1. 1.
    0
    hadi bakalım mantık yürütün sıkıldım napalım
    ···
  1. 2.
    0
    memduh şevket esendal
    ···
  2. 3.
    0
    ceren
    ···
  3. 4.
    0
    adını bilmem de ünvanın huur çocuğu kesin
    ···
  4. 5.
    0
    @4 bildin al şuku ünvanı bildiğin için
    ···
  5. 6.
    0
    berksancan
    ···
  6. 7.
    0
    jonny sins
    ···
  7. 8.
    0
    gibaltına gir kafama takıldı mk sürekli bunu düşüneceğim şimdi
    ···
  8. 9.
    0
    Adını bilen kişiyim
    ···
  9. 10.
    0
    @8 düşün bakalım
    @9 bu felsefe tutmaz
    ···
  10. 11.
    0
    mehmet
    ···
  11. 12.
    0
    ceren...
    ···
  12. 13.
    0
    nickine baktım ve haydar dümen diyorum
    ···
  13. 14.
    0
    ABAY: Sezgi, anlayış, dikkat
    ABBAS: Sert, çatık kaşlı veya Aslan
    ABDULLAH: Allah'ın adamı- Allah'a ait olan, onun yolundan giden kişi
    ABiDiN: Dua eden / Duacı
    ACUN: Dünya, varlık
    ADEM: Allah'ın yarattığı ilk insan / Adam
    ADiL: Adaletli / Hakça davranan
    ADNAN: Eski Türk isimlerinden / iki gökyüzü, iki cennet anlamında
    AFFAN: Kendini kötülüklerden uzak tutan
    AGAH: Bilgili / Bilen / Haberli / Uyanık
    AHMET: Övülmeye değer/ Beğenilmiş / Allah'a şükreden /
    AKAD: Soyluluk, Onurlu bir kişiliğe sahip olmak
    AKAY: Beyaz ay,dolunay
    AKEL: Dürüst, güvenilir
    AKGÜN: Mutlu, sevinçli gün
    AKIN: Hızlı bir biçimde düşmana yapılan saldırı
    AKiF: Dünya işlerinden uzaklaşıp, ibadet için Allah'a yönelen
    AKiL: Akıllı , Rüştünü kanıtlama konumuna gelmiş , yaptıklarının farkında olan
    AKTAÇ: Beyaz taç, gelin tacı
    AKTAN: Aydınlık gece
    ALAADDiN: Din uğruna çalışan
    ALDEMiR: Ateşte kıpkırmızı hale getirilen demir Al-Demir
    ALi: Yüce, yüksek, şanlı, onurlu kimse
    ALiCAN: Cana yakın, içtenlikli, candan, sıcakkanlı, girişken
    ALiM: Bilim adamı, bilgin ilim bilen, ilimle uğraşan kimse
    ALiŞAN: Şanı şerefi en yüksek olan
    ALKAN: Kızıl kan
    ALKIN: Sevdalı, aşık
    ALP: Kahraman, cesur,savaşçı
    ALPAR: Yiğit, cesur
    ALPASLAN: Aslan gibi cesur, savaşçı beyi
    ALPAY: Cesur, yiğit
    ALPER: Alp + Er Cesur erkek Soylu erkek anlamında
    ALPHAN: Yiğit, hükümdar
    ALPTEKiN: Alp+ Tekin Soylu prens, güvenilir ve soylu
    ALTAN: Al + Tan Kırmızı + şafak, güneşin şafaktaki kırmızı rengi
    ALTAY: Yüksek orman anlamında. Orta Asya'da bir sıradağ
    ALTUĞ: Al+Tuğ Kırmızı + Tuğ değerli taşlarla süslü tuğ
    ANDAÇ: Armağan, hediye
    ANIL: Ölçülü davranan, hoşa giden kimse
    ARAL: Takımada, sıradağlar.
    ARAS: Sahip çıkılan buluntu, Doğu anadoluda bir ırmağın adı
    ARCAN: Saf, temiz
    ARDA: Halef, ardından gelen
    AREL: Temiz, dürüst
    ARGÜN: Temiz gün, günlük güneşlik, yaşama sevinci veren gün
    ARIKAN: Temiz soy
    ARIN: Temiz,saf - Alın
    ARiF: Anlayışlı, tanınmış,meşhur, bilgi sahibi
    ARKAN: Temiz kandan gelen - Üstün, galip
    ARMAĞAN: Hediye, ödül
    ARMAN: Hasret, özlem - Sıkıntı
    ARSLAN: Yırtıcı, güçlü,yiğit
    ARTAÇ: Ar+ Taç Utanma duygusunu baş tacı eden
    ASIM: Temiz, namuslu, sağlam karakterli
    ASiL: Soylu, soylu bir aileden gelen, seçkin insan
    ASLAN: Türklerin, güçlü insan tanımlarında genellikle seçtikleri ormanlar kralı
    ASRIN: Bu asıra ait, bu devire uygun
    ASUTAY: Hırçın tay
    AŞKIN: Benzerlerinden daha üstün - Coşkun
    ATA: Baba, ced, Ecdat, Büyükbaba, Bilge
    ATABEK: Şehzade eğitmeni - Devlet yetkilisi
    ATABEY: Selçuklularda şehzadeleri eğitmekle görevli kişilere verilen ünvan
    ATACAN: Hoşgörülü, babacan
    ATAHAN: Han soyundan gelen, soylu yiğit
    ATAK: Canlı, girişken-Cömert-Nişancı
    ATAKAN: Atasının kanını taşıyan, atasının kanından gelen gücü barındıran
    ATALAY: Ünlü, şöhretli
    ATAMAN: Ata kişi, önder
    ATANUR: Atasından aldığı nuru taşıyan
    ATASOY: Ataların soyundan gelen
    ATAY: Herkesçe bilinen, tanınmış, ünlü
    ATEŞ: Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkması
    ATIF: Eğilimli, birine şefkatle eğilen, sevgi duyan / Bir şeye yönlendirilen
    ATIL: ileri hamle yap, anlamında Atıl, atılmak
    ATILAY / ATALAY: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimse
    ATILGAN: Engelleri aşan - Korkusu olmayan
    ATINÇ: Atılgan / Atak
    ATiLLA / ATTiLA: Hunların "Tanrının Kırbacı" denilen büyük hükümdarı
    ATLIHAN: At + Han kelimelerinden, iyi ata binen yiğit Han
    AVNi: Yardım etmek, yardımda bulunmak, yardımla ilgili
    AYBAR: Gösterişli, heybetli
    AYBARS: Ay ve Pars kelimelerinden, Ay gibi güzel, pars gibi yırtıcı
    AYBERK: Sağlam kişilik- Ayın parlaklığı
    AYDEMiR: Ay gibi ışıklı, temiz,demir gibi güçlü
    AYDIN: Beyni çağdaş düşüncelerle aydıınlanmış, bilgili kişi
    AYGÜN: Ay gibi parlak ve ışıklı güzel gün
    AYHAN: Ay gibi güzel yüzlü hakan Ay +Han
    AYKAN: Kanı ay gibi parlak ve temiz Ay Kanlı
    AYKUT: Kutlu ay, armağan, ödül
    AYTAÇ: Başında ay gibi ışıklı taç bulunan Ay + Taç
    AYTEK: Ay gibi
    AYTEKiN: Tek ay, uğur getiren ay
    AYTUNÇ: Ay gibi güzel, tunç kadar sağlam
    AYYÜCE: Ay gibi aydınlık nurlu ve yüce olan er
    AZER: Azerbaycan kelimesinin kökü olan Azer'den..
