+1
üniversite de çok karşılaştığım bir öğrenci tiplemesinden bahsedeyim. bu arkadaş ailesinin güç bela denkleştirdiği paralar ile şehir dışında okumaktadır. ancak "okuma" dışında herşeyi yapar. sabah akşam bilgisayar oyunları oynar, kafe kafe gezer. dikkatli bakıldığında babasının ter damlasını, çalışırken kirlettiği elinin izini görebileceği o paraların nasıl kazanıldığını umursamayarak harcar. anne babası da çocuklarını merak edip hal hatır sormak için aradığında ise bu düşüncesiz arkadaş "uff tamam anne", "yine ne var baba", "şimdi konuşamam" gibi saygısızca laflarla konuşur.
Şimdi bazı arkadaşlar "sana ne kardeş. ne var bunda" diyebilir. Beyler benim annem ve babam işitme, konuşma engelli. Ben de şehir dışında okudum ve onlarla bir kaç dakikalık telefon görüşmesi için veremeyeceğim şey yoktu. Babamdan bir kerecik "oğlum nasılsın" cümlesini duymayı hayal etmişimdir kaç kere uykuya dalmadan önce. Bazen kardeşlerimle telefonda konuşurken "abi babam da konuşmak istiyor" derlerdi ve babam da alırdı telefonu eline hiç bir sözümü duyamayacak olsa bile kulağına dayardı. Babam bilmezdi ama ben o konuşmalarında bi köşeye çekilip ağlayarak konuşurdum. yetişkin hayatımda başka ağladığımı hatırlamam. Hiçbir anlaşılır cümle kuramazdı ama anlardım ben. "oğlum paraya ihtiyacın var mı" derdi bazen. bazen de "ne zaman geliyorsun" derdi. anlardım işte. ben yüksek sesle konuşup cevapları kardeşlerime söylerdim. onlar da babama çevirirlerdi. Ama o sesi bile beni mutlu etmeye yeterdi. Bir moral olurdu benim için. işte bu yüzden sitem ediyorum o anlayışsız arkadaşlara...
Demem o ki ailenizin kıymetini bilin beyler. Neye sahip olduğunuzun idrakine varın. Kaybettiğiniz zaman değil, elinizdeyken anlayın. Birgün babamın cüzdanından kimliğini alırken gözüme bir kağıt parçası takılmıştı. Açıp baktığımda babamın adının ve evimizin adresinin yazılı olduğunu görmüştüm. Babam bu kağıdı olası kaybolma durumunda evine dönebilmesi için taşıyordu cüzdanında. işte o gün kanım donmuştu ve hıçkıra hıçkıra ağlamak istemiştim. Babamı kaybetme fikri dayanılmaz gelmişti bana. Unutmayın onların en büyük servetleri, en sevdikleri varlıklar sizlersiniz. Hakettikleri sevgiyi gösterin onlara...