla insan gibi davranmaya başladın siz bıçakla ölür müsünüz ki?

+ Sizden pek farkımız yok. ikincisi sana vericeğim hançer damgalı olucak öldürebilirsin yani.

- ben kahvaltı yapıcam sende git nerde yemek yiyorsan yiyip gel.

+ ben zaten yaptım kahvaltımı.

- nerde?

+ Evimde pasifik okyanusunda.

- Senin ordan gelmen nasıl bu kadar kısa sürüyor.

+ Biz sizin gibi varlıklar değiliz ışık hızında hareket ederiz.

- neyse yemeği yedikten sonra senin oda konusunu konuşurum annemle. Sakın yemekteyken konuşup durma cevap veririm dalgınlıkla falan kadın korkmasın zaten sandık olayı da var.

+ Korkma bu kadar merak etme.

Kahvaltıda annemle konuşup ikna ettim annem bir ara kolyeyi sordu ama ilkem aldı diyip bir şekilde yırttım artık ilkemede bi yalan söyler üstünü örtmesini sağlarım.
Aklımdan akeb tamamen çıkmıştı arabada giderken.

+ Artık görüneyim yeni patronuna merhaba de şirketi satın aldım.

Direksiyon hakimiyetini son anda sağladım karşıdaki araçla kafa kafaya girmekten son anda kurtulduk.

- Ya korkutmadan yaklaş napmaya çalışıyorsun. Ve üstelik nasıl satın aldın murat beye noldu.

+ Murat beye reddemeyeceği büyüklükteki bir servet verdim.
Oda kabul etti yeni patron benim herkesle tanıştım bir tek sen kaldın.

- Ben mi? ilk iş gününde patronumu ben zütürecem şirkete ha!! Git kendine araba al madem bu kadar zenginsin. Millet yanlış anlıyacak zaten başkasının kılığına girmiş dolaşıyorsun bir de ünlü oldun.

+ Yo bu benim kendi görünümümüm en azından 5000 yıl önceki.

- nasıl yani?

+ Ben normalde ilk doğduktan 5 yıl sonra bu şekilde gözükmeye başladım. Sonradan 5000 yıl yaşında olunca normal halim tamamıyla yok oldu başka bir görüntüye büründüm ama istediğim zaman böyle görünürüm aslında cinler yaşlı olmaları yüzünden korkunç gözükür. Yoksa bizde sizin gibiyiz sadece biraz farklı bi boyutta yaşıyoruz.

-Eskiden baya yakışıklıydın o halde. Bu halini sevdim. Neyse şirkete kendi arabanla gel git bi yerden lüks bir araba satın al. Kapıda bekliyor olucam.