/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +769 -54
    07.07.2017 ekleme... ;

    bu başlık çok uzadı... kimseyi inandırmak ya da bir şeyleri kanıtlamak gibi bir zorunluluğum bulunmuyor, ben yazacaklarımı yazdım, polemiğe girmeyeceğim *

    ha bu arada ;

    https://i.hizliresim.com/qWb7PB.jpg

    hadi allah'a emanet *

    ...

    Herkese iyi akşamlar, 2014 senesinde zorunlu iş gezim yüzünden güney afrika’ya yolumun düşmesi ve ardından yaşadığım olaylar silsilesini anlatacağım bu gece sizlere.

    7 sene öncesine kadar inci sözlük yazarıydım, 2012 senesinin son çeyreğinde hesabımı bir daha girmemek üzere kapattım, bu hikâyem için de eski bir dosttan hesabını rica ettim o da sağ olsun beni kırmadı… uzun zamandır bu tür bir yazı yazmak aklımdaydı lakin fırsat bulamıyordum, bugüne nasipmiş.

    hikâyemin özellikle okuyamamış, okuyup hayallerine ulaşamamış, pes etmiş, hevesi kırılmış, hayalleri olan lakin kendinde bu cesareti bulamayan arkadaşlara umut olması dileğiyle.

    Not: Amacım tamamıyla geniş bir kitleye hitap etmek, o yüzden yazdıklarımı + oylayıp başlığa entry girerseniz daha çok kişiye ulaşmamıza vesile olmuş olursunuz, böylece bir çok kişi yazımdan faydalanmış olur, hızlı yazmaya çalışacağım, elimden geldiğince detaylara girmemeye çalışacağım…

    şimdiden hepinize teşekkür ederim.
    ···
  2. 2.
    +174 -3
    2014 Temmuz 15 ya da 16, çalıştığım şirketin temsilcisi olarak Güney Afrika'da düzenlenen bir seminere katılmam istendi, en geç 25 Temmuz’da Pretoria'ya adım atmış, yerleşmiş, ortama adapte olmuş , 27 Temmuz’da ise seminere katılıp ardından Türkiye’ye dönmem gerekmişti.

    Rızam alındı, rotam belirlendi, yapmam gereken, gitmem gereken yerler hakkında bilgilendirmem yapıldı, evraklarım hazırlandı.

    iş yerinden saat 3 gibi ayrılıp eve gittim ve kendime ufak bir valiz hazırlamaya erkenden başladım…
    ···
    1. 1.
      +5
      http://seyler.eksisozluk....decek-bir-yatirim-onerisi

      Burda bahsi geçen kişi misin yoksa çalıntı mı

      Edit:Tamam beyler attığım linkteki kişiymiş
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      rez... Kanka
      ···
    3. 3.
      0
      (bkz: buraya gel çok şey kazanacaksin)
      ···
    4. 4.
      0
      Okucam bunu
      ···
    5. diğerleri 2
  3. 3.
    +139 -3
    Önümüzdeki 2 gün içerisinde evraklarım hazırlandı, biletim alındı, otelim ayarlandı ve gitmeye hazırdım, Önce istanbul’dan johannesburg’a rötarlar ile birlikte 11-12 saatlik bir uçuş gerçekleştirdim.

    hava limanından çıktığımda leş gibi bunaltıcı bir hava vardı. nem oranı inanılmaz yüksekti ve nefes almakta dahi zorluk çekiyordum.

    Çalıştığım şirketin ayarlaması gereken aracı tam 40 dakika bekledim lakin ne gelen vardı ne giden.

    elimde valizle bir otobüse bindim ve yaklaşık 1 buçuk bir saatlik yolculuğun ardından pretoria’ya vardım, otobüsten indikten sonraki tek temennim araç fiyaskosu gibi bir fiyaskonun otel için de geçerli olmamasıydı zira ne bunu kaldıracak güce ne de bunu kaldırabilecek sinirsel yapıya sahiptim.
    ···
    1. 1.
      +4 -7
      her büyük servetin arkasında bir suç gizlidir
      ···
  4. 4.
    +107 -2
    Taksi ile kalmam gereken otele geçtim ve yerleştim, güzel bir dinlenmenin ardından önce duş aldım daha sonra roof’a geçtim.