    AZiM: Bir şeyler yapmak için kararlı kişi, Azmeden, Azimli
    AZiZ: Onur sahibi yüce, Saygıdeğer, Manevi gücü çok üstün
    AZMi: Kemikli, kemikle ilgili / Azim sahibi
    BABÜR: Hindistan'da yaşayan bir tür kaplan/Babür imparatorluğunun kurucusu Babürşah'tan
    BAHA: Değer fiyat, kıymatinin karşılığı, Ederi
    BAHADIR: Yiğit , kahraman, atak, gözünü daldan budaktan esirgemeyen
    BAHATTiN: Dinin değerlisi, güzelliği
    BAHiR: Deniz-Belli, açık-Işıklı, parlak
    BAHRi: Denizle ilgili, denizci, denizingücü, sonsuzluğu
    Tümünü Göster
    ···
  14. 15.
    0
    BAHTiYAR: Mutlu, talihli, Hayatından memnunolan
    BAKi: Süreklilik sahibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz, sonu olmayan
    BALA: Küçük çocuk, Yavru, Korunması gereken
    BALABAN: Bir tür yırtıcı kuş. iri cins birtür Doğan (kuş)
    BALER: Tatlı dilli, cana yakın
    BARAN: Yağmur mevsimi
    BARANSEL: Güce, kuvvete ait. Güçsel.
    BARBAROS: Barba Rosse Kırmızı sakal. Asıl adı Hızır olan büyük Türk amiraline Avrupalıların taktığı ad.
    BARIN: Bütün, tüm - Güç kuvvet
    BARIŞ: Uzlaşma.
    BARKAN: Çölde oluşan küçük kum kitlesi
    BARKIN: Gezgin, Seyyah, Sürekli gezipdolaşan
    BARLAS: Kahraman
    BARS: Kaplan benzeri yırtıcı hayvan
    BASRi: Gören, görme ile ilgili, görebilmek
    BAŞAR: Başarılı ol anlamında
    BAŞER: Başta gelen
    BATI: Güneşin battığı yön
    BATIHAN: Batı'nın hükümdarı, hanı
    BATIKAN: Batı+ Khan Batının Hanı ya da Batının Kanı anlamında
    BATIRAY: Ay gibi yiğit
    BATTAL: Kahraman. Oldukça iri yapılı, Alışılmışın dışında büyük
    BATU: Güçlü Kuvvetli
    BATUHAN: Güçlü Kuvvetli Han. Altınordu devletinin kurucusu Batuhan.
    BATUR: Korkusuz, yiğit.
    BATURALP: Yiğitler yiğidi
    BAYAR: Büyük, ulu yüce.
    BAYBARS: Eski Türklerin beslediği kaplan
    BAYBORA: Fırtına
    BAYCAN: Zengin
    BAYEZiT/BEYAZIT: Birçok Osmanlı şehzadesinin ortakadı.
    BAYHAN: Zengin ve güçlü
    BAYKAL: Yaban kısrağı. Moğolistandaki büyükgöl
    BAYRAKTAR: Bayrak taşıyan.
    BAYRAM: Ulusca kutlanılan, Kutsal ve önemli günler.
    BAYSAL: Dirlik düzenlik içinde, sakin, gürültüsüz.
    BAYÜLKEN: Göğün 16.katında oturan barış tanrısı
    BEDiR: Ayın ondördü. Dolunay. Ay.
    BEDiRHAN: Ay+ Han gibi Bedir + Han
    BEDRETTiN: Ayın ondördü gibi ışık saçan, temiz ve yüce
    BEDRi: Ay gibi, aya benzeyen, Aya ait
    BEHÇET: Sevinç, güzellik, güler yüzlülük.
    klı kalın gövdeli uzun ömürlü bir ağaç
    DALAN: Biçim - ince, zarif
    DALAY: Deniz
    DANiŞ: Bilgi, bilme, danışma
    DARCAN: Sıkıntılı, aceleci
    DAVUT: Davut peygamberin adı
    DEHA: Dahi, zekaca çok üstün olan
    DEMiR: Bildiğimiz, demir / Ondan korkanlar trene binmez.
    DEMiRALP: Demir gibi güçlü, yiğit
    DEMiRCAN: Demir gibi sağlam olan can
    DEMiREL: Demir gibi güçlü eli olan
    DEMiRHAN: Demir gibi güçlü hükümdar
    DEMiRKAN: Güçlü soydan gelen
    DENiZ: Bu da bildiğimiz masmavi sular
    DENiZHAN: Denizlerin hükümdarı
    DENKTAŞ: Akran, aynı yaşta
    DERiN: Yüzeyi tabanına uzak olan
    DERViŞ: Alçak gönüllü, hoşgörü sahibi
    DERYA: Deniz - Engin bilgili - Çok
    DEVLET: Bütün Ulus
    DEVRAN: Felek, kader
    DEVRiM: Önemli ve temelli değişiklik /inkilap
    DiLAVER: Yiğit / Yürekli
    DiLMEN: Güzel konuşan
    DiNÇ: Güçlü, sağlıklı
    DiNÇER: Dinç + Er / Yorgunluk bilmeyen güçlü sağlam
    DOĞA: Tabiat
    DOĞAN: Yırtıcı bir kuş
    DOĞU: Güneşin doğduğu yön
    DOĞUHAN: Doğunun hükümdarı
    DOĞUKAN: Doğunun hakanı
    DOĞUŞ: Yaradılış
    DORUK: Dağ ya da tepenin en yüksek yeri/ Şahika
    DORUKHAN: Zirvenin hükümdarı
    DURAN: Varlığını sürdüren-Dağyolu-Dingin, sakin
    DURMUŞ: Çocukların sık ölümleri karşısında konulan dilek ifadesi
    DURSUN: Çok yaşa , uzun ömürlü ol
    DURUKAN: Soylu kan sahibi
    DURUL: Suyun durulması, aklanması
    DUYAL: Duygulu duyarlı çabuk duygulanan
    DÜNDAR: Artçı asker, birliği koruyan asker
    DÜNYA: Yeryüzü / Orhan abinin şarkısında"batsın" denilen yer
    ECEViT: Çevik, çalışkan,açık fikirli- Yaramaz, sinirli
    EDiP: Edepli terbiyeli / Edebiyatla ilgilenenkişi
    EDiZ: Değerli yüksek
    EFDAL / EFTAL: En değerli en yüksek.
