/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +543 -18
    daha çok ufaktım. hayatın dışarda arkadaşlarımla top oynamak, üstümün başımın kirlenmesine aldırmadan saatlerce sokaklarda eğlenmek olduğundan ibaret olduğunu sanıyordum. ha birde okula başlamıştım o yıl bide o var. en sevdiğim şey dışarda top oynamaktı. üstümü başımı kirletmekten başka bi zararım yoktu aileme. aslında çok uslu bir çocuk değildim, sürekli kavga ederdim. ben çocukları döverdim, çocukların abileri de gelip beni döverlerdi. iki tane abim olmasına rağmen hiçbir zaman beni korumadılar, benim hep serseri olduğumu, hiçbir taka yaramayacağımı söylerlerdi.

    o küçük yaşıma rağmen abilerimin beni hiç sevmediğini anlamıştım. neyse bi gün yine arkadaşlarımla dışarda top oynarken birden bir bağrışma çağrışma koptu, az ileride 2 çocuk bir çocuğu dövüyordu. Hepberaber oraya koştuğumuzda gördüğüm manzara karşısında elim ayağıma dolaşmıştı...
    ···
  2. 2.
    +84 -2
    mahalledeki abi dediğimiz yasinle ender benim abimi dövüyordu. küçük abimle aramızda 3 yaş vardı. o an ne yapacağımı bilemedim, ama çok sinirlenmiştim. o benim abimdi, her ne kadar o beni sevmese de ben onu çok seviyordum. üstümdeki şoku attıktan hemen sonra abimi boynunu kollarını arasına alan yasin'in sırtına atladım. çok ufaktım lan işte napabilirdim ki, yasin beni tuttuğu gibi fırlattı yere. ama hala abimi dövmeye devam ediyorlardı. bu sefer yerden bulduğum taşı aldığım gibi yasinin kafasına geçirdim ve abimi alıp eve kaçtım.

    annem abimin yüzündeki kanları görünce hemen bana bağırmaya senin yüzünden olmuştur demeye başladı. karşılık vermedim, boynumu önüme eğdim. çünkü biliyordum abimi kurtardım desem bile inanmayacaktı bana. abimin elini yüzünü temizledikten sonra abim olayı anlatmaya başladı. işte anne yasin ve enderle tartıştım kavga ettim dedi. orda abime darılmıştım neden benim onu kurtardığımı söylememişti ki ? akşam babam ve abimde geldikten sonra olayı aynı şekilde anlattı. bende beni kurtardığını söylemese bile en azından bana kızmadılar diye sevinirken tam o sırada zil çaldı...
    ···
  3. 3.
    +77 -2
    gelen yasin ve babasıydı. yasin kafası sarılı bir şekilde duruyordu. yasinin babası da babama senin küçük oğlan benim oğlanı ne hale sokmuş diye bağırıyordu. neyse ki babam uyumlu adamdır belayı sevmez, hastane masrafı neyse karşılarım, öpüşsünler barışsınlar falan dedi. yasinin babası gurursuz bir adam olduğu için parayı duyunca yumuşadı hemen. neyse böylelikle kapımızdan savuşturmuştuk onları.

    annem ve abilerim beni sevmemesine rağmen bu evde beni tek seven insan babamdı. bir kez olsun bile herkesin bu çocuk adam olmaz deyişine kulak asmamış, benim oğlum aslan parçası derdi hep. büyük abimin bana ettiği hakaretler karşısında tek dayanağım olan babam dolduruşa gelmişti ki ilk defa bana o gün bir tokat attı...

    canımı acıtan o tokat değildi, babamın o tokadı atmasıydı. peki ben napmıştım ? abimi onların elinden kurtarmak hata mıydı ? neden abim söylemiyordu ki onlara gerçeği ? bu kadar sevmiyordu beni ? bunları düşünürken uyuyakalmıştım. sabah annemin beni okul için kaldırmasıyla uyandım
    ···
  4. 4.
    +87
    küçük abimle aynı okula gidecektim. babam abime kardeşini koru diye tembihliyordu, yapmayacağını bildiğim halde babam üzülmesin diye sesimi çıkarmıyordum zaten. okula başlayan her çocuğa yeni önlük, okul ayakkabısı alınırdı. babam da bana almak istemişti ama büyük abim ve annem abisininkini giysin işte demişlerdi. yok ben yeni ayakkabı istiyorum dediğimde ise abim sen bizim sonumuzu mu getirecen, nasıl insansın gibi ucuz bir laf ettiğinden dolayı hevesimi de içimde derin yerlere gömmüştüm. iyi de caner(küçük abim)'in ayakkabıları 35 numara ben 33 numara giyiyordum bu neydi şimdi amk ? ayakkabıları sürükleye sürükleye yürüyordum.

