ah ulan ah bu benim gençliğim işte

"ya o biradan ben de içsem sorun olur mu?" dedi. "yok canım nolacak al" dedim. ooo falan geyiği yaptı bizim ergen tayfa. pek milletin içtiği şeyi içmezmiş prenses de böyle bir teklif gelince şaşırdılar haliyle de geyiğe vurdular. birayı ortamıza koyduk bi o yudumluyo bir ben arada ortada ellerimi denk geliyo falan. hafif alkolün de etkisiyle saçma sapan bir elektriklenme oldu. ama yok canım yanlış bir şey yapmam ben. saçma sapan düşünceler bunlar diyorum. eve gidip yatacam sonuçta. sonra bu ufak dediğim kızın uykusu gelmiş ben geçiyorum ya dedi oğlanlardan birisi de ben de geliyorum dur dedi gitti bizim tayfa kaldı 5 kişi. korhan dediğim çocuk da şimdi adını hatırlayamadığım o diğer kızla çıkıyomuş onlar da sarhoş kendi aralarında konuşmaya başladılar. biz de betülle takılıyoruz. son erkek de muhabbetlerin dışında kaldı haliyle.

yaladın dimi lan içicem diye yaladın bira şişesini içecem ayağına
edit: 10 dk oldu lan yaz artık

bir bira o kadar mı bereketli olurmuş? sonra farkettim ki ikimiz de bira dan az az içiyoruz ki bitmesin. sonra bu tek kalan oğlan benim içesim var ya bir iki içecek bir şey alıp eve geçecem dedi. bir şey isteyen var mı dedi hemen sipariş verdik tabi. o sıra konuşuyoruz sinema minema entel muhabbetler. bu karşıdaki çifte bakıyorum onlar da dedikoduya başladılar ufaktan. normalde böyle tavırlar olunca karşımda rahatsız olacak bir adamım ama olmadım işte. içki sağolsun. siparişler geldi normalde yeter dedikten sonra da içmeyen bir adamım, ama içtim işte betül sağolsun.

bizim ikinci sipariş de bitmeye yaklaştı hala konuşuyoruz. deli gibi film izleyen bi adamdım o zamanlarda da şimdiki gibi. anlatıyorum falan muhabbete giriyo arada kızceyiz. o sıra karşıdaki çift de bi hareketlendi "gidiyoruz biz siz burda mısınız?" dediler. "yok biz de kalkalım" diyodum ki betülden gelmemesi gereken söz geldi.

yeni mi öğrendin bilgisayarı aq kısa kısa şeyler 15 dakkada anca yazıyon

"yok ya muhabbet ediyoruz biz. zaten içkiler de bitmedi daha"
ananı gibeyim betül, kışkırtma beni betül, derdin ne betül. azgınım, ergenim, içkiliyim, saat 3 e geliyo betül.
"peki ozaman" dediler gittiler. kaldık başbaşa. ne kız arkadaşım aklıma geliyo, ne konuştuğumuz şeylerin farkındayım. dokunmak için filmleri yavaş yavaş insanların birbirlerine değdikleri filmlerden örneklere bile çevirmeye başladım. görsel efekt muhabbetinden girdiğim jurassic park ı bile konuşurken arabada profesörün kadına kaos teorisini anlattığı sahneye getiriyorum lafı ve aynı onun yaptığı gibi elini tutup üzerine parmağımla bira damlatıp sahneyi yaşıyorum.
işin ucu kaçtı gitti bile.
yapma arif, oyuncu değişikliği hakkımız da doldu. yapma.

büşra kim yarram hani betüldü nası hikaye lan bu böyle amısınıgibeyim

"22:20 de diğer bölm yayınlancak veya en geç 22:25 bizdeen ayrılmayın" bu ne laaann a.kym

sonra "ben tuvalete gidiyorum kaçma sakın ha" dedi tuvalete gitti. döndükten sonra kısa bi sessizlik oldu. sessizliği bozacağım ama ateşle oynuyorum. öte yandan dokunmak istiyorum, sevmek istiyorum, içim içimi yiyo geberiyorum da. sessizliği neyse ki o bozdu.
"ya film mi izlesek?"
işte bu! evet! sunulabilecek en güzel teklifti bu.
ama neyineyse artık zütveren abiniz hala kendini ağırdan satıyordu.
"ya film var bende izlemeye izlenir ama televizyon küçücük güzel olmaz"
"e al filmleri bize gidelim? hava da soğudu zaten oturulmaz burda"
"e kimse yok mu sizde?" dedim. "yok ya ben tek geldim. korhanlar falan burdalar ya sınavdan sonra stres atmaya onların yanına gelmek için erken geldim ben. annemler daha gelmediler ankaradan." dedi.
"sen belli ki yannan yemeye gelmişin" diyemedim tabi. e hadi madem dedim. bizim evden ergenlik yıllarımda yanımda taşıdığım dvdler dolusu divx filmi aldık. onlara gittik.