    EFE: Ağabey - Yiğit, cesur - Kabadayı
    EFGAN: Ağlayıp inleme - feryat
    EFLATUN: Açık mor, leylak rengi ile erguvan arası / Bilgin, bilgili, herşeyi bilerek doğan çocuk
    EGE: Yüce, büyük ulu / Ülkemizin Batısındaki deniz
    EGEMEN: Bir yere hakim olan
    EJDER: Bir masal yaratığı, korkulan, güçlü
    EKBER: Kebir kelimesinden, En büyük
    EKiN: Tahılın ekiminden, harman dönemine kadarki hali / Kültür
    EKREM: Pek cömert, iyiliksever
    ELDEM: Sevimli, cana yakın
    ELVAN: Renk renk, çok renkli
    EMiN: Güvenilen, inanılan kimse
    EMiR: Reis, aşiret başı, Emreden
    EMiRHAN: Emir veren hükümdar, hanın emri
    EMRAH: Saz çalıp oynayan
    EMRE: Aşık, dost, Beylerbeyi, Büyük erkek kardeş
    EMRULLAH: Allah'ın emri
    ENDER: Seçkin, eşi benzeri az bulunan
    ENER: En yiğit, en kahraman
    ENGiN: Ucu bucağı olmayan genişlik
    ENGiNSU: Açık deniz
    ENiS: Dost, arkadaş
    FAHiR: Övünülecek, parlak, şanlı, güzel
    FAHRETTiN: Diniyle övünen
    FAHRi: Karşılıksız kabul edilen görev,iş
    FAiK: Başkalarından daha ileri, üstün
    FAKiR: Yoksul
    FALiH: Başarı kazanan, isteğine ulaşan
    FARUK: Bir işi sonuca ulaştıran
    FATiH: Ele geçiren, fetheden
    FAZIL: Erdemli, manevi değerce üstün
    FEHiM: Anlayışlı, zeki
    FERDi: Bireysel, tek başına
    FERHAN: Sevinçli, mutlu
    FERHAT: Rahatlık
    FERiD: Eşsiz, tek, benzeri olmayan
    FERiDUN: Tek, eşsiz, benzeri olmayan
    FERiT: Avcı kuş
    FERKAN: Güçlü, saygın soydan gelen
    FERRUH: Kutlu, uğurlu, aydınlık yüzlü
    FETHi: Fetih ile ilgili
    FEVZi: Kurtuluş ve zaferle ilgili, üstünlük başarı
    FEYYAZ: Bereketli, gür, bol
    FEYZi: Verimlilik, bolluk
    FEYZULLAH: ilhdıbını Allah'tan alan
    FEZA: Gökyüzü, uzay
    FIRAT: Tatlı su - Türkiye'nin en uzun akarsuyu
    FiKRET: Düşünmek, düşünceye dalmak
    FiKRi: Düşünce ile ilgili / fikir sahibi
    FUAT (D): Yürek, kalp gönül
    FURKAN: iyi ile kötüyü birbirinden ayıran kanıt / Kuran-ı Kerim
    GAFFAR: Acıyan, bağışlayan
    GAFUR: Bağışlayıcı, günahları affedici
    GALiP: Yenen, üstün gelen
    GANi: Zengin, cömert, bol çok, elindekiyle yetinen
    GARiP: Kimsesiz, yalnız, yabancı / Tuhaf
    GAZANFER: Aslan - Yiğit, yürekli
    GAZi: Savaşta yara alan
    GEDiZ: Su birikintisi, gölcük - Ege'de bir akarsu
    GENCAL: Genç, taze
    GENCALP: Genç yiğit, kahraman
    GENCAY: Ayın bir haftalık hali, hilal
    GENCER: Genç yiğit
    GENCO: Genç olmaktan, genç o anldıbına
    GiRAY: Uygun, eskiden Kırım hanlarına verilen ünvan
    GiRGiN: Kolay yakınlık kuran
    GÖKALP: Mavi gözlü yiğit - Göklerin yiğidi
    GÖKAY: Gök ve Ay gibi güzel olan
    GÖKBERK: Yeşil yaprak
    GÖKCAN: Yeşermiş, taze can, özlemle dolucan
    GÖKÇE: Gökrengi, göğce
    GÖKÇEN: Güzel, hoş
    GÖKER: Gökyüzü gibi er
    GÖKHAN: Göklerin hakanı Gök gibi büyükhan
    GÖKHUN: Eski Türk isimlerinden Gök+Hun
    GÖKMEN: Gök rengi gözlü
    GÖKSEL: Gökle ilgili, göğe ait
    GÖKTAN: Mavi şafak
    GÖKTUĞ: Gök renkli Tuğ sahibi
    GÖKTÜRK: Kök Türk / Tarihte bir Türk devleti
    GÜÇHAN: Çetin, güçlü han
    GÜÇLÜ: Kuvvetli, gücü yerinde - Önemli, etkili - Şiddetli
    GÜLHAN: Gül gibi güzel hakan
    GÜLTEKiN: Kültigin adından.. Güvenilen, herkese hayrı dokunan
    GÜNALP: Güneş gibi yiğit
    GÜNAY: Güneş ve ay - Güneşli yer
    GÜNDOĞDU: Doğudan esen yel - Güneşin doğduğu yön
    GÜNDÜZ: Gecenin karşıtı
    GÜNER: Güneşin doğma zamanı
    GÜNERi: Günün yiğidi
    GÜNEŞ: Gezegen sistemimizin enerji kaynağı
    GÜNEY: Dört yönden biri - Her zaman güneşli yer
    GÜNGÖR: iyi günler yaşa anlamında
    GÜNHAN: Oğuz'un altı oğulundan Güneşi simgeleyenin adı
    GÜNSEL: Gün ışığı, ışık seli
    GÜNSER: Işık ver, parla
    GÜNTAN: Güneşin doğuşundan az önceki zaman
    GÜNTEKiN: Güneş gibi tek
    GÜRAL: Çok al, bol al
    GÜRALP: Güçlü yiğit
    GÜRAY: Bereketli, bolluk içinde olan ay
    GÜRBÜZ: Gelişmiş, iri yapılı, sağlam
    GÜRCAN: Herkesi seven, özveride bulunan