    neyse okula gittim. tabi ilk gün herkes annesiyle gelmiş. ben okula caner'le girdim ama tek başıma kaldım, bakınıyorum etrafa. sonunda bi hocanın yardımıyla geçte olsa sınıfımı buldum ve kapıdan içeri girdim. hani böyle her okulda huur çocukları olur ya aile terbiyesi almamış, garibin-yoksulun halinden anlamayan zengin binleri... lan daha 1. sınıftan böyle bin olmayı nasıl başarırlar anlayamam hala. neyse bu huur çocuklarından biri kahkaha eşliğinde şu çocuğun ayakkabılarına bakın tarzı bi cümlesiyle tüm sınıfın dikkatini üzerimde toplamıştı. lan bende küçüğüm işte amk ayaklarıma büyük geliyor ayakkabı, o da gerçekten çok taktan bi görüntüye mahal veriyor.

    neyse beyler ben güçlü çocuktum, bu huur çocuğundan da intikamımı alabilecek güçte olduğumu bildiğim için ses etmeden öğretmenin gösterdiği yere oturdum. herkes birbiriyle kaynaşmış, arkadaş olmuşken ben yalnız kalmıştım. sıraya başımı koymuş bi şeyler düşünürken bi el omzuma dokundu ve incecik sesiyle şşş baksana dedi...
    ···
    1. 1.
      +2
      Ya yerim seni ya ağlicam.gel bakayim yedirip içireyim sana gözlerim doldu ya
      ···
  5. 5.
    +79 -2
    beyler hala burda olan varsa devam edeyim. yoksa yine yarın 1 kişi bile takipte olursa yarın devam ederim
    ···
    1. 1.
      +3
      Lan hadi yaz
      ···
  6. 6.
    +87 -15
    kafamı kaldırdığımda sarı saçlı, kocaman mavi gözlerin olan bi kız bana bakarak gülümsüyordu. o zamanlar aşk falan ne bileyim çocuk aklımla, ama içimde değişik bir his olmuştu. belki sınıftaki tek kişinin benimle ilgilenmesinin verdiği şaşkınlık, belki de gerçekten bir şeyler hissediyordum. ben suratına anlamsızca bakarken \'\'ben buket, sende yanımıza gel hadi\'\' dedi. çatallaşan sesimle \'\'yok ya sağol\'\' diyebilmiştim ama buket ne kadar inatçı bi kız olduğunu daha ilk günden göstermişti bana. kolumdan tutarak zorla kaldırdı ve çocukların arasına soktu. buket daha ilk günden kendisini sevdirmiş olacak ki kimse de beni yadırgamadı ve tanıttım kendimi.

    hani huur çocuğu var demiştim ya, yine yaptı huur çocukluğunu \'\'senin aramızda yerin yok\'\' diyerek yine dışlamıştı beni bin. bu arada adı da furkandı o binin. neyse beyler benim buketten başkasına zaten ihtiyacım yoktu. bukette sağolsun beni bir kez olsun yalnız bırakmadı. okulda bu furkan bini dışında bana ters laf eden kimse yoktu, yavaş yavaş herkes beni sevmeye başlamıştı. hatta öyle ki iyi futbol oynadığım için sınıfın bir numarası olmuştum ilerleyen zamanlarda. okul adına her şey yolunda giderken bir gün lanet olsun ki olan oldu...
    ···
  7. 7.
    +64
    sınıfa geldiğimde buket ağlıyordu. ne oldu diye defalarca sormama rağmen cevap vermeden kızlar tuvaletine doğru gitti. lan evde zaten sevilmiyordum, her şey bomtaktu. o yüzden futbol oynamak ve buketten başka mutlu olduğum tek bir an'ım bile yoktu. buketi öyle görmek beni deliye çevirmişti ne yapacağımı bilemez halde oturdum kaldım sırama. ardından tülin yanıma geldi. furkan buket'e bidaha mehmet'le konuşursan mehmet'i döverim demiş. ardından o yaşta nerden biliyosa huur çocuğu çoğu hiç duymadığımız küfürler etmiş. tülin lafını bitirmeden oturduğum yerden fırladım...

