-
101.
0ya bi gibtir qit aq fırlaması
-
102.
0ozet: artik fakirmis emo.
amk ailenin gittigine mi uzuluyorsun, luks arabanin, laptoplarin gittigine mi? bir ozet gec! -
103.
0ne kadar huur çocuğu varsa o kadar huur var
-
104.
0@79 işin özeti, bunun anasına bacısına sövmüşler. buda gerçek sanmış klavyeyi kırmış bin.
-
105.
0@79 özet: kardeşim trafik kazasında ölünce annem kalp krizi geçirdi. eskiden çok mutlu bir aileydik şimdi bomtakuz.
-
106.
0üzülme kanka arkadayım
-
107.
0
-
108.
0anneler günü gelmişti, kendimi tutamadım. o gün onu hatırlatan herşeyi gördüğümde ağlıyordum..Tümünü Göster
kendimi toparlamayı bir nebze olsun başarmıştım. babam kiralık bir ev tuttu, oraya taşındık. buruk bir sessizlik hakimdi evde. gene yazın balkonda oturuyorduk, ama ne karşıdaki komşular vardı ne tavla sesleri vardı. ne annem vardı ne kardeşim. kalktığımda mutfakta annem yoktu. kızartma kızartmıyordu o mis kızartma kokusu yerine babamın sigara kokusu vardı mutfakta. sigara içip düşünüyordu...
o eski mutluluk manzarası belki hiç bi zaman olmayacaktı. ve kendimi internete verdim o günlerden sonra daha çok. bu tür hikayeler dinleyip acımı azaltmak istiyordum. eski anılarım aklıma gelirdi gene. güzel evimde yaşadığım günler.. annemle kardeşimle babamla tombala oynadığımız günler.. ahhh ahh.. bunların üstüne şuan o anneme ve kardeşime küfür ediyorsunuz ya, işte sinirim altüst oluyor kardeşlerim.. yapmayın etmeyin ne zorunuz var. onları hatırlatıyorsunuz bana. gerçekten o küfür edenler şuan yanımda olsun gözümü kırpmadan öldürürüm. tabi kavga sırasında ana avrat sövüyorsun tamamda, neden üstüne basa basa ölüsünü bile bilmem neyapayim diyorsun ya? sen o acıyı yaşadın mı hiç? öldümü senin bir anne, baban, kardeşin... neden böyle bilinçsissiniz kardeşim hayata tozpembe bakıyorsunuz? herkezi kendiniz sanmayın... herkez sizin yaşadığınız hayatı yaşamıyor.. fakir muamelesi yapıyorsunuz, ailelere küfür ediyorsunuz ama bizde isterdik annemiz kardeşimiz ölmesiin.. ama öldüler işte yoklar, yokkklaaaaaaaaaaaaaaaar!!! kafanızasokun yoklarr.. onlar yok, yok onlar...
aradan geçen saatlerden sonra annemin kalpkrizi sonucu öldüğü haberini aldık, ve benim için hayat o an bitmişti.
kardeşim tamam, annemde ölünce tanrıya küfür etmeye başladım. o bunu bana yaşatamazdı, hakkı yoktu. öyle düşünüyordum. bunları bana yaşatmaya hakkı yoktu. nefret ediyordum tanrıdan..
ve yıldızlara bakarak ağlamaya devam ettim. ne yapacaktım bundan sonra.. nasıl yaşıyabilirdim.. hiç birşeyim kalmamıştı, ne huzur ne mutluluk ne ailem ne param...
hastanede geçen günlerin ardından cenazeyi türkiyeye getirdik, ben o günden itibaren ağlamaya devam ediyordum her dakika. o içten ağlamayı kimse bilmiyordur sanırım...
