1. 26.
    0
    Acun: Sonsuz uzay içindeki gök varlıklarının tümü, dünya, evren
    Afşar: Eli çabuk, çabuk iş gören, Oğuz Han'ın oğullarından birinin adı, Türkmenlerin bir boyunun adı.
    Ağa: Büyük kardeş, ağabey, köy ve kasabalarda büyük toprak sahibi olan varlıklı kimse
    Ağca: Rengi beyaza yakın, beyazca akça,
    Aka: Büyük, saygıdeğer kimse, ağa
    Akabey: Varlıklı kimse, ağa ve bey
    Akad: Mezopotamya'da kurulmuş çok eski bir devlet, temiz ad, iyi ad
    Akalp: Ak yiğit, ak er, temiz yiğit
    Akan: Akıp gitmekte olan
    Akant: Beyaz yemin, ak yemin
    Akarca: Akıp giden su, akan su, akarsu
    Akarsel: Akıp giden sel.
    Akata: Temiz ata, namuslu ata, lekesiz ata
    Akay: Parlak ay, aydınlık, ışık ay, dolunay adam, erkek, kuzey Türklerinde erkek çocuklarından büyüğe verilen ad, ağa
    Akba: Sazlık, bataklık, ağba
    Akbaran: Ak güç
    Akbatu: Temiz ve güçlü
    Akbatur: Namuslu ve yiğit
    Akcan: Temiz can
    Akdemir: Dövme demir
    Akdeniz: Ülkemizin güneyindeki deniz
    Aker: Namuslu yiğit
    Akergin: Ak ve olgun
    Akgüç: Namuslu ve güçlü
    Akgün: Aydınlık gün, mutlu gün
    Akhan: Ak soylu han
    Akıman: Eli açık, yiğit, yiğit kimse
    Akın: Düşman ülkelerine yapılan saldırı
    Akınalp: Akın yiğidi
    Akıner: Ekın eri, akın yapan er
    Akıntan: Tan vakti, tanyeri ağarırken yapılan akın
    Akkor: Işık saçan aklığa varıncaya değin ısıtılmış olan, beyaz kor, beyaz ateş
    Akköz: Ak renkte göz, ak kor
    Akman: Lekesiz, temiz kimse, temiz ak, güzel, ak alımlı
    Akmeriç: "Ak gibi Meriç" duru sulu meriç
    Aköz: Özü ak, temiz,
    Akpolat: Ak çelik, Manas Destanı'nda geçen bir ad
    Aksal: "Sal" ile "ak"tan oluşmuş bir ad
    Aksan: Temiz, lekesiz ün
    Aksel: Beyaz sel
    Akşit: Işıklı yüz, aydınlık yüz, Güneş, gün yüzlü, kutlu, uğurlu
    Aktan: Aydınlık sabah vakti, avlu, evin önündeki açıklık
    Aktaş: Beyaz taş, kireçtaşı
    Akün: Iyi ad, temiz ad, temiz ün
    Alatan: Güneş'in doğuşundan önceki vakit
    Alaz: Yanan ve ışık veren nesnelerin türlü biçimlerde de uzanan dili, yalaz, yalım alev
    Alçın: Al, kırmızı, kırmızıya çalan küçük bir kuş
    Algan: Ele geçiren, alan, kentleri, ülkeleri ele geçiren
    Algın: Sevdalı, tutkun, aşık, güçlü, dolgun, keskin, güzel
    Alhan: Al renkli prens
    Alkan: Kızıl kan
    Alkım: Yağmur sonu gökte beliren renkli görüntü, gökkuşağı
    Alkın: Korkusuz, yiğit, kızıl kın
    Alkun: El gün, herkes
    Ali: Yüce, yüksek, ulu. Hz. muhafazidin'in damadı, dördüncü halife.
    Alp: Yiğitler yiğidi yiğit, kahraman, bahadır, yürekli, babayiğit
    Alpagut: Mal mülk sahibi, çiftlik sahibi, kurt seçkin yiğit
    Alpağan: Yiğit
    Alparslan: Yiğit arslan, kahraman aslan
    Alpay: Yiğit Ay, yiğit ve Ay gibi güzel
    Alpdemir: Yiğit ve demir gibi
    Alpdoğan: Yiğit ve doğan kuşu gibi, yiğit ve yırtıcı, yiğit doğmuş olan, yiğit doğan
    Alper: Yiğit er, yiğit kişi, babayiğit, yiğit erkek
    Alperen: Yiğit ve ermiş kişi
    Alphan: Yiğit han
    Alpkan: Yiğit, yiğit kanlı, soyca yiğit olan
    Alsan: Ünlen, san, al tanın
    Altan: Kızıl şafak, kızıl tan, altın, Tatar hanlarına verilen bir unvan
    Altaner: Kızıl tan eri, kızıl şafak yiğidi, altın renkli şafak
    Altay: Altın, yüce dağ, Orta Asya'daki Tanrıdağı, Tiyanşan Dağları, Asya'da bir Türk budunu
    Altuğ: Al renkli tuğ, kızıl tuğ, kızıl tuğlu
    Altunç: Kızıl tunç
    Altuner: Çok değerli kimse, altın yiğit
    Anı: Yaşanmış olgulardan belleğin sakladığı her türlü iz, bir olguyu anımsatan şey, hatıra
    Anıl: sakin, ağır, amaç, her zaman an
    Ant: Tanrı'yı, kutsal bilinen şeyleri tanık göstererek yapılan onama ya da yansıma, söz verme
    Aral: Asya'da bir göl, iki şey arası iki şey arasındaki göl ya da deniz, sıra dağlar
    Aran: Ova, kuytu, yer, sıcak yer, kışlak
    Aras: Doğu Anadolu'da bir ırmak, Erzurum'a bağlı bir bucak, bulunulmuş mal
    Arat: Yürekli kişi, yüreklilik
    Arca: Çam, çam ağacı, temiz
    Arda: Sonra gelen, öndekinden sonra, yere dikilen nişan değneği, ardıl Meriç Irmağı'nın Edirne yöresinde sağdan aldığı en önemli kolun adı, Arda Çayı, Uygur yazıtlarında da ad olarak geçer.
    Ardıl: Arkadan gelen, sonra gelen (ilk ya da birkaç çocuktan sonra doğan), öncekinden sonra, ardından gelen
    Arhan: Temiz han, temiz yönetici, yiğit han.
    Arı: Katışık olmayan, temiz, çiçeklerden bal yapan, iğnesiyle sokan böcek,
    Arıca: Temizce arı gibi
    Arıcan: Temiz kimse
    Arıkan: Saf kan, temiz kan, soylu kan
    Arman: Dürüst ve temiz kişi
    Arın: Temiz arı, saf, katışıksız, tertemiz ol, arılaş
    Arınç: Erinç, huzur, barış
    Arkan: Arı kan, temiz kan, soylu kan
    Arkın: Arkada, geride olan, ağır, yavaş, sakin dingin
    Arkut: Temiz ve uğurlu arı ve kutlu
    Armağan: Birine karşılıksız olarak verilen ödül
    Arman: istek, amaç, dürüst, temiz insan, arı insan
    Arol: Arı ol, çalışkan ol
    Arslan: Aslan
    Artun: Kendine güvenen, onurlu, ağırbaşlı
    Artunç: Arı tunç, katışıksız tunç
    Aşkın: Çok, fazla, üstün, üzüm bağ ve asmalarında yeni göğeren dallar, dalların ucundaki yapraksız, meyvesiz uzantılar