    okulda öyle bi koşuyorum ki furkanı ararken, karşıma çıkan herkes geri çekiliyor. en sonunda furkanı kantinde gördüm. dedim ya beyler güçlü çocuktum, furkan'ı altıma aldığım gibi yumruklamaya başladım. öğretmenler geldi, bizi tuttuğu gibi müdürün odasına zütürdüler. lan istemsiz bi korku var üzerimde ne yapacağımı bilmiyorum. ardından velilerimiz geldi, çok şükür babam gelmişti. olay tatlıya bağlandı fakat babam numaradan bana kızmıştı. biliyordum gerçekten numaradan kızmıştı, kıyamazdı babam bana. müdür de mehmetle furkan bugün evlerine gitsin, dinlensinler diyerek olayı yatıştırmıştı. babam gerçek bir baba olduğunu işte o gün o gün minicik yüreğimde hissetirmişti, bana oğlum evdekilere anlatmayalım, aramızda kalsın bu dedi. babamın gerçekten beni sevdiğini anlamıştım
    ···
  8. 8.
    +87 -1
    neyse beyler gel zaman git zaman böyle olaylarla biraz büyüdüm işte. evde hala sevilmiyordum, büyük abim beni sürekli döver, canerle ilgilenirdi hep. anneme hiç kötü bir şey demedim ama o da beni bir kez olsun bile savunmadı. babama hiç söylemezdim bunları bende üzümesin diye. okulda ise her şey yolunda gidiyordu. buketle olan ilişkimiz hep aynı seyrinde devam etti. büyüdükçe birbirimizi sevdiğimizi anlamaya başlamıştık, ama ikimizde utancımızdan bir şey diyemiyorduk. ve bigün dayanamadım bukete onu sevdiğimi söyledim. o da beni sevdiğini, hep benimle birlikte olmak istediğini falan söyledi işte. her şeyin bu kadar yolunda gitmesi, birisinin beni bu kadar çok sevmesini kendime çok yabancı buluyordum ama kendimi daha güçlü hissediyordum.

    neyse beyler buketle seviyeli bi ilişkim sürekli böyle devam etti. en son liseye geçtiğimizde babası yüzünden farklı farklı liselere düşmüştük. buketin ailesi de birlikte olmamızı istemiyordu, ailemin bana karşı tutumu yüzünden beni kötü çocuk sanıyorlardı. buketle birbirmizi çok seviyorduk ama görüşmek için okul çıkışlarına gitmekten başka yolum yoktu. o zamanlar liselilerde telefon narasın öyle... bigün buketi okulundan aldım, elele eve gelirken karşımızda büyük abimi gördüm...
    ···
  9. 9.
    +54
    abim hiç yapmaması gereken bi hareketi yaptı, buketin önünde sen paramızı kızlarla mı yiyorsun diye bahane olduğu belli olan basit bir cümleyle tokadı attığı gibi yere yapıştırdı beni. beyler abim o zamanlar 25 ben 15 16 yaşlarında falanım işte. neyse beyler yerden kalktım, buketin elini tekrar tuttum evine zütürdüm. dışarda biraz kafamı dağıttıktan sonra eve gittim. eve gittiğimde konuşan konu beni yurda verilmemdi. abim babamı eğer yurda yazdırmazsak, evde bu serserinin önünü alamayız, karı kız kavga dövüş her şey var gibisinden adice laflarla gaza getiriyordu.