cenazeyi defnederken üstünü açtılar ve anneme sarıldım, ağladııım ağladımmm... defnettik , babam kucağıyla onu mezara koydu. gözyaşlarıma hakim olamadım. oda içten içe ağlıyordu. kahroluyordum... hocalar dualar okuyordu ve ben daaha kötü oluyordum o duaları duydukça... kardeşimide defnettikten sonra 1 gece orda kaldım, kendi kendime konuştum... onlarla konuştum... ve babam kendini toparlayıp beni halamlara zütürdü, pskolojik olarak tüm akraba çökmüştük. eski mutlu evimiz yoktu, hiç bi zaman mutlu bir hayatım olmayacaktı. isterse trilyonlar olsun eskisi kadar mutlu bir aile tablosuna sahip olamıyacaktım... o tablo bir anlık hata ile darmadağan olmuştu. yok olmuştu. ben bunları düşünerek kendi kendimi yedim, pskolojik tedavi ile kendime geliyordum. yıldızlara bakıp onları düşünüyordum. her gece rüyama giriyordu. dayanamıyordum. ve yoldan geçen her anneyi gördüğümde içim içimi yiyiyordu.
ola çıktık 3-4 saat geçti gece saat 1 olmuştu sanırım, dinlenmek için biryere gidecektik onu konuşuyorlardı annemle, şurda bi dinlenme tesisi falan var demişlerdi, en son onu dediklerini duydum. ve birden büyük bir sarsıntı, gürültü. gerisini hatırlamıyorum zaten, kendimi hastanede buldum.
heryerim ağrıyordu, kalktığımda başımda neden annem yoktu? neden annecim yoktu? bunu düşündüm, kendime gelememiştim. bir ağır yaralı olduğumu biliyordum ama o neden yoktu. ayıldığımda 10-15 dakika onu bekledim ve hala yoktu. içimi bi korku sarmıştı. ve hemşire girdi içeri, "annem nerde" dediğimde, anneniz yoğun bakımda durumuda iyiye gidiyor cevabını almıştım. aradan 1 hafta geçti ve ben ayağa kalkıp yürüyebiliyordum, annemde aynı şekilde babamda. ama kardeşimin durumu kötüye gidiyordu gittikçe, ağır yara alımştı. ve sonunda komaya girmişti, ben günlerce ağladım, ağladım, ağladım artık intaharı bile düşünüyordum. umudumuzu yitirdikçe kendimden bir parça koparıyordum.
kardeşimi amerikada bir hastaneye zütürmemizi söylediler ve baya masraflı olacağını söylediler.
biz bu masrafı karşılıyabileceğimizi söyledik ve onun kurtulması için ne gerekirse yapacağımızı söyledik, tedavi görüyordu biricik kardeşim amerikada. bense burda kendi kendimi yiyyordum. günde 50 den fazla telefon açardım, nasıl gidiyor durumu diye. konuşmadığım dakikada kendimde ekgiblik hissediyordum ve bu böyle olmaz deyip bende amerikaya gittim, daha doğrusu ailem tarafından getirildim.
kaza' sonucu arabamız hurdaya dönmüştü, hurdacıya versek bize gelecek para 1 günlük yemek masrafı. kullanılacak biryeri kalmamıştı. hurdaya atıldı zaten hiç bi ücrette almadık. ozamanlar 40 milyar'a almıştık hatırlıyorum, lüks bir araçtı. ve kötü haberlerin ardı arkası kesilmiyordu, kaza bizim yüzümüzden olduğu için karşı taraf bize tazminat açmıştı. onlardanda arabayı kullanan kişi hayatını kaybetmişti. bizde hem vicdan azabı vardı, hemde kardeşimin durumu ve giden araba. bunun üstüne bu tazminat davası çok kötü olmuştu. aile olarak yıkılmıştık, durumumuz toparlanmayacak derecede vahimdi. birilerinin yardımı gerekti. tabi tazminat sadece dava olarak açılmıştı 1 sene dava devam etti o piskolojinin üstüne.
evimizi satmaya karar verdi babam, apartman dairesi olduğu için müstakil ev kadar büyük bir miktar yapmıyordu ama bulunduğu konum bakımından kurtarıyorduk. tam hatırlamıyorum ama 85 milyar'a bir emlakçıya satmıştık sanırım.