    Ata: Baba, dede, soyun büyüğü.
    Atabey: Saygıdeğer kimse, Seçuklular döneminde bir ünvan
    Atacan: Hoşgörüsü olan kimse, babacan
    Atahan: Büyük yönetici, ata durumundaki han
    Atak: Atılgan yiğit, yürekli
    Atakan: Atalardan gelen kan
    Atalay: Benim atam
    Ataman: Ata, ata kişi, başkan bağbuğ
    Atıl: ileri doğru fırla
    Atılgan: Güçlüklerden ve tehlikelerden yılmayarak daima ileriye atılan, girişken, tez canlı
    Atınç: "Sevinç" "Övünç" gibi sözcükler örnekleşerek "atmak" eyleminden yapılmış bir sözcük
    Ayaz: Duru ve dingin havada çıkan kuru soğuk, bulutsuz ve Ay ışıklı gecede Çıkan soğuk
    Aybars: Ay gibi güzel, pars gibi yırtıcı, (Hun imparatoru Attila'nın amcasının adı)
    Ayberk: Ay kadar güzel olan
    Aybora: Ay kadar güzel, fırtına kadar yıkıcı, Ay ve fırtına
    Aydın: Okumuş, bilgili görgülü ve aydınlık kimse, ışıklı, parlak, kutlu, uğurlu, aydınlık, Ay ışığı bulunan gece, Ege Bölgesi'nde bir il
    Ayhan: Oğuzları oluşturan sağ kol Bozokların inadığı üç gök Tanrısından biri ve Oğuz Han'ın oğlu
    Aymete: Ay ve Hun imparatoru Mete'den oluşmuş bir ad
    Aypolat: Ay gibi güzel ve polat gibi sağlam
    Aytun: Ay ve gece, Aylı gece
    Aytuna: Ay gibi güzel ve Tuna Irmağı gibi görkemli
    Aytunca: Ay gibi güzel ve Tunca Irmağı gibi görkemli
    Aytunç: Ay gibi güzel ve tunç gibi sağlam
    Azrak: Çok az bulunur, değerli
    Tümünü Göster
    ···
  2. 27.
    0
    Bahadır: Yiğit, batur
    Balamir: M.Ö. 475 yıllarında Don Irmağı'nı geçerek Rusya'yı alan, Tuna kıyılarına dek dayanan bir Türk hükümdarı
    Balkır: Işıl ışıl parıldar, ışık saçar
    Baran: Durağanlığı harekete çeviren etken, direnci kıran ya da Direnç doğuran özellik, güç, ulu, yüksek
    Baranalp: Güçlü yiğit
    Baransel: Güçle ilgili, güçlü sel
    Barçın: Süslü ipekli kumaş
    Barın: Güç, baran; Moğol döneminde Orta Asyada'ki büyük Türk boylarından birinin adı
    Barış: Savaştan ya da dargınlıktan sonra, iki yanın uzlaşması, anlaşması
    Barkın: Görmek, gezmek ereğiyle yolculuklar yapan kimse, gezgin
    Barlas: iyi savaşa, savaşçı yiğit
    Bartu: En eski Türk hanlarından birinin adı
    Bartunç: Güçlü tunç
    Başar: Gereken biçimde bitir, yapacağın işte başarıya ulaş
    Başaran: Yapacağı işte başarıya ulaşan, işi gereken biçimde bitiren Ereğine ulaşan
    Başer: Başta gelen kimse, başta gelen er
    Başhan: Hanların başı
    Batı: Güneş'in battığı yön
    Batıbek: Batı beyi
    Batıhan: Batının sultanı, hanı
    Batu: Güçlü, yiğit, alp, güneşin battığı yön
    Batuhan: Bkz. Batuğhan
    Batur: Alp, yiğit, yürekli, bahadır
    Baturalp: Yürekli yiğit, yiğitler yiğidi
    Baturay: Hem yiğit hem Ay gibi olan
    Baybars: Eskiden Türklerin besledikleri bir tür küçük kaplan; çok zengin ve kaplan gibi yiğit Türk Memluk imparatorluğu'nun dördüncü sultanının adı
    Baybora: Hem zengin hem fırtına gibi
    Bayhan: Zengin han
    Baykal: Yaban atı, Moğolistan'da büyük bir göl, deniz
    Baykam: Sağaltman, sağlığa kavuşturan kimse
    Baykan: Soylu kimse, zengin ve soylu
    Baysal: Kavgası dövüşü olmayan ortamın hali, dirlik düzenlik bolluk durumu
    Baysan: Varlıklı ve ünlü
    Bediz: Açık, belli, görünen. 2.Süs
    Beha: Ender, zor bulunan
    Behir: Deniz
    Beker: Güçlü, kuvvetli
    Bekir: Sabah erken kalkan.
    Bektürk: Türk geleneklerine güçlü bir şekilde bağlı olan
    Bener: Kendisinin koruyucu olduğuna inanan kişi
    Beran: Koç başı
    Berdan: Eşitliği sağlayan kimse
    Berge: iz
    Bergin: Güçlü, kuvvetli
    Berhan: Sağlam, güçlü kan 2.Güçlü komutan
    Berk: Sert, sağlam, katı 2.Yıldırım
    Berkal: Sağlam, güçlü, sert ol
    Berkan: Parıldayış, şakıma
    Berkant: Bozulamaz yemin 2.Sağlam, güçlü 3. Orta Asya'da sıradağlar
    Berkay: Güçlü ve ay gibi
    Berke: Kamçı, kırbaç
    Berker: Güçlü, sağlam erkek
    Berkin: Çok kuvvetli 2.Pekiştirilmiş
    Berkkan: Geçmişi sağlam olan kimse
    Berkman: Kişiliği sağlam olan kimse
    Berksan: Adı, sanı sağlam bilinen
    Berksay: Sert kaya
    Berktan: Tanyeri gibi güzel ve güçlü
    Bertan: Tan yeri gibi güzel ve güçlü kimse
    Bilal: Suyla ıslatan; ıslaklık
    Bilan: Değerli taşlarla süslenmiş kılıç kemeri
    Bilge: Bilgi dağarcığı ile yücelmiş kimse. 2.Göktürk hakanı
    Bilgealp: Bilgili ve cesur kişi
    Bilgekağan: Bilgili ve savaşçı kişi
    Birant: Yemin, tek ant
    Bircan: Yekvücut
    Birkan: Aynı kandan, aynı soydan olan
    Birol: Bir tane olan
    Boğaçhan: Efsaneleşmiş Türk kahramanı. dede Korkut Öykülerinde adı geçen yiğit
    Bolat: Çelik gibi sert
    Bora: Yağmur getiren fırtınalı sert rüzgar
    Borahan: Sert hakan
    Boran: Rüzgar şimsek ve gökgürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı
    Buğra: Erkek deve
    Buğrahan: ilk islam devletlerini kuran Türk hükümdarlarından bazılarına verilen ad
    Bulut: Havadaki su buharının yükselip yoğunlaşmasıyla oluşan su damlacıkları birikintisi
    Burak: Hz. muhafazid'in Miraç'da bindiği atın ismi
    Burhan: Bir şeyi ispat etme aracı, kanıt
    Burkay: Buruk ay
    Büke: Pehlivan 2.Bilgili, zeki kişi 3. Ejderha
    C

