ailemi dağılmaktan kurtardım anlatıyorum

Evet beyler yalan yok palavra yok dinlemek isteyenler gelsin 10 dakika içinde başlayacağım,Baştan söyleyeyim sizleri bir kardeş gördüğüm için olan biten her şeyi olduğu gibi anlatacağım öyle çok uzun bir hikaye'de olmayacak bu.Anlatırken sadece isimleri ve mekan adlarını değiştireceğim malum internet ortamındayız ...

Dinlemek isteyenler rezerve alsın 10 dakika içinde başlıyorum

edit:

Sadece benim yazdığım kısmı okumak isteyenler

http://inci.sozlukspot.co...yorum/@yok-olm-oyle-bisey

Ha birde belirteyim önceden yazmadım burada yazacağım yani o anda içimden nasıl geliyorsa öyle

Ben mutlu bir ailede büyüdüm arkadaşlar öyle mutsuz bir çocukluğum olmadı yani, Maddi açıdan durumumuz gayet iyiydi annem ile babam birbirlerini harbiden severlerdi, Yani mutlu bir aileydik lan işte, Benim 4-5 yaşlarında bronşite yakalanmam sebebiyle karşıya çamlıcaya taşındık

O zaman ki doktor burada (o zamanlar ataköyde oturuyorduk) bu çocuk iyileşmez temiz hava alması gerekir yeşilin bol olduğu bir yerlere gidin demişti. Tabi hem peder hemde annem benim üstüme titriyorlar o zamanlar tek çocuğum.Hal böyle olunca peder tası tarağı topladı kendi evimizde oturmak varken sırf benim için kiraya çıktı hemde allahın gibtir ettiği bir yerde

Çamlıca demiştim hatırlarsanız Hah işte orası varya biz ilk gittiğimizde zengin kodamanların metreslerini oturttukları yerlerden birisiydi işte öyle malca bir yerdiki bildiğiniz köydü amk yolu yoktu lan bildiğiniz yolu yoktu amk yerine 1 saatte bir araba gelirdi onuda kaçırdın mı aynı köy arabası gibi 1 saat daha beklerdin

Neyse gel zaman git zaman ben burada ilk okulu okudum tam tam liseye başlayacağım sıralarda bizim pederin işleri bozuldu, Peder tekstilciydi (gerçi hala tekstilci) O zaman piyasaya Çin makinaları yeni girmeye başlamıştı, Millet 3-4 milyara alıp 10 sene kullanacağı makina yerine 1 milyara 1 sene kullanacağı makinayı tercih ediyordu.Hal böyle olunca bizim işler yavaştan bozulmaya başladı.Ben hayatımda ilk defa bizim evimizde iki faturanın üst üste geldiğini gördüm amk,Ha şimdi bazı arkadaşlar diyebilir yannanım sen ona bir şey mi diyorsun milletin açlıktan nefesi kokuyor diye. Doğru aslında ama bünye alışık olmayınca bir tak var falan zannediyordum ben

Beyler dinleyen yoksa anlatmayayım amk

Neyse ben anlatmaya devam edeyim hazır liseliler yokken başlıkta biriksin belki millet toptan okur .

Neyse bir gün arabada gidiyoruz babam düşünceli bir şekilde yola bakıyor. Annem Hayırdır Fehmi bir şey mi var diyince bizim peder dökülmeye başladı Aslında size söylemeyecektim ama artık saklamanın bir manası yok. işler kötüye gidiyor sıkışmaya başladık bu ecdadını gibtiğimin çinlileri (babamın favori küfürüdür amk) piyasanın anasını gibti bıraktı ... Peder böyle lafı açınca ben anladım arkasından bir bombanın geldiğini,Ben buradaki dükkanı kapatıyorum yeniden karşıya döneceğiz burada kirada oturmakta zorladı bizi Amk ben bunları duyunca beynimden vurulmuşa döndüm yaklaşık 10 sene oturduğumuz yer bütün arkadaşların çevrem orada yannan gibi kalacam diye korkuyorum kendi kendime