    GÜREL: Sürekli oluşum ve dönüşüm halinde olan
    GÜRKAN: Gürbüz, kanı bol
    GÜROL: Hayat boyu herşeyin bol olsun
    GÜRSEL: Gürlükle ilgili, gür olan
    GÜRSOY: Güçlü, kalabalık soydan
    GÜRTAN: Işıklı, geniş tan yeri
    GÜVEN: itimat, emniyet
    GÜVENÇ: Güven - Sevinçli - Dayanak, yardım
    GÜZEY: Güneş görmeyen yer, kuzey
    HABiB: Sevgili, dost
    HACI: Hicaz'a gidip hac törenine katılan
    HAFIZ: Ezberleyen/ Özellikle Kuran-ı Kerimi ezbere okuyan
    HAKAN: Büyük Han, Hanlar hanı (Hükümdar anldıbına=Han)
    HAKKI: Doğrulukla, adaletle ilgili
    HALDUN: Kalp, yürek / Yüreklilik
    HALiL: içten, dost çok yakın arkadaş
    HALiM: Yumuşak huylu, sakin yaradılışlı
    HALiS: Saf katkısız duru
    HALiT: Süregelen, sürekli, geç yaşlanan
    HALUK: Herkesle iyi geçinen iyi ahlaklı
    HAMDi: Hamd eden, şükreden / Tanrı ileilgili
    HAMDULLAH: Allah'ın övgüsü
    HAMi: Koruyan, arka çıkan, koruyucu
    HAMiT: Övgüye değer
    HAMZA: Aslan
    HANEFi: Tanrı'nın birliğine iman eden
    HARUN: Huysuz at / Postacı / inatçı
    HASAN: Güzellik, iyi davranma, iyilik
    HASiP / HASBi: Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen
    HASRET: Özlem
    HAŞiM: Ezen, kıran, parçalayan
    HAŞMET: ihtişam, büyüklük, görkemlilik
    HATAY: il adı Antakya olan kentimizin adı
    HATEM/ HATEMi: Sonuncu en son olan / Mühürcü
    HAYATi: Yaşamsal, yaşamla ilgili önemli olan
    HAYDAR: Aslan / Çok cesur
    HAYRETTiN: Hayır eden, hayır sahibi
    Tümünü Göster
    ···
  15. 16.
    0
    HAYRi: Hayırla, iyilikle ilgili
    HAYRULLAH: Allah'ın hayırlı ettiği
    HAZAR: Barış / Bir yerde oturma hali
    HAZIM: Hezimete uğratan
    HEYBET: Korku ve saygı uyandıran görünüş
    HIFZI: Saklamak, korumak, hafızaya almak
    HINCAL: Öc al, intikam al anlamında
    HIZIR: Darda kalanların yardımına koşan
    HiCRi: Göç eden / Hicrete ait, hicretle ilgili
    HiDAYET: Doğru yolu arama / Yol gösterme
    MiTHAT: Övme
    MUAMMER: Uzun ömürlü, çok yaşayan
    MUCiP: Gerektiren, gerektirici
    muhafazid: Çok övülmüş, hamdedilmiş
    MUHARREM: Din tarafından yasaklanan
    MUHiP: Seven, sevişen
    MUHiTTiN: Dini güçlendiren
    MUHLiS: inanç ve eylemlerinde içtenlikle davranan
    MUHSiN: Sağlamlaştıran
    MUHTAR: Dilediği şekilde hareket edebilen
    MUHTEŞEM: Görkemli, gözkamaştırıcı
    MUKBiL: Mutlu, bahtiyar
    MUNiS: Sıcakkanlı sevimli
    MURAT: Arzu, istek, dilek
    MURATHAN: Arzulu hükümdar
    MURTAZA: Mürteza- Seçkin seçilmiş
    MUSA: Sudan gelmek anlamındadır. Bir peygamber adı
    MUSTAFA: Temizlenmiş, saf hale getirilmiş
    MUTi: iyi kalpli, yumuşak başlı
    MUTLU: Mesud, bahtiyar
    MUTLUHAN: Mutluluğa erişmiş hükümdar
    MUZAFFER: Zafer kazanan, galip gelen
    MÜCAHiT: Savaşçı, Cihada katılan
    MÜFiT: Faydalı, yararlı
    MÜJDAT: iyi, müjdeli haberler
    MÜKERREM: Yardımsever, ikram sever
    MÜKREMiN: Konuksever, ikram sever
    MÜMiN: inanan, iman eden
    MÜMTAZ: Seçkin, başkalarından ayrı tutulan
    MÜNiR: Aydınlatan, ışık veren
    MÜREN: Akarsu, dere, ırmak
    MÜRSEL: Yollanmış, gönderilmiş olan
    MÜRŞiT (D): irşad eden, doğru yolu gösteren
    MÜSLÜM: islam dininden olan / Teslim olan
    MÜŞFiK: Acıyan, şefkat gösteren
    MÜŞTAK: Özleyen, göreceği gelen
    NABi: Yüksek, yüce, haber veren
    NACi: Kurtulmuş, selamete kavumuş
    NADi: Bağıran, haykıran
    NADiR: Ender, az bulunur, seyrek
    NAFi: Gelip geçen, etkili, sözü dinlenen
    NAFiZ: işleyen, içeriye giden, delip geçen işleyen
    NAHiT (D): Venüs, Zühre yıldızı
    NAiL: Ele geçiren, muradına eren
    NAiM: Uyuyan, uykuda olan
    NAMIK: Yazar, yazan kişi
    NAMi: Tanınmış, ünlü şöhretli
    NASIR: Yardımcı, yardım eden
    NASRETTiN: Dine yardımı dokunan
    NASUH: Öğüt veren - Temiz
    NASUHi: Bozulmaz biçimde tövbe eden
    NAŞiT (D): Şiir söyleyen, şiir okuyan
    NAZIM: Düzenleyen, tanzim eden
    NAZIR: Bakan, gözeten - Bakan, vekil
    NAZiF: Temiz, güzel
    Tümünü Göster
    ···
  16. 17.