    Calp: Güçlü
    Can: insanın kendi varlığı, yaşam, birey kişi, ruh, güç kuvvet
    Canberk: Sert kişi, sağlam kişi, canı sağlam
    Caner: Yürekten sevilecek kimse
    Cankat: "Cana can kat katmak"tan buyruk, ailemize can katasın
    Cankut: Kutlu kimse, uğurlu can
    Canpolat: Canı polat gibi sağlam, canlı, çelik gibi kimsel
    Cantekin: Biricik can, can şehzade
    Ceyhun: Orta Asya'da bir ırmak
    Coşku: Olağanüstü bir biçimde kendini gösteren duygu yükselmesi, heyecan
    Ç

    Çaba: Bir işte iyi bir sonuca ulaşmak için harcanan güç
    Çağ: Başı ve sonu belli olan ve bir özellik taşıyan, kimi zaman birkaç
    Çağan: Mutlu gün, bayram
    Çağatay: Cengiz Han'ın oğlu
    Çağdaş: Aynı zamanda yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır
    Çağıl: Çağ ile ilgili, çakıl
    Çağın: Çağda olan, çağa uyan, çağa uygun, çağın olan
    Çağlar: Çağıl çağıl akar, çağıldar, çağlayarak akar
    Çağlayan: Bir akarsuyun yükseklerden köpürerek düştüğü yer, çavlan
    Çağman: Çağdaş kimse, çağın insanı
    Çağrı: Birini bir yere çağırma işi, çağırma, yırtıcı bir kuş
    Çakır: Doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuş, ela gözlü kimse
    Çelik: Su verilip sertleştirilen demir, polat
    Çetin: Istenilen yola getirilmesi, elde edilmesi zor, güç olan, Kolay olmayan, sert, sarp
    Çetinalp: Zorlu ve yiğit, sert yiğit
    Çevik: Kolaylıkla, çabuklukla davranan, hareketleri hızlı, canlı
    Çınar: Boyu otuz metreyi bulan, uzun yıllar yaşayan, geniş yapraklı ağaç
    Çoker: Çok yiğit
    Tümünü Göster
    ···
  3. 28.
    0
    Dalan: Dal gibi olan, dal gibi ince yapılı
    Demir: Yeraltından çıkarılan, türlü iştekullanılan dayanıklı bir maden, bu madenden yapılmış olan
    Demiralp: Demir gibi sağlam yiğit
    Demiray: Demir gibi sağlam ve Ay gibi güzel
    Demircan: Demir gibi sağlam kimse
    Demirhan: Yakut Türklerinden olan Sular arasında tanrı sayılan ve dağ Başlarında oturduğuna inanılan kutsal ruhlardan biri
    Demirkan: Sağlam ve güçlü kan
    Deniz: Yeryüzünün büyük bölümünü kaplayan çok geniş ve tuzlu su
    Denizhan: Ünlü Oğuz Destanı'na göre, Oğuz Han'ın altı çocuğundan En küçüğü, eski Türklerin inanışına göre doğa tanrılarından biri
    Deren: Tırmık da denilen bir tarım aracı; ekini biçip toplayan, derleyen
    Derin: Dibi, yüzeyin ya da ağzından uzak olan, çok içten gelen ve içe işleyen kendi türünde son derecesine ulaşmış, derinliği olan
    Devrim: Kısa zaman içinde gerçekleştirilen ve olumlu yönde önemli niteliksel Değişimlere yol açan haraket
    Dikmen: Koni biçiminde sivri tepe, dağların en yüksek yeri, doruk, dik, Yerdeki orman, yayla, dikilerek oluşturulan ağaçlık, çam ve başka Ağaçların gövdeleri, dik olan yer
    Dilmen: Dil bilen kimse, dilci
    Dinç: Sağlık durumu iyi, güçlü, gücü yerinde, canlı
    Dinçalp: Güçlü yiğit, güçlü ve yiğit
    Dinçer: Güçlü er, güçlü kimse
    Dinçerk: Güçlü kuvvetli kişi
    Dinçtürk: Sağlıklı, sağlam Türk, güçlü Türk
    Diren: Karşı koy, dayan, harmanda sapları yaymaya yarayan, uzun çatallı, ağaçtan yapılmış bir tarım aracı
    Dirlik: Düzen içinde mutlu yaşam, mutluluk, sevinç, iyi geçinme, erinç
    Doğa: Kendiliğinden var olan, canlı, ve cansız nesnelerden oluşan, Kendini sürekli olarak değiştiren varlığın tümü, tabiat
    Doğan: Küçük kuşlarla beslenen, ava alıştırılarak kuş avında kullanılan, Akdoğan, çakırdoğan, aladoğan gibi türleri olan bir kuş, şahin
    Doğanalp: Şahin ve yiğit yiğit kimse
    Doğanay: Ayın ilk günlerinde Ay, yeni Ay (ayın ilk günleri doğan çocuklara verilir
    Doğu: Güneş'in doğduğu yönden
    Doğuer: Doğu yiğidi
    Doğuş: Doğma, doğma biçimi, yaradılış
    Dolun: Dolgun, dolarak biçimi yuvarlaklaşmış, ayın ondördü
    Dolunay: Yuvarlaklaşmış ay, dolgunlaşmış Ay, Ay'ın on dördü Çok güzel kimse, Ay gibi kimse
    Dora: Doruk
    Doruk: Dağların, tepelerin en yüksek noktası, tepe
    Durukan: Temiz kan, saf kan
    Durul: Berraklaş
    E

    Ediz: Değerli, ulu, yüce, yüksek
    Efe: Özellikle Batı Anadolu yiğidi, yiğit, zeybek, ağa, ağabey, kabadayı
    Efekan: Yiğit bir soydan gelen
    Ege: Ulu, büyük, Türkiye ile Yunanistan arasındaki denizin adı
    Egemen: Yönetimini kendi gücüyle, dışardan denetime bağlı kalmadan Sürdüren, üstün, sözünü, geçiren
    Ekin: Tahılın tohum olarak tarlaya atıldığı andan başlayarak harman Oluncaya değin aldığı duruma verilen ad
    Emre: Dost, arkadaş, sevdalı, tutkun, ünlü, Türk ozanı Yunus'un adlarından biri
    Engin: Yüksek olmayan, düzey bakımından düşük, denizin, karasularından Uzakta bulunan geniş bölümü, ucu bucağı görünmeyecek denli geniş
    Eralkan: Al kanlı yiğit
    Eralp: Yiğit erkek, yiğit kimse, yiğitler yiğidi,
    Eraltay: Altay dağlarından gelmiş yiğit
    Eray: Ay gibi yiğit
    Erberk: Sağlam, yiğit, sert yiğit
    Erbuğ: Yiğitler başı, komutan
    Erdağ: Dağ gibi er, dağ gibi yiğit
    Erdem: iyiliksever, acıma, alçakgönüllülük gibi övgüye değer niteliklerin genel adı
    Erdin: Ereğine ulaştın; Tanrı yolunda ermiş duruma geldin, olgunlaştın Yetiştin
    Erdinç: Dinç yiğit
    Erek: Ulaşılmak istenen, ardından koşulan şey, amaç, erişilmek istenen sonuç
    Erez: Buğday ve arpa tarlalarında yetişen deliceotu da denilen bir bitki
    Ergin: Olmuş, olgunlaşmış yetişmiş
    Ergün: Erken doğan güneş, yumuşak, uysal, sulu sepken, sulu kar
    Erim: Bir şeyin erişebileceği uzaklık, muştu, iyi bir şeye işaret olan durum, sevgi
    Erinç: Mutluluk içinde yaşama, dirlik
    Eriz: Yiğidiz, erkeğiz, er izi, er yolu
    Erk: Yaptırma gücü, güç sözü geçerlilik
    Erke: işe çevrilebilen güç,
    Erkmen: Güçlü kimse, güçlü erkek, sözü geçen kimse
    Erkut: Uğur getiren yiğit, uğurlu yiğit
    Erman: Er kişi, yiğit kişi
    Erol: Yiğit ol, erkek ol, er ol
    Ersan: Yiğit ünlü, er sanlı
    Ersin: "yiğitsin" "erkeksin" erişsin, ulaşsın, gelişsin, yetişsin, olgunlaşsın
    Ertan: Güneş'in doğma zamanından az önce, şafaktan önce
    Ertaylan: Yiğit ve uzun boylu kimse
    Erte: Sonraki, gün; şafak sökme zamanı; herhangi bir işteki ilk başarı
    Ertekin: Yiğit ve tek, yiğit ve biricik, biricik yiğit, yiğit prens.
    Erten: Erkek tenli
    Ertürk: Yiğit Türk, erkek Türk
    Erün: Yiğit diye tanınan, ünlü yiğit
    Eryiğit: Yiğit erkek
    Esen: Hiçbir sayrılığı, hiçbir sakatlığı olmayan, sağlık ve mutluluk içinde olan sağlıklı
    Esener: Sağlıklı yiğit
    Esentürk: Sağlıklı Türk
    Eser: Yel, sert esen yel; esme işini yapar, esinti olur yel olur
    Esmen: Esen yel gibi kimse
    Eti: M.Ö. 1900-1200 yılları arasında Anadolu'da büyük bir Uygarlık kurmuş olan Orta Asyalı bir ulus
    Evre: Bir olayda birbiri ardınca gelen değişik durumların Her biri, alınan yol aşama
    Evren: Var olan her şey, bütün varlıkların oluşturduğu bütün, kainat, dünya
    Evrim: Ağır ağır ve kendiliğinden olan değişim, kendiliğinden gelişme
    Ezgü: iyi kimse
    F