Arkadaşlar bir yarım saat kahvaltı edeyim keyif sigaramı içeyim geliyorum

Arkadaşlar kusura bakmayın yarım saat 1 saat oldu neyse devam ediyorum

Yani lafın kısası beyler,Biz oradan taşındık yine kendi evimize (ataköy, aslında ataköy dediğime bakmayın lan bildiğiniz şirinevler işte)Yalan yok amk ilk başta bocaladım ben mal gibi kapattım kendimi eve çünkü hiç tanıdık yok bir şey yok.Bu arada tabi peder yeni bir atolye kurdu, Yani makinacılığı bıraktı atolyeciliğe başladı. Bende oradaki bir düz liseye kaydımı yaptırdım okula başladım, Benim asosyallikten kurtulmamda böyle oldu, Okulun futbol takımına seçildim kaleci olarak, Zaten karşıda otururken de amatör klüplerden birinde kalecilik yapıyordum, Ayıptır söylemesi yeteneğimde vardı,Bir şekilde girdik kadroya, Tabi durum böyle olunca benim için hem okula hemde çevreye alışmak kolay oldu,Ama işin tek kötü tarafı derslerdi, Maçlar yüzünden 1. dönemde toplasanız 20 gün derse girmemiştim hal böyle olunca ilk dönem Okul takımındaki başarıdan dolayı (ilçede birinci olup istanbul şampiyonasına gitmiştik orada yarı finalde Eyüp Otakçılar lisesine kaybettik)

Onur belgesi aldım ama karnede 5 tane zayıf vardı amk,Ama o zamanlar bu durumu gibime takmıyordum okul tarihinde ilk defa böyle bir başarı kazanıldığı için tüm takımla beraber benimde züt tavana vuruyordu, Okulda beni tanımayan hoca yoktu müdürle kanka gibiydik,Amk daha ilk senede bu kadar çevre yapıpta okulda tanınan biri olunca kızlarda kendiliğinden gelmeye başladı, Yalan yok bu durumdan faydalandım sevdiğim sevmediğim ne kadar kız varsa hepsiyle çıktım ama hiç biriyle yiyişmek dışında bir şey yaşamadım bunuda utanılacak bir durum olarak görmüyorum, Dediğim gibi 5 dakikalık zevk için hem kendimin hemde karşımdaki insanın geri kalan hayatını gibmek benim vicdanıma ters geliyordu... Neyse ikinci dönem okul takımındaki başarıdan dolayı saolsun hocalarda yardım edince 2 zayıfla geçtim,O zaman kredili sistem vardı kredim yettiği için alttan dersim olmadan ilk seneyi atlattım ama kendi kendime de diyordum amk giberim futbolunu önümüzdeki sene adam gibi okuluma gidicem diye

Harbiden de dediğim gibi yaptım amk futbol takımından affımı istedim, Adam gibi derslerime girdim çıktım bu arada sözel bölümünü seçmiştim, Halbuki puanım eşit ağırlığada yetiyordu ama hem biraz matematik özürlü olduğum için hemde taa en başından beri gazetecilik veya radyo televizyon istediğim için kendi isteğimle sözele gittim. Sözel derslerin hepsine ilgim vardı amk Tarihi çok severdim hala da severim Keza türkçede aynı şekilde çünkü kitap okumaya bayılırdım. Bizim peder bana kitap manyağı derdi.Şimdi burada biraz babamdan bahsetmek istiyorum, Kendisi okuyamamış küçük yaştan itibaren çalışmaya başlamış ve hayatın her türlü pisliğini görmüş geçirmiş bir adam yani sizin anlayacağınız örgün bir üniversitenin olmasa bile hayat üniversitesinin en kral bölümünü birincilikle bitirip diplomayıda Hayat üniversitesinin sayısız rektörlerinden birisi olan şarapçı orhan'ın elinden almış bir insan. Yani kısacası Ben okuyamadım evladım okusun kafasında bir insan. Annemde aynı şekilde genç yaşta (11 yada 12 olması lazım) Babasını kaybedince o da okuyamamış girmiş bir kuaföre çalışmaya başlamış. Evlenene kadar da çalışmış erkek gibi evine katkıda bulunmuş.Bu yüzden her zaman gurur duyarım annem ile

Neyse aileden bu kadar bahsettim yeter artık, Buraları biraz transit bir şekilde özet halinde geçip asıl olayların başladığı yere gelmek istiyorum Çünkü bunları 2 senedir kimseye anlatmadım anlatamadım ve içimi dökmek zorundayım

Lafın kısası beyler lise hayatım ilk seneki futbol takımı dalgasından dolayı gibik bir şekilde geçsede Hiç kalmadan liseyi normal bir şekilde 3 senede bitirdim (ben bitirdikten 1 sene sonra lise zaten 4 yıl oldu) Tabi bu arada sınav stresi ayağına sigarayada başlamıştım amk bayağı bayağı sigara içiyordum.Her neyse Lise hayatım boyunca yazları hep pederin atolyede çalıştım indir bindir getir zütür ne kadar ağır iş varsa bana yaptırdı yanında çalışan adama 1 kere bağırıyorsa beni kayırdığını sanmasınlar diye bana 5 defa bağırıyordu ama iyide oluyordu işi öğreniyordum model nasıl çıkartılır pastal nasıl atılır. Tabi bunlardan daha önemlisi kumaş getirip zütürüyorum ayağına araba kullanmayı falan iyice öğrenmiştim.O zaman daha 16-17 yaşındayım tabi altımdaki arabada ford transit amk ama o yaşlarda daha yeni araba kullanmaya başlayınca altımdaki hayvan gibi minübüsü ferrari falan sanıyordum.