    evet beyler ilk defa evden ayrılma vakti gelmişti. aslında mutluydum bir daha bunların derdini çekmicektim ta ki yurttan okul dışında çıkamayacağımı öğrenene kadar. beyler buketi görmek için yurttan bir iki üç kaçmak derken artık öğretmenlerinden de gına gelmişti. alışmışlardı fakat artık dövüyorlardı beni. sırf buketi görebilmek için dövdüklerinden babama hiçbir zaman bahsetmedim. bigün yine buketi görmek için kaçmıştım. yurda geldiğimde bu sefer hocaların hepsi beni kapıda karşıladı. hoşgeldin mehmet deyip odaya zütürdüler. ve beyler insanların ne kadar acımasız huur çocuğu olduğunu o gün anladım. kendilerine göre haklılık payları vardı ama beni öyle çok dövmüşlerdi ki bayılmıştım. bayılıp kaldığım yerden de kaldırmamış huur çocukları. sabah tanıdığım bir sesle gözlerimi açtım...
    ···
    1. 1.
      0
      hikayenin sonunda evlatlık mı çıkıyosun pnp
      ···
  10. 10.
    +65
    karşımda babam. babam yaşlı bi adamdı, bu yüzden onun üzülmesini istemezdim. Her şeyi babama anlatmaz içime gömerdim. çünkü anlatsam da beni koruyabilecek fiziksel güçte olduğuna inanmazdım, yaşlıydı. babamı ilk defa bu kadar sinirli ve gergin görüyordum. bana noldu lan sana ne işin var burda diye yüksek sesle bağırdı. yurt müdürün paçaları tutuşmuş olacak ki direk yanımıza geldi. beyler babam ufak tefek yaşlı bi adamdı ama mesleği gereği taşaklı, çapında tanınan, saygı duyulan bir adamdı. müdür ooo ibrahim bey hoşgeldiniz ayakları yaparken ben babama hocaların beni dövdüğünü söyledim. ve hayatımda babamıı belki de ilk ve son kez böyle gördüğüm olay gerçekleşti. o ufacık babam tek bir tokatla koskaca turan hocayı yere yapıştırmıştı. o anki hislerimle nirvanaya ulaşabilirdim. benim babamdı lan bunu yapan, o ihtiyar adam. babamın bu kadar güçlü olduğunu gördükten sonra artık bende çok güçlüydüm. babam kolumdan tutup yürü gidiyoruz aldım seni bu yurttan dediğinde baba evdekiler ne der, hem yurt dememe kalmadan ilk defa babamın ağzından küfür duydum. giberim evdekileri de yurduda...

    önce hastaneye gittik. doktor emniyete haber verelim, darp raporu falan derken babam gerek yok dedi. okul için rapor ister misiniz diye sorduğunda evet dedim ve 1 hafta rapor aldık. eve geldiğimde babam durumu izah etti. ulan o kadar elim yüzüm yara bere içinde benim halimi hatrımı soracaklardı yerde, yine ordanda atılmış serseri herif tarzı cümleler savurdular. arada düşünüyordum lan acaba üvey falan mıyım ne bu kin ne bu öfke ? neyse 1 hafta evde kaldım, sağolsun annem zorla da olsa ilgilendi benimle babamı karşısına almamak adına. beyler iyiydi hoştu da kaç gündür buket'i görmüyordum, o mesele değil de hiç merak edip gelip sormamıştı da bizim eve falan... neydi lan bu ? bu düşünceler kafamı kurcalarken dayanamadım çıktım yataktan, giydim üstümü attım kendimi dışarı.. buket'in okul çıkışıına gittim, buket çıkınca hemen yanına hayatım, seni çok özledim diye koştum. tam sarılacaktım ki hmm öyle mi dedi sadece soğuk bir şekilde. noluyordu lan ? anlam verememiştim. buket de hiç noldu sana falan demedi, ilk defa bu kadar ilgisiz davranıyordu bana ve acil eve gitmem lazım babam bekliyor diyerek uzaklaşıp gidişini izledim
    ···
    1. 1.
      0
      Az seri yazsan on numara olur kardeşim. Okuyorum ben
      ···
  11. 11.
    +70 -2
    bi takluk vardı ama neydi ? 9 yılı beraber geçirdiğim, ilk aşkım, hayattaki en önemli varlığım bana neden böyle davranıyordu ? bu taktan düşüncelerle eve geri geldim. çok dalgın ve sinirliydim, bundan olacak ki hiç yapmamam gereken bir hatayı yaptım. canerin bana ettiği laflara dayanamayıp ona küfür ettikten sonra annemin onu savunmasına dayanamadım, elimdeki kalemi anneme fırlattım. evet beyler kalem annemin şakağına gelmişti, mühim bi durum değildi fakat kan aktığını görünce kendime yakıştıramadım ve evden kaçtım... ilk gün zor olmadı zaten akşamüstü çıkmıştım evden karnım tok, hava sıcak, parktta yattım uyudum. ikinci gün aç aç dolanırken akşam bizim mahalledeki fatihin annesi beni gördü, oğlum sabah beri buradasın hayrola dedi. hiiiç diyerek geçiştirdim ama sağolsun açlığımı anlamış olacak ki bana bi tabak börek verdi. karnımı doyurmanın verdiği mutluluk ve enerjiye mahalleyi turlamaya başladım. saat olmuş gece 11, bi yerde çökmüş otururken uzaktan ufak tefek bi adamın sağına soluna bakarak geldiğini gördüm...