    Fatih: Fetheden
    Ferdi: Bireysel, tek başına.
    Ferhan: Sevinç, neşe. iyi haber karşısında verilen ödül. Güçlükleri aşıp bir yeri ele geçirme.
    Feridun: Tek başına, eşsiz.
    Ferit: Sıralanmış inci taneleri. Tek başına. Emsalsiz.
    Feyyaz: Berekeli, gür, verimli. Eli açık.
    Fırat: Bir nehir adı. Türkiye'den geçip Basra'ya dökülür.
    Furkan: iyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki herşeyi gösteren.
    G

    Gediz : Su birikintisi, gölcük, Ege Bölgesi'nde bir akarsu; adını bu akarsudan alan bir ilçe
    Gencer: Delikanlı, genç yiğit bkz. Gençer
    Genç: Yaşı ilerlememiş olan, yaşlı olmayan, canlı, dinç
    Gençalp: Genç yiğit
    Gençer: Delikanlı, genç yiğit
    Geray: Açık maviye yakın, gök rengindeki Ay
    Giray: Uygun, yaraşır, eski Kırım hanlarının ünvanı
    Girgin: Herkesle çabucak ahbaplık, yakınlık kurabilen, sokulgan kimse
    Göğen: Gök, mavi, yeşillik
    Gökalp: Gök gözlü yiğit
    Gökay: Mavi Ay; gökyüzündeki ay
    Gökberk: Mavi ve gözlü ve sert
    Gökdeniz: Mavi deniz
    Göker: Gökyüzünün yiğidi, gök yüzlü erkek, mavi gözlü kimse
    Gökhan: Oğuz Han'ın oğlu
    Gökmen: Mavi gözlü ve sarışın kimse
    Göksagun: Mavi gözlü hekim
    Göksel: Gökyüzüyle ilgili
    Göktan: Mavi şafak, mavi tan
    Göktuna: Mavi Tuna
    Göktunç: Mavi gözlü ve tunç gibi
    Göktürk: 552-745 yılları arasında Orta Asya'da hüküm süren, Bumin Han'ca kurulmuş olan Türk devleti ve bu devletin halkından olan kimse
    Gönen: Mutlu ol, sevin
    Gönenç: Varlık, bolluk, mutluluk, sevinç
    Görkem: Gösteriş, görünüş, gürbüz, iyi gelişmiş, göz alıcı ve gösterişli olma hali, göz alıcılık, gösterişlilik
    Görkmen: Alımlı, yakışıklı yiğit, görkemli erkek
    Güçhan: Çetin han, güçlü han
    Güçkan: Güçlü soydan olan kimse
    Güçlü: Dayanıklı, zorlu, gücü olan, kuvvetli, sözü geçer
    Güçlüer: Dayanıklı, zorlu yiğit, güçlü yiğit, sözü geçer yiğit
    Güçlütürk: Dayanıklı, zorlu Türk, kuvvetli Türk
    Gültekin: Tek gül, biricik gül, gül gibi güzel ve tek, gül şehzadesi
    Gün: Güneş'in yeryüzüne saçtığı ışık, gündüz, güneş
    Günal: Kırmızı Güneş, al Güneş
    Günalp: Güneş gibi ve yiğit
    Günay: Güneş ve ay, güneş gören yer, güney
    Günberk: Güneş gibi yakıcı ve sert
    Günce: Gün'e benzeyen, günü gününe tutulan, anıların yazıldığı defter
    Gündoğan: (Güneş doğarken doğan çocuklara konulan adlardan) Doğan güneş, doğan gün
    H

    Hakan: Eskiden Türk imparatorlarına verilen unvan. Kağan
    Hansoy: Han soylu, bey soyundan gelen
    Heper: Bütünüyle yiğit, hep yiğit, her zaman yiğit
    Hınçal: Öcünü onda koyma, öcünü al, öç al
    I
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    0
    semih inci sözlük hatası: entry metni girilmelidir.
    ···
  5. 30.
    0
    abuziddin
    ···
  6. 31.
    0
    Ilgar: Akın
    Ilgaz: Çankırı-Kastamonu arasında, Batı Karadeniz Bölgesi'nin en yüksek dağlar topluluğu
    Işın: Bir ışık kaynağından çıkan ve uzayıp giden ışık çizgisi
    Işıner: Işın saçan yiğit
    Işıt: (Işımak"tan buyruk) ışık ver, aydınlat
    Işıtan: Aydınlatan, ışık veren
    Işkın: Ağaçta yeni sürmüş dal, ince ve taze kal su
    i

    içöz : içi özü olan
    ilbay: Bir ilin, bir obanın yöneticisi
    ilbey: Ülkenin beyi, Orhan Gazi döneminde bir salla Rumeli'ye geçen Türk savaşçılarından, Rumeli de bir çok yeri alan kişi
    ilbilge: Ülkenin, yurdun bilgesi
    ildeniz: Ülkenin, yurdun denizi
    ilkan: iran'da ilhanlılardan sonra kendi adıyla bir devlet kuran Türk
    ilke: (ilk çocuk için) kendisinden vazgeçilmeyecek ana düşünce, Uyulması gereken davranış kuralı
    ilker: (Doğan ilk erkek çocuk için) birinci yiğit, ilk yiğit, ilk erkek
    ilkut: Kutlu ülke, kutlu yurt
    iltan: Ülkenin ışığı
    iltay: Ülkenin yavrusu, çocuğu
    iltekin: Ülkenin şehzadesi
    ilter: Yurdu koruyan, yurdu savunan, yurdu kayıran, ülkesever, yurtsever
    ilteriş: Ülkeyi derleyip topralayan
    imge: Düş, görüntü, tasarım
    imre: Dost, arkadaş, ağabey
    imren: ("imrenmek"ten buyruk) beğenilen bir şeyin benzerini edinme isteği, imrenme
    inal: Güvenilir arkadaş, inanılır kimse, dost, inanca veren, inanılan, şehzade, prens, han
    irtek: Erken doğan, er doğmuş
    J