    0
    NAZMi: Vezinli, kafiyeli sözle ilgili/ Düzenli
    NEBi: Peygamber, Tanrı'nın buyruklarını kullara ileten
    NECAT: Kurtuluş, selamet
    NECATi: Kurtuluşa ermek
    NECDET: Güçlü ve korkusuz
    NECiP: Soyu temiz, cömert
    NECMETTiN: Din'in Yıldızı
    NECMi: Yıldızlarla ilgili , yıldızlara ait
    NEDiM: Yakın dost, samimi arkadaş
    NEDRET: Az bulunan, seyrek
    NEHAR: Gündüz
    NEJAT: Soy, asıl, hesap
    NESiM: Hoşa giden hafif rüzgar
    NEŞAT: Sevinç, neşe
    NEŞET: Yetişme, meydana gelme
    NEVZAT (D): Yeni doğmuş çocuk
    NEYZEN: Ney çalan
    NEZiH: Temiz, pak, seçkin
    NEZiHi: Temizlikle, saflıkla ilgili
    NiHAT (D): Tabiat, huy
    NiYAZi: Yalvarma, yakarma
    NiZAM: Sıra, dizi, düzen, kural
    NiZAMETTiN: Düzenli, tertipli
    NiZAMi: Kurallara uygun, düzenle ilgili
    NUH: Eski metinlerde rahat anlamında / Bir peygamber adı
    NUMAN: Kan / gelincik
    NURETTiN: Dinin ışığı, aydınlığı
    NURi: Işıklı, ışıktan geleni
    NURKAN: Aydınlık, temiz soydan gelen
    NURŞAT: Nura boğulmuş
    NURTAÇ: Nurlu taç taşıyan
    NUSRET (D): Tanrı yardımı
    NUSRETTiN: Dinin üstünlüğü
    NÜViT: iyi haber, müjde
    NÜZHET: Zevk, keyif, istek, tad
    OFLAZ: Ekgibsiz, tam - Gürbüz, yakışıklı - Becerikli - Eflatun
    OGÜN: Belirli gün, bilinen, beklenen gün
    OĞAN: Güçlü, kuvvetli
    OĞUL: Erkek evlat - Kovandan çıkan arı topluluğu
    OĞUR: Uğur - Samimi, içten
    OĞUZ: Doğru ve iyi adam, sağlam, güçlü
    OĞUZHAN: Oğuzların başı / Mete
    OKAN: Anlama, öğrenme
    OKAY: Beğenme, takdir etme
    OKCAN: Hareketli, canı tez
    OKER: Hızlı, hareketli
    OKTAR: Ok taşıyıcı / Ok+dar (Bayraktargibi)
    OKTAY: Çok hiddetli, kızgın
    OLCAY: Şanslı, talihli
    OLCAYTO: Bahtı açık, talihli
    OLGUN: işe yarar, ya da yeterli durumagelmiş
    OMAÇ: Hedef, amaç
    OMAY: Seçkin, seçilmiş
    ONAT: iyi, güzel, düzgün, namuslu
    ONAY: Uygun bulma
    ONGAR: Kurtuluş
    ONGUN: Tam - Verimli, bayındır - Kutlu, uğurlu - Gelişmiş, gürbüz
    ONUR: Şeref, haysiyet, izzet-i nefs
    ONURAL: Şan, şeref kazan
    ONURALP: Saygıdeğer, aziz, yiğit
    ONURHAN: Onurlu hükümdar
    ORBAY: Ordu komutanı
    ORÇUN: Ahlak, Töre
    ORHAN: Kentin hakimi, yöneticisi
    ORHUN: Eski bir Türk devleti, Asyada bir nehir
    ORKUN: Or+khun (han) Kentin hanı
    ORKUT: Kutlu kent
    ORTAÇ: Tepe - Mirasçı - Veliaht
    ORTUN: Ortanca kardeş
    Tümünü Göster
    ···
  17. 18.
    0
    hakan...
    ···
  18. 19.
    0
    ORTUNÇ: Ateş renginde tunç
    ORUÇ: Müslümanların yeme içmeden vs. uzaklaştıkları bir ibadet
    OSMAN: Toy denilen, kazdan büyük bir kuşun yavrusu / Ateş gibi adam (Odman= Od +Man)
    OYTUN: Beğenilen güzel yer / Kutsal
    OZAN: Halk şairi
    ÖCAL: Öc almaktan, intikal alan
    ÖDÜL: Bir başarı ya da iyilik karşılığında verilen armağan
    ÖGEDAY: Çok akıllı
    ÖĞÜN: Yücel, gurur duy - Zaman, vakit - Kez, defa - Önde, ileride
    ÖĞÜNÇ: Övünülecek şey
    ÖĞÜT: Nasihat
    ÖKER: Akıllı
    ÖKKEŞ: Erkek örümcek - Bir dağın adı
    ÖKMEN: Akıllı, zeki
    ÖKTEM: Güçlü, onurlu
    ÖKTEN: Akıllı, bilgili
    ÖMER: Dirlik, canlılık yaşam gücü
    ÖMÜR: Yaşayış, hayat
    ÖNAL: Daima önde olmak
    ÖNAY: Ayın ilk günlerindeki durumu, hilal
    ÖNDER: Lider, yönetici, şef
    ÖNEL: Bir şeyin tamamlanması için verilen süre, vade
    ÖNER: Başta gelen - Yön - Sıra
    ÖRSAN: Örs gibi sağlam adı olan
    ÖRSEL: Örs gibi sağlam el
    ÖVÜL: Kendini beğendir, övgü kazan
    ÖVÜNÇ: Övünülecek şey
    ÖYMEN: Evcimen, evine bağlı
    ÖZAL: Özü kırmızı
    ÖZALP: Özünde yiğit olan
    ÖZAY: Özlü, özü ay gibi aydınlık olan
    ÖZBEK: Yiğit, cesur - Bir Türk boyu
    ÖZCAN: Candan, içten
    ÖZDEMiR: Gerçek, özlü demir
    ÖZDEN: Soyu temiz olan
    ÖZEN: Dikkat, heves, itina
    ÖZER: Özü er olan
    ÖZGÜN: Orijinal, diğerlerine benzemeyen
    ÖZGÜR: Serbest, hiçbir koşula bağlı olmayan
    ÖZHAN: Han soyundan gelen
    ÖZKAN: Temiz kan, soylu kişinin kanından gelen
    ÖZMEN: Özü iyi, sağlam olan Aydınlık başlangıç
    ÖZTÜRK: Soyu Türk olan
    ÖZÜN: Hakkıyla kazanılmış ün