o para ile kardeşimin masraflarını ödemeye calışıyorduk.. kaza ardından tam 1 ay geçti, hastanede oturuyorduk koridorda. birden kardeşimin oludğu odaya hemrişeler ve doktorlar koşmaya başladılar anonsun ardından. ben yıkılmıştım, ayaklarıma sular boşalmıştı resmen. kalbine masaj falan yapıyorlardı, elektro şok uyguluyorlardı. benim gibi bir çocuğun görmek istiyeceği son görüntülerdi, cehennem azabı gibiydi, kardeşimi kaybediyordum... ve dokturun o umutsuz bakışları ve kafasını sallamasıyla yere yığıldık, annem 1 dakika boyunca ağlamıştı ve bayılmıştı. babam ellerini sıkıp yere oturmuştu , teselli ediyorlardı. babam birden ayağa kalktı ve kardeşimin odasına doğru koştu, bende koştum. ağlıya ağlıya, haykırarak ona sarıldı, ben korktum, sarılamadım. ağladım hüngür hüngür. eski günler aklıma geldi, onlardan hiçbir eser yoktu.
doktorlar odadan çıkarttı bizi ve kardeşimi morg'a kaldırdılar aradan saatler geçtikten sonra. gözyaşlarım tükenmişti, yere yığılıp şok geçiriyordum. doktorlar sakinleştirici verdi babama ve bana, annem zaten ortalıkta yoktu. -
109.
0bu amcık beyinliler adına ben de özür dilerim kardeş. beyinsiz entry giren çok var sırf küfür etmiş olmak için küfreden..
-
110.
0akraba evLiLiğimisin bin
-
111.
0peki kardeş
-
112.
0evet artık sinirden klavyeyi kırdım. gerçekten yaptım bunu, şuan "q" klavye ile yazıyorum, öteki klavyem "f" klavyeydi.Tümünü Göster
o yüzden biraz devrik cümle kurabilirim, harflerde yanlışlık yapabilirim alışık değilim. ve hepsi sizin yüzünüzden oldu.
şimdi benim kız kardeşimle ciddi ciddi fantezi kuranlar oldu. onlara "kız kardeşim öldü, gel bana küfür et ona küfür etme zaten hatırlatıp moralimi bozuyorsun" dediğimde, şu cevabı aldım; (bkz: ölüsüne attırayim)
artık anneme babama küfürler yağmaya başladı, sağ taraftaki mesaj kutumun resmini koysam yarısından çoğu anneme, kardeşime küfürlerle dolu. bilerekmi yapıyorsunuz, bana o acıları tekrar yaşatmak içinmi yapıyorsunuz, üstüme geliyorsunuz bilemiyorum. ama benim bir annem ve bir kardeşim yok! ikisinide 5 yıl önce kaybettim.
henüz ergenliğe yeni adımını atmış, en ufak şeylerde depresyona giren bir çocuktum. aileme çok bağlıydım. heleki küçükken, 4-5 yaşlarında annemin kucağından inmezdim herkez mahallede oynarken. saçlarını ısırırdım, hep onun lafını yapardı akrabalarla bir araya geldiğimizde. saça karşı bişeyi vardı, hep saçımı ısırırdı. saçımı kestirdiğinde ağlardı diye anlatırdı. bana çok bağlıydı derdi, bunları diyeli sanırım bi 7 sene oluyor. kız kardeşimle beni karşılaştırıyordu canım anneciğim komşularla. bizim kız çok cadı, hep dışarı kaçardı ama oğlan bacaklarımı bırakmazdı. hiç dışarı gidip oynadığını görmedim derdi. evet öyleydim, anneme çok bağlıydım. onu bırakamazdım hiç, 3. sınıfa geçene kadar o okulda bekledi üşenmeden, yaz kış demeden güneşte sıcakta saatlerce beni bekledi. 3. sınıfa gidene kadar bekledi.
ve hatırlıyorum 8. sınıftaydım beden dersinde bir köşeye oturup ailemi düşünmüştüm. onlar ölürse ben yaşıyamazdım, intahar ederdim ardından. bende ölürdüm, onlar olmadan yaşıyamazdım.