    Jerfi : Derinlik
    K

    Kağan: Hanlar hanı, hakan, han, Orta Asya'da eskiden Moğol imparatorlarına verilen unvan, imparator
    Kanat: Kuşların ve uçucu böceklerin uçmalarını sağlayan organları
    Kandemir: Sağlam kan, kanı sağlam olan kimse, sağlam demir
    Kaner: Kanlı yiğit
    Kansu: Çerkez Memluk beyi, Çin'de bir il, Memluk Sultanlığının son Çerkez Sultanı
    Kaplan: Hindistan ve Afrika ormanlarında yaşayan, aslan büyüklüğünde, Postu çizgili, kedigillerden yırtıcı, güçlü bir hayvan
    Kapkın: Ansızın yakalayıp alabilen, ısırıp parçalayan, hemen kapan, alan, kapgın, kapan
    Karaca: Geyik türünden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı, Dağ keçisi, yaban keçisi, eti yenen bir kuş, (mecaz olarak)
    Karan: Karanlık
    Kartal: Kızıl kara tüylü, güçlü kıvırcık gagalı, iri ve güçlü, yıryıcı bir kuş
    Kaya: Büyük ve sert taş kütlesi, pek sert
    Kayatürk: Kaya gibi sağlam ve sert Türk
    Kayı: Osmanlıların kökeni olan Oğuz boylarından birinin adı, sağlam, sert, güçlü, sağanak, bora
    Kayıhan: Güçlü kağan, sert han, sağlam han
    Kayra: Tanrı yardımı; Tanrı'dan ya da büyük bir kimseden gelen iyilik, kayırma, yardım, destek
    Keskin: Çok kesici, iyi keser, çok sert, çok etkili
    Kıraç: Su bulunmayan toprak, kurak toprak, verimsiz toprak
    Kıvanç: Mutlu bir olgudan duyulan şey, sevinç öğünç
    Koçer: Koç yiğit, yiğitler yiğidi
    Koçhan: Yiğit kağan
    Konur: Kumral, kestanerengi, açık sarı, boz ile sarı arası, (renk) süslü, çalımlı, kimseyi beğenmeyen, gururlu, kahraman, yiğit
    Konuralp: Yiğitler yiğidi, onurlu yiğit
    Kor: iyice yanarak içine, özüne değin ateş olmuş kömür ya da odun parçası, (mecaz olarak) kıpkırmızı
    Koralp: Kor gibi, kor ateş gibi yiğit
    Koray: Kor gibi kızarmış ay, kıpkırmızı ay
    Korcan: Kor ateş gibi kimse
    Korel: Kor ateş durumuna gelmiş el
    Korer: Kızıl ateş gibi yiğit, kor gibi erkek
    Korkmaz: Hiçbirşeyden çekinmeyen, yiğit, yürekli
    Korkut: Dedem Korkut öykülerinin anlatıcısı sayılan kişinin adından; "korkutmak"tan buyruk
    Köksal: "Yerinden kolayca oynatılamayacak durumda yerleş!"kökünü derinlemesine sal" "kökleş yerleş" anlamında buyruk
    Kubilay: Çin'de "Yu-An" adıyla yeni bir hanedanlık kuran Moğol imparatoru, Kubilay Han
    Kunt: Sağlam yapılı, sağlıklı, dayanıklı, kalın, sert
    Kunter: Sağlam yapılı yiğit, sert yiğit
    Kurt: Sürülere saldıran, köpek türünden yırtıcı, yabanıl hayvan (mecaz olarak) işini iyi bilen, aldanmaz
    Kurtuluş: Tehlikeli ve kötü bir durumdan kurtulma
    Kutay: Iyilik getiren Ay, uğurlu Ay, kutlu ay, kutlu ve ay gibi
    Kuter: Iyilik getiren yiğit, kutlu yiğit
    Kutlay: Uğurlu Ay, kutlu Ay
    Kutlu: Iyilik, uğur getirdiğine inanılan, uğurlu kutsal
    Kutsal: Tapınılacak ya da uğrunda can verilecek denli sevilen; Dokunulmaması gereken; uğur getirdiğine inanılan Uğurlu, kutlu
    Kutsay: Uğurlu say
    Kuzey: Sağını doğuya, solunu batıya veren bir kimsenin tam karşısına düşen yön
    L

    Lacin: Bir cins şahin - Sarp, yalçın
    Lami: Sert, çatık kaslı veya Aslan
    Lema: Herseye gücü yeten
    Lemi: Becerikli, atılgan
    Levent: Dünya, varlık
    M

    Malkoç: Ünlü bir akıncı soy olan Malkoçoğullarının atası Malkoç Mustafa Bey'in adından
    Meriç: Bulgaristan'dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra Türk-Yunan sınırları boyunca akraka Enez yakınlarında Ege Denizi'ne dökülen ırmak
    Meriçtan: Meriç Irmağı'nın şafağı, Meriç kıyısındaki sabah vakti
    Mert: Sözünün eri; yiğit bahadır, batur
    Merter: Sözünün eri; yiğit
    Mertkal: Her zaman mert olarak yaşa
    Mertol: Sözünün eri ol, yiğit ol
    Mete: Hun Türklerinin büyük hakanı, babası Teoman'ı öldürerek yerine geçti. (M.Ö. 209), otuz beş yıl Hun tahtında kaldı, Oğuz Han olarak da bilinir Moğol Moğolistan halkından. Moğollar Orta Asya'da bir kavimdi; çok eski Çağlarda Türklerle aynı kavimdendi. Cengiz Han'ın kurduğu Moğol imparatorluğu tarihte ünlüdür.
    Mutlu: Bütün istek ve özlemlerine kavuşmuş olan, mesut
    Müren: Dereden büyük akarsu, çay, ırmak moran
    N

    Nart: Yürekli, yiğit
    Nayman: Sekiz; Batı Moğolistan'da yaşayan ve sekiz oymaktan oluşan Türk Topluluğu
    Nogay: 1280-1299 yılları arasında Tuna ve Dobruca Tarlalarının başı olarak saltanat süren, Hulagu Han'ca öldürülen kişi, Nogay Han
    Noyan: Ordular komutanı, başkomutan, soylu kişi
    Nurkut: Aydınlık sal, ışık ver
    Nursal: Aydınlık Sal, ışık ver
    Nuyan: Soylu kişi, noyan
    O