    PAKEL: Sezgi, anlayış, dikkat
    PAKER: Sert, çatık kaşlı veya Aslan
    PAKSOY: Allah'ın kulu
    PALA: Kısa, geniş kiliç
    PAMiR: Herşeye gücü yeten
    PARS: Yırtıcı bir hayvan
    PAŞA: Bir askeri ünvan / ağabey, erkek kardeş
    PAYDAŞ: Dünya,
    PAYiDAR: Doğruluk gösteren-Adaletli davranan
    PEHLiVAN: Güreşçi
    PEKCAN: Sıkı canlı, yufka yürekli olmayan
    PEKER: Güçlü erkek
    PERKER: Beyaz ay,dolunay
    PERTEV: Dürüst, güvenilir
    PEYAM: Mutlu, sevinçli gün
    PEYAMi: Haberle ilgili, haber veren
    PEYKAN: Beyaz taç, gelin tacı
    PEYMAN: Aydınlık gece
    POLAT: Sertleştirilmiş , su verilmiş demir
    POYRAZ: Kuzeydoğu yönünden esen rüzgar
    POZAN: Candan, cana yakın
    RACi: Rica eden, dileyen
    RAFET / REFET: Çok acıma
    RAGIP: içtenlikle isteyen, özleyen
    RAHiM: Esirgeyen, acıyan
    RAHMAN: Acıması bol olan
    RAHMi: Koruyan, esirgeyen
    RAiF: Acıyan, esirgeyen
    RAKIM: Yazan
    RAMAZAN: Kameri yılın 9. ayı
    RAMi: Atıcı, mermi atan
    RAMiZ: Remz eden, işaretleyen
    RASiM: Resmeden, resim çizen
    RASiN: Beyaz ay,dolunay
    RAŞiT (D): Doğruyola giden
    RAUF: Çok acıyan, esirgeyen
    RECAi: Umma, dileme
    RECEP: Heybetli, azametli, saygı değer
    REFET: Çok acıma
    REFiĞ: Din uğruna çalışan
    REFiK: Arkadaş, yoldaş, ortaklık
    REHA: Kurtulma
    REMZi: işaret ve gizliliğe ait
    RENAN: Kızıl kan
    RESUL: Haber getiren
    REŞAT: Aklın gerektirdiğini yapan
    REŞiT (D): Akıllı, iyi davranan
    RIDVAN: Cennetin kapıcısı olan melek
    RIFAT: Yükseklik, yüksek rütbei
    RIFKI: Yumuşaklıkla, sükunetle ilgili
    RIZA: Hoşnutluk, memnunluk
    RUHi: Ruhla ilgili
    RUŞEN: Aydın, parlak
    RÜÇHAN: Orta Asya'da Tanrı dağı,bir Türk boyu
    RÜKNETTiN: Bir şeyin temeli / Dinin temeli
    RÜSTEM: Ünlü Fars pehlivanının adı
    RÜŞTÜ: Ergin, olgun
    SAADETTiN: Dinin uğurlu, kutlu kişisi
    SABAH: Günün başlangıcı
    SABAHATTiN: Güzellik
    SABiR: Sabreden, katlanan
    SABiT: Yerinde duran kımıldamayan
    SABRi: Sabırla ilgili
    SACiT (D): Secdeye varan, ibadet eden
    SADETTiN: Kutluluk, saadete erme, mübarek olma
    SADIK: içten bağlı, gerçek dost
    SADRi: Anaya göre çocuk
    SADULLAH: Allah'ın talihli kıldığı
    SADUN: Yıldız bilimine göre, uğurlu olan
    SAFA: Saflık berraklık, gönül rahatlığı
    SAFFET: Saflık, temizlik
    SAFi: Katıksız, ayırt edilmiş
    SAiM: Oruç tutan, oruçlu
    SAiT (D): Kutlu, cennetlik
    SAKIP: Delen, delik açan - Çok parlak
    SAKiN: Uslu, kendi halinde - Bir yerde yerleşmiş, oturan
    SALiH: iyi, yararlı, yetkili
    SALiM: Ekgibsiz, sağ, sağlam
    SALTUK: Hiç bir koşul ve denetime bağlı olmayan
    SAMET (D): Sonsuz, ebedi
    SAMi: işiten, dinleyen
    SAMiH: Cömert, eli açık
    SAMiM: Bir şeyin merkezi
    SANBERK: Gücüyle tanınmış
    SANCAR: Kısa kama - Saplar, batırır
    SANER: Ünlü, tanınmış
    SANVER: Adın duyulsun, ünlen
    SARGIN: Candan, içten
    SARP: Dik geçilmesi ve çıkılması güç
    SARPER: Sert, güçlü
    SARUHAN: Eski bir Türk beyi
    SAVAŞ: iki ya da daha çok tarafın vuruşması , kavgası
    SAYHAN: Adaletli hükümdar
    SAZAK: Kuvvetli ve soğuk rüzgar - Bataklık, sazlık - Kaynak, pınar
    SEÇKiN: Seçilmiş olan
    SEDAT: Doğruluk, haklılık
    SEFA: Gönül rahatlığı, rahatlık - Eğlence
    SEFA /SAFA: Saflık berraklık
    SEFER: Yolculuk, savaş hali
    SEHA: Eli açık, cömert
    SELAHATTiN: Dinine bağlı
    SELAMi: Barış ve rahatlıkla ilgili
    SELCAN: Coşkun, taşkın
    SELÇUK: Sel gibi akan
    SELiM: iyileşmesi kolay hastalık
    SELMAN: Barış içinde, huzurlu
    SEMiH: Bol, cömert gönüllü
    SENiH: Yüce, yüksek
    SERALP: Baş yiğit
    SERBÜLENT: Önde gelen, üstün
    SERCAN: Canların özü, canın başı
    SERDAR: Askerin başı, komutan
    SERGEN: Raf, bir şeylerin dizili olduğu yer
    SERHAN: Hanların başı
    SERHAT: Sınır - iki devlet arasındaki sınır
    SERKAN: Serhan / baş han , ser + kan,
    SERKUT: Mutlu, talihli
    SERMET: Öncesiz ve sonrasız
    SERTAÇ: Baştacı
    SERTER: Sert + Er, sert erkek