    evet düşündüğüm gibi bu tarafa doğru gelen babamdı. beyler yaşlı babamı öyle sokakta beni ararken, üzgün ve çaresiz görmek gözyaşlarımın yanaklarımdan süzülerek inmesine neden oldu. iki tane eşşek kadar oğlu varken ihtiyar bi adamın tek başına sokaklarda beni araması kanıma dokundu, dayanamadım beyler çıktım karşısına baba dedim. Yüzünde o şaşkınlıkla karışık mutluluk asla unutamayacağım bir görüntü. hiçbir şey demedi, tek bir kez kızmadı, hadi oğlum eve gidelim dedi sadece. babamın daha fazla üzülmesine razı olmadığım için bende ses etmedim, gittim eve. eve gittiğimde annem hiçbir şey olmamış gibi yatıyor, abimler ise pis pis sırıtarak geldi yine dercesine bakıyorlardı. işte bu gerçekten bana çok koymuştu. oysa sanıyordum ki evden kaçtım falan bi daha kötü davranmazlar beni severler, oysa ki çok yanılmışım...
    ···
    1. 1.
      +2
      Yaz panpa yaz... illaki okuyan biri var burda bilesin...
      ···
  12. 12.
    +97 -1
    bunlar sonra düşünmem gereken şeylerdi, zaten beni sevmediklerini biliyordum o yüzden şimdilik bu konuyu es geçmeliydim. asıl sorun buketti... ulan nasıl olabilirdi ya nasıl ? düşünün beyler kendinizi benim yerime koyun, 9 yıl boyunca tek bir gün bile birbirinizi göremeden yapmadığınız, ilk duygularınızı onunla paylaştığınız, gözünüzü onla açtığınız aşkınız... elinizden kayıp gidiyordu sanki ? nasıldı lan neden ? bir kez daha gittim buketin yanına yine aynı şeyleri bahane ederek uzaklaştı benden. artık dayanamayacaktım ve bir dahaki sefer gitmesine izin vermedim tuttum kolundan noluyor lan dedim. çok yüksek bir sesle yeter ya yeter başı beladan kurtulmayan, ailesinin bile sevmediği birisini ben neden seveyim ki dedi bana. evet beyler ailesinin bile sevmediği biri... işte o bendim.

    o gün ilk defa sigarayla dost olmuştum. ilk sigaramda anadolu... güzeldi lan aslında o sigara, içmesini bilmiyordum ama sağdan soldan babanı görmüş gibi hiiihh yap falan derlerdi öyle denedim işte. olmuştu da dertlerimi unutturuyordu sanki bana. buket'in binasının önünde yattım o gece sigaram ve telefonumdan çalan etkin-sensizim canım eşliğinde. telefonu da soracak olursanız biricik babam yurda gittiğimde bişey olursa ara diye gizli saklı almıştı bana. nokia 5110 muydu neydi express music... neyse beyler evdekilerin zaten umrunda değildim, babama da arkadaşta kalacağımı söyleyip sabaha kadar buket'in okula gitmesi için evden çıkmasını bekledim. sonunda çıktı geldi. ne arıyorsun sabah sabah burda mehmet dedi telaşlı telaşlı. hiç gitmedim ki dedim. bi evin yok mu ya senin merak etmiyolar mı hiç dedi. ailesinin bile sevmediği bi çocuğu kim merak eder ki dedim...
    ···
    1. 1.
      +6
      Ulan...
      ···
    2. 2.
      +1
      babanı görmüş gibi yap sözü eskilerdendir hikayeye inancım bir tık daha arttı
      ···
  13. 13.
    +65 -1
    ne halin varsa gör gibisinden taktan bi laf etti ve gitti. daha fazla peşinden gidecek gücüm kalmadığını anladım, kendimi eve attım. bi kaç gün okula bile gitmedim, yemek yemedim, hayata küstüm. evdekilerin sürekli babama al işte senin oğlun, adam olmaz demiştim, okul da okumaz bu serseri, bin baba bu çocuk piiiç deyişlerini duyuyordum ama gibimde değildi. hayat zaten bitmişti benim için, buketim elimden gitmişti. bi gün babam odama geldi, hadi oğlum artık kendini topla, neyin var söylemiyorsun da, hallederiz her neyse, okuluna git, üniversiteyi kazan adam ol, evdekileri bana karşı haklı çıkarma, benim oğlum olduğunu nasıl adam gibi adam olduğunu göster lan herkese kerata diye gaz verdi. haklıydı lan ben babamın oğluydum. kimse olmasa da aklımda babam vardı. sallardım lan ben bu dünyayı arkamda böyle bi baba varken...