    Odil: O tatlı dil
    Olca: Savaşta ele geçirilen mal
    Olcay: Rastlantıları düzenlediği, böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih
    Olgaç: Olgunlaşmış, yetişmiş, bilen, bilgili
    Oluş: Olma biçimi, var oluş
    Omay: Beğenilen, sevilen
    Ongu: Onmuş olma durumu, sağlık, mutluluk
    Onur: Kişinin kendi öz saygısı, iç değeri, insanın kendine olan saygısı kibir çalım kurum
    Onuray: Onurlu ve Ay gibi güzel
    Oray: Kent üstüne doğan, Ay, kentli Ay
    Oskay: Neşeli, şen, sevinçli
    Oytun: Kuytu yer, beğenilen, güzel kuytu yer, kendisinde kutsallık bulunan, kutsal
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    Öcal: Sana yapılan kötülüğün acısını çıkar, öcünü al
    Ödül: iyi bir işe, bir başarıya karşılık olarak verilen armağan
    Öğün: ("Övünmek'ten buyruk) kendi kendini öv, kendi kendini yücelt, övün
    Öğünç: Övünülecek şey, kıvanç, övünç
    Öke: Olağanüstü yetenekleri olan kimse, dahi
    Ökmen: Akıllı, zeki
    Öktem: Yürekli, yiğit, güçlü, görkemli; ünlü
    Ökten: Güçlü, yiğit
    Önal: Önce davran, başa geç
    Önalan: Önce davranan, önde giden, başa geçen
    Öncel: Birine göre kendinden, önce gelen, selef; yol açan, yol gösteren
    Öncü: Önder, yol gösteren, önde giden, bir işte yol açan
    Öncüer: Önde giden yiğit, öncülük eden yiğit
    Önder: Yol gösterici, kılavuz; büyük bir işte, toplumsal bir olguda önde giden, kendine başkalarını uyduran ve onları yöneten kimse, şef, lider
    Önel: Bir işin yapılması için verilen süre
    Öner: Önde gelen yiğit önde giden erkek
    Över: Bir kimsenin ya da bir şeyin iyiliklerini söyleyebilerek onun Değerini belirtir.
    Övgü: Övmek için söylenen güzel söz, övme
    Övün: Kendi kendini öv, kendini yücelt
    Övül: Başkasınca beğenil ve iyiliklerin söylensin
    Övünç: Bir niteliği nedeniyle övünme işi, sevinme, sevinç, kıvanç
    Özay: Özü Ay gibi
    Özbek: Yürekli, doğru, namuslu; Orta Asya'da yaşayan bir Türk boyu, Bu boydan kimse
    Özberk: Özü sert, özü sağlam
    Özcan: Bir kimsenin kendi öz canı olan
    Özdilek: içten dilenen şey, içsel dilek
    Özdoğa: Özce doğaya benzeyen kimse
    Özel: Yalnız bir tek şeye, bir ereğe ya da kimseye ayrılmış olan; her Vakit görülenden ayrı, alışılmıştan, olağandan ayrı
    Özen: Bir şeyi elden geldiğince iyi yapmaya çalışma, özenme
    Özenç: Bir şeyi elden geldiğince iyi yapmaya çalışma işi, özenme işi, özen
    Özer: Özü yiğit, özce erkek, yiğit
    Özerk: Kendi kendini yöneten
    Özgen: Yapıp ettiklerinden hiç kimseye karşı sorumlu olmayan, özgür
    Özgü: Belli bir şeyde ya da kimsede bulunan, başkasında olmayan
    Özgül: Pözü gül kimse; özellikle bir türle ilgili olan, o türe özgü olan
    Özgün: Hiç kimseye benzemeyen
    Özgür: Başkasının kölesi olmayan, eyleminde kimseye hesap vermeyen, hür
    Özinal: Özü inanç verici
    Özinan: Özü inandırıcı
    Özkan: Soylu kan
    Özler: Göreceği gelir, hasret çeker
    Özmen: Özlü kimse, içten kimse
    Özok: Özü ok gibi doğru kimse, doğru özlü kimse
    Özol: Bir şeyin en güçlü bölümü ol, özü ol
    Özsel: Özü sel gibi olan, kimse; içle ilgili, içsel
    Özsoy: Özü temiz, soylu kimse
    Öztan: Gerçek şafakn
    Öztekin: Biricik kimse, benzeri olmayan kimse; öz şehzade, tam bir şehzade
    Öztuna: Gerçek Tuna Irmağı
    Öztunç: Tunç gibi sağlam kimse, özü tunç
    Öztürk: Gerçek Türk; özü Türk, öz Türk
    P

    Pamir: Orta Asya'da yükseltilerle dolu kütle, yayla
    Par: Çeşme; bahçe, gül bahçesi, alev
    Pars: Etoburlardan, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, Yırtıcı bir hayvan
    Pasin: Eski bir Türk oymağını adı
    Pekcan: Sağlam, dayanıklı can; güçlü can; çok cana yakın
    Peker: Sert yiğit, sağlam, dayanıklı yiğit, sıkı yiğit, çok yiğit, pek yiğit
    Pekin: Kuşkuya yer olmayacak denli kesin
    Pekiner: Pek yiğit, kuşkuya yer olmayacak denli yiğit
    Pekşen: Çok şen
    Perk: Sağlam, güçlü, sert, berk
    Polat: Sertleştirilmiş demir, su verilmiş demir, çelik; çelik gibi sert
    Polatalp: Çelik yiğit
    Polathan: Çelik gibi sert han, çelik kağan
    Polatkan: Çelik kan, sağlam kan
    Pusat: Zırh ve korunma araçlarının genel adı; silah
    R

    Raci: Sezgi, anlayış, dikkat
    Rasin: Beyaz ay,dolunay
    Rasit: Dürüst, güvenilir
    Refik: Yüce,ulu
    Reha: Candan, cana yakın
    Renan: Kızıl kan
    Resat: Kahraman, cesur, savasçi
    Resit: Yigit, cesur
    Rusen: Sabah günes dogarkenki zaman
    Rüçhan: Orta Asya'da Tanri dağı,bir Türk boyu
    S

    Sağcan: Sağlıklı can, sağlıklı kimse
    Sağun: Saygıdeğer, kutsal kimse; hekim, doktor
    Sağlam: Dayanıklı, kolay bozulmaz; yıkılmaz; zarar görmemiş, bozulmamış; güvenilir, dürüst
    Salgır: Akarsu
    Salman: Özgür, hiç kimsenin kölesi olmayan
    Saltuk: Kendi başına bir varlığı olan; Doğu Anadolu'da kurulan
    Sanal: Ün kazan, ünlü ol
    Sanalp: Ünlü yiğit
    Sanberk: Ünü sağlam
    Sancar: Eski Türk adlarından; kısa kama
    Sançar: Sancar
    Saner: Ünlü yiğit, tanınmış kimse
    Sanlı: Çok tanınmış, herkesçe bilinenen, ünlü
    Saran: Çevresini kuşatan, çevreleyen; kollarının arasına alan; hoşa giden, beğenilen Sargın insanı saran, çeken, çekici; sevimli; candan, içten, yürekten, tutkun, istekli
    Sarp: Geçilmesi, çıkılması güç, çok dik
    Sarper: Dikbaşlı yiğit, sarp yiğit
    Sarphan: Sarp kağan
    Saruhan: Sarı kağan, sarı han; Saruhan, Selçuk uçbeylerindendi, Manisa'yı alarak Saruhanlı Beyliği'ni kurmuştu
    Savaş: Birbirine düşman iki ordunun çarpışması, silahlı eylem
    Saygın: Saygı gösterilen, güvenilir olan, saygı gören
    Sayhan: Saygı gösteren kağan
    Sayıl: Kendini saydır, saygı gör, önemsen
    Seçen: Iyiyi kötüden ayıran, seçme işini yapan kimse
    Seçkin: Seçilerek en iyi diye ayrılan; benzerleri arasında göze çarpan; seçilmiş
    Seçkiner: Herkesçe beğenilen yiğit
    Sel: Sürekli yağmurlardan ya da eriyen karlardan oluşarak önüne Gelen herşeyi alıp zütüren taşkın su
    Selçuk: Küçük sel; tezcanlı, evecen, hızlı; Selçuklulara adını veren Sultan Selçuk'tan
    Sencer: Halden bilen kimse; kale, hisar; Çağatay hanlarından birinin adı
    Sener: Sen yiğitsin
    Seren: "sermek" eylemini yapan; gemilerde yelken direği
    Sergen: Sergilenmiş olan, sergi; raf
    Sert: Kesilmesi, kırılması, çizilmesi ya da çiğnenmesi güç olan; hoşgörüsüz
    Seyhan: Çukurova'da Adana'dan geçerek Akdeniz'e dökülen büyük ırmak
    Seyhun: Orta Asya'da bir ırmak
    Sezgin: Sezme yeteneği olan kimse, sezici
    Somer: Katışıksız yiğit, tam yiğit
    Sona: Bir tür ördek, suna; artık ondan sonrası olmayan, sona gelen; (mecaz olarak) son çocuk
    Sonay: Artık ondan sonrası olmayan Ay; (mecaz olarak) son çocuk
    Soner: Artık ondan sonrası olmayan yiğit; (mecaz olarak) son erkek Çocuk, son yiğit
    Sorkun: Bir tür söğüt
    Soydan: Soylu, iyi bir soydan gelen
    Soyer: Soyu er, soyu yiğit, soylu yiğit
    Soyhan: Soyu han olan, kağan soylu
    Soykan: Soylu kan
    Soylu: Öteden beri temiz tanınmış, bir aileden olan, soyu temiz olan
    Sökmen: Selçuklular çağında Hasankeyf Artuklu Beyliği'ni kuran
    Sönmez: Sürekli olarak yanar, hiç sönmeden yanar
    Sözen: Iyi ve güzel konuşan kimse
    Sözer: Iyi ve güzel konuşan yiğit; sözünün eri kimse
    Süalp: Asker yiğit
    Süer: Er yiğit, yürekli kişi, asker yiğit
    Sümer: Aşağı Mezopotamya'da bir bölge Sümer ülkesi; M.Ö. 400 Yıllarında bu bölgede devlet kuran bir türk kavmi