    SERVER: Bir topluluğun en ileri geleni, baş, şef, reis
    SERVET: Para mal mülk
    SEYFETTiN: Dinin kılıcı, koruyucusu
    SEYFi: Kılıç gibi - Askerlikle ilgili
    SEYHAN: Çukurova'da bir akarsu
    SEYiT: Efendi, bey
    SEZAi: Uygun, yaraşır
    SEZER: Sezgisi güçlü olan
    SEZGiN: Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı
    SIDDIK: Çok içten ve doğru kimse
    SITKI: Yalan söylemeyen, dürüst
    SiMAVi: Yüzle, çehreyle ilgili
    SiNA: ilaç yapılan bir tür bitki
    SiNAN: Süngü ve mızrak gibi şeylerin sivriucu
    SiPAHi: Tımar sahibi asker
    SONER: Son erkek , son yardımı yapan
    SONGUR: Şahin - Ağır, hantal
    SOYSAL: Uygar
    SÖKMEN: Yiğitlere veilen san
    SÖNMEZ: Sürekli yanan, sönmeyen
    Suat (d): Mutlu, mutlulukla ilgili
    SUAVi: Zorluklara dayanan
    SUAY: Suya vuran ay ışığı gibi ışıltılı
    SUPHi: Sabahla, aydınlıkla ilgili
    SÜLEYMAN: Davud peygamberin oğlu
    SÜMER: Bugünkü Irak'ta kurulan eski bir uygarlığın adı
    SÜREYYA: Ülker yıldız takımı
    SÜRURi: Sevinçli, sevinçle ilgili
    ŞABAN: Kameri yılın 8. ayı
    ŞADi: Sevinç, neşe, mutluluk
    ŞAFAK: Güneş doğmadan az önce, ufuktaki aydınlık
    ŞAHAP (B): Ateş, alev parçası
    ŞAHiN: Bir tür yırtıcı kuş
    ŞAHZAT: Sevilen, sayılan kişi
    ŞAiR: Şiir yazan, ozan
    ŞAKiR: Şükreden, nankörlük etmeyen
    ŞAMiL: Kapsayan, içine alan
    ŞANSAL: Niteliklerinle ünlen, tanın
    ŞANVER: iyi niteliklerin bilinsin, duyulsun
    ŞARIK: Parlak, parlayan
    ŞECAATTiN: Yüreklilik, yiğitlit
    ŞEFiK: Şefkatli
    ŞEHMUZ: Hükümdar soyundan gelen
    ŞEHZADE: Hükümdar oğlu
    ŞEMSETTiN: Dinin güneşi
    ŞENEL: Neşelen, mutlu ol
    ŞENER: Şen erkek
    ŞENOL: Neşeli ol anlamında
    ŞENSOY: Neşeli, mutlu soydan gelen
    ŞENTÜRK: Neşeli Türk
    ŞERAFETTiN: Dinlerin en şereflisi
    ŞEREF: Onur. Manen yüksek ve erdemli olmak
    ŞERiF: Kutsal, mübarek
    ŞEVKET: Ululuk, yücelik, kudret ve kuvvetlilik
    ŞEVKi: Şevk, keyif, istekle ilgili
    ŞiNASi: Tanıyış, tanımakla ilgili
    ŞÜKRÜ: Şükretme, hoşnut olma
    TACETTiN: Taca ait
    TACi: Taç ile ilgili
    TAÇKIN: Gurur
    TAHiR: Pak, temiz
    TAHSiN: Beğenip, alkışlanan, kale gibi sağlam
    Tümünü Göster
    ···
  19. 20.
    0
    TAKi: Günahtan kaçınan, dinine bağlı
    TALAT: Yüz, surat, çehre
    TALAY: Deniz, büyük nehir
    TALiP: istekli, isteyen, talep eden
    TAMAY: Dolunay
    TAMER: Tam erkek
    TAN: Şafak vakti
    TANAY: Şafak ve ayın birarada olması
    TANBERK: Şafak çizgisi - Parlayan şimşek
    TANER: Aydınlık erkek
    TANJU: Türk imparatorlarına Çinlilerce verilen ad
    TANKUT: Kutlu aydınlık
    TANSEL: Aydınlığa ait, sabahla ilgili
    TARHAN: Oğuzlarda demirci ustası - Tüccarlar - Han ve komutan ünvanı
    TARIK: Sabah yıldızı
    TARKAN: Eski Türk adı / Dağınık
    TAŞKIN: Taşmış durumda olan, aşırı
    TAYFUN: Çok zorlu bir fırtına
    TAYFUR: Küçük bir kuş türü
    TAYGUN: Çocuk, torun
    TAYLAN: Uzun boylu
    TAYYAR: Uçan, uçucu
    TAYYiB (P): iyi, hoş çok temiz
    TEKCAN: Değerli, eşsiz
    TEKiN: Uğurlu
    TEMEL: Kök, esas, dayanak
    TEOMAN: Oğuz Han'ın Babasının adı
    TERCAN: Genç, delikanlı - Kırmızı buğday
    TEVFiK: Allah'ın yardımı, uygunlaştırma, başarı
    TEZALP: Çabuk, hızlı yiğit TEZCAN Telaşlı, heyecanlı
    TEZCAN: Canı tez olan
    TEZKAN: Kanı kaynayan, heyecanlı
    TINAZ: Ot ya da saman yığını
    TiMUÇiN: Türk Moğol imparatoru Cengiz Han'ın asıl adı
    TiMUR: Demir'in eski Türkçe'deki yazılışı
    TOKCAN: Gönlü Tok
    TOKER: Gözü, gönlü tok
    TOKTAMIŞ: Bir yerde yerleşik oturan
    TOLGA: Bir tür savaş başlığı, kask
    TOLUNAY: Dolunay
    TONGUÇ: En büyük çocuk
    TOPRAK: Yer kabuğunun yüzey bölümü
    TOYGAR: Çayır kuşu
    TUFAN: Şiddetli, sürekli yağmur ve getirdiği su baskını
    TUGAY: iki alaydan oluşan askeri birlik
    TUĞRUL: Güçlü bir masal kuşu
    TUNA: Avrupa'da bir nehir
    TUNCA: Tunç gibi / Meriç nehrinin bir kolu
    TUNCAY: Tunç renkli ay
    TUNCEL: Tunç gibi el
    TUNCER: Tunç gibi er
    TUNÇ: Bakır, çinko ve kalay karışımı bir maden