    okuluma gidip gelmeye başladım, derslerimde başarılıydım, hocalar değişimi farketmiş olacak ki ailemi çağırdılar falan finton bi ton iyi durum işte. ama aklımdan çıkmayan, geceleri yastığa başımı koyduğumda yastığın gözyaşlarıyla ıslanmasına neden olan biri vardı, buket... çıkarıp atamadım onu kalbimden, tekrar peşine düşecektim. okuluna gittim sordum soruşturdum, ne var ne yok diye. en son sınıfından bi kızı buldum ferda, ferdada huurydu, kendini gibtirmek için bana yer arardı ama benim gözüm buketten başka kimseyi görmezdi, yemin olsun ki buketi de sadece yanağından öpmüştüm bi kaç defa, o da beni. yani saf, temiz seviyordum ben, beyaz gülümdü o benim. neyse beyler bu ferdadan öğrendim ki zengin, kaslı maslı, kendine bakan, iyi giyinen, yakışıklı bir oğlana derbeder olmuş bu. oğlanı buldum çıktım karşısına...
    ···
    1. 1.
      +9
      Zengin kaslı 1.90 boyunda kesin muay tai falan da biliyordur amk. Tipik sözlük ahalisinden bu Oğlan amk
      ···
    2. 2.
      0
      Hahahaha yanıta bak
      ···
    3. 3.
      0
      Ben degilim beyler '' b " var arada
      ···
    4. 4.
      +2
      hayatımda ilk defa bu kadar duygulandığım bir hikaye var şu sözlükte ben babamı 16 yaşında kaybettim gerçekten bir babanın olması çok büyük bir şey kardeşim
      ···
    5. diğerleri 2
  14. 14.
    +64
    oğlan gerçekten sağlamdı yüzümde hasar bırakmıştı ama ben çocukluğumdan beri kavga eden bi adamım, aldım altıma ezdim oğlanı. lan ama harbiden oğlanda suç yokmuş. hırsımı aldıktan sonra konuya girdik, buket oğlana yanıkmış, benim buketim... çocuğa çok yalvarmış, çocukta en sonunda kabul etmiş, çıkmaya başlamışlar. neyse bende oğlana durumu anlattıktan sonra delikanlı çocukmuş, işim olmaz kardeş benim eğer senin sevdiğin kızsa dedi. eyvallah dedim. çocuk buket'e gitmiş anlatmış durumu, gibtiri çekmiş. buket hanımda zenginlere ayak uydurup telefon yapmış kendine, benim numaramı da bulup bana mesaj attı o günün akşamı sen nasıl bir insansın, neden bana bunu yaptın, ben onu seviyordum diye... başımdan aşağı kaynar sular döküldü benim buket'im bana başkasını sevdiğini söylüyordu. neden dedim, beni hiç mi sevmedin, nasıl yarı yolda bırakabildin, nasıl vazgeçebildin dedim. haline bakmıyor musun ? şu tipine, giydiklerine, hayatına bi bak, seni çocuk aklımla seviyorum sanmışım ben, seni kim sever ki dedi bana...

    çok koydu lan dıbına koyayım. harbiden geçtim aynanın karşısına baktım kendime. eli yüzü düzgün bir çocuktum ama çok cahildim lan, bir gib bildiğim, görmüşlüğüm yoktu, cidden serseri miydim lan ben yoksa ? o gün yemin ettim kendime en iyisi olacak, o çocuğu bana tercih ettiğine buket'i pişman edecektim. hırs yaptım, araştırdım öğrendim. google nasıl yakışıklı olunur, sevdiğim bana nasıl geri döner, beni nasıl sever, insanlar beni nasıl beğenir, ailem beni nasıl sever gibi gibimsonik aramalar yaptığımı bilirim. evet acımı içime gömdüm, kendimi geliştirmek için çabalamaya başladım. önce kitap falan okumaya, bi şeyler öğrenmeye başladım, ufkumu genişletmeye çalıştım. bu arada son senemdi lise de. babama verdiğim bir söz de vardı :adam gibi adam olmak'' yani üniversiteyi kazanmak zorundaydım. köpek gibi çalıştım hem derslerime hem kendimi geliştirecek şeylere... ve öss girdim, en iyi şehirlerden birinin en iyi üniversitesini kazandım, mühendis olacaktım...
    ···
  15. 15.
    +71 -1
    üni iyi gidiyordu, derslerime çalışıyor, aynı zamanda kendimi çok iyi şekilde geliştiriyordum. girdiğim her ortamda ağzının içine bakılan, saygı duyulan birisi olmuştum. hayatta verdiğim iki söz ve yaşadığım iki travma vardı benim için ve bunlar hayatıma yön veriyordu. babama verdiğim adam olacam sözü ve kendime verdiğim ''buket'i pişman etmek... travmalarım ise abilerimin bana karşı olanbu çocuk adam olmaz'' tutumu her ne kadar saygın birisi olmuş olmayı başarsamda içimde bir eziklik bırakıyordu. buket'in haline bak seni kim sever, ailen bile sevmiyor lafı ise ikinci travmamdı. birincisini yenmeyi başarmıştım aslında, artık sayılan biriydim, o yüzden pek gibimde değildi bu. sadece babama adam oldum baba diye yanına gidip mühendis olabildiğimi göstermek için okuluma dört elle sarılıyordum. buket konusu içinse karşısına çıkmaya hazır mıydım ? hayır değildim. her ne kadar bilgili, saygın birisi olsamda kendisine bakan, sportif vücutlu biri değildim.