    Ş

    Şahin: Küçük kuşlarla beslenen, eğitilerek kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş sınıfı ve bu sınıftan bir kuş, doğan
    Şahinalp: Şahin gibi yiğit
    Şahiner: Şahin gibi yiğit
    Şan: iyi tanınma, ün
    Şanal: Adın her yanda duyulsun, ünün yaygınlaşsın, iyi ün sahibi ol
    Şanlı: Ünü yaygın, ünlü, iyi ün sahibi
    Şanlıbay: iyi ün sahibi ve varsıl kimse
    Şansal: Adını, şanını her yana duyur, şan ver
    Şanver: Ünün, şanın her yana yayılsın
    Şaylan: Kendini öven, övüngen; neşe saçan, sevinçli; ince, incelikli, nazik
    Şen: Yaşamından memnunluğunu davranışlarıyla gösteren, bunu çevresindekilere de yayan kimse, neşeli
    Şener: Neşeli yiğit, şen yiğit, şen erkek
    Şenol: Her zaman neşeli ol
    Şensoy: Soyu şen kimse, şen soydan
    Şimşek: Çok bulutlu, yağmurlu havalarda, buluttan buluta ya da yere elektrik boşalırken oluşan, kırık çizgi biçimindeki çok yoğun elektrik akımı; (mecaz olarak) çok hızlı kimse
    Şölen: Eğlenmek ya da bir güzel olayı kutlamak için yapı
    Tümünü Göster
    ···
  8. 33.
    0
    Tağalp: Dağ gibi yiğit
    Talas: Yelin kaldırdığı toz; kasırga, fırtına
    Talay: Dal gibi ince, Ay gibi güzel; çok büyük göl, deniz
    Talaz: Dalga, kasırga, fırtına.bkz. Talas
    Talu: iyi, güzel, seçilmiş, seçkin
    Tamar: Bkz. Damar
    Tamay: Dolunay, ay'ın dolgun durumu
    Tamer: Bütünüyle yiğit, tam yiğit
    Tamerk: Tam güçlü, özerk
    Tan: Güneş'in doğmasından önceki zaman, şafak
    Tanalp: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi
    Tanay: Şafak kızıllığının Ay'ı, şafak vaktinin Ay'ı
    Tanberk: Şafak gibi aydınlık ve sağlam kimse
    Tanbey: Şafak beyi, şafak vaktinin beyi
    Taner: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi
    Tanerk: Şafak gücü; güçlü şafak
    Tangör: Şafağın doğuşunu gör
    Tanıl: Herkesçe bilin, ünlen, tanın
    Tanju: Yücelik, ululuk, Çinlilerin Türk hakanlarına verdiği unvan, Kağan, hakan, hükümdar. Bkz Tanyu
    Tankut: Uğurlu şafak vakti; şafak uğuru; kutlu şafak
    Tansel: Şafak vaktinin seli
    Tansoy: Şafak gibi güzel soydan kimse
    Tansu: Şaşkınlık verecek denli güzel şe, olağanüstü şey, insanları Hayran eden ve doğaüstü sayılan olay, mucize
    Tanyel: Şafak vaktinin yeli
    Tanyer: Şafağın doğduğu yer
    Taran: Tarla, geniş toprak, geniş yer
    Tarhan: Soylu kimse, bey varsıl kimse
    Tarkan: Eskiden bey, vezir gibi kullanılmış bir san; saygıdeğer kimse; Dağılmış bir durumda olan, karmakarışık, incin
    Taşan: Yükselerek bulunduğu yerin kıyısından aşan, kabına sığmayan
    Taşar: Kabına sığmaz, coşar, coşkun
    Taşkın: Taşmış bir durumda olan, coşkun; su baskını
    Taylan: Uzun boylu ve yakışıklı kimse
    Tekant: Tek yemin
    Tekay: Biricik Ay,
    Tekin: Bir tane, biricik, bir benzeri daha olmayan; beyoğlu, yiğit şehzade
    Teoman: Hun imparatoru Mete'nin, yani Oğuz Han'ın babası
    Tınaz: Ot ya da saman yığını; ekin yığını, yığı
    Timuçin: Büyük Moğol imaparatorluğu'nun kurucusu Cengiz'in asıl adı
    Timur: Demir; Timurlenk, aksak timur da denilen ünlü Türk-Moğol imparatoru, yıldırım Beyazıt' tutsak eden kimse
    Tokcan: Doymuş kimse
    Toker: Gözü gönlü tok yiğit
    Tolga: Savaşta askerlerin başlarına giydikleri demirden yapılmış koruyucu başlık
    Tolonay: Dolunay, Ay'ın on dördündeki durumu
    Tolun: Dolgun, dolun, bedir
    Tonguç: Ilk çocuk; çocuk
    Toprak: Toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla çürümüş organik Cisimlerden oluşan ve üzerindeki bütün canlılara yaşama ortamı sağlayan madde; kara; ülke, yurt; topraktan yapılmış
    Toros: Anadolu'nun güneyinde, Akdeniz boyunca uzanan ünlü sıradağ
    Toygar: çayırkuşu, tarlakuşu, torgay, turgay
    Tuna: Karaormanlardan doğup Karadeniz'e dökülen, Abrupa'nın Volga'dan sonra en uzun ırmağı
    Tunacan: Sevgili Tuna, can Tuna
    Tuncel: Tunçtan yapılmış el
    Tuncer: Tunçtan yiğit, tunç gibi sağlam yiğit
    Tunç: Bakır, çinko ve kalayın karışımından oluşan, pirince Benzeyen koyu kızıl alaşım
    Tunga: Alper Tunga adlı söylence yiğidinin adından biri; yiğit, güçlü; Kaplan türünden yırtıcı bir hayvan
    Tutku: Bir şeye karşı duyulan aşırı istek eğilim
    Türkcan: Can türk, sevgili Türk
    Türker: Yiğit Türk, er Türk
    Türkmen: Oğuz Türklerinin bir kolu ve bu koldan olan kimse
    U

