Sene 2010 dünya turuna ilk olarak afrika kıtasından başlamak istedim. Motoruma gerekli olan çadır, kışlık yazlık kıyafet, pasaport gibi şeyleri yükledim.
izmirden yola çıktım. Sadece annemle yaşadığım için ailemde özlediğim tek kişi oydu. Fakat hayallerimin peşinden koşmak için ayrılmam gerekliydi.
ilk olarak suriyede hamah şehrine gittim buralar çok garipti.O zamanlar ülkemizde suriyeli olmadığı için garip gelmişti bu insanlar.1 gün kaldıktan sonra israile geçtim. Beer sheva da bir gün kaldım fakat türk olduğumu belli etmedim. israilde bir süre kaldıktan sonra yola çıktım sokaklarına tükürdüm ve bir ton pislik yaparak israilden ayrıldım.(israilliler bildiğiniz arap)
Hikaye uzun rez alın çay koyup geliyorum

israilden çıkış rotası olarak telalim şehrini seçtim (tel alim dedim ama pahalıydı).
Mısırda mutlaka görmem gereken gize piramitlerini gördüm. Mısır çok sıcak bir ülke.Bu yüzden bir sonraki rotamı sudan olarak belirledim.
Sudanda gezilecek bir yer yok nehir kenarına kurulmuş bir ülke. Büyük boynuzlu öküzlerden başka birşey yok. Khartoum olması lazımda bu şehirdende geçerek UGANDAYA dogru yola çıktım. Uganda kurufasulye pilavıyla meşhurdur. inanmayan netten bakabilir. Ugandada 2 gün boyunca kuru fasulye pilav yedikten sonra KONGO CUMHURiYETiNE GEÇTiM.

Kongo cumhuriyetide kananga şehrinde 1 gün kaldım ve tekrar yola çıktım. Rotamın son duragında zimbabve vardı. Afrika ülkelerinde pek birşey göremedim. Kırım kongonun bu ülkeden çıktıgını varsayarak ülkeyi biran önce terkettim. ZAMBiYA ya geçtim kapiride 3 gün konakladım.
Zambiyada güreş turnuvaları meşhurmuş sırf onun için bir gün kaldım ve birbirlerini yaglamadan güreşen herifleri izledim. Asıl hikayenin oldugu yani dünyalar güzeli kızı göreceğim ülkeye yani zimbabveye doğru yola çıktım.

Zimbabvede 2 şehirde konaklama planladım birisi ülkenin kuzeyi birisi ülkenin güneyi olacaktı. Fakat harare şehrine geldiğimde motorum hararet yaptı.Bu arada zimbabve fakirliğiyle ünlüdür. Planlarım burda bozuldu. Motoru biraz dinlendirdim ve bende 1 gün dinlendim.
Ardından masvingoya gittim. Otelim önünde motordan çantaları indirirken otelin içerisine bir kız girdi. Allahım bir kız bu kadarmı güzel olur. Kaybetmemek adına hızlı hızlı kızın peşinden gittim farkettimki turistlere rehberlik yapan oranın yerlisi.

Afrika dillerini bilmediğim için sadece göz göze geldik birşey konuşamadık. Odama çıktım yerleştim duş fln alıp hazırlandım ve otelim önüne geldim. ingilizce bilir diye düşünüp hello diye giriştim. ingilizceyi su gibi konuşuyordu.
Konuştuktan sonra beraber yemek yiyebilirmiyiz diye sordum olur dedi. ikimizde kendi hikayelerimizi anlattık anlaşmakta fazla zorluk çekmiyorduk. Ailesinin küçük yaşta öldüğünü söyledi.
Ben ise kendi hikayemi anlatınca çok etkilendi. Gözlerinin içi parladı.2 gün kalacagım yerde 1 gün daha uzattım tatilimi. Sırf biraz daha görebilmek için. Yemekten sonra evine bıraktım. Ertesi gün bana oraları gezdirdi. Bildiğiniz heryer zeytin agacı ama o varken çok güzel gözüktü gözüme oralar.

ilk kez bir kıza bu gözle bakmıştım.Bu arada ismi AiNi. Çok güzel zamanlardı sonra sabah yola çıkacagımı söyledim dedim.Üzüldüğünü belli etmedi belkide üzülmedi. Sabah otelden çıkarken motorumun başında bana ufak bir hediye almıştı. Bizim buralarda ünlüdür hatıra kalsın dedi.
Adresimi telefon numaramı fln verdim türkiyeye gelirsen ulaş dedim.iş için ülke ülke gezdiği için olabilir dedi.
Motora bindim tam kaskı takacakken ufak bir öpücük kondurdu yanagıma. Türkiyeye geri dönerken israil bir nedenden dolayı sınırları kapatmıştı. Gemiyle ülkeye dönmek zorunda kaldım