    Sık sık alkol almayan biri olduğum için önce atıştıracak bir şeyler rica ettim garsondan, birkaç dakika sonra yiyecekler geldi, daha sonra da çalışan arkadaştan amarula adı verilen likörümsü içkinin tavsiyesi…

    peki dedim, getir hadi…

    muazzam bir servis, önce masaya bir buz kıracağı geldi.

    Garson buzları ince ince kıyarken diğer eleman elindeki ufak servis tepsisiyle masaya yanaştı ve sağ olsun üstüme başıma boca etti bir anda elindekileri…
    ···
    1. 1.
      +4 -5
      helal et

      gördüğünüz okuduğunuz herşeye inanmayın amk koyunları

      ···
    2. 2.
      0
      Haklısın panpa
      ···
  5. 5.
    +96 -3
    iki garson da bir anda panik oldular, hemen ellerindeki işi bırakıp üzerimi silmeye başladılar.

    bir yandan özür diliyor, bir yandan kendi hataları olduğunu dile getiriyorlardı, sorun olmadığını, herkesin başına bu tür olayların gelebileceğini, canlarının sıkılmaması gerektiğini söyledim.

    (alt tarafı üzerimize bir şey döküldü, sanıyorlar ki şikayet falan edeceğim... ondandı herhalde bu telaşları... )

    Odama gidip üzerimi değiştirdikten sonra tekrar roof’a çıktım, üzerime likör boca eden garson yanıma gelip tekrar özür diledi , gömleğimin çok güzel olduğunu ve mahvettiği için çok üzgün olduğunu dile getirdi. ardından masamı tabiri caiz ise tam anlamıyla donattı.

    bir süre sohbet ettik, hemen hemen aynı yaştaydık, 2 kızının olduğunu, daha önce bu tür bir işte çalışmadığını ve yeni yeni öğrendiğini anlattı.
    ···
    1. 1.
      +3
      Amk okuyacam diye cumaya gidemedim lakinine sokam
      ···
    2. 2.
      +1
      Bende garsonu gibecen sandım
      ···
    3. 3.
      +2 -1
      alt tarafı üzerimize bir şey döküldü, sanıyorlar ki şikayet falan edeceğim.

      Adamlık köşemde bugün
      ···
    4. 4.
      0
      BEYLER ÇALINTI

      https://seyler . eksisozluk.com/elli-bin-lira-yatirimla-sizi-katbekat-zengin-edecek-bir-yatirim-onerisi
      ···
    5. 5.
      0
      Bro nasıl iletişim kurdunuz?
      ···
    6. 6.
      0
      ejderiya bi sus mina koduğum
      ···
    7. diğerleri 4
  6. 6.
    +108 -1
    Yemeğimi yedim, biraz daha oturup odama geçtim, iş yerinden gelen abuk subuk maillerin arasında araç saçmalığına dair tek bir yazı yoktu.

    bilgisayarımı kapatıp üzerimi değiştirirken garsonun gömleğimi çok beğendiği ve bir şeyleri toparlayabilmek adına girdiği garip ruh hali aklıma geldi, bakmayın, marka ürünlere tonla para dökmeyi seven biri olmadım hiç, giydiğim gömlek de mavi, gayet klagib ve sıradan bir gömlekti, yani ahım şahım bir durum yok ortada...

    genelde seyahate çıkarken giysilerimi 2 çift almaya çalışırım, biri daima yedektir, valizimde duran paketi dahi açılmamış yedek gömleği alıp roof’a tekrar çıktım, garson’u yanıma çağırıp gömleği kendisine hediye etmek istediğimi söyledim...
    ···
    1. 1.
      +2
      Lan gömlek, garson, afrika, parayı kırma, aklima bir seyler geliyor ama hayirlisi amk bi yerde duymustum
      ···
      1. 1.
        0
        aynen aq. büyük ihtimal başlık sahibide duymuş.
        ···
  7. 7.
    +92 -2
    Önce fazlasıyla şaşırdı, kekeledi, daha sonra almasının doğru olmadığını, bu tür bir gömleğin nereden baksanız 500 dolar olduğunu söyledi…

    500 dolar ?