lise 1' e geçtim ve bir arkadaşımın annesinin ölüm haberini aldım, 1 ay piskolojik etkisinden çıkamamıştım. belki ondan çok ağlamışımdır, onun annesinin öldüğüne üzüldüğümden değil. tabi onada üzüldüm ama benim anneme birşey olacak korkusu vardı, aileme bişey olacak korkusu. o korkuyla 1 ayı ağlayarak geçirdim geceleri.
ve birgün akrabalarla birlikte yıl başını geçiriyorduk, annem babam kardeşim amcam, halamlar falan. dünyanın en şanslı çocuğuydum belki, ailemin maddi durumu çok iyiydi. buzamanın maaşıyla aylık babam 2 bin lira alıyordu, annemde aylık 2 milyar falan alıyordu + ayrıyeten küçük bir dükkanımız vardı orayada halamın kızı bakıyordu. ordanda bi aylık 500 lira geliyordu onlarlada harçlığımız çıkıyordu zaten. istediğim herşeye sahiptim, kız arkadaşım vardı, playstation 2'm vardı ( ozamanlar şuanki ps3 değerindeydi ), büyük bir televizyonumuz ve güzel bi laptop'um vardı. kablosuz internette vardı, oda yeni yayılıyordu sanırım. geceleri annem kardeşim babam falan dışarda balkonda çay içerlerdi, apartmandaydık karşı komşularla konuşur sohbet ederlerdi. apartmanın %80' i okel tavla falan oynardı balkonda. çok neşeli biyerde oturuyorduk. ben ozamanlar internette takılırdım bağımlıydım şuan olduğu gibi. online oyunlarda falan. balkona zütürrdüm laptop'umu oturur oynardım. annemler sohbet ederdi komşularla gülerlerdi kahkahalarla. ben mutlu olurdum o sahbete katılmasamda.
kız kardeşimi arkadaşları çağırırdı geceleri, aşağıda arkadaşlarıyla körebe falan oynarlardı. onları izlerdim bende, bi yandan kolamı içerken laptop karşısında. geceleri balkonda yatardık baya büyük bi balkonumuz vardı.
geceleri o esen hafif tatlı rüzgar, ve sabahleyin kuş cıvıltılarıyla güneşe doğru gerneşerek uyanmak..
annen mutfakta sana patates kızartıyor, baban masanın başında onu bekliyor. kardeşin telefonla arkadaşıyla konuşuyor. çok güzel bir tablo , mutluluğun resmi belkide. belkide hepinizin şuan sahip olduğu şey bunlar. bende bu mutluluk tablosuna bir zamanlar sahiptim.
ve bir gün geldi tatile çıkmaya karar verdik. her yaz çıkardık, o yaz biraz erken çıktık okullar tatil olduktan 1 hafta sonra falan. yani bu zamanlarda.. güzelde bi arabamız vardı evet.
herşeyi hazırladık bilet falan aldık, uçakla'mı gitsek, yoksa arabaylamı gitsek diye düşünüyorduk. ben uçağa binmeye hevesliydim uçak uçak diye tutturmuştum, ama canım annem ısrar etti arabayla gitmek için, fobisi vardı. ah annem ah...
yola çıktık 3-4 saat geçti gece saat 1 olmuştu sanırım, dinlenmek için biryere gidecektik onu konuşuyorlardı annemle, şurda bi dinlenme tesisi falan var demişlerdi, en son onu dediklerini duydum. ve birden büyük bir sarsıntı, gürültü. gerisini hatırlamıyorum zaten, kendimi hastanede buldum.
heryerim ağrıyordu, kalktığımda başımda neden annem yoktu? neden annecim yoktu? bunu düşündüm, kendime gelememiştim. bir ağır yaralı olduğumu biliyordum ama o neden yoktu. ayıldığımda 10-15 dakika onu bekledim ve hala yoktu. içimi bi korku sarmıştı. ve hemşire girdi içeri, "annem nerde" dediğimde, anneniz yoğun bakımda durumuda iyiye gidiyor cevabını almıştım. aradan 1 hafta geçti ve ben ayağa kalkıp yürüyebiliyordum, annemde aynı şekilde babamda. ama kardeşimin durumu kötüye gidiyordu gittikçe, ağır yara alımştı. ve sonunda komaya girmişti, ben günlerce ağladım, ağladım, ağladım artık intaharı bile düşünüyordum. umudumuzu yitirdikçe kendimden bir parça koparıyordum.
