1. 1551.
    0
    yemin ediyorum 2 dakka önce osmanlı olarak age of empires oynuyodum
    ···
  2. 1552.
    0
    reserveeeee
    ···
  3. 1553.
    +10
    4 mart 1216: sabahın bir vakti deli ibrağam sürü sürü koyunu önüne katmış karanlık orman tarafından town center meydanına geldi. "tayyar'a odun toplarken rast geldim ağam, hepsini getirdim" dedi. "tayyar'ı şimdi karıştırma" dedim, tüm koyunları tarlaların oradaki değirmene gönderttim. önümüz bayram.

    7 mart 1216: hamdi çavuş ile güney surlarını teftiş ederken söz taşşak will'den açıldı. hamdi çavuş "beyim bu will briton kralının kellesini alırsa ahdiniz var, kızınızı ister" dedi. "biliyorum hamdi" dedim. adamdaki göz göz değildi zaten. yüz verdik pekekente iç güveysi gelecek.

    8 mart 1216: kaya bey'i çağırttım. "o kadar çağ atladık hala scout'tan öteye gidemedik" diye çıkıştım. "light cavalry planlarımız var beyim" dedi. "gereği neyse yapılsın" dedim. "ciksen yemişe bakar beyim, altın odun istemez" dedi.

    9 mart 1216: yemiş lafını duyunca köyün gençleri ahırların önüne yığıldılar. ciksen yemişi alan ata atlayıp dolanmaya başlıyor. bir havalar, bir artistlikler. aralarından iri kıyım olanlarını seçtim, 40 odun 70 de altın verile diye emir buyurdum, moğol kafirinin atlı okçuları gibi cengaverler yetiştirile. kalanların atlarını geri aldık. pürsüm pürsüm geri döndüler.

    14 mart 1216: bayramın ilk günü namazı topluca eda ettik. hacı celaleddin efendi'nin tekkede yer kalmadı, halk dışarılara taştı. hamdi çavuş "ramazan'da oruç tutmuyorsunuz, bayramda camiye akın ediyorsunuz biz mağdur oluyoruz" diye söylenmeye başladı. subhaneke'den sonraki tekbirde de secdeye gitti bu. hutbeden sonra çektim bunu bir kenara "hangi oruç hamdi çavuş?" dedim. "hangi bayramın namazını kıldın söyle bakalım" diye emir buyudum. mırın kırın etti. "beynamaz pekekent" diye gürledim. bayram boyunca güney duvarını teftişe yolladım. sürünsün it.

    16 mart 1216: ibrağam'ın koyunları ikişer ikişer kesiyoruz. maşAllah delide bir kuvvet var, bıçağı çaldığı gibi indiriyor hayvanları. ne ayak bağlama, ne yere yıkma. takır takır alıyor hepsini. hacı celaleddin efendi bunu görünce "murdar ediyorsunuz hayvanları" diye bağıra çığıra geldi. ibrağam süklüm püklüm oldu. "meczuptur hocam, elleşme" dedim. kalan koyunları usulüne uygun kestik.

    17 mart 1216: bugün bayram'ın son günü. sabah town center'da dolanır halkla bayramlaşırken kuzey duvardan bir atlı geldi, vukuat çıkmış, alel acele gittik. duvarın beri yakasında uzun beyaz kıyafetli yabancı biri ağlaşıyor. on metre kadar yanda da bizim köylüler yumulmuş bir şey yapıyorlar. hayra yoramadım, vardım yabancının yanına, saracenliymiş. deve süvari, scout görevinde dolanırken bizim köylüler hücum etmişler. yedi kişi birleşip adamın devesini oracıkta kesivermişer. "canımı zor kurtardım" diyor adam. bayram vaktidir, ses etmedim. iki at hediye edip saldık adamı. bu köyden de insanından da tiksiniyorum ya Rab, affeyle.

