+21
Aşağıdaki yazılar yukarıda gördüğünüz kitaptan alıntıdır. Okurken altını çizdiğim kısımlardır. Birebir alıntı yaptım fikir beyan etmedim. Bu yazıyı okuyunca muhtemelen Hitler'e hak vereceksiniz.
BU ADAMLAR, SANKi BiR PÜSKÜRTME ALETi GiBi BÜTÜN PiSLiKLERiNi iNSANLIĞIN ÜZERiNE BOŞALTIYORDU.
Lins’te çok az Yahudi vardı. Geçen yüzyıllar içinde Avrupalılaşarak diğer insanlara benzemişti. Hatta ben onların Alman olduğunu sanıyordum. Ayrıca bu yandaşlığın da farkın da değilim. Günkü görünüşte onlarla, bizim aramızdaki tek farkın dinlerimiz olduğunu düşünüyordum. inançlarından dolayı zulme uğradıkları kanaatine sahip olduğumdan, aleyhlerinde söylenen sözler bana sevimsiz geliyordu. Hatta bu his bende nefret derecesine ulaşıyordu.
O zamanlar Yahudilerin sistematik bir düşmanı olabileceğim aklıma hiç gelmemişti.
Bir zaman sonra, ateşli hayaller yerini gerçeklere bıraktığı ve Yahudi sorunuyla karşılaştığım zaman etrafımda ki dünyayı yeniden tanımaya ve algılamaya başladım. Bendeki Yahudi imajı, başka bir inanca, görüşe mensup insan demekti. Bu nedenle dini inançlardan kaynaklanan her türlü düşmanlığı, insanlık adına kınamaktan kendimi alamıyordum.
Uzun palto giyen bu adamların kokusunu duydukça içime bulantı geliyordu. Elbiseleri pislik ve kaba insanlardı. Anlatmış olduğum bu detaylarda hiçbir sevimlilik yoktur, fakat pis görünüşleri altındaki ahlaki pislikleri görüldüğünde tiksinti bir kat daha artıyordu.
Bir zaman sonra Yahudilerin bir takım alanlarda gösterdiği faaliyetler beni düşünceye sevk etti. Yavaş yavaş bunun da sırrına ermeye başlamıştım. Çünkü sosyal ve özel hayatta ne biçimde bir pislik ve karanlık olmasın ki ona bir Yahudi parmağı bulaşmamış olsun.
Bu çeşit bir yaraya bıçak vurulduğunda ortaya bir vücutta yoğunlaşmış solucanlar gibi gözleri ışıktan kamaşmış halde çıfıt Yahudiler çıkıyordu. Yahudilerin basında, plastik sanatlarda, edebiyat ve tiyatroda ki etkinliklerini araştırdıkça, bu güne kadar Yahudiler aleyhinde söylenen sözler zihnimde canlanmaya başladı. Bundan böyle söylenen bu masum sözler bile bende herhangi bir iyi niyet uyandırmadı. Artık bir tiyatro afişinde ya da, duvar reklamlarında sinema ve tiyatro yazarlarının isimlerini incelemek bana yetiyordu. Bu durumda insanın amansız bir Yahudi düşmanı olması işten bile değildi.
BU ADAMLAR, SANKi BiR PÜSKÜRTME ALETi GiBi BÜTÜN PiSLiKLERiNi iNSANLIĞIN ÜZERiNE BOŞALTIYORDU.
Yahudilerin bu utanç verici rolü oynamak için özellikle yaratılmış olduğunu düşünmek korkunç bir düşünceydi. Kendilerine seçilmiş kavim denen kavim bu muydu?
Büyük halk kitlelerini zaman ve sabır konusunda büyük fedakârlıklar yapma pahasına da olsa uyandırmak gerekirdi. Fakat ben bir Yahudi’yi kendi görüş tarzından döndürmeyi asla başaramadım.
Kısa süre içerisinde, bir takım isimler sihirli bir şekilde ortaya çıkıyor ve büyük reklamlarla, hayatı boyunca hayal bile edemediği kadar büyük bir şöhrete kavuşabiliyordu. Daha bir ay önce kimsenin tanımadığı kişilerin adı her tarafa yayılırken devlet ve millet hayatını çok yakından ilgilendiren en hayati meseleler canlı canlı gömülüp, kamu hafızansında unutturuluyordu. ( Yahudi gazecilerden bahsediyor)