kardeşimi amerikada bir hastaneye zütürmemizi söylediler ve baya masraflı olacağını söylediler.
biz bu masrafı karşılıyabileceğimizi söyledik ve onun kurtulması için ne gerekirse yapacağımızı söyledik, tedavi görüyordu biricik kardeşim amerikada. bense burda kendi kendimi yiyyordum. günde 50 den fazla telefon açardım, nasıl gidiyor durumu diye. konuşmadığım dakikada kendimde ekgiblik hissediyordum ve bu böyle olmaz deyip bende amerikaya gittim, daha doğrusu ailem tarafından getirildim.
kaza' sonucu arabamız hurdaya dönmüştü, hurdacıya versek bize gelecek para 1 günlük yemek masrafı. kullanılacak biryeri kalmamıştı. hurdaya atıldı zaten hiç bi ücrette almadık. ozamanlar 40 milyar'a almıştık hatırlıyorum, lüks bir araçtı. ve kötü haberlerin ardı arkası kesilmiyordu, kaza bizim yüzümüzden olduğu için karşı taraf bize tazminat açmıştı. onlardanda arabayı kullanan kişi hayatını kaybetmişti. bizde hem vicdan azabı vardı, hemde kardeşimin durumu ve giden araba. bunun üstüne bu tazminat davası çok kötü olmuştu. aile olarak yıkılmıştık, durumumuz toparlanmayacak derecede vahimdi. birilerinin yardımı gerekti. tabi tazminat sadece dava olarak açılmıştı 1 sene dava devam etti o piskolojinin üstüne.
evimizi satmaya karar verdi babam, apartman dairesi olduğu için müstakil ev kadar büyük bir miktar yapmıyordu ama bulunduğu konum bakımından kurtarıyorduk. tam hatırlamıyorum ama 85 milyar'a bir emlakçıya satmıştık sanırım.
o para ile kardeşimin masraflarını ödemeye calışıyorduk.. kaza ardından tam 1 ay geçti, hastanede oturuyorduk koridorda. birden kardeşimin oludğu odaya hemrişeler ve doktorlar koşmaya başladılar anonsun ardından. ben yıkılmıştım, ayaklarıma sular boşalmıştı resmen. kalbine masaj falan yapıyorlardı, elektro şok uyguluyorlardı. benim gibi bir çocuğun görmek istiyeceği son görüntülerdi, cehennem azabı gibiydi, kardeşimi kaybediyordum... ve dokturun o umutsuz bakışları ve kafasını sallamasıyla yere yığıldık, annem 1 dakika boyunca ağlamıştı ve bayılmıştı. babam ellerini sıkıp yere oturmuştu , teselli ediyorlardı. babam birden ayağa kalktı ve kardeşimin odasına doğru koştu, bende koştum. ağlıya ağlıya, haykırarak ona sarıldı, ben korktum, sarılamadım. ağladım hüngür hüngür. eski günler aklıma geldi, onlardan hiçbir eser yoktu.
doktorlar odadan çıkarttı bizi ve kardeşimi morg'a kaldırdılar aradan saatler geçtikten sonra. gözyaşlarım tükenmişti, yere yığılıp şok geçiriyordum. doktorlar sakinleştirici verdi babama ve bana, annem zaten ortalıkta yoktu.
... -
113.
0@1 kızkardeşin evde sana güvenerek rahat kıyafetler giyiyodur kesin, o halde çekilmiş resimleri varsa link atsana bi öğlen postası gideyim
-
114.
0@1 ben okudum. acını anladım. Allah sabır versin... ama fake çıkarsan da cezanı yine o versin.
-
115.
0bunu okuyan mal
-
116.