    Dalga mı geçiyorsun oğlum…

    20 30 liraya almışımdır bir yerden, 500 dolarlık gömleği sana verir miyim lan ben… diye geçiriyorum içimden.

    Israrla bu tür gömleklerin burada 100-200 dolardan aşağı satılmadığını, çok şık ve pahalı durduğunu söylemeye devam etti, neyse ki çok uğraştırmadan gömleği kendisine hediye ettim, çok naz aşık usandırır nihayetinde…

    Odama indim, elamanın batırdığı gömleği elime aldım.

    bir yandan gömleğe bakıyor bir yandan da cidden dediği gibi mi acaba ? diye düşünüyordum.
    ···
  8. 8.
    +87 -3
    Saat geç olmadan uyudum, sabah kalkıp şehri gezinmeye başladım, önce adını hatırlamadığım bir hayvanat bahçesi dolaştım, daha sonra birkaç müze gezip alışveriş yapmak için şehrin göbeğine doğru yol aldım.

    Jamar’ın dediği gömlek mevzusu hala aklımdaydı, rastgele bir mağazaya girip gömlek almak istediğimi ve fiyatlarını öğrenmek istediğimi sordum, saçma sapan siyah kısa kollu bir gömlek…

    tamı tdıbına 110 dolar olduğunu söyledi çalışan…

    110 dolar ?
    Çarp bugünün kuruna, 385 tl…

    Şaka falan mı bu ?
    Gömlek alt tarafı, neden bu kadar pahalı ?

    Fazla kurcalamadan otele geri döndüm, bir gün sonra bulunmam gereken toplantıya katıldım ve türkiye’ye doğru yola çıktım.
    ···
    1. 1.
      -2
      Ekşide okumuştum aynısının detaysız olanını
      ···
    2. 2.
      0
      Dolar ne kadar amk o zamanlar
      ···
    3. 3.
      0
      Dolar 3.51 falan ne 385 tl si
      ···
      1. 1.
        -1
        gömlek 100 tl değil 110 tl panpa
        ···
    4. diğerleri 1
  9. 9.
    +101 -3
    daima kendi işimi kurmak istedim.

    bekar, üniversite mezunu, büyük bir şirketin çalışanı, takım elbiseli, güzel arabalı, yeterince prezantabl , kısacası tam bir damat adayıydım komşu teyzelerin gözünde…

    yeterli miydim bazı şeyler için ? evet, Türkiye şartlarına göre evet.

    kimseye muhtaç değil, eğitimli, güzel paralar kazanan, güzel çevresi olan, evlenmek istese şu gün evlenip güzel bir yuva kurabilecek biriydim lakin kafamı kurcalayan şeyler vardı, en önemlisi de işim…

    Sık sık yapılan seyahatler, yapmacık gülüşler, gereksiz ciddiyet… bunlar beni yoruyordu aslında günden güne.

    Kendi işini kurmak ? evet, güzel fikir…
    yeterince sermayem vardı, lakin türkiye’de bir iş kurmak için yeterli miydi. ?
    maalesef ki değildi…

    iş için yeterli olsa dahi devam ettirebilmek için yeterli olmayabilirdi, hem nasıl bir iş kuracaktım ki, cafe ? bar ? oto kiralama ? galeri ? inşaat ?

    aslında bana o gün Jamar çok büyük bir fırsat vermişti, o gün hiçbir şey söylemeden verdiğim hediyeyi alsaydı bugün hiçbir şeye sahip olamayacaktım.

    Gömlek.

    Afrika’da gömlek satacaktım…
    Peki ya nasıl ?
    ···
  10. 10.
    +100 -2
    Ya türkiye’de bir fabrika kuracak, üretecek, GAC’de yapılan ulusal ve uluslararası fuar ve sergilere katılıp markamı tanıtacak, afrika’da kendime bir yer edinecektim, ya da Afrika’da üretim yapacaktım lakin ikisi de oldukça uzun ve maliyetliydi…

    Zira Güney Afrika Cumhuriyeti’nin uyguladığı gümrük tarifeleri senelerdir % 5 - % 40 aralığında, yani benim burada üretip oraya zütürüp satmam maliyet yol ve vergiler ile birlikte çok ufak bir rakam olarak kalacaktı, kısacası değmeyecekti.