    19 mart 1216: öğleye doğru çağ atlatan gençler ellerinde parşömen town center meydanında dolanıyorlar. "nedir" diye merak ettim, çağırttım bunları. parşömene üç beş satır karalamışlar, adını da son havadis koymuşlar. bir tane alıp okudum, kurban kesiminde yine hoş olmayan manzaralar diye haber yapmışlar. köşede de kaçan bir dana, ardından da koşturan şişman bir adam var. başına da taç yapmışlar. "bu ben miyim?" dedim. seslenmediler. "kim bre bu yeteneksiz hadsiz deyyus?" diye kükredim. titremeye başladılar. bir aya bana bir blacksmith kuracaksınız yoksa hepinizi kazığa vururum" diye gürledim. eteklerime sarıldılar. nöbetçilere "bunlara uygun bir arsa gösterin, şu paçasına işeyeni lalamın yanına yollayın" diye emir saldım. böyle böyle gelişiyoruz.

    22 mart 1216: lalamı çok özledim. ziyaret etmek, gönlünü almak niyetindeyim. zindandan bağırışları town center'da yankılanıyor, ara ara kulak kabartıyorum, sanırım küfrediyor. iş güç bitsin, bir ara uğrayacağım.

    26 mart 1216: süttutmazların esma'nın kocası seyfi'yı getirdiler bugün, beti benzi atmış. durumu çok ağır dediler. "o çocuk kimdendi.. kimdendi" diye sayıklıyordu garip. esma hatun anamın ak sütü gibi temizim dese de adamcağız düşünmekten dellenmiş iyice.

    28 mart 1216: seyfi'yi kaybettik. bildiğin kaybettik, akşam hava serin iyi gelir diye dışarı çıkarmışlar. sabah gelip bakıyorlar, adam yok. kurt almış olabilir diyorlar. kurda insan kurban eder olduk iyice, alıştı da pekekent, kimi koysak gelip alıyor. iyice küfre düşüyoruz. zerre sevmiyorum şu köyü.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 1554.
    0
    hahahahahah *

    sen hala yazıyor musun amk?
    ···
  5. 1555.
    0
    hala yazıyo la
    ···
  6. 1556.
    0
    helal panpa bekliyoruz devdıbını
    ···
  7. 1557.
    0
    yarıldım dıbına koyim şuku
    ···
  8. 1558.
    0
    reserved
    ···
  9. 1559.
    0
    hashodahodhoahodoa :D amk senin
    ···
  10. 1560.
    0
    adrtsffwjszşlnwsn çq sandalyeden düştüm bi çırpıda 2 sayfa hikayeyi okudum asdasdasassd
    ···
  11. 1561.
    0
    reserved
    ···
  12. 1562.
    +17
    4 nisan 1216: sabah kuzey surlarından koşa koşa bir haberci geldi. britonlar taşşak will'i yakalamışlar. Town center meydanlarında tehşir edip kafasını keseceklermiş. Gitti deli oğlan. Haberciyi tekrar briton diyarına saldım, gelişmelerden haber verecek.

    5 nisan 1216: hamdi çavuş’u çağırttım, kuzey surunu tahkim et, kulelere okçu yerleştir, demir kapıyı kapa kimseye açılmayacak diye emir buyurttum. Deli ibrağam’ın eniştesini surların arkasına yerleştirttim. Briton gavuru will’i yakaladı ise üzerimize varması yakındır.

    10 nisan 1216: haberci geri geldi. haftaya Meydanda tüm briton villager’ları toplanıp William wallace’ın vuracaklarmış kellesini. Benim de planlarım var elbet.

    11 nisan 1216: kaya bey’i çağırttım. Akıncılarını topla, tüm britonlar town center’da, kuzey diyarlara sefer eylenile, briton diyarı hududunda beni bekleyin dedim. Gözleri parladı. Atlı okçuları ve light cavalry’leri topladı, bayırı inip briton topraklarına doğru dört nala gözden kayboldular.

    12 nisan 1216: yol hazırlıkları dürtdürttüm, william’ın idamında gizlice hazır bulunacağım. Hanım bir pelerin yaptı gri. Deli ibrağam’a da hazır olmasını söyledim, beraber gideceğiz.

    17 nisan 1216: briton diyarındayız, dağlardan ormanlardan gizlice geldik. Üç gündür briton oduncularının arasında odun kırıyorum, bu akşam köylüler birden işi gücü bırakıp town center’a yöneldiler, biz de ibrağamla peşlerinden gittik. Kaya bey’e işaret verdim, bizim ardımızdan odun kamplarını, marketlerini artık güvenliksiz neresi varsa yağma edecekler.