0Evet sana sana sana hepinize be... rezil iğrenç yaratıklar.. hiç mi insanlık yok sizde ha? nedir bunlar ha nedir? nasıl yollarsınız bu pislikleri o tertemiz insanlara.. onlar kitap istiyor, kalem istiyor, okul istiyor okumak istiyor.. onlara yardım elinizi uzatacağınıza birde utanmadan, sıkılmadan alay ediyor küçük gör... üyorsunuz.. aslında alay edilecek küçük görülecek birileri varsa o da sizlersiniz.. hiç bir işe yaramayan asalak gibi yaşayan sizler.. utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz...
okuyamadım aq bir özet geçsin binler. -
117.
0okumadım
-
118.
0@1 adam haklı beyler
-
119.
0evet artık sinirden klavyeyi kırdım. gerçekten yaptım bunu, şuan "q" klavye ile yazıyorum, öteki klavyem "f" klavyeydi.Tümünü Göster
o yüzden biraz devrik cümle kurabilirim, harflerde yanlışlık yapabilirim alışık değilim. ve hepsi sizin yüzünüzden oldu.
şimdi benim kız kardeşimle ciddi ciddi fantezi kuranlar oldu. onlara "kız kardeşim öldü, gel bana küfür et ona küfür etme zaten hatırlatıp moralimi bozuyorsun" dediğimde, şu cevabı aldım; (bkz: ölüsüne attırayim)
artık anneme babama küfürler yağmaya başladı, sağ taraftaki mesaj kutumun resmini koysam yarısından çoğu anneme, kardeşime küfürlerle dolu. bilerekmi yapıyorsunuz, bana o acıları tekrar yaşatmak içinmi yapıyorsunuz, üstüme geliyorsunuz bilemiyorum. ama benim bir annem ve bir kardeşim yok! ikisinide 5 yıl önce kaybettim.
henüz ergenliğe yeni adımını atmış, en ufak şeylerde depresyona giren bir çocuktum. aileme çok bağlıydım. heleki küçükken, 4-5 yaşlarında annemin kucağından inmezdim herkez mahallede oynarken. saçlarını ısırırdım, hep onun lafını yapardı akrabalarla bir araya geldiğimizde. saça karşı bişeyi vardı, hep saçımı ısırırdı. saçımı kestirdiğinde ağlardı diye anlatırdı. bana çok bağlıydı derdi, bunları diyeli sanırım bi 7 sene oluyor. kız kardeşimle beni karşılaştırıyordu canım anneciğim komşularla. bizim kız çok cadı, hep dışarı kaçardı ama oğlan bacaklarımı bırakmazdı. hiç dışarı gidip oynadığını görmedim derdi. evet öyleydim, anneme çok bağlıydım. onu bırakamazdım hiç, 3. sınıfa geçene kadar o okulda bekledi üşenmeden, yaz kış demeden güneşte sıcakta saatlerce beni bekledi. 3. sınıfa gidene kadar bekledi.
ve hatırlıyorum 8. sınıftaydım beden dersinde bir köşeye oturup ailemi düşünmüştüm. onlar ölürse ben yaşıyamazdım, intahar ederdim ardından. bende ölürdüm, onlar olmadan yaşıyamazdım.
lise 1' e geçtim ve bir arkadaşımın annesinin ölüm haberini aldım, 1 ay piskolojik etkisinden çıkamamıştım. belki ondan çok ağlamışımdır, onun annesinin öldüğüne üzüldüğümden değil. tabi onada üzüldüm ama benim anneme birşey olacak korkusu vardı, aileme bişey olacak korkusu. o korkuyla 1 ayı ağlayarak geçirdim geceleri.
ve birgün akrabalarla birlikte yıl başını geçiriyorduk, annem babam kardeşim amcam, halamlar falan. dünyanın en şanslı çocuğuydum belki, ailemin maddi durumu çok iyiydi. buzamanın maaşıyla aylık babam 2 bin lira alıyordu, annemde aylık 2 milyar falan alıyordu + ayrıyeten küçük bir dükkanımız vardı orayada halamın kızı bakıyordu. ordanda bi aylık 500 lira geliyordu onlarlada harçlığımız çıkıyordu zaten. istediğim herşeye sahiptim, kız arkadaşım vardı, playstation 2'm vardı ( ozamanlar şuanki ps3 değerindeydi ), büyük bir televizyonumuz ve güzel bi laptop'um vardı. kablosuz internette vardı, oda yeni yayılıyordu sanırım. geceleri annem kardeşim babam falan dışarda balkonda çay içerlerdi, apartmandaydık karşı komşularla konuşur sohbet ederlerdi. apartmanın %80' i okel tavla falan oynardı balkonda. çok neşeli biyerde oturuyorduk. ben ozamanlar internette takılırdım bağımlıydım şuan olduğu gibi. online oyunlarda falan. balkona zütürrdüm laptop'umu oturur oynardım. annemler sohbet ederdi komşularla gülerlerdi kahkahalarla. ben mutlu olurdum o sahbete katılmasamda.