@30 büşra betül amk ne farkeder karıştırmışım işte. olaylar ve isim hatılama muhabbetleri gerçek. onun dışında isimler sallama zaten amk.
dur betül yapayım hepsini.

lan uraşma onla bin hikayeyi bitir züt gerçek olmasa da zevkli

@33 fantezilerimi süslüyorsun bin betül de farkeder büşrada ,geçti artık editleme betül olarak belledik biz onu zaten

devam et giberim toynağını

salona girer girmez gördüm hayvan gibi bir televizyon var evde. o zamanlar moda olan dvd, divx player var da var. her şey şahane.
aslında her şey daha kötüye gidiyor mu desem?
hay gibeyim neyse. tv yi açtı sen ayarla dedi gitti. ne izlesek diye bakıyorum abiyansı bozmayacak ne olur şimdi. görsel efekt delisi olduğum için filmlerimin yarısı da bilim kurgu amk.
sonra baktım olacak gibi değil taktım star wars u. ne düşünerek öyle bir tak yedim hakkaten bilmiyorum neyse ki uygun codec yokmuş o çalışmadı. çıkarttım bir baktım sweet november var. o sıra içeriden seslendi betül
"arif içecek bişey ister misin?"
"alkollü alkolsüz?"
"ikisi de var"
"alkol olsun ya takıl sen kafana göre" dedim. sarhoşluk zaten şahane durumda. kızın evinde kendi evim gibi sağı solu kurcalıyorum, iç güveysi olarak geldim gibiş potansiyelli gecede film olarak star wars takıyorum. meyve suyu içecek halim yok ya?
"sweet november'ı izledin mi?" diye sordum
"hangisi o?" dedi cahil bin
"kasımda aşk başkadır" dedim.
"öyle midir ahaha" diye iğrenç bir espri yaptı. ama ne rezil bir haldeymişim ki bu bile tahrik ediyodu artık amk.
"izledim ama çok oldu tak sen" dedi.
sonra iki tane vodka kokteyliye geldi. kokteyl dediğim de içine gazı kaçmış gazoz koymuş. oturduk başladık filmi izlemeye.

amcığa bak ya isimleri değiştirmekle uraşmış züt devam et lan embesil

devam et giberün

filmi izliyoruz keanu reeves le charlize teron yakınlaştıkça ben yaklaşıyorum. o sıra içkiler bitti tazedik. zaten 2. bardaktan sonra o kadar biranın üzerine benim şartel attı. o hissi bilirsiniz. hayat kopuk kopuk. filmden etkilenip ilk bir öpüştüğümüzü hatırlıyorum, terlikle inip prezervatif satan yer aradığımı hatırlıyorum, memeleri çok güzel göründüğü için olsa gerek aklımda hep bir meme görüntüsü var. yatakta ise adam akıllı yokum bile, hayal meyal sahneler.
sabah uyandım ağzım kupkuru, başım da çatlıyor. tanımadığım bi yerde yatıyorum ilk 5 saniye idrak edemedim. sonra ananıskim efektiyle yataktan kalktım bu hala uyuyo. o anda ne tak yediğimi hatırladım. direkt yatağa baktım daha beter bir şey oldu mu diye. neyseki bir kan lekesi yoktu. yastığımın baş ucunda iki tane kullanılmış prezervatif vardı. benim bu hareketlerime bu da uyandı lavaboya gittim yüzümü yıkamaya lavabonun ortasında bir kusmuk vardı. "hay gibeyim" dedim. "lavaboda kusmuk var yav" dedim "sen bırak ben yaptım sabah. hallederim ben" dedi. "peki" dedim. toparlandım sonra hiç konuşmadık ben çıktım.
ama içimde nasıl bir pişmanlık var anlatamam.
kız arkadaşımı arayacağım, aramaya utanıyorum.
o gün kendi kendime yannan gibi midemi toparlamak için geçiştirdim ve kız arkadaşımı da aramadım.
ertesi gün tamam dedim olur bunlar, takılma, geçti gitti söylemezsen bilmez.
ara amk hal hatır sor sesini duy nolacak?

karıyı gibeceğini bile bile o kadar içiyorsun öküzoğlu öküz seni

aradım ve evet açmadı. allah allah dedim bir daha aradım, meşgule düştü. sonra telefonunu kapattı.
dedim "lan noluyo? hissetti mi naptı amk yok artık."
sürekli aklımda bu var artık. aradım bütün gün kapalı telefon.
akşam üzeri telefonum çaldı fırladım bir heyecanla arayan gene peder bey. hay gibeyim dedim
"kayıtlar yaklaşıyo aramıyon sormuyon da ne zaman dönecen paşa?" dedi
"giberim kaydını da üniversiteni de" diyecektim sonra düşündüm burda kalmanın alemi yok. "gelirim bir iki güne ya" dedim konuştuk kapattım.
tabiri caizze yannan gibi oturuyorum evde.
1 saat kadar sonra bir daha telefon çaldı. aha dedim bu sefer kesin o elimi telefona attım...

eeeeeeeeeee