    üretimi orada da yapamazdım … hem şahsıma bir teşvik sağlanması gerekecek, hem de gene yüksek vergiler ödemek durumunda kalacaktım…

    farklı bir yol lazımdı.
    ···
  11. 11.
    +87 -4
    Kafamı bunlar kurcalarken işe gidip gelmeye devam ediyordum lakin aklımı hiçbir şekilde işime veremiyor, konsantre olamıyordum, 1 hafta kadar işe gidip gelmeye devam ettim ve istifa etmek zorunda kaldım.


    En kötü durumda aylarca kendim idare edebileceğim bir birikimim vardı, işten çıkmadığım sürece hem kendimi projeme veremiyor hem de işime veremiyordum, birinden vazgeçmem zaten kaçınılmazdı lakin planladığım şeyden vazgeçmeyi pek düşünmüyordum.

    Birkaç gün sadece bu işin altından nasıl kalkabileceğimi düşündüm lakin olmuyordu… her işin ucu saçma sapan bir engele dayanıyordu.
    ···
    1. 1.
      +31 -3
      Lakin lakin lakin gibicem durmadan kullanma şu bağlacı
      ···
    2. 2.
      0
      babanı gibtim
      ···
  12. 12.
    +80 -2
    Biraz kafa dağıtmak için Mecidiyeköy trump towers’a doğru yola çıktım, çay kahve içip eve dönecek ve kafa patlatmaya devam edecektim.

    saat dolayısıyla trafik oldukça yoğundu, ışıklarda aracımın başına su satan ufak bir çocuk geldi…

    -Abi su alırsın ?
    -alayım, ne kadar ?
    -1 lira…
    -1 lira ? çok değil mi bu bi su için… nereden alıyorsun da 1 liraya satıyorsun bakayım…
    -abi marketten alıyorum… 30 kuruş veriyorum, ışıklarda 1 liraya satıyorum…
    ···
  13. 13.
    +98 -1
    Aptal herif ! onca sene ne okudun sen ? hangi dersleri aldın ? uluslararası ticaret, ekonomi, gümrük yönetmeliği, iktisat, ticaret hukuku, kafana sıçayım.

    Çocuk söyledi işte sana püf noktasını.

    Gideceksin, ucuza alacaksın ve pahalıya satacaksın.
    ne üretiminden bahsediyorsun...

    Nasıl zütürdün sen afrikaya o ilk gömleği ?

    Bavulunla…
    Ee ? daha ne ?

    Bir bavula kaç gömlek sığar ?

    50 tane, paketli.

    2 valiz alsan 100 gömlek.

    daha çok sığar mı ? sığar...

    daha çok sığdırdığın valiz bir anda patlarsa ne olur ?
    çalışanlar görür, yaptığın iş valiz ticaretine girer ve o gömleklere tek tek el konulur, bir güzel de ceza yersin...

    o zaman ne yapacaksın ? biraz gömlek, biraz don...
    soran olursa manyağın teki olduğunu, gömlek ve don hastası olduğunu söylersin artık.

    kendi kendime konuşup planlar yapmaya başladım...
    artık olay fikirden çıkmış, eyleme dönüşmek üzereydi.
    ···
  14. 14.
    +100 -2
    Birkaç gün içerisinde birbirinden güzel ve şık gömlekleri istanbul’un çok farklı yerlerinden toparladım, kendime büyük 2 valiz hazırladım, biletimi aldım ve tekrar pretoria’ya doğru yola çıktım.

    Vize probleminin olmaması benim için çok büyük bir şanstı, kaldığım otele dönüp Jamar’ı buldum, valizlerimi açıp kendisine gömlekleri gösterdim, artık kendisiyle ortak olduğumuzu, gelen tüm müşterilere bu gömlekleri satması gerektiğini , tüm satışlardan kendisine komisyon + türkiye’den envai çeşit hediye getireceğimin sözünü verdim ve anlaştık.

    2 gün kadar otelde konakladıktan sonra Türkiye’ye geri döndüm, Jamar 15 gün içerisinde tüm gömlekleri otel müşterilerine sattı, yaklaşık 15.000 dolar kadar gelirimiz oldu, ben ona güveniyordum, o da bana.
    Belki de muhtaç olmaktı bu, ben Jamar olmadan gömlek satamam, jamar’da ben olmadan gömlek bulamazdı.

