1. 68.
    0
    Döğüşenler de var bu havalarda
    El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem
    Ümit, öfkeli ve mahzun
    Ümit, sapına kadar namuslu
    Dağlara çekilmiş
    Kar altındadır.
    ···
  2. 67.
    0
    Usta şair (bkz: hasretinden prangalar eskittim)
    ···
  3. 66.
    0
    https://youtu.be/urw0Ev7iH2A
    ···
  4. 65.
    +3
    Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
    Ve zehir - zıkkım
    Gene bir cehennem var yastığımda,
    Gel artık...
    ···
  5. 64.
    +2
    Körsem,
    Senden gayrısına yoksam,
    Bozuksam;
    Can benim, düş benim,
    Ellere nesi?
    Hadi gel,
    Ay karanlık...
    ···
  6. 63.
    +2
    Duvarları katı sabır taşından
    Kar altındadır varoşlar,
    Hasretim nazlıdır Ankara.
    Dumanlı havayı kurt sevsin
    Asfalttan yürüsün aralık,
    Sevmem, netameli aydır.
    Bir başka ama bilemem
    Bir kaçıncı bahara kalmıştır vuslat
    Kalbim, bu zulümlü sevda,
    Kar altındadır.
    ………..
    Karanfil sokağında bir camlı bahçe
    Camlı bahçe içre bir çini saksı
    Bir dal süzülür mavide
    Al al bir yangın şarkısı,
    Bakmayın saksıda boy verdiğine
    Kökü Altındağ’da, incesu’dadır.
    ···
  7. 62.
    +2
    dudaklarıma mühürlü hep iki mısra. bazen karanfil sokakta bir bankta bazen ulusta bir sahafçıda. hep iki kollu iki ayaklı yalnızlara bağırmak istediğim ama susmaya mecbur kaldığım iki mısra.

    kar altındadır varoşlar
    hasretim nazlıdır Ankara.
    ···
  8. 61.
    +2
    Ulan ne büyük şair be

    http://c12.incisozluk.com.../11500/1/798531_oa31f.png
    ···
  9. 60.
    +2
    "... Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
    Gözlerinden,
    Gözlerinden öperim,
    Bir umudum sende,
    Anlıyor musun ?"
    diyen muazzam şair. sevdiğim her kadını gözlerinden öptüm senden sonra usta
    ···
  10. 59.
    +1
    "Vurmuş,
    Demirlerin çapraz gölgesi,
    Alnın galip ve serin.
    Künyen çizileli kaç yıldız uçtu,
    Kaç ayva sarardı, kaç kız sevişti,
    Gelmemiş, kimselerin... "
    ···
  11. 58.
    +1
    Bir akşam üstüdür sarabî
    Bahçeler ve dağlar üzre hükümran;
    Tam dünyayı dolaşmak saatindesin.
    Ay ışığı su içer birazdan.
    Kızarmış kalçalarını çanlar
    Alabildiğine vurur.
    Sen çocuk tulumunda
    Matbaa mürekkebi
    Rüsva olmuş ellerinin emeği,
    Manşetlerde kilometre kilometre yalan
    Sallanır durur.

    Bir akşam üstüdür katil, muhteşem
    Alıp zütürmüşler dost dediğini
    Almış rüzgârlar içini,
    Ümide benzer, sevdaya benzer...
    Soğuk bir namludur kör ve pusuda
    Ense kökünde zulüm,
    Ve sermiş cânım sofrasını dört başı mâmur
    Burnun dibine hürriyet.
    Seviyorum mümkün değil;
    Aranızda kurşun, yasak bölge var
    Sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel
    Kanunu yapanlar ihtiyar.
    ···
  12. 57.
    -1
    gece gece ne de güzel geldin be üstad.

    https://www.youtube.com/watch?v=y42r5iijMh0
    ···
  13. 56.
    +1
    Bir ufka vardık ki artık
    Yalnız değiliz sevgilim.
    Gerçi gece uzun,
    Gece karanlık
    Ama bütün korkulardan uzak.
    Bir sevdadır böylesine yaşamak,
    Tek başına
    Ölüme bir soluk kala,
    Tek başına
    Zindanda yatarken bile,
    Asla yalnız kalmamak.

    Şafakları ben balığa çıkarım
    Akan akmayan sularda
    Benim, bütün tezgahlarda paydosa giden
    Bir bahar akşamı dünyada.
    Ben dört duvar arasında değilim
    Pirinçte, pamukta ve tütündeyim,
    Karacadağ, Çukurova ve Cibalide.

    Zehirli kör yılanları
    Ve sıtmasıyla
    Gün yirmidört saat insan avında
    Karacadağda çeltikler.
    Bir kız çocuğunun gözyaşı gibi
    - Ayak bileklerinde bir dizi boncuk,
    Sol omzunda nazarlık,
    Dağ başında unutulmuş üşümüş,
    Minicik bir aşiret kızının -
    Damla-damla, berrak olur pirinci.
    Kamyonlarla, katır kervanlarıyla
    Beyler sofrasına gider...

    Çukurovam,
    Kundağımız, kefen bezimiz
    Kanı esmer, yüzü ak.
    Sıcağında sabır taşları çatlar,
    Çatlamaz ırgadın yüreği.
    Dilerse buluttan ak,
    Köpükten yumuşak verir pamuğu.
    Külhan, kavgacıdır delikanlısı,
    Ünlü mahpusanelerinde Anadolumun
    En çok Çukurovalılar mahpustur,
    Dostuna yarasını gösterir gibi,
    Bir salkım söğüde su verir gibi,
    Öyle içten
    Öyle derin,
    Türkü söylemek, küfretmek,
    Çukurova yiğidine mahsustur...

    Tütünü bilir misin?
    "Kız saçı" demiş zeybekler,
    Su içmez her damardan,
    Yerini kolay beğenmez,
    Üşür
    Naz eder,
    Darılır
    iki parmak arasında kıyılmış,
    Bir parçası var kalbimin
    incecik, ak kağıtlara sarılır,
    Dar vakit yanar da verir kendini.
    Dostun susan dudağına...

    Sokaklardan,
    Kıyılardan,
    Gök mavisinden,
    Ekmeğinden,
    Canevinden ayrı düşmeye
    Yani bütün hasretlerin kahrına
    Ve zehrine çaresiz kalmaların,
    ilk nefesi Hızır gibi yetişir
    Cibalide sarılan cıgaranın...

    Tütün isçileri yoksul,
    Tütün işçileri yorgun,
    Ama yiğit
    Pırıl - pırıl namuslu.
    Namı gitmiş deryaların ardına
    Vatanımın bir umudu...
    ···
  14. 55.
    0
    seni, anlatabilmek seni...
    ···
  15. 54.
    0
    (bkz: hasretinden prangalar eskittim)
    ···
  16. 53.
    +1
    havva ana'n dünkü çocuk sayılır,
    anadoluyum ben,
    tanıyor musun ?

    vay amk
    ···
  17. 52.
    0
    oy havar , hasretinden prangalar eskittim gibi harika şiirlerin sahibi şair.

    leyla erbile aşık olmuş bizim şair hep ona yazadurmuş :(
    ···
  18. 51.
    0
    ahhh ahhh o klayve... sanki anana giriyo.
    ···
  19. 50.
    +1
    http://www.youtube.com/watch?v=JEQK2IkPIhs
    ahmed başgan.
    ···
  20. 49.
    0
    bir daha böyle adam gelmez.
    ···