    18 nisan 1216: tüm halk gri giyinmiş, pislik çamur gırla. Geceyi town center’ın uzağında bir handa geçirdik. Muhabbet esnasında Hancı “kral yiyor ama çalışıyor, ordu çok güçlü, istesek misal o Yemişlideki godoşun ağzına s..çarız..” dedi, ibrağam’ın gözü döndü. Kolundan kavradım, zor zaptettim. “odaya çıkalım ibrağam” dedim, “tamam beyim” dedi. Ben ibrağam’a sarılmış üst kata odaya çıkarken hancı arkamızdan “vay.. i..neler” diye mırıldandı, kıs kıs güldü. Ses etmedim. Elbet hesaplaşacağız seninle yağ tulumu.

    23 nisan 1216: sabahı gizlice kılıp meydana gittik. Kalabalık ki ne kalabalık. William’ı getirdiler, yatırdılar bir daşın üzerine. Kalabalığın arasına karıştım, izliyorum. Halk öldür öldür diye bağırıyor. Keşişin biri geldi, krala bağlılık et dedi. William hayır dedi. Keşiş volulu volulu diye kutsal kitaplarından okumaya başladı. Bir yandan da william’ın orasına burasına şiş sokuyorlar. Derken William bir şeyler mırıldandı, rahip durdu “esir bir şey diyor” dedi, halk da sustu. William bir şeyler geveledi, bana baktı, göz göze geldik. Gülümsedim, o da gülümsedi. “yemişlinin kralı burda lan” diye bağırdı. Tüm gözler benle ibrağam’a döndü.

    24 nisan 1216: sabahtandır koşuyoruz, tüm briton ordusu arkamızda. ibrağam’da da iyi nefes var, Yusuf Yusuf dur durak bilmeden gidiyoruz güneye doğru. Yolda kaya bey’in yakıp yıktığı arazilere denk geldik, çoluk çocuk demeden katletmiş, hancıyı da delik deşik etmişler, biraz içim soğudu. Bizdekilerde de el ayarı hiç yok. Tepenin arkasında atlılar mı var ne? Geliyor yine pekekentler. Ya gayret, koş ibrağam koş koooş.

    26 nisan 1216: kuzey duvara yakın yerde kaya bey’le karşılaştık. Okçular davranınca britonlar geri döndüler. Akşdıbına ateşlendim, hasta yatıyorum. Hanım yemiş şerbeti yapıp gelmiş, nevrim döndü, “yemiş tutan elini…” diye sövdüğümü hatırlıyorum.

    28 nisan 1216: britonlardaki de ne kinmiş arkadaş. Will’i parça parça etmişler. kollarını bir kuleye, kafasını barracks'a, bacaklarını town center’a asmışlar.

    29 nisan 1216: Kuzey surun dibinde ipek kumaşa sarılı bir paket bulmuşlar. Alıp getirdiler, açtık, will’in ta**akları çıktı. Tedirginiz. Devir cenk devridir diye dört bir yana haber saldım, eski yenice’den piyadeleri çağırttık. Ya nasip.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 1563.
    +2
    panpa şu hikayeyi bozmadan böyle güzel devam ettiriyosun ya ne diyim adaamsın aga
    gülmekten yarıldım gene hele 18 nisan kopardı geçirdi eline sağlık
    ···
  14. 1564.
    0
    hiç işin yok bunla uğraşıyosun ya helal olsun amk
    ···
  15. 1565.
    0
    reserved
    ···
  16. 1566.
    0
    heee amk yeni hikaye nerde bütün hepsini bi nefeste okudum şimdi yeniden okucam devam devam
    ···
  17. 1567.
    0
    şukular şelale olsun amk sana
    ···
  18. 1568.
    0
    ahahah bin
    ···
  19. 1569.
    0
    reserved çok övgüsünü aldım bu başlığın
    ···
  20. 1570.
    0
    amk nasıl uyduruyorsun bunları senarist misin nesin yarram
    ···