    hemen bir spor salonuna yazılmaya karar verdim. hem spor yapıyor hemde hayalim olan futbolu amatör olarak oynuyordum. aslında futbolcu olmak istiyordum ama evdekiler yüzünden mühendis olmaya itilmiştim diyebilirim. yine de kopamadım işte futboldan. neyse ağır geçen spor temposu sonucunda 1 senenin ardından çok büyük bir değişim yaşamıştım. vücudum gerçekten çok iyiydi. ayrıca kız arkadaşlarımın yardımıyla kıyafet konusuna da el atmıştık, bambaşka biri olup çıkmıştım ortaya... kendimi abartmak gibi olmasın kanka takılan kız arkadaşlarım bile yavşamaya başlamıştı bana, bir kaç kızdan da teklif gelince hazır olduğumu düşündüm ve buket'in numarasını değiştirmemiş umuduyla ona bir msj attım...
    ···
  16. 16.
    +72 -1
    beyler hikaye adına spoiler vermemek adına şu an naptığım konusunda sizleri bilgilendiremicem fakat gerçekten yoğunum. müsait olunca yazıcam yarım bırakmam söz konusu bile değil şimdilik izninizi istiyorum yarın devam edelim boşa beklemeyin
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa bari son 1 tane part at
      ···
    2. 2.
      0
      Güzel hikaye, rezerved
      ···
    3. 3.
      0
      Rezzz panpa
      ···
    4. 4.
      0
      Acayip kendi hayatıma benzetiyorum beni taniyip yazan birimisin diye düsündüm bi ara
      ···
    5. 5.
      0
      Şaka maka iyi yazmışsın be pampa..
      ···
    6. 6.
      0
      Efsane hikaye rezerved
      ···
    7. 7.
      0
      Hadi kankam
      ···
    8. 8.
      0
      Reserved
      ···
    9. diğerleri 6
  17. 17.
    +22
    beyler geldim, seri olarak yazmaya başlıyorum
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi çabuk
      ···
  18. 18.
    +53
    -nasılsın ?
    +tanıyamadım ?
    -ben mehmet...

    ardından hiç cevap gelmedi, ben de yazmadım o gün. onca yılın hatrı da mı yoktu adımı duyar duymaz cevap vermeye bile tenezzül etmiyordu ? bu durum beni derinden yaraladığı gibi bir o kadar da öfkelendirmişi. buket'i pişman etmek bir söz olmaktan ziyade amaç olmuştu artık benim için. her şeye bir kenara bırakıp ardı ardına mesajlar atmaya başladım, eskiyi hatırlattım belki insafa gelir diye. hiçbi şeye cevap vermiyordu ama. en son kısa bir süre sonra memlekete döneceğimi son kez onu görmek istediğimi söyledim. sadece tamam... diye mesaj attı. bu çok iyiydi benim için, çünkü beni gördüğü zaman şaşıracağına, daha ilk andan köpekler gibi pişman olacağına emindim. nitekim o gün geldi çattı memlekete dönmüştüm...