    TURAÇ: Bir tür küçük av kuşu
    TURAN: Dünyadaki tüm Türklerin yaşayacağına inanılan ülke
    TURGAY: Çayırkuşu / Toygar
    TURGUT: Oturulacak yer, belde
    TURHAN: Soylu seçkin
    TÜMAY: Dolunay
    TÜRKAY: Ay gibi parlayan Türk
    TÜRKER: Türk erkeği
    TÜRKEŞ: Orhun yazıtlarında adı geçen bir kahraman
    UÇAR: Sezgi, anlayış, dikkat
    UÇHAN: Sert, çatık kaşlı veya Aslan
    UÇKAN: Allah'ın kulu
    UFUK: Yerle göğün birleşmiş gibi göründüğü sınır
    UĞUR: iyilik müjdesi, nesnelerde varolduğuna inanılan iyilik kaynağı
    UĞURALP: Dünya, varlık
    UĞURCAN: Doğruluk gösteren-Adaletli davranan
    ULAÇ: Cennette ölümsüzlüğe kavuşan
    ULAŞ: Çok övülmüş, methedilmiş
    ULUÇ: Büyük Türk Denizcisinin adı (Uluç Ali Paşa)
    ULUNAY: Dürüst, güvenilir
    ULVi: Yüce, yüksek
    UMUR: Görgü, tecrübe
    UMUT: Ummak, beklemek, ümit etmek
    URAL: Aydınlık gece
    UTKAN: Din uğruna çalışan
    UTKU: Zafer, üstünlük sağlama, yenme
    UYGUR: Şanı şerefi en yüksek olan
    UZAY: Sonsuz boşluk
    UZEL: Sevdalı, aşık
    UZER: Kahraman, cesur,savaşçı
    ÜLGEN: Yüce, ulu - iyilik tanrısı
    ÜLKEM: Yurdum, vatanım
    ÜLKER: Boğa burcunda yedi yıldızdan biri
    ÜMiT: Umut / Ummak, beklemek, ümit etmek
    ÜNAL: Ün almakla ilgili
    ÜNALP: Tanınmış, ünlü yiğit
    ÜNAY: Ay gibi tanınmış, ünlü
    ÜNER: Tanınmış, ünlü
    ÜNKAN: Tanınmış soydan gelen
    ÜNSAL: Adın duyulsun, ünlen
    ÜNVERDi: Adını duyuran, tanınan
    ÜSTAY: Ay gibi yüce, yüksek
    ÜSTER: Baş yiğit
    ÜZEYiR: Kur'an da adı geçen bir kişi
    VAFiT: Elçi, temsilci
    VAHAP: Çok bağışlayan, bol ihsan edici
    VAHDET: Bir ve tek olma
    VAHDi: Bir ve tek olmayla ilgili
    VAHiT: Tek, yalnız
    VAKUR: Ağırbaşlı, temkinli
    VAROL: Var olmakla ilgili / yüceltme ünlemi
    VASFi: Nitelikle ilgili
    VECDi: Coşkunlukla, vecd ile ilgili
    VECiHi: Soylu, asil
    VEDAT: Dostluk, sevme, sevgi
    VEFA: Sözde durma
    VEFi: Vefalı, bağlı - Tam, mükemmel
    VEFiK: Yoldaş, aynı fikirde olan
    VEHBi: Tanrı vergisi
    VELi: Sahip, eren, ermiş
    VELiT: Yeni doğmuş çocuk
    VEYSEL: Kurt
    VEYSi: Yoksul, muhtaç
    VOLKAN: Yanardağ
    VURAL: Vurup almakla ilgili
    YAĞIZ: Esmer - Doru - Yiğit
    YAHYA: Meryem Ana'nın amcasının oğlu olduğu söylenen bir peygamber
    YAKUP (B): Bir Peygamber adı
    YAKUT: Parlak kırmızı, değerli taş
    YALAZ: Alev - Bayrak
    YALÇIN: Sarp ve dik
    YALIM: Alev, ateş uzantısı
    YALIN: Sade, çıplak, katışıksız
    YALINAY: Ayın en güzel, sade görünümü
    YALMAN: Kılıç, kama gibi şeylerin ucu - Sarp, dik
    YAMAÇ: Dağın ya da tepenin bir yanı - Karşı - Yan, yakın
    YAMAN: Güç etki ve beceriklilik sahibi
    YASiN: Kuran-ı Kerimde bir surenin adı
    YAŞAR: Yaşayan, yaşamakla ilgili
    YAVUZ: Yaman, pek sert
    YAZGAN: Yazar, yazıcı
    YEKTA: Tek, eşsiz
    YENAL: Galip gel, kazan
    YENER: Üstün gelen, kazanan
    YETKiN: Olgunlaşmış, kemale ermiş
    YILDIRAY: Ayla ilgili / yıldır yıldır parlamak ay gibi
    YILDIRIM: Buluttan buluta ya da yere elektrik boşalması
    YILMAZ: Korkusuz, yılmayan
    YiĞiT: Güçlü, cesur
    YORDAM: Rehber, kılavuz - Beceri - Anlayış, davranış - Kural, yöntem
    YUNUS: Bir takım yıldızının adı / Denizde yaşayan bir memeli türü
    YURDAER: Yurdu için doğmuş
    YURDAKUL: Yurdu için canını veren
    YURTCAN: Yurduna canını veren
    YUSUF: Eklenecek, ilave edilecek
    YÜCEL: Yücelmiş olan
    YÜKSEL: Manevi anlamda yükselmek, yücelmek
    YADiGAR: Bir kimseyi ya da olayı hatırlatan şey veya kişi YAĞIN Yağmur - Yiğit
    ZAFER: Savaş ve uğraşla elde edilen başarı, sonuç
    ZAHiR: Parlak yıldız
    ZAHiT: Günahtan kaçınan
    ZEKAi: Akılla, zeka ile ilgili
    ZEKERiYA: Erkek
    ZEKi: Akıllı olan
    ZEYCAN: Candan, cana yakın
    ZEYNEL: Zenelabidin'in kısaltılmışı
    ZiHNi: Zihnin gücüyle, kavrayışla ilgili
    ZiKRi: Zikirle, ayinle, ilgili, zikreden
    ZiRVE: Doruk, tepe noktası
    ZiYA: Aydınlık, ışık
    ZORLU: Güçlü, tuttuğunu koparan
    ZÜHTÜ: Her türlü zevke karşı koyup kendini ibadete veren
    Tümünü Göster
    ···