    Hiç kazık atmadık birbirimize.
    Ben ona güvendim, o da bana…

    Ben onun sayesinde güzel paralar kazanacaktım, o da benim sayemde…
    zaten garsonluğu da pek iyi sayılmazdı…
    ···
  15. 15.
    +83 -2
    Tek başıma sürekli uçma fikri beni oldukça korkutuyordu, evet, güzel bir getirisi vardı lakin o tek başıma o kadar uçamazdım.

    Çok yakın olduğum 4 arkadaşıma girdiğim işi anlattım ve onları da yanıma çektim, artık 10 valiz yani aşağı yukarı 400 500 gömlek zütürebilecektik, bir hafta sonra 5 arkadaş yola çıktık, sorunsuz bir şekilde otel’e ulaştık ve gömlekleri Jamar’a teslim ettik, yaklaşık 20 25 gün sonra tüm gömleklerin satıldığı haberini aldık, aşağı yukarı 100.000 dolarlık gömlek satılmıştı, Jamar kimi müşterilere 150 dolardan, kimi müşterilere 700 bazense 1000 dolardan gömlek satıyordu, keyifler güzeldi lakin planlamadığım bir şey vardı… o da paraları Türkiye’ye getirme konusu.

    Evet, planımız işe yarıyor, havalimanında şans bela kimse bunca gömlek ne diye sormuyor (belki de uğraşmamak için elleşmiyor) du lakin paraları nasıl getirecektik ?
    ···
  16. 16.
    +65 -1
    5 kafadar 400 500 gömleği tekrar valizleyip yola çıktık, uzun bir yolculuğun ardından otele vardık ve gömlekleri teslim ettik.

    Artık Jamar da biz de büyük paralar kazanmaya başlamıştık, yaptığı garsonluk sadece formaliteydi, ailesini tanıyor, çocuklarını tanıyor, jamar’ı tanıyordum, ne o bana kazık atacak kadar cesaretliydi ne de ben onu yarı yolda bırakacak kadar vicdansız…

    kendisine büyük bir komisyon verdik, içerisinde bulunduğu durumdan çok memnun bana olan saygısı ve sevgisi ise günden güne artıyordu.
    ···
    1. 1.
      +4 -1
      lann jamar nasıl satıyor o kadar 1000 dıkara fakan inanmıyorum amk gerçekse abi yardım et durumum çok kötü lütfen ;[

      edit:o kadar fakirim ki dolara dıkar demişim sen anla
      ···
  17. 17.
    +84 -3
    Türkiye’ye döndükten 1 ay kadar sonra tüm gömleklerin satıldığı haberini tekrar aldık, bu şekilde 5- 6 defa sefer gerçekleştirdik, ortada ciddi bir sorun vardı, o da gerçekten artık paranın nasıl ülkeye döneceği konusuydu.

    evet, her gittiğimizde sorun teşkil etmeyecek kadar yanımıza para alıyorduk lakin ufak ufak gördüğümüz satışlar 1.5 m.dolar’ı bulmuştu.

    Ve daha büyük olan sorun Jamar’ın tüm bu parayı evinde sakladığı gerçeğiydi, kazara bir yangın çıksa, kazara o eve bir hırsız dadansa, kazara bir polis baskını yapılsa bla bla , onca şeyin karşılığı koca bir hiç olacaktı, ayrıca tüm bunların dışında farklı da bir konu vardı , birbirimize güveniyorduk lakin günde 30 dolar kazanan bir garson için bu para çok büyük bir meblağı temsil ediyordu, biran önce ya Jamar’ı saf dışı edecektik ya da payını verip artık birlikte iş yapmayacağımızı söyleyip yollarımızı ayıracaktık lakin bunu yapabilecek kapasitede değildik...

    toparladığımız meblağ aşağı yukarı bugünün parasıyla 5 milyon tl'yi geçen büyüklükteydi, ne bu parayı zütürebilecek imkanımız, ne de orada bırakacak durumumuz vardı, kısacası işler yüzümüze gözümüze bulaşmaya çoktan başlamıştı.
    ···
    1. 1.
      +4 -11
      Bla bla nelan gibik
      ···
    2. 2.
      0
      salazar slytherin bi sus babası gibik
      ···
  18. 18.
    +94 -1
    Durumu babama anlatmak zorunda kaldım.