kız kardeşimi arkadaşları çağırırdı geceleri, aşağıda arkadaşlarıyla körebe falan oynarlardı. onları izlerdim bende, bi yandan kolamı içerken laptop karşısında. geceleri balkonda yatardık baya büyük bi balkonumuz vardı.
geceleri o esen hafif tatlı rüzgar, ve sabahleyin kuş cıvıltılarıyla güneşe doğru gerneşerek uyanmak..
annen mutfakta sana patates kızartıyor, baban masanın başında onu bekliyor. kardeşin telefonla arkadaşıyla konuşuyor. çok güzel bir tablo , mutluluğun resmi belkide. belkide hepinizin şuan sahip olduğu şey bunlar. bende bu mutluluk tablosuna bir zamanlar sahiptim.
ve bir gün geldi tatile çıkmaya karar verdik. her yaz çıkardık, o yaz biraz erken çıktık okullar tatil olduktan 1 hafta sonra falan. yani bu zamanlarda.. güzelde bi arabamız vardı evet.
herşeyi hazırladık bilet falan aldık, uçakla'mı gitsek, yoksa arabaylamı gitsek diye düşünüyorduk. ben uçağa binmeye hevesliydim uçak uçak diye tutturmuştum, ama canım annem ısrar etti arabayla gitmek için, fobisi vardı. ah annem ah...
yola çıktık 3-4 saat geçti gece saat 1 olmuştu sanırım, dinlenmek için biryere gidecektik onu konuşuyorlardı annemle, şurda bi dinlenme tesisi falan var demişlerdi, en son onu dediklerini duydum. ve birden büyük bir sarsıntı, gürültü. gerisini hatırlamıyorum zaten, kendimi hastanede buldum.
heryerim ağrıyordu, kalktığımda başımda neden annem yoktu? neden annecim yoktu? bunu düşündüm, kendime gelememiştim. bir ağır yaralı olduğumu biliyordum ama o neden yoktu. ayıldığımda 10-15 dakika onu bekledim ve hala yoktu. içimi bi korku sarmıştı. ve hemşire girdi içeri, "annem nerde" dediğimde, anneniz yoğun bakımda durumuda iyiye gidiyor cevabını almıştım. aradan 1 hafta geçti ve ben ayağa kalkıp yürüyebiliyordum, annemde aynı şekilde babamda. ama kardeşimin durumu kötüye gidiyordu gittikçe, ağır yara alımştı. ve sonunda komaya girmişti, ben günlerce ağladım, ağladım, ağladım artık intaharı bile düşünüyordum. umudumuzu yitirdikçe kendimden bir parça koparıyordum.
kardeşimi amerikada bir hastaneye zütürmemizi söylediler ve baya masraflı olacağını söylediler.
biz bu masrafı karşılıyabileceğimizi söyledik ve onun kurtulması için ne gerekirse yapacağımızı söyledik, tedavi görüyordu biricik kardeşim amerikada. bense burda kendi kendimi yiyyordum. günde 50 den fazla telefon açardım, nasıl gidiyor durumu diye. konuşmadığım dakikada kendimde ekgiblik hissediyordum ve bu böyle olmaz deyip bende amerikaya gittim, daha doğrusu ailem tarafından getirildim.