@33 Messi değil kardeşim olsam olsam Ömer Çatkıç olurum -ki oda pek sıkıntı olmaz, Kaldıki bronşit'i de ufakken gittiğim doktorun sayesinde atlattım çok şükür. Gerçi 6-7 senedir sigara içiyorum geçenlerde doktora gittim adam önceden geçirdiğin bir rahatsızlığın var mı? diye sordu 4-5 yaşlarındayken bronşit geçirmiştim ama atlattım dedim sigara içiyormusun diye sordu evet diye cevap verince, intihar ediyorsun haberin yok dedi. Yani ne tak yediğimin farkındayım hani sigarayı falan soracak olursan şimdiden cevaplayayım

Neyse @34'den devam ediyorum

Bu arada bizim de işler düzelmişti, Yani anlayacağınız zütü yeniden doğrultmuştuk. Atolyede iyi gidiyordu bu mesleğin en pislik tarafı insanla uğraşmaktır, Bilirsiniz amk nerede çatlak kız var hepsi ya makinacı olur yada ortacı işte bizde bu manyaklardan yaklaşık 90 tane vardı içlerinde güzel kız yokmuydu diye soracak olursanız,-ki sormassınız amk o kadar zevksiz olduğunuzu zannetmiyorum. Vardı evet lan belki siz burnunuzun ucuna koymassınız ama güzel kızlarda vardı içlerinde ama benim pek gibimde değildi açıkcası boş vakitlerimde gidiyordum Kızlarla da fazla yüz göz olmuyordum kızların çalıştığı bölüm alt kattaydı ben üst tarafta ya kumaş taşıyordum yada yakın çevreye eğer varsa mal getirip-zütürüyordum (Neden yakın çevreye diye soracak olursanız o zaman ehliyet yoktu fazla uzağa gitmiyordum)

Böyle günler geçerken üniversite sınavı geldi çattı, Sınava girdim ama pek umudum yoktu, Zaten 1 ay sonra sonuçlar açıklandığında gibindirik bir puan almıştım anca iki senelik okullara falan yerleşebiliyordum.Hal böyle olunca pederle konuştum ben bu sene tercih yapmayacağım seneye okulda yok sadece sınava çalışırım daha iyi bir yere girerim dedim.O da nasıl olduysa kabul etti amk,Tamam o zaman gel atolyede çalışmaya devam et hemde sınava hazırlanırsın dedi. Eyvallah dedik girdik bir yolun içine önceleri hafta sonları yada boş vaktim olduğunda gittiğim atolyeye şimdi her gün gidiyordum amk, işide bayağı kapmıştım peder bazen dışarıya iş için çıktığında beni aşşağıya kızların başına bırakırdı, Babam varken başlarını kaldırmayan kızlar ben gelince biraz gevşerdi (Benim pederin lakabı saddamdı amk işcilere karşı çok sertti.Ama onlara ne kadar sertse ailesine karşıda o kadar yumuşak bir insandı) Baktım öyle olacak gibi değil yalandan yere biraz sert yapınca hepsi benle ilgiyi alakayı bir anda kesti, Normal çalışmaya başladılar.Yaz aylarınıda böyle geçirmiştik, Annem babam ve kız kardeşim (Bazı einsteinlar hani tek çocuktun diyebilir karşıya taşındığımızda tek çocuktun sonradan birde kız kardeşim oldu)10 günlüğüne memlekete gittiler.O arada atolyede bana kaldı amk kendimi iyice patron gibi hissetmeye başlamıştım, Babam gibi hareket ediyordum

Peder günlük arayıp ne var ne yok diye soruyordu, Bende ne var ne yok ne yaptığımızı falan anlatıyordum. Günler böyle geçti gitti,Ben ehliyeti mi aldım artık dışarıyada çıkıyordum, Yani lafın kısası okumak aklımdan çıkmış sanki senelerdir bu işi yapıyormuşum gibi hareket ediyordum