    babam senelerdir inşaat, gayrimenkul, arsa alım satım işleriyle ilgilenir, konuyu duyduğu zaman söylediği tek şey suratıma bakarak sadece ‘’sen gördüğüm en büyük geri zekalısın’’ demek olmuştu.

    evet, sanırım haklıydı ve büyük bir geri zekalıydım.

    hiç bilmediğim bir ülkede, totalde belki 10 defa gördüğüm bir adama aşağı yukarı 5-6 milyon’u emanet edip türkiye’de duruyordum.

    bugün’ün kurundan bahsediyorum daima çünkü kazandığım paranın ticari anlamda 1 kuruşuna dahi dokunmadım 3 senedir…

    jamar ile sık sık konuşuyorduk, kendisiyle görüşmem gerektiğini, haftaya orada olacağımı söyledim ve 1 hafta kadar sonra yola çıktım, bu sefer elim boş gittim çünkü daha fazla para kazanmak istemiyor, kazanmış olduğumuza sağ salim kavuşmak istiyordum.
    ···
  19. 19.
    +84
    Jamar’a paraların bir kısmını türkiye’ye zütürmem gerektiğini, burada yakalanırsak hem paraya el konulacağını hem de bütün emeklerimizin boşa gideceğini anlattım, gayet olumlu karşıladı, bu tür bir yükün kendisine de ağır geldiğinden bahsetti, adam zaten benim bu konuyu açmamı bekliyormuş uzun zamandır...

    satış ve pazarlama kısmı her ne kadar onun elinde olsa da sermayenin sahibi ve ürünleri getiren kişi bendim, zaten onun da buna bir itirazı yoktu, kısacası herkes üstlendiği görevin bilincindeydi.
    ···
    1. 1.
      +31
      eger dogruysa seni jamar zengin etmis. ben olsam o adamin once gibini oper sonra da omur boyu yanimdan ayirmazdim. ticaretin sorununu herkes sermaye zannederken gercekte guvenilir adam kitligi oldugunu biliyosundur heralde.
      ···
      1. 1.
        0
        kapitalizm devreye giriyor bin kurusu giberim jamar ı
        ···
      2. 2.
        0
        darklordvoldemort giberim babanı bin kurusu
        ···
  20. 20.
    +86
    pretoria'ya doğru yola çıktım, önce johannesburg, daha sonra sıkıcı bir otobüs yolculuğu sonrası şehre ve otel'e vardım, artık yanımda valiz dahi zütürmüyordum, küçük bir sırt çantası içerisine ağrı kesici haplar, şarj aletleri ve diğer ıvır zıvırları doldurup yola çıkıyordum.

    10 saat boyunca 4 defa Metpamid kullanmış olsam da uçaktan inmemle birlikte kusmam bir oldu, artık ne yol çekmek, ne de bu tür saçmalıklarla uğraşmak istiyordum, tek istediğim Jamar ile konuşup bu konuyu biran önce halletmekti.

    Otelde bana ufak bir oda ayarladı, birkaç saat uyuduktan sonra roof'ta buluştuk, karısını arayıp çocuklarla birlikte birkaç saat dışarıya çıkmalarını söyledi ve daha sonra evine doğru yola çıktık, büyük bir dolap içerisinde saklıyordu paraları, üzerini çamaşırlarla örtmüştü.

    önce tüm parayı Jamar'ın evinde duran eski bir valize doldurduk.

    bu şekilde kesinlikle havalimanında yakalanacağımı söyledi.

    paranın bir kısmını streç film ile vücuduma sarma fikrini ortaya attım lakin suratıma ‘’sen tam bir geri zekalısın’’ der gibi baktı.

    büyük paralar kazanmak için buraya geldim, uğraştık, çabaladık ve a*ına kodumun paralarını evden dahi dışarı çıkaramaz durumdaydık.
    ···
    1. 1.
      +8
      Sen tam bir geri zekalısın.
      ···
    2. 2.
      0
      çok fazla "kabusa dönen yolculuklar" izliyorsun.. yapma

      şaka şaka on numara hikaye
      ···