kaza' sonucu arabamız hurdaya dönmüştü, hurdacıya versek bize gelecek para 1 günlük yemek masrafı. kullanılacak biryeri kalmamıştı. hurdaya atıldı zaten hiç bi ücrette almadık. ozamanlar 40 milyar'a almıştık hatırlıyorum, lüks bir araçtı. ve kötü haberlerin ardı arkası kesilmiyordu, kaza bizim yüzümüzden olduğu için karşı taraf bize tazminat açmıştı. onlardanda arabayı kullanan kişi hayatını kaybetmişti. bizde hem vicdan azabı vardı, hemde kardeşimin durumu ve giden araba. bunun üstüne bu tazminat davası çok kötü olmuştu. aile olarak yıkılmıştık, durumumuz toparlanmayacak derecede vahimdi. birilerinin yardımı gerekti. tabi tazminat sadece dava olarak açılmıştı 1 sene dava devam etti o piskolojinin üstüne.
evimizi satmaya karar verdi babam, apartman dairesi olduğu için müstakil ev kadar büyük bir miktar yapmıyordu ama bulunduğu konum bakımından kurtarıyorduk. tam hatırlamıyorum ama 85 milyar'a bir emlakçıya satmıştık sanırım.
o para ile kardeşimin masraflarını ödemeye calışıyorduk.. kaza ardından tam 1 ay geçti, hastanede oturuyorduk koridorda. birden kardeşimin oludğu odaya hemrişeler ve doktorlar koşmaya başladılar anonsun ardından. ben yıkılmıştım, ayaklarıma sular boşalmıştı resmen. kalbine masaj falan yapıyorlardı, elektro şok uyguluyorlardı. benim gibi bir çocuğun görmek istiyeceği son görüntülerdi, cehennem azabı gibiydi, kardeşimi kaybediyordum... ve dokturun o umutsuz bakışları ve kafasını sallamasıyla yere yığıldık, annem 1 dakika boyunca ağlamıştı ve bayılmıştı. babam ellerini sıkıp yere oturmuştu , teselli ediyorlardı. babam birden ayağa kalktı ve kardeşimin odasına doğru koştu, bende koştum. ağlıya ağlıya, haykırarak ona sarıldı, ben korktum, sarılamadım. ağladım hüngür hüngür. eski günler aklıma geldi, onlardan hiçbir eser yoktu.
doktorlar odadan çıkarttı bizi ve kardeşimi morg'a kaldırdılar aradan saatler geçtikten sonra. gözyaşlarım tükenmişti, yere yığılıp şok geçiriyordum. doktorlar sakinleştirici verdi babama ve bana, annem zaten ortalıkta yoktu. -
120.
0vay anasının amı kız kardeşinin mezarı nerde bi soğukken posta atayım iskeletleri çıkmadan soğuk soğuk ferah ferah bu yaz iyi gider soğuk gibmek.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 22 12 2024
-
bakıp bakıp gülersiniz diye
-
kirk bitti mi bu akşam
-
webcam taklu anal ferresi izledim
-
memati kim şımartı sözlüktekilere sövüyor
-
beyler p0rn0 film bağımlısıyım
-
sözlüğü en son 2017 de
-
melek dayı neden sürekli şukulanmak istiyorsun
-
geyy öldürmekk
-
doğru buluyor ve onaylıyorum
-
memati seni sevmiyorum ama abin olarak uyarı
-
memati mod olsun kampanyası
-
suriye hükümeti ypgyi dehleyecek
-
soğuk 1 kış cumarte sisi ve 49 üye
-
kayranın femboylarla ne alıp veremediği var
-
indregannick ve kamyoncukamil ilişkisii
-
20 yaşındayım elimlen beraber olmaktan sıkıldım
-
gelecekteki kariniz banyoda agliyor
-
bayan pamir 3 5 foto at yolumuzu bulalım
-
beyler endonezyalı bir kızla evleneyim mi
-
acaba sözlükteki herkes
-
beyler amerika nın hangi eyaletinde
-
herkes en sevdiği üç yemeği yazıyor
-
nostaji arşivim
-
her kadının içinde biraz vardır
-
şimdi biz gene de pkk demeyelim
-
bayan pamir
-
hala burası ezik insanlarla dolu
-
kürde savaş düğündür
- / 1