    Uca: Ulu, yüce, yüksek, erişilmez
    Uğur: insana iyilik getirdiğine inanılan doğaüstü güç ya da bir iyiliğin muştucusu sayılan herhangi bir belirti; iyilik kaynağı olan şey
    Uğuralp: Uğurlu yiğit
    Ulaş: ("Varmak, ardından koşup yetişmek" anldıbına gelen "ulaşmak"tan Buyruk) yetiş, eriş
    Ulu: Çok büyük erdemleri olan, yüce; erişilmez derecede yüksek ve büyük;
    Ulualp: Yüce yiğit, ulu yiğit
    Ulubay: Yüce ve zengin kimse
    Uluhan: Yüce kağan
    Umay: Hint Okyanusu adalarında bulunan güvercin büyüklüğünde Zümrüt yeşili kanatları olan, kemikle beslenen, üzerinde Uçtuğu kişiye zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan masal kuşu, devlet kuşu, devlet kuşu; tanrıça
    Umut: Ummaktan doğan iç erinci, umulan şey, ümit
    Ural: Asya'da bir sıradağ; bu sıradağlardan çıkıp Hazer Denizi'ne dökülen bir ırmak
    Utkan: Ateşli kan, od kan
    Utku: Birçok emek ve çekinceli uğraşmalar sonucu erişilen mutlu sonuç, yengi, zafer
    Uygar: Uygarlığın olanaklarından yararlanan ya da böyle olanakları olan bir ülkede yaşayan
    Uygur: VII. Yüzyılda Orta Asya'da büyük bir devlet ve uygarlık kurmuş olan Türk ulusu ve bu ulustan olan kimse
    Uysal: Yumuşak başlı, söz dinler, söz anlar, uyar
    Uzay: Bütün varlıkları her yandan kaplayan sonsuz boşluk
    Uzel: Usta el, becerikli el, işe yatkın el
    Uzer: Becerikli yiğit
    Ü

    Üçer: Üç yiğit
    Ülgen: Ulu, yüce, yüksek, sağlam; iyilik tanrısı
    Ülkü: Kişiyi umut içinde yaşatan, ulaşılmaya çalışılan yüce dilek, amaç, erek
    Ünal: Ad sahibi ol, ünlen, tanın
    Ünalan: Ad sahibi olan, ünlenmiş kişi, ünü olan kimse, iyi ad sahibi
    Ünalp: Ünlü yiğit
    Ünay: Ünlü ve ay gibi kimse, ünü olan Ay
    Üner: Ünlü yiğit
    Ünlü: Herkesçe tanınan, ün salmış olan, tanınmış
    Ünol: Şan ol, ünlü ol
    Ünsal: Her yana adını duyur
    Ünver: Her yana adını duyur, çok tanınmış biri ol, ünlen
    Ürkmez: Korkmaz
    Ürün: Doğadan elde edilen yararlı şey
    V

    Varan: Giden, varan
    Varlık: Var olan her şey; önemli, yararlı, değerli şey; var oluş; para Mal, mülk ve genel olarak zenginlik Varol her zaman yaşa
    Vural: Vurarak al, vurup al.
    Vurgun: Vurulmuş çok sevmiş kimse, tutkun
    Y

    Yağan: Yağış
    Yağız: Koyu buğday rengi, esmer
    Yağızalp: Esmer, yiğit, karayağız yiğit
    Yalaz: Ateş dili, ateşin her yana uzanan dili, yalım, alaz
    Yalazalp: Yalımlı yiğit, yalım gibi yiğit
    Yalçın: Düz, çıplak ve dik; düz, kaygan, sarp, dik
    Yalçıner: Sarp yiğit, dik yiğit
    Yalgın: Ilgım, serap; aşı kalemi almaya ve aşılamaya elverişli ağaç, çiçek
    Yalım: Ateşin dili, alaz, yalaz, yalaza, alev
    Yalın: Çıplak; içine başka şey katılmamış, sade; gösterişsiz, süssüz
    Yalınalp: Katışıksız yiğit, sade yiğit
    Yalkın: Yalnız, tek, tek başına; ince, zayıf
    Yalman: Düz, çıplak ve yassı taş; mızrak ucu; dik, sarp, yalçın
    Yamaç: Dağın eğik yüzeyi, eğik yanı, bayır; karşı
    Yaman: işbilir, kurnaz, becerikli
    Yankı: Sesin bir yere çarparak dönmesiyle duyulan ikinci ses
    Yavuz: Çok sert, yaman, yürekli, korkusuz
    Yavuzalp: Korkusuz yiğit, yaman yiğit
    Yenal: Yenerek al
    Yener: Oyun, yarış, savaş gibi şeylerde karşısındakine üstün gelir
    Yengi: Üstün gelme, yenme, utku, zafer
    Yetkin: Yetişkin, olgunlaşmış, erişmiş
    Yıldıralp: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit
    Yıldıray: Parıldayan Ay, ışık saçan Ay
    Yıldırım: Büyük bir ışıkla gürültü çıkararak hava ile yer arasında olan elektrik Boşalması, şimşek; Osmanlı imparatoru Yıldırım Beyazıt'ın adından
    Yiğit: Güçlü ve yürekli; delikanlı, genç, genç adam
    Yiğitalp: Yiğitler yiğidi, erler eri
    Yiğitcan: Güçlü ve yürekli kimse
    Yöntem: Bir işte tutulacak yol, ereğe ulaşmak için tutulacak özenli yol
    Yurdakul: Yurda hizmet eden, yurda kul olan kimse
    Yüce: Yüksek, büyük, erişimez, ulu
    Yücel: Yüce bir duruma gel, yüceleş, büyüdükçe büyü, yükseldikçe yüksel, Büyük ol, ulu ol
    Yüksel: Yükseklere çık, yücel; ilerle
    Z

    Zafer: Amaca ulaşma, başarı - Düşmanı yenme
    Zahit: Parlak yıldız
    Zahir: Zekeriya'nın oğlu olan peygamber - Allah lütufkardır anlamında
    Zekai: Zeka ile ilgili
    Zekeriya: Erkek - Bir peygamber
    Zeki: Çabuk anlayan, kavrayan
    Zeynel: Zenelabidin'in kısaltılmışı
    Zihni: Akılla ilgili
    Ziya: Aydınlık, nur
    Zobu: Itiyarı, delikanlı; hovarda
    Zorlu: Güçlü; tuttuğunu koparan
    Zobu: Itiyarı, delikanlı; hovarda
    Zorlu: Güçlü; tuttuğunu koparan
    Tümünü Göster
    ···
  9. 34.
    0
    liseli alert
    ···
  10. 35.
    0
    yolla şimdi elbet biridir amk
    ···
  11. 36.
    0
    20 tl kontör için ananı bile gibmem bin. bacını giberim beleşe ama
    ···
  12. 37.
    0
    Hacı Şakir !
    ···
  13. 38.
    0
    @34 adım bekir olsaydı keşke amk ama değil
    ···
  14. 39.
    0
    x
    inci sözlük hatası: entry metni girilmelidir.
    ···
  15. 40.
    0
    küçük emrah
    ···
  16. 41.
    0
    bişeyi bilemediniz amk ne cahil heriflersiniz tamam 3. sayfada baş harfi vercem
    ···
  17. 42.
    0
    burak panpa
    ···
  18. 43.
    0
    serdar mı panpa
    ···
  19. 44.
    0
    değil panpa değill
    ···
  20. 45.
    0
    ben hep adımlarımı doğru tahmin ederim.
    yolla panpa 20 tl
    ···