    önce ailemin yanına gittim, babam sanki iyice yaşlanmaya mı başlıyordu bana mı öyle geliyordu anlayamıyordum. en büyük korkum babama bir şey olmasıydı zaten Allah korusun. onca zaman geçmesine rağmen abimlerde hiçbir değişiklik yoktu, ne hoşgeldin dediler ne halimi hatrımı sordular ama ben küçük olduğumu bilip onlara hal hatır sordum, ağızlarının köşesiyle iyi demekle yetindiler. neyse önemli değildi de zaten. annem de ilk defa bana hoşgeldin oğlum demişti, bu beni çok mutlu etti lan işte. aslında annem iyi kadındı ama saftı, abimlerin gazına geliyordu. ama yine de bana acımadığı zamanlar aklımın bir köşesinde hep durur. neyse ufak tefek takılmalardan sonra öğleden sonra buket'le xxx kafede buluşmak üzere yola koyuldum...
    ···
    1. 1.
      0
      Rez panpa
      ···
  19. 19.
    +55
    bilerek geç gitmiştim kafeye. biliyordum bunun işe yarayacağını, çünkü kendimi geliştirmek için okuduğum, araştırdığım dönemlerde kızlarla ilgili birçok durumu da öğrenmiştim. adımlarımı ona göre dikkatli atıyor, oyunu kurallarına uygun bir şekilde oynuyordum. buket'i köşedeki bir masada otururken gördüm. içim yine tuhaf olmuştu, o benim ilk göz ağrım, tek aşkımdı. ama öfkeliydim, hem de çok öfkeliydim çünkü o benden bir kere vazgeçmişti ve bir kez vazgeçenin her zaman vazgeçeceğini de öğrenmiştim ben. bu düşünceler arasında kendimi duygularıma teslim etmemeye çalışarak buket'e doğru yaklaştım. buket ben yanına gelene kadar yabancı biri geliyormuş gibi surat ifadesiyle çekingen çekingen bakıyordu bana. yanına geldiğimde inanamıyorum mehmet çok değişmişsin dedi. rahat davranmaya çalıştım, basit ve kısa cevaplar verdim her söylediğine. biraz yeni hayatımı anlattım. oyunun kuralı gereği onla buluşmak isteme nedenimin inceden inceden artık onu sevmediğimi, rahat takılabileceğini falan söyledim. yüzü düşmüştü, beklemiyordu çünkü bunu. hemde yeni mehmet'i kaçırmak istemiyordu.
    uzun bir süre konuşma faslımız sürdü, mekan kapanacak artık hadi gidelim dememle o güne nokta koyduk. evine falan bırakmazdım ama saatin geç olması nedeniyle ona da bunu belirterek evine zütürdüm. ardından bende eve geçtim.

    birkaç gün sonra buket mesaj attı napıyosun diye. hiiiç dedim, geçiştirdim. görevi başarıyla yerine getirmiştim, ilk dakikadan buket'in aklını tekrar oyalar olmuştum. bazen ileri adım atıyor, bazen kendimi geri çekiyordum. amacım buket'i kendime iyice bağlamaktı. 1 2 boyunca bu durum böyle sürdü. artık okullar açılacaktı ve buket'le son konuşmamızda bunun üzerine oldu. buket ''beni de zütürsene istanbul'a hem sana yemekte yaparım bi kaç gündedi. gülümsedim... dışardan gülümsüyordum dilimleolur'' demiştim fakat içim kan ağlıyordu. benim buket'im bir kez olsun beni sevmemişti onu anladım çünkü. o yeni mehmet'e aşık olmuş, bedenini teslim etmeye hazırdı bile. bir kez olsun dudağından dahi öpmeye kıyamadığım kız, benimle aynı eve gelmek istediğini söylüyordu. neyse beyler beraber atladım onunla otobüse çıktık yola. bazen kendi kendime ''oğlum bırak lan oyun oynamayı, intikamı... sevdiğin kız yanında işte, dizlerinde uyuyor,
    daha ne istiyorsun ki ? hem artık o da seni seviyor, evlenirsin işte buket'le, çocukken hayalini kurduğunuz gibi bi oğlunuz bi kızınız olurdiyordum. her seferinde de aklım devreye giriyor,o senden vazgeçti, sen de ondan vazgeç'' diyordu. bu ikilem arasında gidip gelirken kendimi duygularıma bırakmayı tercih etmiştim. sonunun daha acılı olacağını bildiğim halde boşver dedim, biraz buket'imi yaşayayım...
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +18
    beyler hızlı yazıyorum 3 parta biter...
    ···
    1. 1.
      0
      Reis uzun sürsün be 3 parta hikaye bitmesin
      ···
    2. 2.
      0
      çabuk yaz panpa
      ···
    3. 3.
      0
      Yarım bırak ti
      ···
    4. 4.
      0
      Yazsana aq hadi
      ···
    5. diğerleri 2